Gerçek kişiden alınan otomobil için gider pusulası düzenlenecek mi?
Uygulamada sıkça karşılaşılan ve duraksamalara neden olan konulardan bir tanesi de nihai tüketiciden, vergi mükellefi olmayan gerçek kişiden alınan otomobil makine ve benzeri nitelikteki kıymetler için gider pusulası düzenlenip düzenlenmeyeceği, düzenlenecekse bu gider pusulasında gelir vergisi stopajı yapılıp yapılmayacağıdır.
Şirket tarafından nihai tüketiciden alınan otomobil, makine ve benzeri nitelikteki kıymetler için gider pusulası düzenlenmesi ancak tevkifat yapılmaması gerekir. Nitekim konuya ilişkin Maliye Bakanlığı tarafından verilen iki adet özelgede de bu görüş belirtilmiştir.Söz konusu özelgelerin özeti aşağıdaki gibidir.
1.‘Şirket tarafından nihai tüketiciden alınan otomobil için gider pusulası düzenlenmesi ancak tevkifat yapılmaması gerekir.
Dilekçenizin incelenmesinden; şirketinizde kullanılmak üzere vergi mükellefiyeti olmayan (nihai tüketici) kişiden aldığınız binek otomobil için gider pusulası düzenlenip düzenlenmeyeceği ile bu taşıt alımı için kesinti uygulanıp uygulanmayacağı hususunda tereddüte düşüldüğü anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 234. maddesinde, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının ve çiftçilerin vergiden muaf esnafa; yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için tanzim edip işi yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri gider pusulası vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmünde olduğu belirtilmiştir.
Buna göre, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının ve çiftçilerin vergiden muaf esnafa yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için gider pusulası düzenlemeleri ve bu belgeyi işi yapana veya emtiayı satana imza ettirmeleri gerekmektedir.
Öte yandan, Gelir Vergisi Kanunu'nun 94. maddesinin 13 numaralı bendinde, 4108 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle 'diğer kişilerden' satın alınan mal ve hizmet için yapılan ödemeler vergi tevkifatının kapsamı dışına çıkartıldığından esnaf muaflığı kapsamı dışında kalan diğer kişilere yapılan ödemeler üzerinden tevkifat yapılmayacaktır.
Bu nedenle, şirketiniz tarafından nihai tüketiciden alınan otomobil için gider pusulası düzenlenmesi ancak, vergi tevkifatının yapılmaması gerekmektedir. (Maliye Bakanlığı’nın 16.11.1999 Tarih ve B.07.0.GEL.0.44/442233/49938 Sayılı Özelgesi )
2.Şirket tarafından vergi mükellefi olmayan şahıstan makine satın alınması halinde stopaj yapılıp yapılmayacağı hk.
Şirket tarafından vergi mükellefi olmayan şahıstan makine satın alınması halinde stopaj yapılıp yapılmayacağı hk.
İLGİ : Bila tarihli dilekçeniz.
İlgide kayıtlı dilekçenizde, ................... Vergi Dairesinin ..................... vergi kimlik numarasında kayıtlı vergi mükellefi olduğunuzu, mükellef olmayan kişiden 3 adet Yuvarlak Örme Kumaş Makinesi satın alacağınızı belirterek, söz konusu kişiden (...............................) satın alacağınız makinelere gider pusulası düzenlerken stopaj yapılıp yapılmayacağını sormaktasınız.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 3946 sayılı Kanun'un 22. maddesiyle değişik 'Vergi tevkifatı' başlıklı 94. maddesinde; 'Kamu idare ve müesseseleri , iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.' denilmektedir.
Aynı maddede hangi ödemelerin vergi tevkifatına tabi olacağı sayılmış olup (4369 sayılı Kanunun 81. maddesiyle değişen ibare, Yürürlük 01.01.1999) 13. bendinde 'Esnaf muaflığından yararlananlara mal ve hizmet alımları karşılığında yapılan ödemelerden' tevkifat yapılacağı belirtilmiştir.
Bu hükümlere göre, örme kumaş makinası alacağınız kişinin (............................) esnaf muaflığından yararlanmaması ve vergi mükellefiyeti olmaması halinde alacağınız makineler için yaptığınız ödemelerden gelir vergisi tevkifatı yapılmaması; ancak, şirketiniz tarafından gider pusulası düzenlenmesi gerekmektedir.(İstanbul Defterdarlığı Vasıtasız Vergiler Gelir Müdürlüğü B.07.4.DEF.0.34.11Sayılı Özelgesi)
30 Haziran 2011 Perşembe
İnternetten vergi levhanızı almayı unutmayınız
İnternetten vergi levhanızı almayı unutmayınız
6111 Sayılı Kanun'la vergi levhası asma zorunluluğu kaldırıldı.
İlk anda kanunla yapılan düzenleme, vergi levhasının tümden kaldırılması şeklinde anlaşıldı. Daha sonra Gelir İdaresi'nce 27 Mayıs 2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 408 no'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile konuya açıklık getirildi. Yasa maddesi ile yapılan düzenlemenin vergi levhasının sadece asma zorunluluğunun kaldırılması olduğu net olarak belirtildi. Buna karşılık vergi levhası alma zorunluluğunun ise devam ettiği açıklanmış oldu.
Tebliğ ile vergi levhasının internetten alınabilmesi şeklinde ilave bir kolaylık da getirilmiştir. Buna göre vergi levhası, internet vergi dairesine mükellef veya mali müşavir şifresi ile girilmek suretiyle alınabilecektir. İnternet ortamında alınan bu levhanın, kağıt ortamında dökümünün istenildiğinde ibraz edilmek üzere dosyalanması yeterli olacaktır. Yapılan düzenleme ile Gelir ve Kurumlar Vergisi mükelleflerinin 2010 yılına ilişkin vergi levhalarını haziran ayı sonuna kadar almaları gerekmektedir. Yani, vergi levhasının internetten indirilip kağıt ortamında basılması için haziran ayının son günü olan 30 Haziran Perşembe günü son tarih olacaktır. Bu tarihten sonra internetten vergi levhası indirilse dahi özel usulsüzlük cezası kesilmesi engellenemeyecek. Bu tarih sadece 2010 yılına ilişkin vergi levhaları alınması için geçerlidir. Sonraki yıllarda bu işlemin yapılması için son gün 31 Mayıs tarihi olacaktır.
Biz bu konuda anılan tebliğin taslak olarak yayımlandığı aşamada; mademki yasayla vergi levhası asma zorunluluğu kaldırıldı, idari yetki kullanılarak vergi levhasının alınmasına ilişkin zorunluluğun da fiilen kaldırılabilmesinin mümkün olduğunu ifade etmiştik. Bununla birlikte vergi levhasını indirmek için herhangi bir süre sınırlaması konulmamasının yeterli olacağını belirtmiştik. Vergi levhası uygulamasının konulmasındaki temel amaç; mükelleflerin vergi durumlarının asılan bir levha ile yıl boyunca müşterilerine ilan edilmesi suretiyle beyanlarını yükseltmeleri için psikolojik baskıya maruz bırakılmalarıydı. Bunun bir dönem için belki anlamı vardı ama geçen zaman içerisinde bu kanıksanır oldu. Üstelik Gelir İdaresi de teknolojik imkânları yönünden dünyanın en iyi idarelerinden birisi haline geldi. Şimdi, kayıt dışılığı önleme konusunda elinde çok daha ciddi imkânlar bulunuyor. Bunun için yıpranmış ve misyonunu tamamlamış müesseselerin uygulamadan kaldırılması doğrudur. Bu aşamada yapılması gereken, vergi ödevleri yerine getirilirken yükümlülüklerin minimum düzeye çekilmesi, buna karşılık bütün konsantrasyonun kayıt dışılıkla mücadeleye çevrilmesidir.
Tebliğ ile yapılan düzenleme ile vergi levhasının internetten indirilmesi bir süreye bağlanmış oldu. İdarenin kendince haklı gerekçesinin, kayıt dışılığı önleme amacına dönük olduğu aşikârdır. Düşünülen muhtemelen, ticari ilişkide bulunan firmaların karşı tarafın faal mükellef olup olmadığının tespiti konusunda vergi levhasını talep edebilmesine imkân sağlanmasıdır. Ancak bize göre, böyle bir zorunluluk getirmek yerine, gerektiğinde mükelleflerin ilişkide bulunduğu firmaların mükellefiyet durumlarını internet vergi dairesinden araştırabilmelerine imkân sağlanması yeterli olabilirdi. Ki bu imkân sağlanmış durumdadır.
Nihai tercihi yapma konumunda olan Gelir İdaresi yetkisini bu şekilde kullanmıştır. Bize de düşen mükelleflere ve mali müşavirlerine haziran ayının bitimine bir hafta kala şu günlerde herhangi bir özel usulsüzlük cezasına maruz kalmamaları için uyarıda bulunmaktan ibarettir. Öyle zannediyorum ki, bir sonraki aşamada başlangıçta belirttiğimiz noktaya gelinecek ve belli bir zaman diliminde vergi levhası alınması zorunluluğu tamamen kaldırılacaktır.
Makale: Osman Arıoğlu / Bugün
6111 Sayılı Kanun'la vergi levhası asma zorunluluğu kaldırıldı.
İlk anda kanunla yapılan düzenleme, vergi levhasının tümden kaldırılması şeklinde anlaşıldı. Daha sonra Gelir İdaresi'nce 27 Mayıs 2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 408 no'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile konuya açıklık getirildi. Yasa maddesi ile yapılan düzenlemenin vergi levhasının sadece asma zorunluluğunun kaldırılması olduğu net olarak belirtildi. Buna karşılık vergi levhası alma zorunluluğunun ise devam ettiği açıklanmış oldu.
Tebliğ ile vergi levhasının internetten alınabilmesi şeklinde ilave bir kolaylık da getirilmiştir. Buna göre vergi levhası, internet vergi dairesine mükellef veya mali müşavir şifresi ile girilmek suretiyle alınabilecektir. İnternet ortamında alınan bu levhanın, kağıt ortamında dökümünün istenildiğinde ibraz edilmek üzere dosyalanması yeterli olacaktır. Yapılan düzenleme ile Gelir ve Kurumlar Vergisi mükelleflerinin 2010 yılına ilişkin vergi levhalarını haziran ayı sonuna kadar almaları gerekmektedir. Yani, vergi levhasının internetten indirilip kağıt ortamında basılması için haziran ayının son günü olan 30 Haziran Perşembe günü son tarih olacaktır. Bu tarihten sonra internetten vergi levhası indirilse dahi özel usulsüzlük cezası kesilmesi engellenemeyecek. Bu tarih sadece 2010 yılına ilişkin vergi levhaları alınması için geçerlidir. Sonraki yıllarda bu işlemin yapılması için son gün 31 Mayıs tarihi olacaktır.
Biz bu konuda anılan tebliğin taslak olarak yayımlandığı aşamada; mademki yasayla vergi levhası asma zorunluluğu kaldırıldı, idari yetki kullanılarak vergi levhasının alınmasına ilişkin zorunluluğun da fiilen kaldırılabilmesinin mümkün olduğunu ifade etmiştik. Bununla birlikte vergi levhasını indirmek için herhangi bir süre sınırlaması konulmamasının yeterli olacağını belirtmiştik. Vergi levhası uygulamasının konulmasındaki temel amaç; mükelleflerin vergi durumlarının asılan bir levha ile yıl boyunca müşterilerine ilan edilmesi suretiyle beyanlarını yükseltmeleri için psikolojik baskıya maruz bırakılmalarıydı. Bunun bir dönem için belki anlamı vardı ama geçen zaman içerisinde bu kanıksanır oldu. Üstelik Gelir İdaresi de teknolojik imkânları yönünden dünyanın en iyi idarelerinden birisi haline geldi. Şimdi, kayıt dışılığı önleme konusunda elinde çok daha ciddi imkânlar bulunuyor. Bunun için yıpranmış ve misyonunu tamamlamış müesseselerin uygulamadan kaldırılması doğrudur. Bu aşamada yapılması gereken, vergi ödevleri yerine getirilirken yükümlülüklerin minimum düzeye çekilmesi, buna karşılık bütün konsantrasyonun kayıt dışılıkla mücadeleye çevrilmesidir.
Tebliğ ile yapılan düzenleme ile vergi levhasının internetten indirilmesi bir süreye bağlanmış oldu. İdarenin kendince haklı gerekçesinin, kayıt dışılığı önleme amacına dönük olduğu aşikârdır. Düşünülen muhtemelen, ticari ilişkide bulunan firmaların karşı tarafın faal mükellef olup olmadığının tespiti konusunda vergi levhasını talep edebilmesine imkân sağlanmasıdır. Ancak bize göre, böyle bir zorunluluk getirmek yerine, gerektiğinde mükelleflerin ilişkide bulunduğu firmaların mükellefiyet durumlarını internet vergi dairesinden araştırabilmelerine imkân sağlanması yeterli olabilirdi. Ki bu imkân sağlanmış durumdadır.
Nihai tercihi yapma konumunda olan Gelir İdaresi yetkisini bu şekilde kullanmıştır. Bize de düşen mükelleflere ve mali müşavirlerine haziran ayının bitimine bir hafta kala şu günlerde herhangi bir özel usulsüzlük cezasına maruz kalmamaları için uyarıda bulunmaktan ibarettir. Öyle zannediyorum ki, bir sonraki aşamada başlangıçta belirttiğimiz noktaya gelinecek ve belli bir zaman diliminde vergi levhası alınması zorunluluğu tamamen kaldırılacaktır.
Makale: Osman Arıoğlu / Bugün
Şirket ortağına ait işyeri bedelsiz olarak kullanıldığında stopaj yapmak gerekir mi?
Şirket ortağına ait işyeri bedelsiz olarak kullanıldığında stopaj yapmak gerekir mi?
Uygulama şirketlerin işyeri olarak ortak veya ortaklara ait konutlarını ve/veya iş yerlerini bedelsiz olarak kullandıklarında ne tür işlemler yapılacağı, bu bedelsiz kullanım için emsal kira bedeli hesaplanıp hesaplanmayacağı ve bu hesaplanan emsal kira bedeli üzerinden gelir vergisi kesintisi yapılıp yapılmayacağı tartışmalara ve duraksamalara neden olmaktadır.
Ortağa ait işyeri bedelsiz olarak kullanılıyor ise herhangi bir nakden ve hesaben ödeme söz konusu olmadığı için herhangi bir gelir vergisi kesintisi yapılmayacaktır. Ancak ortak açısından durum biraz özellik arz edip bedelsiz bir kiraya verme işlemi olsa bile emsal kira bedeli hesaplaması gerekecektir. Şöyle ki;
Gelir Vergisi Kanunun 70 incı maddesinin birinci fıkrasında, gayrimenkul olarak nitelendirilen mal ve hakların sahipleri ve kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iratların gayrimenkul sermaye iradı olduğu; 73 üncü maddesinde de, kiraya verilen mal ve hakların kira bedelleri emsal kira bedelinden düşük olamayacağı; bedelsiz olarak başkalarının intifaına bırakılan mal ve hakların emsal kira bedelinin, bu mal ve hakların kirası sayılacağı; bina ve arazide emsal kira bedelinin, yetkili özel mercilerce veya mahkemelerce takdir veya tespit edilmiş kirası, bu suretle takdir veya tespit edilmiş kira mevcut değilse Vergi Usul Kanununa göre belirlenen vergi değerinin %5'i olacağı hükme bağlanmıştır.
Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanununun 86 ncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin (d) alt bendinde ise bir takvim yılı içinde elde edilen ve toplamı 600 milyon lirayı (278 Seri No'lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 2011 yılı için 1.170 TL) aşmayan, tevkifata ve istisna uygulamasına konu olmayan menkul ve gayrimenkul sermaye iratlar için yıllık beyanname verilmeyeceği, diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde bu gelirlerin beyannameye dahil edilmeyeceği belirtilmiştir.
Bu nedenle, şirket ortağına ait gayrimenkulün bedelsiz olarak şirket tarafından kullanılmasında nakden veya hesaben bir ödeme yapılmadığından Gelir Vergisi Kanununun 94/5-a maddesine göre tevkifat yapılmasına gerek bulunmamaktadır.
Ancak işletmeye bedelsiz tahsil edilen iş yeri için Gelir Vergisi Kanununun 73 üncü maddesine göre tespit edilecek emsal kira bedeli, aynı Kanunun 86-1/d maddesi gereğince 2011 yılı için 1.170, TL'yi aşması halinde şirket ortağı tarafından gayrimenkul sermaye iradı olarak beyan edilerek vergilendirilmesi gerekmektedir.
Konuya ilişkin Maliye Bakanlığı tarafından verilen bir çok özelge de bu görüş iletilmiştir. Söz konusu özelgelerden iki adeti aşağıda sunulmuştur.
1.Şirket ortağına ait işyerinin bedelsiz kullanımı
İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ile faaliyetinizi yürüttüğünüz okulun 2 dairesini şirketinizin müdürü ve aynı zamanda ortağı olan ...'ın satın aldığını ancak, şirketiniz tarafından kullanılan bu daireler karşılığında şirket ortağınıza herhangi bir kira ödemesi yapılmayacağını belirterek, şirketinizin emsal kira bedeli üzerinden stopaj yapıp yapmayacağı hususunda Başkanlığımızdan bilgi istenilmektedir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında, kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçilerin maddede sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur oldukları hükme bağlanmış ve aynı maddenin 5/a bendi uyarınca anılan Kanunun 70 inci maddesinde yazılı mal ve hakların kiralanması karşılığı yapılan ödemelerden gelir vergisi tevkifatı yapılacağı belirtilmiştir.
Aynı Kanunun 70 incı maddesinin birinci fıkrasında, gayrimenkul olarak nitelendirilen mal ve hakların sahipleri ve kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iratların gayrimenkul sermaye iradı olduğu; 73 üncü maddesinde de, kiraya verilen mal ve hakların kira bedelleri emsal kira bedelinden düşük olamayacağı; bedelsiz olarak başkalarının intifaına bırakılan mal ve hakların emsal kira bedelinin, bu mal ve hakların kirası sayılacağı; bina ve arazide emsal kira bedelinin, yetkili özel mercilerce veya mahkemelerce takdir veya tespit edilmiş kirası, bu suretle takdir veya tespit edilmiş kira mevcut değilse Vergi Usul Kanununa göre belirlenen vergi değerinin %5'i olacağı hükme bağlanmıştır.
Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanununun 86 ncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin (d) alt bendinde ise bir takvim yılı içinde elde edilen ve toplamı 600 milyon lirayı (273 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 2010 yılı için 1.090 TL.) aşmayan, tevkifata ve istisna uygulamasına konu olmayan menkul ve gayrimenkul sermaye iratlar için yıllık beyanname verilmeyeceği, diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde bu gelirlerin beyannameye dahil edilmeyeceği belirtilmiştir.
Bu itibarla, şirket ortağınıza ait gayrimenkulün bedelsiz olarak şirket tarafından kullanılmasında nakden veya hesaben bir ödeme yapılmadığından Gelir Vergisi Kanununun 94/5-a maddesine göre tevkifat yapılmasına gerek bulunmamaktadır.
Ancak işletmenize bedelsiz tahsil edilen iş yeri için Gelir Vergisi Kanununun 73 üncü maddesine göre tespit edilecek emsal kira bedeli, aynı Kanunun 86-1/d maddesi gereğince 2010 yılı için 1.090,00 TL'yi aşması halinde şirket ortağı tarafından gayrimenkul sermaye iradı olarak beyan edilerek vergilendirilmesi gerekmektedir.((Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 28/01/2011 Tarih ve B.07.1.GİB.4.06.16.01-2010-GVK-94-40-41 sayılı Özelgesi)
2. Limited şirket ortağına ait gayrimenkulün şirkete kiraya verilmesi halinde stopaj yapılıp yapılmayacağı hk.
İlgide kayıtlı dilekçenizde,…………………… Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün ………………………… vergi kimlik numarasında kayıtlı mükellefi olduğunuzu faaliyet konunuz Asansör imalatı olduğunu şirketinizin işyeri olarak kullandığı gayrimenkulün şirket ortağı ………………….. ait olduğundan işyeri için kira ödemesi yapmadığınızı belirterek söz konusu gayrimenkulden dolayı kira stopajı yapılıp yapılmayacağı hususunu sormaktasınız.
Bilindiği gibi, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinde, kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı ile zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçilerin aynı maddenin 5/a bendi uyarınca anılan kanunun 70. maddesinde yazılı mal ve hakların kiralanması karşılığında nakten veya hesaben yaptıkları ödemelerden Gelir Vergisi tevkif edecekleri hükme bağlanmıştır.
Aynı maddenin son fıkrasında da, tüccar, serbest meslek erbabı ve çiftçilerin yukarıdaki hükümlere göre yapacakları tevkifatın ticari, mesleki ve sınai işleriyle ilgili ödemelerine münhasır olduğu hükmü yer almıştır.
Diğer taraftan Gelir Vergisi Kanunu’nun 70. maddesinin 1. paragrafı hükmüne göre, gayrimenkul olarak nitelendirilen mal ve hakların sahipleri veya kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iratlar gayrimenkul sermaye iradı olarak vergilendirilmektedir.
Aynı Kanunun 73. maddesinde; Kirala verilen mal ve hakların kira bedelleri emsal kira bedelinden düşük olamaz. Bedelsiz olarak başkalarının intifaına bırakılan mal ve hakların emsal kira bedeli, yetkili özel mercilerce veya mahkemelerce takdir veya tespit edilmiş kirası, bu suretle takdir veya tespit edilmiş kira mevcut değilse Vergi Usul Kanunu’na göre belirlenen vergi değerinin %5’idir…hükmü yer almıştır.
Bu hükümlere göre, şirketiniz tarafından aynı zamanda şirket ortağına ait (gayrimenkulün) kullanılması karşılığında herhangi bir kira ödemesinin olmaması başka bir ifade ile işyeri kira karşılığı olarak şirket hesabında gider gösterilmemesi halinde nakden veya hesaben ödeme olmadığından hareketle tevkifat yapılması söz konusu olmayacaktır. Ancak Gelir Vergisi Kanunu’nun 73. maddesi uyarınca kira tutarının emsal değerinin belirlenerek ortaklar tarafından gayrimenkul hisseleri oranında yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilerek vergilendirilmesi gerekmektedir. (İstanbul Defterdarlığı’nın B.07.4.DEF.0.34.11/GVK-94/5 Sayılı Özelgesi)
!MuhasebeVergi Özel Haber!
Kaynak Gösterilmeden Kullanılması Halinde Yasal Haklarımız Gereği Adli İşlem Yapılacaktır.
Uygulama şirketlerin işyeri olarak ortak veya ortaklara ait konutlarını ve/veya iş yerlerini bedelsiz olarak kullandıklarında ne tür işlemler yapılacağı, bu bedelsiz kullanım için emsal kira bedeli hesaplanıp hesaplanmayacağı ve bu hesaplanan emsal kira bedeli üzerinden gelir vergisi kesintisi yapılıp yapılmayacağı tartışmalara ve duraksamalara neden olmaktadır.
Ortağa ait işyeri bedelsiz olarak kullanılıyor ise herhangi bir nakden ve hesaben ödeme söz konusu olmadığı için herhangi bir gelir vergisi kesintisi yapılmayacaktır. Ancak ortak açısından durum biraz özellik arz edip bedelsiz bir kiraya verme işlemi olsa bile emsal kira bedeli hesaplaması gerekecektir. Şöyle ki;
Gelir Vergisi Kanunun 70 incı maddesinin birinci fıkrasında, gayrimenkul olarak nitelendirilen mal ve hakların sahipleri ve kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iratların gayrimenkul sermaye iradı olduğu; 73 üncü maddesinde de, kiraya verilen mal ve hakların kira bedelleri emsal kira bedelinden düşük olamayacağı; bedelsiz olarak başkalarının intifaına bırakılan mal ve hakların emsal kira bedelinin, bu mal ve hakların kirası sayılacağı; bina ve arazide emsal kira bedelinin, yetkili özel mercilerce veya mahkemelerce takdir veya tespit edilmiş kirası, bu suretle takdir veya tespit edilmiş kira mevcut değilse Vergi Usul Kanununa göre belirlenen vergi değerinin %5'i olacağı hükme bağlanmıştır.
Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanununun 86 ncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin (d) alt bendinde ise bir takvim yılı içinde elde edilen ve toplamı 600 milyon lirayı (278 Seri No'lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 2011 yılı için 1.170 TL) aşmayan, tevkifata ve istisna uygulamasına konu olmayan menkul ve gayrimenkul sermaye iratlar için yıllık beyanname verilmeyeceği, diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde bu gelirlerin beyannameye dahil edilmeyeceği belirtilmiştir.
Bu nedenle, şirket ortağına ait gayrimenkulün bedelsiz olarak şirket tarafından kullanılmasında nakden veya hesaben bir ödeme yapılmadığından Gelir Vergisi Kanununun 94/5-a maddesine göre tevkifat yapılmasına gerek bulunmamaktadır.
Ancak işletmeye bedelsiz tahsil edilen iş yeri için Gelir Vergisi Kanununun 73 üncü maddesine göre tespit edilecek emsal kira bedeli, aynı Kanunun 86-1/d maddesi gereğince 2011 yılı için 1.170, TL'yi aşması halinde şirket ortağı tarafından gayrimenkul sermaye iradı olarak beyan edilerek vergilendirilmesi gerekmektedir.
Konuya ilişkin Maliye Bakanlığı tarafından verilen bir çok özelge de bu görüş iletilmiştir. Söz konusu özelgelerden iki adeti aşağıda sunulmuştur.
1.Şirket ortağına ait işyerinin bedelsiz kullanımı
İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ile faaliyetinizi yürüttüğünüz okulun 2 dairesini şirketinizin müdürü ve aynı zamanda ortağı olan ...'ın satın aldığını ancak, şirketiniz tarafından kullanılan bu daireler karşılığında şirket ortağınıza herhangi bir kira ödemesi yapılmayacağını belirterek, şirketinizin emsal kira bedeli üzerinden stopaj yapıp yapmayacağı hususunda Başkanlığımızdan bilgi istenilmektedir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında, kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçilerin maddede sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur oldukları hükme bağlanmış ve aynı maddenin 5/a bendi uyarınca anılan Kanunun 70 inci maddesinde yazılı mal ve hakların kiralanması karşılığı yapılan ödemelerden gelir vergisi tevkifatı yapılacağı belirtilmiştir.
Aynı Kanunun 70 incı maddesinin birinci fıkrasında, gayrimenkul olarak nitelendirilen mal ve hakların sahipleri ve kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iratların gayrimenkul sermaye iradı olduğu; 73 üncü maddesinde de, kiraya verilen mal ve hakların kira bedelleri emsal kira bedelinden düşük olamayacağı; bedelsiz olarak başkalarının intifaına bırakılan mal ve hakların emsal kira bedelinin, bu mal ve hakların kirası sayılacağı; bina ve arazide emsal kira bedelinin, yetkili özel mercilerce veya mahkemelerce takdir veya tespit edilmiş kirası, bu suretle takdir veya tespit edilmiş kira mevcut değilse Vergi Usul Kanununa göre belirlenen vergi değerinin %5'i olacağı hükme bağlanmıştır.
Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanununun 86 ncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin (d) alt bendinde ise bir takvim yılı içinde elde edilen ve toplamı 600 milyon lirayı (273 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 2010 yılı için 1.090 TL.) aşmayan, tevkifata ve istisna uygulamasına konu olmayan menkul ve gayrimenkul sermaye iratlar için yıllık beyanname verilmeyeceği, diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde bu gelirlerin beyannameye dahil edilmeyeceği belirtilmiştir.
Bu itibarla, şirket ortağınıza ait gayrimenkulün bedelsiz olarak şirket tarafından kullanılmasında nakden veya hesaben bir ödeme yapılmadığından Gelir Vergisi Kanununun 94/5-a maddesine göre tevkifat yapılmasına gerek bulunmamaktadır.
Ancak işletmenize bedelsiz tahsil edilen iş yeri için Gelir Vergisi Kanununun 73 üncü maddesine göre tespit edilecek emsal kira bedeli, aynı Kanunun 86-1/d maddesi gereğince 2010 yılı için 1.090,00 TL'yi aşması halinde şirket ortağı tarafından gayrimenkul sermaye iradı olarak beyan edilerek vergilendirilmesi gerekmektedir.((Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 28/01/2011 Tarih ve B.07.1.GİB.4.06.16.01-2010-GVK-94-40-41 sayılı Özelgesi)
2. Limited şirket ortağına ait gayrimenkulün şirkete kiraya verilmesi halinde stopaj yapılıp yapılmayacağı hk.
İlgide kayıtlı dilekçenizde,…………………… Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün ………………………… vergi kimlik numarasında kayıtlı mükellefi olduğunuzu faaliyet konunuz Asansör imalatı olduğunu şirketinizin işyeri olarak kullandığı gayrimenkulün şirket ortağı ………………….. ait olduğundan işyeri için kira ödemesi yapmadığınızı belirterek söz konusu gayrimenkulden dolayı kira stopajı yapılıp yapılmayacağı hususunu sormaktasınız.
Bilindiği gibi, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinde, kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı ile zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçilerin aynı maddenin 5/a bendi uyarınca anılan kanunun 70. maddesinde yazılı mal ve hakların kiralanması karşılığında nakten veya hesaben yaptıkları ödemelerden Gelir Vergisi tevkif edecekleri hükme bağlanmıştır.
Aynı maddenin son fıkrasında da, tüccar, serbest meslek erbabı ve çiftçilerin yukarıdaki hükümlere göre yapacakları tevkifatın ticari, mesleki ve sınai işleriyle ilgili ödemelerine münhasır olduğu hükmü yer almıştır.
Diğer taraftan Gelir Vergisi Kanunu’nun 70. maddesinin 1. paragrafı hükmüne göre, gayrimenkul olarak nitelendirilen mal ve hakların sahipleri veya kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iratlar gayrimenkul sermaye iradı olarak vergilendirilmektedir.
Aynı Kanunun 73. maddesinde; Kirala verilen mal ve hakların kira bedelleri emsal kira bedelinden düşük olamaz. Bedelsiz olarak başkalarının intifaına bırakılan mal ve hakların emsal kira bedeli, yetkili özel mercilerce veya mahkemelerce takdir veya tespit edilmiş kirası, bu suretle takdir veya tespit edilmiş kira mevcut değilse Vergi Usul Kanunu’na göre belirlenen vergi değerinin %5’idir…hükmü yer almıştır.
Bu hükümlere göre, şirketiniz tarafından aynı zamanda şirket ortağına ait (gayrimenkulün) kullanılması karşılığında herhangi bir kira ödemesinin olmaması başka bir ifade ile işyeri kira karşılığı olarak şirket hesabında gider gösterilmemesi halinde nakden veya hesaben ödeme olmadığından hareketle tevkifat yapılması söz konusu olmayacaktır. Ancak Gelir Vergisi Kanunu’nun 73. maddesi uyarınca kira tutarının emsal değerinin belirlenerek ortaklar tarafından gayrimenkul hisseleri oranında yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilerek vergilendirilmesi gerekmektedir. (İstanbul Defterdarlığı’nın B.07.4.DEF.0.34.11/GVK-94/5 Sayılı Özelgesi)
!MuhasebeVergi Özel Haber!
Kaynak Gösterilmeden Kullanılması Halinde Yasal Haklarımız Gereği Adli İşlem Yapılacaktır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)