26 Nisan 2010 Pazartesi

Örtülü sermaye sayılmayan haller

Örtülü sermaye sayılmayan haller



Veysi Seviğ - 23 Nisan 2010 Cuma - Referans



Kurumlar Vergisi Yasası'nın 12'nci maddesinde yapılan tanımlamadan da anlaşılacağı üzere, "Kurumların ortaklarından veya ortaklarla ilişkisi olan kişilerden doğrudan veya dolaylı olarak temin ederek işletmede kullandıkları borçların hesap dönemi içinde herhangi bir kurumun öz sermayesinin üç katını aşan kısmı, ilgili hesap dönemi için örtülü sermaye" sayılmaktadır.



Sözü edilen yasa maddesi uyarınca aşağıda sayılan borçlanmalar örtülü sermaye sayılmamaktadır.



* Kurumların ortaklarının veya ortaklarla ilişkili kişilerin sağladığı gayri-nakdi teminatlar karşılığında üçüncü kişilerden aldıkları borçlar, Kurumlar Vergisi Yasası'nın 12/6-a maddesi hükmü uyarınca örtülü sermaye sayılmamaktadır. Ancak nakdi teminat karşılığında sağlanan krediler ise kötüye kullanımının engellenmesi amacıyla, borç/özsermaye oranının hesabında işletmeye verilen borç olarak dikkate alınacaktır. Bu görüş idareye ait olup, uygulamada uyuşmazlık yaratacak bir özellik arz etmektedir.



Kurum kasasında veya bankadan bulunan yerli ve yabancı paralar ile her an nakde çevrilebilecek çekler, altın, devlet tahvili, Hazine bonosu, Toplu Konut İdaresi'nce çıkarılan veya İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda işlem gören hisse senetleri, tahvil ve bonolar nakdi teminat niteliğindedir. Bunların dışında kalan her türlü teminat uygulamada gayri-nakdi teminat olarak kabul edilecektir.



* Kurumlar Vergisi Yasası'nın 12/6-b maddesi uyarınca kurumların iştiraklerinin, ortaklarının veya ortaklarla ilişkili kişilerin bakanlardan, finans kurumlarından ya da sermaye piyasalarından sağlanacak aynı koşullarla, yani kredi sözleşmelerinin içerdiği vade, faiz oranı ve benzeri kullandırdığı borçlanmalar, örtülü sermaye olarak kabul edilmektedir.



Örtülü sermaye uygulamasında, kredibilitesi yüksek olan bir grup şirketine aynı koşullarla kısmen veya tamamen aktardığı krediler örtülü sermaye tutarının tespitinde borç olarak dikkate alınmamaktadır. Dolayısıyla grup şirketlerinin finans kuruluşlarından sağladıkları kredileri aynı faiz ve vadeyle birden fazla şirkete paylaştırılması halinde diğer grup şirketlerine aktarılan krediler örtülü sermaye kapsamında "borç" olarak değerlendirilemeyecektir.



Örtülü sermaye kapsamı dışına çıkarılan bu tür borçlanmalar Kurumlar Vergisi Yasası'nın 13'üncü maddesinde tanımlanan transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı bakımından normal koşullar altında değerlendirilmektedir. Kurumlar Vergisi Yasası'nın 12/b-6 maddesinde yer alan banka ve finans kurumlarından temin edilerek kullandırılan borçların örtülü sermaye sayılması, transfer fiyatlandırması uygulaması bakımından bir istisna değildir.



* Bankacılık Yasası'na göre faaliyette bulunan bankaların yapmış bulunduğu borçlanmalar Kurumlar Vergisi Yasası'nın 12/6-c maddesi hükmü uyarınca örtülü sermaye sayılmamaktadır. Bankalar tarafından alınan kredilere ilişkin olarak Bankacılık Yasası'nda gerekli düzenlemelerin bulunmasından dolayı Kurumlar Vergisi Yasası'nda ayrıca düzenleme yapılmamıştır. Bu nedenle, bankaların kendi faaliyet alanları içinde ulusal ve uluslararası piyasalardan yaptığı borçlanmalar, herhangi bir koşula bağlı olmaksızın örtülü sermaye kapsamında değerlendirilmemiştir.



* Finansal Kiralama Yasası kapsamında faaliyet gösteren finansal kiralama şirketleri ile Ödünç Para Vergi İşleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname kapsamında faaliyet gösteren finansman ve faktoring şirketleri ile ipotek finansman kuruluşlarının bu faaliyetleriyle ilgili olarak ortak veya ortakla ilişkili kişi sayılan bankalardan yaptıkları borçlanmalar Kurumlar Vergisi Yasası'nın 12/6-ç maddesi hükmü uyarınca örtülü sermaye sayılmaktadır.



Borç veren bankaların ortak veya ortaklarla ilişkili kişi sayılan kişiler olmaması halinde bankalardan yapılan borçlanmaların herhangi bir şekilde Kurumlar Vergisi Yasası'nın 12'nci maddesi ile ilişkilendirilmemesi gerekmektedir.



* Örtülü sermaye uygulamasında temel ilke olarak ortaklar ve ortaklarla ilişkili kişilerden yapılan toplam borçlanmaların kurumun öz sermayesinin üç katını aşan kısmı diğer koşullarda varlığı halinde örtülü sermaye olarak kabul edilmesine karşılık, ortak veya ortakla ilişkili kişi olmakla birlikte, ana faaliyet konusuna uygun olarak faaliyette bulunan banka veya benzeri kredi kurumlarından yapılan borçlanmalar yüzde 50 oranında dikkate alınmaktadır. Ancak sadece ilişkili şirketlere finansman temin eden kredi şirketlerinden yapılan borçlanmalarda yüzde 50 oranı uygulaması yapılmaktadır.



Örtülü sermayenin belirlenmesinde banka; Türkiye'de 5411 sayılı Bankacılık Yasası'na göre faaliyette bulunan bir bankayı, banka benzeri kredi kurumu ise esas faaliyet konusu mevduat benzeri veya özel cari ve katılma payı hesapları benzeri hesaplar yoluyla fon toplayan ve kredi kullandıran kurumları ifade etmektedir. Yurtdışında ise bulunduğu ülkede Bankacılık Yasası'na benzer bir yasa ile ayrıntılı olarak düzenlenmiş ve yaptırımları olan bir mevzuat çerçevesinde bankacılık faaliyetinde veya yine mevzuat gereği benzeri nitelikte faaliyet gösteren kurumları ifade etmektedir.



Bir kurumun örtülü sermaye kullanımının tespiti sırasında dikkate alınması gereken haller, uygulama açısından önem arz etmekte olup, yapılan çalışmalarda bu konuda yasa maddesinde yer alan tanımlara dikkat edilmelidir.