25 Aralık 2009 Cuma

Varlık Barışında gayrimenkul için tapu harcı ödenmeyecek

Varlık Barışında gayrimenkul için tapu harcı ödenmeyecek



|Posta Gazetesi| |25.12.2009|















Soru: Varlık Barışı kapsamında gayrimenkul beyan etmeyi düşünüyoruz. Bu gayrimenkulü beyan etikten sonra şirket kayıtlarına alma ve sermayeye ekleme işlemlerinin de süre şartı var mı? Bu işlemleri nasıl yapacağız? Ayrıca, beyan ettiğimiz gayrimenkul için tapu işlemlerinin yapılacağı ve ödenecek tapu harcı ne kadardır?



Cemil



Cevap: Varlık Barışı kapsamında beyan edilen gayrimenkul, öncelikle şirketin yasal defterlerine kaydedilecek. Kayıt için vergi usul kanundaki sürelere uymak gerekiyor. Gayrimenkulü, beyan tarihinden itibaren 10 gün içinde(kayıtlarınızı şirket yetkililerinin imzasını taşıyan muhasebe fişlerine dayandırıyorsanız 45 gün içinde) beyan ettiğiniz rayiç değeri üstünden defter kayıtlarınıza almanız gerekiyor.(gayrimenkulü aktife alarak, karşılığında pasifte fon hesabı oluşturmak suretiyle). Beyan tarihinden itibaren 6 ay içinde de sermayeye eklemeniz lazım. Gayrimenkulün tapuda şirket adına tescili ve sermaye artırımı işlemleri, Harçtan müstesna tutulmuştur. Dolayısıyla Varlık Barışı Kapsamında beyan ettiğiniz gayrimenkulün şirket adına tapu tescilinde, Tapu Harcı ödemeyeceksiniz.



Tapuda yapılacak işlemlerde Tapu Harcı ödemek için yapacağınız işlem; varlık barışı kapsamında gayrimenkul beyanınıza ilişkin beyannameyi verdikten sonra, ilgili vergi dairesinden beyan edilen gayrimenkulün, tapu kayıtlarına ilişkin bilgileri de içerecek şekilde, 5811 sayılı Kanun kapsamında şirket adına beyan edilen gayrimenkulün şirket kayıtlarına almak için yapılacak tapu işleminde harç aranılmayacağı hususunda bir yazı alarak, bu belgeyi ilgili tapu sicil müdürlüğüne ibraz etmekten ibarettir.





8 Aralık 2009 Salı

Ticari yaşamda 'kod'a girme korkusu

Ticari yaşamda 'kod'a girme korkusu / Veysi Seviğ











KDV uygulamasında iade konusu olan işlemlerde haklarında sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge (SMİYB) kullandıkları konusunda tespit bulunanlar için uygulanacak ilkeler 84 seri numaralı MDV Genel Gebliği ile belirlenmiş bulunmaktadır. (23.11.2001 gün ve 24592 sayılı Resmi Gazete).

Bir başka anlatımla "sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge (SMİYB) düzenleme veya kullanma fiili ile doğrudan veya dolaylı olarak ilgisi bulunan mükelleflerin nakden veya mahsuben iade istemleri" KDV 84 seri numaralı genel tebliğinde yer alan açıklamalar çerçevesinde yapılmaktadır.

Zaman içinde teknolojik geişmelerden yararlanılarak vergi idaresi oldukça geniş bir veritabanı oluşturmuş, sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyen ve bu tür belgeleri kullananlar tespit edilerek bunlarla ticari ilişkide olanlarla, bunların müşterileri hakkında da işlem yapılmaya başlanmıştır.

Vergi idaresi, 84 seri numaralı KDV genel tebliği dışına çıkarak; sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyen ve/veya kullanan mükelleflerle doğrudan ve/veya dolaylı olarak daha açıkçası zincirleme ilişki nedeniyle haklarında mevcut yasal düzenlemeler dışında vergi yasalarında yer almayan bir uygulamayı tercih etmiştir.

İdarece daireye davet edilen mükelleflere satın aldıkları mal veya hizmet nedeniyle düzenlenmiş olan, bu faturayı düzenleyen firmanın kod'a alınmış olması dolayısıyla kendilerinden bu faturalar üzerinde hesaplanmış olan KDV'nin ilgili vergi dairesine bir defa daha gecikme zammı ile birlikte yatırılması istenmekte ve bu konuda da idarece düzenlenmiş bir tutanağın imzalanması öngörülmektedir.

Daireye davet edilen mükelleflerin bu istemi yerine getirmemeleri halinde, kendileri sahte veya yanıltıcı belge düzenlememiş olmalarına rağmen kod'a alınarak "riskli mükellefler" grubuna dahil edilmektedir.

Kod listeleri oluşturulurken yeni kod'a alınanların önemli bir bölümü haklarında yapılan bu işlemin mahiyetini dahi kavrayamamaktadır. Ancak kod'a alınan mükellefler kod'a alındıkları tarihten sonra tüm müşterilerini kaybetmektedir.

Gerçekte KDV iadesi istemi olmayan bir mükellefin alt firmalarında olumsuz tespit ya da kod'a girmiş firma bulunduğu gerekçesiyle 84 seri numaralı tebliğ çerçevesinde açıklamaya ve kendisine adına düzenlenen fatura üzerinde yer alan KDV'sini bir defa daha ödemeye davet edilmesini öngören bir hukuki düzenlemenin bulunmaması dikkate alındığında yapılan işlemin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu söylemek kolaylaşmaktadır. (Daha fazla bilgi için bakınız: Çelik, Ercan. "Alt firmalarında olumsuz tespit (kod'a girmiş) bulunan mükelleflerle ilgili çalışmalar ve konunun hukuki durumu" Dünya Gazetesi, 24.11.2009)

Vergi idaresince oluşturulan kod numaralarının anlamı aşağıdaki tabloda yer almaktadır. (Gündüz, Zeki. Dünya Gazetesi, 23.10.2009)

m Kod 1 - Vergi inceleme raporuna göre sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge (SMİYB) düzenlediği tespit edilen mükellefler ile ortakları ve kanuni temsilcilerinin kurdukları veya ortak oldukları şirketler,

m Kod 2 - Vergi inceleme raporuna göre sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullananlar,

m Kod 3 - SMİYB düzenlediği konusunda haklarında rapor bulunan mükelleflerin ortakları veya kanuni temsilcileri,

m Kod 4 - Bastırdığı belgelerin zayi, çalındığı veya kaybolduğunu bildirenler,

m Kod 5-1 - Haklarında rapor bulunmamakla birlikte SMİYB düzenlediği konusunda tespit bulunan mükellefler. (Haklarında rapor bulunmamakla birlikte SMİYB düzenlediği vergi inceleme raporuyla tespit edilen şirketlerin ortakları ve kanuni temsilcileri tarafından kurulan şirketler, işçi sayısı, makine teçhizat ve işyeri durumu yetersiz olmasına rağmen KDV matrahları yüksek olan, bu nedenle beyanları gerçeği yansıtmayan ve buna benzer tespitler nedeniyle SMİYB düzenleme ihtimali olan mükellefler)

m Kod 5-2 - Haklarında rapor bulunmamakla birlikte SMYB kullandığı konusunda tespit bulunan mükellefler,

m Kod 5-3 - Adresinde bulunmayanlar ile sarih adresi tespit edilemeyenler,

m Kod 5-4 - Defter, belge ibraz etmeyen veya incelemeye sevk edilenler ile fazla döneme ilişkin olarak KDV beyannamesini (süresinden sonra verenler hariç) vermeyen mükellefler,

m Kod 6 - (Taklit edilen belge) Vergi numarası ve unvanı gibi mükellefiyet bilgileri kullanılarak başkaları tarafından belgeleri taklit edilen mükellefler,

m Kod 7 - Mükellefiyeti olmadığı halde SMİYB düzenledği vergi inceleme raporları ya da benzer yöntemlerle tespit edilen, (Sahte organizasyonu içinde bulunanlar ve SMİYB ticareti yapanlar)

m Kod 8 - 2004/13 sayılı iç genelgede belirtilen esaslar çerçevesinde vergi dairelerince mükellefiyeti re'sen terk ettirilen mükellefler,

m Kod 9-1 - SMİYB düzenlediği konusunda hakkında rapor bulunan ve bakanlık makamı tarafından oluşturulan olumsuz mükellefler listesinde yer alan mükellefler,

m Kod 9-2 - SMİYB kullandığı konusunda hakkında rapor bulunan ve bakanlık makamı tarafından oluşturulan olumsuz mükellefler listesinde yer alan mükellefler,

Kod 5-1 listesinde yer alan mükellefler tarafından düzenlenen belgelerle kod 5-3 listesinde yer alan mükelleflerin adresinde bulunamadıkları dönemlerde düzenledikleri belgelerin sahte olma ihtimali son derece yüksektir.

Kod 2, kod 9-2, kod 5-2 ve kod 5-4 listesinde yer alan mükellefler tarafından düzenlenen belgeler aksine bir tespit olmadığı müddetçe sahte belge olarak nitelendirilmemelidir.





İspark'tan eve ceza dönemi

İspark'tan eve ceza dönemi

>

> İSPARK, otopark alanlarına park ederek ücretini ödemeyen araç sahiplerinin

> evlerine borç faturası gönderiyor

>

> Otopark görevlisi yok diye rahat rahat park etme dönemi sona erdi. İSPARK,

> yönetiminde bulunan otopark alanlarına park ederek ücretini ödemeyen araç

> sahiplerinin evlerine borç faturası göndermeye başladı.

>

> Araç sahipleri ceza, faiz ve icra masraflarıyla karşılaşırken İSPARK da

> internet sitesi üzerinden araç plakası ile borç sorgulaması yapılabilecek

> bir uygulamayı hizmete soktu. Bu sayfanın adı 'kara liste' olarak

> anılıyor.

>

>

>

>

>

>

7 Aralık 2009 Pazartesi

Varlık Barışı kapsamındaki sermayeye artırımında stopaj yok

Varlık Barışı kapsamındaki sermayeye artırımında stopaj yok



|Posta Gazetesi| |07.12.2009|















Soru: 2005-2007 yıllarında mal aldığımız bazı firmalarda muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullanımı tespit edildiği, bu firmalardan aldığımız mallara ilişkin 140.000 TL lik KDV leri 30 gün içinde yatırmamız istendi. 5811 yararlanmak için dilekçe verdim. 140.000 TL Varlık beyan edip, bu varlıkların sermaye ilavesinde, kurum stopaj durumu nedir? Bu varlıkları sermaye ilave ederken stopaj ödeyecek miyiz? Ve varlık olarak gayrimenkul beyan edebilir miyiz? Ayrıca ödemeler çek ve banka havalesi ile yapıldı. Ancak defter açısından durumu bilmiyorum.



Ahmet CEBE



Cevap: Şirketinizin, mal alımı yaptığı firmaların “muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge” kullandığından dolayı KOD a alınması nedeniyle, yaptığınız mal alımları nedeniyle yüklendiğiniz ve indirme konu ettiğiniz 140.000 TL KDV nin indirimi kabul edilmeyerek, tekrar ödemenizi istemişler. Varlık Barışı kapsamında varlık beyan ederek, yakayı kurtarmanız mümkün. Bunun için en geç yıl sonuna kadar, yaklaşık 780.000 TL tutarında varlık beyan edip, bunun yüzde 5 i olan 39.000 TL yi ödemeniz gerek. Vergi incelemesi yapılarak 140.000 TL KDV indiriminiz kabul edilmeyerek 777.777 TL matrah farkı bulunsa dahi, beyan edeceğiniz varlık tutarı olan 780.000 TL bu matrah farkından düşüleceğinden, ortada vergi hesaplanacak fark matrah kalmayacak ve vergi, ceza ve faiz ödemekten kurtulacaksınız. Varlık olarak para, döviz, altın, menkul kıymet, diğer sermaye piyasası araçları ve taşınmaz(gayrimenkul) beyan etmeniz mümkün. Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, kanun hükümlerine göre yasal defterlerine kaydettikleri varlıklar için pasifte özel bir fon hesabı açacaklar. Bu fon hesabı, sermayenin cüz’ü addolunacak ve beyan tarihinden itibaren altı ay içinde sermayeye ilave edilecektir. Sermaye artırımında mükellefe ek yükümlülük getirilmiyor. Kurum stopajı ödenmesi söz konusu değil.

4 Aralık 2009 Cuma

KOD uygulaması mükellefin korkulu rüyası oldu

KOD uygulaması mükellefin korkulu rüyası oldu



|Posta Gazetesi| |04.12.2009|















Soru: Vergi dairesinden bir yazı geldi. Yazıda 2005 yılında mal aldığımız firmanın adresinde bulunamadığından KOD a alındığı, bu firmadan aldığımız faturalardaki KDV’leri düzeltme beyannamesi vererek tekrar ödememiz isteniyor. Firmayı Devlet adresinde bulamıyorsa burada bizim suçumuz ne? 2005 de çalışan işletme, belki ekonomik kriz nedeniyle işleri bozulmuş, belki batmış, belki kaçmıştır. Bunda bizim suçumuz ne? Devlet, vergi veren mükellefini iyi izleseydi, işlerinin bozulmaması, batmaması ve kaçmaması için önlem alsaydı. Yaklaşık 5 yıl önceki bir mal alımımız nedeniyle bugün tekrar KDV istenebilir mi? Tekrar KDV ödememek için ne yapabiliriz?



T. METE



Cevap: KOD uygulaması tüm vergi mükelleflerinin korkulu rüyası haline geldi. Yıllar önce mal alınan bir firmanın sahte belge düzenlediği, kullandığı, adresinde bulunamadığı, incelemeye defter ve belge ibraz etmediği vb. yönde yapılan tespitler varsa, bu firma öncelikle KOD adı verilen, bir kara listeye alınıyor. Sonra, sizde olduğu gibi bu firmadan mal alan firmalara bir yazı tebliğ edilerek, bu firmadan alınan mala ilişkin KDV indirimlerinin kabul edilmediği, KDV beyannamelerinin düzeltilerek, indirime konu edilen KDV lerin tekrar ödenmesi isteniyor. KDV den kurtulmak için Varlık Barışı kapsamında varlık beyanı öneriliyor. Nereden bakarsanız bakın sıkıntılı bir konu. Ancak 2005 den mal aldığınız firma adreste bulunama nedeniyle KOD a alındığından( 8 nolu Koda) işiniz kısmen kolay sayılabilir. Çünkü; Adreste bulunmama veya mükellefiyetin kapatıldığı dönemden önceki dönemler için, yani mükellefin faal olduğu dönemlerde yapılan alışlar için herhangi bir sorumluluk bulunmadığından, şayet adreste bulunama tarihi, mal aldığınız tarihten sonraysa Vergi dairsine bir dilekçe vererek, işletmenin adresinde faal olduğu dönemde mal aldığınızı, adresinde bulunamadığı tarihten sonra adı geçen işletmeden mal almadığınızı beyan etmeniz ve mal alım faturanızın bir fotokopisini dilekçenize belge olarak eklemeniz halinde, KDV ödemezsiniz. Ancak, incelme yoluyla yersiz olarak indirimleriniz kabul edilmeyerek KDV tahakkuku yaparlarsa da, Vergi Mahkemesine dava açarak yargı yoluyla KDV ödemekten kurtulursunuz. Şayet, adreste bulunamama



tarihinden sonra mal almışsanız, durum kötü. Bu takdirde ya istenen KDV yi ödeyerek, ya istenen KDV nin matrahı kadar Varlık beyanında bulunup, beyan ettiğiniz varlığın yüzde 5’i kadar vergi ödeyerek(bu seçenek daha uygun) yakayı kurtarabilirsiniz. Bir diğer yolda istenen KDV nin 4 katı kadar teminat vererek(para, banka mektubu vb. gibi) KOD a girmekten kurtulup, yapılacak vergi incelemesinin sonuçlarını beklemektir.







Defter ve belge ibraz etmemenin hapis cezası ve 3 kat vergi cezası riski var



Soru: Vergi inceleme elemanının istediği defter ve belgeler ibraz edilmezde ne kadar ceza kesilir?



A.E



Cevap: Defter ve belgelerin vergi incelme elemanına ibraz edilmemesinin kesilecek cezadan öte, hapis cezası var. Vergi Usul Kanunu 359/a-2 maddesinde; defter ve belgenin inceleme elemanına ibraz edilmemesi “gizleme” fiili olarak tanımlanmıştır ve defter ve belgelerini gizleyenlere 18 aydan 3 yıla kadar hapis cezası verilmesi hüküm altına alınmıştır. Defter ve belgelerini inceleme elemanına ibraz etmeyenler, öncelikle 18 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasını göze almaları gerekir. Ayrıca; vergi ziyaına VUK 359 ncu maddesinde sayılan fiillerle yol açılması halinde, vergi ziyaı cezası 3 kat uygulandığından, defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmeyenler, 3 kat vergi ziayı cezasına da hazırlıklı olmalılar.





3 Aralık 2009 Perşembe

Kod gribi’ne İstanbul Yaklaşımı

Kod gribi’ne İstanbul Yaklaşımı



|Hürriyet Gazetesi| |03.12.2009|







DOMUZ gribinden daha hızlı yayılan “kod gribi” ile ilgili haberler, yazılarımız ve vatandaşın tepkisinin de etkisiyle, bu gribe yakalananların önemli bir kısmına “aşısız çözüm” geldi.





OLAY NEYDİ?



Bilmeyenlerin de olabileceği düşüncesiyle, olayı kısaca özetleyelim.



Son birkaç aydır, onbinlerce vergi mükellefine “Eller yukarı, yakalandın. Ya canını ya malını” dercesine, bir yazı gönderiliyor ve “Siz koda giren bir firmadan (örneğin sahte ya da kapsamı itibariyle yanıltıcı belge kullanan veya adresinde bulunamayan ya da defterlerini kaybeden veya ibraz etmeyen bir firmadan) mal almışsınız. Yakaladık sizi… Vergi incelemesine alacağız. Hapse de girebilirsin. Ayrıca sizi kod listesine de dahil edeceğiz, sizden mal alanlar da koda girecek ve onları da incelemeye alabileceğiz. Bu olaydan kurtulmak istiyorsanız, aldığınız malın KDV’sini düzeltme beyannamesi ile vergi dairesine bildirip, faiziyle ödeyin” deniliyordu.



Yazıyı alanlar ya muhasebecisine ya da vergi dairesine (bazıları her ikisine de) gidip;



“Bir yanlışlık olmasın, mal aldığımız firma, Türkiye’nin üç büyük markasından biri” ya da



“Biz 2005’te yönetimi devletin kontrolünde olan Telsim’e cep telefonu görüşmesi için ödeme yaptık. Telsim naylon fatura aldıysa yani devlet naylon fatura aldıysa, bizim suçumuz ne? Biz niye koda giriyoruz?”



“Efendim, mal aldığım firma yıllar sonra adresini değiştirmiş ve bulunamıyorsa veya defterlerini kaybetmişse, ibraz etmiyorsa bizim suçumuz ne?”



demesi de bir işe yaramıyordu. Maliye’nin görüşü geriye doğru dört firmanın kod uygulamasına tabi tutulacağı yönünde. Vergi daireleri, bu durumda olanları (2004-2007 yılları için) Varlık Barışı’ndan yararlanmaya yönlendiriyordu.







ÇÖZÜM NE OLDU?



Kod gribinin onbinlerce mükellefe doğru hızla yayılması ve artan tepkiler üzerine, olaya İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı duyurusu ile “aşısız bir çözüm” getirdi.



Tam metnine www.yaklasim.com dan ulaşabileceğiniz iki ayrı duyuruya göre;(Duyuruya ulaşmak için TIKLAYINIZ)



1) Sahte ya da kapsamı itibariyle yanıltıcı fatura kullananlardan, (yani Kod-2’dekilerden) alınan belgeler için (ödemelerin bankadan veya çekle yapılmış olması koşuluyla), KDV beyan edilip faiziyle ödenmesi talep edilmeyecek.



2) Kod-2’deki mükelleflerin, Kod-1’den (sahte ya da kapsamı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyenlerden) aldıkları belge nedeniyle, Maliye’nin kaybını telafi etmeleri halinde, Kod-2’dekilerden mal alanlar ya da hizmet yaptıranlar (ödemelerini nakit yapmış olsalar dahi) düzeltme yolu ile KDV beyan edip ödemekten kurtulabilecekler.



3) Adresinde bulunmayan ya da defterlerini ibraz etmeyenlerden mal ya da hizmet alanların; adreste bulunmama veya mükellefiyetin kapatıldığı dönemden önceki dönemler için (yani mükellefin faal olduğu dönemde yapılan alışlar için) herhangi bir sorumluluğu olmayacak. Defter belge ibraz edilmeyen alışların, ödemeleri banka kanalı ya da çekle yapılmışsa, ikinci kez KDV beyan etmekten kurtulabilecekler.







NE YAPILMALI?



Sahte ya da kapsamı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyen veya kullananların, hem para hem de hapis cezası ile cezalandırılması doğru bir uygulama. Ancak, bu olayda, iyi niyetli (bilmeden kullanan ya da onlardan mal alan) mükellefleri mağdur etmemek gerekiyor.



Kod uygulaması, başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere, ülke genelinde büyük panik yarattı. Böylesine önemli bir uygulamanın; bazı yazılar ve açıklamalarla değil, yasa ve tebliğlerle düzenlenmesi ve açıklamaların da Maliye Bakanlığı tarafından yapılması daha anlamlı olurdu.



İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı, duyarlı davranarak gerekli açıklamayı yaptı.



Şimdi sıra, ülke genelindeki sorunlara çözüm ve uygulama esaslarını belirleyecek Maliye Bakanlığı açıklamasında...









varlık barışı

varlık barışı



Yurtçi Varlıklar:



-önce para Bankaya yatırılacak(5811 sayılı kanun kapsamında yatırıldığı bankaya söylenecek

banka ayrı bir hesap açıyor ve dekonta 5811 sayılı kanun yazıyor)



-31.12.2009 tarihine kadar e-beyanname ile beyan ediliyor



-beyan tarihinden itibaren 30 gün içinde tahakkuk eden % 5 vergi ödeniyor



-6 ay iÇinde yatırılan para sermayeye ilave edilmesi gerekiyor.





Yurtdışı Varlıklar;





-önce 1 no'lu 5811 say. kanun Tebliği ekindeki form ile paranın getirileceği bankaya

bildirimde bulunuluyor ve hesap açtırılıyor.



-hesap açtırıldıktan sonra e-beyanname ile beyanda bulunuluyor.



-beyan edilen tutar 1 ay içinde yurtiçine transfer edilmesi gerekiyor.



-Banka gelen tutarın %2 vergi kesiyor vergi dairesine ödüyor.



-Gelen para sermayeye ilave edilmesi gerekiyor(süre sınırı yok)







2 Aralık 2009 Çarşamba

Şirketlerin yeni derdi virüs gibi yayılan

Şirketlerin yeni derdi virüs gibi yayılan



Geriye dönük KDV incelemesi birçok şirkette 'kara liste' korkusu başlattı. Vergide kuraldışı işlem yapan firmaları inceleyen Maliye, bunlarla iş yapan şirketlerin KDV indirim talebini yok sayıyor. Tüccar, 'Bu denetim domuz gribi virüsü gibi hızlı yayılıyor, hepimizi vuracak' diyor...



Son zamanlarda çok sayıda şirket Maliye fobisi yaşıyor. Maliye Bakanlığı, daha önce de kullandığı 'Kod' uygulamasını yaygınlaştırınca binlerce şirket KDV şoku yaşamaya başladı. Maliye Bakanlığı, defterlerini ibraz etmeyen, sahte fatura kullanan kısaca vergi yasalarına aykırı davranan şirketleri 'Kod' adını verdiği kara listeye alıyor ve şirketlerin faaliyetlerini izliyor.



Uzmanlar bunun tüm çağdaş ülkelerde yapılan bir uygulama olduğunu belirtiyor ancak Türkiye'de durum biraz farklı işliyor. Kod listesinde bulunan şirketlerle ticari ilişkide bulunan, mal ve hizmet alan şirketlerin KDV indirimi uygulamasından yararlanmasına izin verilmiyor. Geçmiş tarihli bir işlemse ve KDV indiriminden faydalanılmışsa da Maliye o tutarı yasal faiziyle birlikte ödemesini istiyor. Maliye'nin geriye dönük bu işlemleri artırması nedeniyle binlerce firma ne yapacağını bilemez bir halde muhasebecilerin kapısını çalıyor.



Vergi uzmanları bu konunun bir zincir gibi uzayacağını ve kayıtlı çalışan binlerce firmayı etkileyebileceğini söylüyor. Ekonomik kriz nedeniyle binlerce firmanın zor durumda olduğunu belirten uzmanların görüşü şöyle: Daha önce düzgün çalışıyor olsa bile krizle birlikte birçok firma yükümlülüğünü yerine getiremiyor. Maliye de bu firmaları izliyor ancak bunlar ticari ilişkide bulunan şirketlerin sorumlu tutulması dünyanın hiçbir yerinde görülmez. Bu tüm şirketleri suçlu ilan etmek anlamına gelir. Bir hizmeti ya da alım satımı yok saymak mümkün değil. Maliye ya KDV indiriminden vazgeç, bu faturayı kayıtlarından çıkar diyor ya da daha önce almış olduğun KDV indirimini faiziyle birlikte yatır...



İşte bir örnek

OLAYI bir örnekle açıklamak gerekirse: A firması, Türkiye'nin önde gelen bir market zincirine mal satmış. Maliye'den bir yazı geliyor: X firmasına 2005-2006 yılları arasında mal satmışsınız ve KDV indiriminden yararlanmışsınız. Bu şirket, kod listesinde bulunuyor, KDV indirimini cezasıyla birlikte iade edin.

X firmasıyla ticari ilişkisi olan binlerce şirkete bu yazı gidiyor, eğer talep edilen miktar yatırılmazsa o şirket de kara listeye alınıyor. Bir perakende zincirine yüzlerce firmanın mal sattığı düşünüldüğünde tüm firmalar aynı uygulamayla yüz yüze kalıyor.



Birçok firma batabilir

l Tanıl Küçük-İstanbul Sanayi Odası Başkanı: Son dönemde mükellefler arası faturaların geriye dönük olarak çapraz kont- rolle incelenmesi uygulaması yaygınlaştı. Çapraz inceleme sonunda, Kod listesine giren şirketlerle yapılan tüm işlemler şüpheli kabul edilmekte ve o işleme ait KDV'nin faizi ile birlikte yeniden ödenmesi isteniyor.



Yaşadığımız ağır ekonomik kriz ortamında pek çok şirket faaliyetine ara vermek zorunda kalmıştır. 4-5 yıl önce olağan koşullarda yapılan bir işlemin, bugün, karşı tarafın işlerinin bozulması veya başka bir nedenle alıcıyı da şüpheli konuma getirmesi ve daha önce ödenen KDV'nin, faizi ile birlikte tekrar tahsili yoluna gidilmesi kabul edilemez. Bu, birçok firmayı sıkıntıya sokacak hatta iflasa götürebilecek bir uygulamadır.



Maliye geri adım atmalı

l ŞÜKRÜ Kızılot-Vergi Uzmanı: Türkiye'de 600 bin şirket, 2 milyona yakın vergi mükellefi var, Maliye bu yaklaşımında ısrar ederse tüm şirketlerin Kod'a girmesi kaçınılmaz bir son olur. Vergi Kanunu'nda böyle bir durum olmamasına karşın Maliye inisiyatif kullanarak Kod'a girmiş şirketlerle iş yapanları da zor durumda bırakıyor.



Bu yaklaşımından geri adım atması kaçınılmaz. Ben bunun adını 'Kod Gribi' koydum, çünkü domuz gribinden daha tehlikeli ve hızla yayılıyor. Türkiye'nin önde gelen, kayıtlı çalışan büyük firmaları da dahil olmak üzere en küçük firmaya kadar yayılan bir virüs gibi bu. Bu durumla karşı karşıya olan mükellefler dava açsalar kazanma olasılıkları çok yüksek, yani yargıdan döner bu uygulama. Ancak şirketler, Maliye ile karşı karşıya kalmak istemiyor.



Davanın en az bir yıl sürdüğünü düşündüğümüzde mükellef o dönemde kara listeye alınırsa ticari itibarını kaybeder ve dava bitene kadar varlığını devam ettiremez. Konuyla ilgili olarak kısa bir süre yaşadığım bir olayı paylaşayım. Bayramdan önce İstanbul'da önde gelen inşaat şirketlerinden birinin sahibiyle sohbet ediyorduk. Kod olayını anlattım ve 'İyi ki biz böyle sorunlar yaşamıyoruz' dedi.



5 dakika sonra muhasebecisi geldi. Şirket sahibi benim söylediklerimi anlatınca muhasebeci 'Aman efendim biz de aynı durumdayız; aylardır Maliye'den yazı geliyor, yıllar önce iş yaptığımız firmalarla ilgili. Ne yapacağımızı şaşırdık' dedi.



MAĞDUR FİRMALARIN İSYANINI AKŞAM YAZIYOR

Biz polis miyiz?

17 çalışanımız var ve ne yapacağımızı şaşırmış durumdayız zaten, ekonomik kriz ve iş sıkıntısı ile personel ihtiyaçlarını bile karşılayamaz durumdayız, bir de başımıza kod komedisi geldi.



Aslında bu zamanda iş yokluğunda ve krizde bir tek eleman çıkarmadan çalışmaya uğraşmaktan bizi tebrik etmeleri gerekirken bunlar ile muhatap oluyoruz. Nasıl öderiz ne yaparız bilen yok. Tüm bunlar aslında kaçak çalışmaya itiyor işletmeleri farkında mısınız?



Sayın Başbakanımız ve yetkililer bas bas bağırıyor eleman istihdam edin diye.



Bunları mı hak ediyor eleman istihdam eden bizler?



Geçen gün Maliye'den gelen bir yazı ile araştırdık ve öğrendik ki 2007 yılında ve 2008 yılında alım yaptığımız 4 firma yerinde bulunamamış veya yanıltıcı belge düzenlemiş olduğundan bizden bu firmalara ödediğimiz faturaların KDV'leri isteniyor. Biz polis miyiz? Nasıl araştıralım mal aldığımız işletmeyi veya mal ya da hizmet alırken ne diyelim firmalara veya desek ne olur ki? Adam batmış, kaçmış veya terk etmiş başkalarına devretmiş işletmesini sonrasını bilemez ki! Lütfen bir şeyler yapın en azından dürüst işletmeler kurtulsun bu komediden, inanın çoğumuz da bu yüzden batacağız.



Aziz Nesinlik bir hikaye!

2 YIL önce bir reklam firmasından tanıtım hizmeti aldık. 10 ay boyunca her ay 11.800 TL bankadan ödeme yaptık ve faturamızı aldık. Hizmeti aldığımız firmanın inceleme sırasında naylon fatura kullandığı Maliye tarafından tespit edilmiş. Maliye şimdi bizden yaptığımız ödemelerin KDV'sini faizi ile birlikte istiyor. Söylenecek bir söz bulamıyoruz. Yaşasaydı bu maili Sayın Aziz Nesin'e gönderirdik.



Devletteki şirketin bile faturası problem oldu!

BU örnek çok daha ilginç. Mağdur olan vergi mükellefinin gönderdiği mail şöyle: Grup firmalarımızdan birine iş yaptığımız bir firmanın kodda olduğu bilgisi geldi. Bu şirket Telsim... Telsim'in 2005 yılı aralık döneminde gelen telefon faturaları için düzeltme istediler. Şirketin usulsüz fatura kullandığı, bizim de ödemeleri banka aracılığıyla değil, tahsilat bürosu aracılığıyla yaptığımız için 7 bin liralık KDV'yi ödememizi istediler.



Ancak Telsim'in bize telefon faturası kestiği tarih, çok ilginçtir TMSF yönetiminde yani devlet tarafından yönetildiği tarih. Bunu Vergi Dairesi'ne anlattık ancak herhangi bir yanıt alamadık, ödemeyi yaptık. Dava açsak en az iki yıl sürecek o süre içinde de Maliye'nin bizi listeye alma ihtimali olacaktı, göze alamadığımız için parayı ödeyip kurtulduk. Şimdi soruyorum T.C Devleti'nin de koda girmesi mi gerekir?..



Batan bir şirket, bizi de vurdu

BİR başka çarpıcı örnek ise Türkiye'nin en büyük perakende zincirlerinden biriyle ilgili. İstanbul'da kurulu bir firma, Migros, Gima, Carrefour gibi zincirlere mal satıyor. Maliye'den gelen bir yazı ile 2006 yılında Gima ile yaptıkları işlemlerden oluşan KDV'yi Maliye'ye ödenmesi isteniyor. Maliye, söz konusu şirkete Gima'nın 'kod'a alındığını söylüyor. Gima 2005 yılında Sabancı Grubu tarafından satın alındı ve Carrefoursa ile birleştirildi.



Şirket, bu gelişme üzerine yetkililerle görüşüyor ve yaklaşık 3 yıl önce Gima'nın yanı sıra başka marketlere de mal satan bir firmanın vergi kurallarına aykırı davrandığı için listeye alındığını öğreniyor. Maliye de bu şirketle iş yapan tüm firmaları incelemeye alıyor. Şirket yetkilisi diyor ki; Bizim iş yaptığımız bir firmayla iş yapan başka bir firma batıyor ve biz mağdur oluyoruz. Bu işin muhatabı neden biz olalım, böyle davranılmaya devam edilirse Türkiye'deki tüm şirketler listeye girer? Söz konusu şirket batmamış ama Maliye bizi de olaya katmaya çalışıyor.



'Kayıtdışını artıracaktır'

l Halil Başağaç-Ankara Yeminli Mali Müşavirler Odası Başkanı:



Maliye Bakanlığı'nın son dönemde yoğunlaştırdığı 'kod uygulaması”nın iki temel sıkıntısı var. Birincisi bu listelerin nasıl oluşturulduğu konusu. Her ülkenin bir vergi istihbaratı olması gerekir, Maliye, bu listeye giren firmaları belirli aralıklarla incelemelidir. Ancak bu o işletmeleri izlemek için kullanılır, o firmayla iş yapanları da incelemek ya da suçlamak doğru değildir.



Örneğin, bir şirketin naylon fatura düzenlediği tespit edilmişse o şirket izlenir ama onunla yasal koşullarda iş yapan firmalara da suçlu muamelesi yapmak doğru değil. İkinci sıkıntı konusu da şu: Maliye, bir hizmet ya da mal almış olan şirketten bunu yok saymasını istiyor. Şirkete diyor ki sen A firmasından mal almışsın ancak bu firma listede, dolayısıyla ondan aldığın malın karşılığında talep ettiği KDV indirimini isteme yani yok say. Bu yasal olarak mümkün değil, böyle bir talep olamaz.



Diyelim ki firma un satın aldı, o undan yaptığı ürünleri de yok sayması gerekir. Bu durum doğal olarak biz mali müşavirleri de yasal yükümlülük altına sokuyor. Biz hizmet verdiğimiz kişi ve şirketlere ve İdare'ye karşı sorumluyuz var olan bir işlemi yok saymamız mümkün değil. Maliye'nin bir an önce bu yaklaşımını değiştirmesi gerekir evet istihbaratı olsun, bir listesi olsun ama bu yasal ve çağdaş standartlar içinde yapılsın. Bu yaklaşım, kayıtlı çalışan firmaları da kayıtdışına itiyor, bu nedenle de dikkat edilmesi gerekiyor