15 Nisan 2009 Çarşamba

Varlık barışında yeni bir fırsat

Varlık barışında yeni bir fırsat





Yurtdışındaki paraların, yüzde 2 vergi ödemek suretiyle Türkiye’ye getirilme süresi 2 Mart 2009 tarihinde sona erdi. Yurt içindeki paralarını yüzde 5 vergi ödemek suretiyle beyan edenlerin de; hem varlıkları yönünden sorgulama kapsamı dışında kalmaları hem de vergi incelemesi yönünden, geriye dönük “örtülü bir af avantajı” sağlamaları ile ilgili süre de yine aynı tarihte sona ermişti.



Varlık Barışı kapsamında, büyük kısmı yurt içi-yurt dışı olmak üzere, 12-13 milyar dolar civarında bir varlık beyanı açıklanmıştı. Ancak bankaya yatırılan tutar Nisan sonunda netleşecek.



İKİNCİ FIRSAT



Öğrendiğimize göre, bugünlerde ekonomi kurmayları “Varlık Barışı” ile ilgili yasanın, yeniden çıkartılması ile ilgili çalışmalar yapıyor.



Yeni çıkacak yasanın, 2008 yılı Gelir, Kurumlar ve KDV’sini de vergi incelemesi dışında bırakacak olması, yasanın cazibesini artırabilir.



Varlık Barışı Yasası, “vergi incelemesi” yönünden 2003-2007 yıllarını ilgilendiren “çok özel bir örtülü af” getiriyordu. Buna göre, 1 Ocak 2008 öncesi dönemleri kapsayan vergi incelemeleri sonucu gelir, kurumlar, KDV ve diğer vergiler yönünden tespit edilen matrah farkından, Varlık Barışı Yasası kapsamında beyan edilen tutar mahsup ediliyordu.



2008 yılı Gelir Vergisi beyannamelerinin verilmesi, Kurumlar Vergisinde ise ödenen geçici vergi oranı ile kurumlar vergisi oranının aynı (yani yüzde 20) olması nedeniyle, 2008 yılı kurum kazancının vergisi hemen hemen tahsil edildi. Bu nedenle, yeni yasanın 2008’i de kapsaması için engel yok.



Yeni düzenlemenin, 2008 yılını da kapsaması ve geriye dönük 5 yıl “çok özel bir af” getirilecek olması, başvuru sayısını ve getirilecek parayı artırabilir.



VERGİ BORÇLULARI



Ekonomik krizden etkilenen yüz binlerce vergi mükellefi “birikmiş borçlara ödeme kolaylığı” getiren yasa kapsamında, taksitlerini ödemeyi aksattılar.



Yeni düzenlemede, bunlara ve önceki yasadan yararlanamayanlara da bir kolaylık getirilmesi, hem zor durumda olanları rahatlatır hem de vergi tahsilatını artırabilir.

Şirketlerin zararına gayrimenkul satışı gözden geçirilmeli

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Veysi Seviğ - Bumin Doğrusöz - 15 Nisan 2009 Çarşamba - Referans



Kurumlar iki yıl süreyle aktiflerinde tuttukları gayrimenkulleri sattıklarında zarar etseler dahi bu zararı kurum kazancından indiremiyorlar. Ancak ekonomik sorunlar ve darboğazlar nedeniyle zararına yapılan sonuçların tartışılması gerekiyor.



SORU: Kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisselerinin satışından doğan kazançların yüzde 75'i Kurumlar Vergisi'nden istisnadır. Ancak bazı hallerde bu satışlar zararına da olabilmektedir. Böyle bir durumda ortaya çıkan zararın kurumlar vergisinden indirilmesi mümkün müdür?

YANIT: Uygulamada bu konuda henüz görüş beraberliği oluşmamış bulunmaktadır. Ancak Kurumlar Vergisi Yasası'nın 5. maddesinin 3. fıkrasında hükme bağlandığı üzere "iştirak hisseleriyle ilgili finansman giderleri hariç olmak üzere, kurumların kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlarına ilişkin giderlerinin veya istisna kapsamındaki faaliyetlerinden doğan zararlarının, istisna dışı kurum kazancından indirilmesi kabul edilemez."

Söz konusu yasa maddesine ait gerekçenin son bölümünde de "kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlara ilişkin giderler ile istisna kapsamındaki faaliyetlerden doğan zararların istisna dışı kurum kazancından indirilmesine imkan verilmediği" ifade edildikten sonra istisna kazançlar elde edilirken, giderlerin yanı sıra gider fazlalığı sebebiyle doğan zararların da aynı kapsamda değerlendirileceği belirtilmiştir.

Kurumlar Vergisi Yasası'nın 5. maddesinin 3. fıkrası hakkında TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edilen değişiklik önergesinin gerekçesine göre "Kurumlar vergisinden istisna edilen kazançların elde edilmesi sırasında zarar doğması halinde bu zararlar gider fazlalığından kaynaklandığı için istisna kapsamındaki faaliyetlerden doğan zararların da giderlerde olduğu gibi kurum kazancından indirilmemesi gerekir."

Yasa maddesinde yer alan düzenleme "Kurumlar Vergisi Yasası ile özel yasalarda yer alan kurumlar vergisinden müstesna kazançlarla ilgilidir. Buna göre iştirak hisseleri alımıyla ilgili finansman giderleri hariç olmak üzere, kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlara ilişkin giderlerin kanunen kabul edilmeyen giderler gibi değerlendirilmesi gerekmektedir. Aynı şekilde kurumlar vergisinden istisna edilen kazançların elde edilmesi sırasında zarar doğması halinde bu zararları da istisna kapsamı dışındaki gelirden indirilmemesi gerekir." (Beyanname Düzenleme Klavuzu, 2009 HUD Yayınları sf: 519)

Yasanın bu hükmü, kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlara ilişkin olarak yapılan giderlerin, kurumlar vergisine tabi diğer kazanç tutarlarının tespitinde kurum kazancını azaltıcı veya kurum zararlı ise bu zararı arttırıcı bir unsur olarak indirim konusu yapılamayacağı anlamındadır. Bu nedenle söz konusu gelirlerin elde edilmesi için yapılan giderlerin sadece kurumlar vergisinden istisna söz konusu kazançların tespitinde indirim konusu yapılması gerekir. Konuya ilişkin olarak vergi idaresi tarafından verilen bir özelgeye göre de "iştirak hisselerinin satışından doğan zararın istisna dışı kurum kazancından indirilmesi mümkün değildir."

Konuya ilişkin olarak oluşan bu görüşler çerçevesinde her ne kadar söz konusu satış işlemlerinin zararlı olması durumunda bu zararın kurum kazancından indirilemeyeceği görüşü ağırlıklı olarak ileri sürülmekte ise de, ortaya çıkan bu tür zararların indirim konusu yapılamamasının hukuken tartışmaya açık olduğunu, yaşanan ekonomik sorunlar ve darboğazlar nedeniyle zararına yapılan satışların sonuçlarını işletmenin veya işletme sahiplerinin üzerinde bırakılması halinin bu bağlamda tartışılması gerektiği görüşündeyiz. (V. Seviğ)