5 Ağustos 2009 Çarşamba

Şirketlerin gayrimenkul satışlarında kur farkı istisnadan yararlanamaz

Şirketlerin gayrimenkul satışlarında kur farkı istisnadan yararlanamaz

Veysi Seviğ - Bumin Doğrusöz - 05 Ağustos 2009 Çarşamba - Referans



SORU: Şirketimiz aktifinde bulunan gayrimenkulü euro üzerinden satmış bulunuyoruz. Değişen kur farkları nedeniyle istisnadan yararlandırılan kısımda değişecek midir? Daha açıkcası alacağımızın tahsili sırasında lehimize çıkan kur farkları istisnadan yaralandırılır mı?



YANIT: Kurumlar Vergisi Yasası'nın 5'inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi hükmü gereği olarak "Kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerin yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahibi oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların yüzde 75'i Kurumlar Vergisi'nden bağışıktır.

Yasal düzenleme uyarınca bu istisna, satışın yapıldığı dönemde uygulanır ve satış kazancının istisnadan yaralanan kısmı satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar pasifte özel bir fon hesabında tutulur. Ancak satış bedelinin, satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar tahsil edilmesi şarttır. Bu süre içinde tahsil edilmeyen satış bedeline isabet eden istisna nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziya uğramış sayılmaktadır.

Mevcut yasal düzenlemeden anlaşılacağı üzere kurumların aktifinde iki tam yıl süreyle tutulan gayrimenkullerin satışından doğan kazanç, satışın yapıldığı yıl hesaplanmakta ve bu bağlamda da satış kârının bedelinin satışın yapıldığı yıl tahsil edilip edilmediğine bakılmaksızın yüzde 75 bilançonun pasifinde özel fon hesabına alınmak suretiyle izlenmektedir?

Ancak satış bedelinin satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci yılın sonuna kadar tahsil edilmemiş olması halinde tahsil edilmeyen satış bedeline isabet eden istisna üzerinden hesaplanacak olan Kurumlar Vergisi vergi ziyaı cezası ile birlikte tahsil edilmektedir.

Gayrimenkulün yabancı para birimi esas alınarak satılması halinde satışın yapıldığı andaki döviz kuru esas alınarak istisna hesaplanmakta ve satışla eş anlı olarak istisnaya ilişkin muhasebe kayıtları yapılmaktadır. Böyle bir durumda tahsilatın satıştan sonra yapılmış olması dolayısıyla ileride vadeli olarak yapılan tahsilat sırasında ortaya çıkan kur farkları nedeniyle değiştirilmesi söz konusu olamayacaktır.

Örneğin bilançoda kayıtların 200.000 TL bedelle kayıtlı bulunan ve birikmiş amortismanı 10.000 TL olan gayrimenkulün 350.000 euro'ya satılması halinde eğer 1 euro= 2.10 TL ise TL cinsinden satış bedeli ( 350.000 x 2.10=) 735.000 TL'dir. Bu durumda söz konusu satıştan elde edilen net kazanç [735.000 (200.000 + 10.000)=] 525.000 TL olup bu kazancın ( 525.000 x ¾=) 393.750 TL'si istisnadan yararlanacaktır.

Söz konusu satış vadeli yapılması nedeniyle iki yıl içerisinde yapılacak döviz cinsinden tahsilatta kur farkları, tahsilatın yapıldığı dönem itibariyle sonuç hesaplarına aktarılacak, istisna edilen kazançla ilişkilendirilmeyecektir.

Bir başka anlatımla döviz üzerinden yapılan ve Kurumlar Vergisi Yasası'nın 5/I-e hükmünden yararlanan vadeli satışlarda, vade tarihlerinde ortaya çıkan kur değişimleri istisna tutarını etkilemeyecektir. (V.Seviğ)



SERMAYESİNİ YİTİREN ŞİRKETLERDE YÖNETİM KURULUNUN GÖREVLERİ

SORU: Şirket sermayesinin yıllar itibariyle uğranan zarar nedeniyle sıfırlanması halinde ortakları sermaye arttırımında zorlayıcı bir hukuk düzenlenmesi var mıdır?

YANIT: Türk Ticaret Kanunu'nun 324'üncü maddesi hükmü gereği olarak son yıllık bilançoda esas sermayenin yarısının karşılıksız kaldığı anlaşılırsa, yönetim kurulu derhal toplanarak durumu genel kurula bildirmekle yükümlüdür.

Şirketin aciz halinde bulunduğu şüphesini uyandıran emareler mevcutsa yönetim kurulu aktiflerin satış fiyatları esas olmak üzere bir ara bilançosu düzenler. Ana sermayenin üçte ikisi karşılıksız kaldığı taktirde, genel kurul bu sermayenin tamamlanmasına veya kalan üçte bir sermaye ile yetinmeye karar verdiği taktirde şirket feshedilmiş sayılır. Şirketin aktifleri, şirket alacaklarının alacaklarını karşılamaya yermediği takdirde yönetim kurulu bu durumu derhal mahkemeye bildirmeye mecburdur. Mahkeme bu gibi durumlarda şirketin iflasına hükmeder. Ancak şirket durumun ekonomik açıdan düzeltilmesi mümkün görülürse, bu taktirde yönetim kurulu veya bir alacaklılarının istemi üzerine mahkeme iflas kararını erteleyebilir. Bu bağlamda da mahkeme, envanter düzenlenmesi veya bir yediemin tayini gibi şirket mallarının muhafaza için gerekli önlemleri alır.

Türk Ticaret Kanunu'nun 324'üncü maddesi emredicidir. Sermayenin yitirilmesi nedeniyle açılan iflas davalarında durum bilirkişiler aracılığı belirlenmektedir. İlke olarak ana sözleşmede aksine hüküm yoksa şirketin sermayesinin yitirmesi halinde, ortaklar yitirilen sermaye için sermaye artırımı kararı alamazlarsa, bu taktirde yönetim kurulunun şirketin iflasını istemesi gerekmektedir.

Şirket yönetim kurulu ile denetçilerinin şirketin mali durumunu yakından izlemeleri ve özellikle sermaye yitikliği başladığı andan itibaren bu durumun önlenebilmesi için gerekli özveriyi ve beceriyi göstermeleri gerekmektedir.

Şirket sermayesinin yitirilmesi halinde durumun genel kurula taşınması ve genel kurulda çare bulunamadığı taktirde yönetim kurulunca alınacak bir kararla iflas isteminde bulunulması söz konusu olabilmektedir. (V.Seviğ)



ÖZÜRLÜLERE ÖZGÜ PROGRAMLAR KDV'DEN İSTİSNADIR

SORU: Özürlü bir kişiyim. Elimde özürlü olduğuma dair heyet raporu var. Bulunduğum yerde bilgisayar satışı yapan bir kuruluşa başvurarak görme özürlü olanlar için bazı programlar almak istedim. Bilebildiğim kadarıyla özürlüler için üretilen özel programlar Katma Değer Vergisi'ne tabi değil. Ancak tüm ısrarıma rağmen bilgisayar programını Katma Değer Vergisi'nden müstesna şekilde alamadım.

YANIT: Katma Değer Vergi Yasası'nın 17/4 ‘Diğer İstisnalar' başlıklı (s) bendinde hükme bağlandığı üzere 07.07.2005 tarihinden geçerli olmak üzere "Özürlülerin eğitimleri, meslekleri, günlük yaşamları için özel olarak üretilmiş her türlü araç-gereç ve özel bilgisayar programlarının teslimi Katma Değer Vergisi'nden bağışıktır."

Diğer yandan aynı yasanın 32'nci maddesi uyarınca, aynı yasanın 17. maddesinin 4 numaralı fıkrasının (s) bendi ile vergiden istisna edilmiş bulunan işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen Katma Değer Vergisi, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanacak Katma Değer Vergisi'nden indirilebilmektedir. Mükellefin vergiye tabi bir işleminin bulunmaması veya hesaplanan vergiden indirilecek vergiden az olması hallerinde indirilemiyen katma değer vergisi söz konusu işlemleri yapanlara iade edilebilmektedir.

Böyle bir durumda özürlülere Katma Değer Vergisi Yasası kapsamında teslimi yapılan sözü edilen teslimler için satıcı konumunda olanların yüklendikleri Katma Değer Vergisi, diğer işlemlerden sağladıkları Katma Değer Vergisi'nden indirim konusu yapılabilmektedir. (V.Seviğ)