27 Aralık 2011 Salı

Ticaret hayatının kimyası değişecek

Ticaret hayatının kimyası değişecek

Önemli bir kısmı 1 Temmuz 2012’de yürürlüğe girecek yeni Türk Ticaret Kanunu, özellikle ticaretin kolaylaşmasına hizmet etmeyi hedefliyor.

İsmail KÖKBULUT


Ticaret hayatının temeli olan ve 1956 yılından beri yürürlükte bulunan Türk Ticaret Kanunu, dünya ticaretinde yaşanan gelişmeler neticesinde mevcut ihtiyaçları karşılamada yetersiz kalmaya başladı. Şirketlerin, uluslararası alanda yenidünya düzeni ile uyumlu bir ticaret kanununu ihtiyacı belirdi.  BUGÜN Gazetesi Ekonomi Yazarı İsmail Kökbulut yeni kanunun ayrıntılarını yazdı.AB'ye uyum da etkiledi

Bu gelişmelere paralel olarak; Türkiye'nin Avrupa Birliği uyum süreci nedeniyle başta temel kanunlarını değiştirmesi, finans ve sermaye piyasaları ile ilgili düzenlemelerden başlamak üzere ulusal ve uluslararası anlamda ticari hayatı kolaylaştırıcı düzenlemeler yapması gerekiyordu.
Şeffaflık ve denetim

Şirketlerin ticaret, endüstri, hizmet, finans ve sermaye piyasalarının bir parçası olmak için finansal raporlama yönetiminde şeffaflık ve denetim hükümlerini içeren yeni bir ticaret kanununa sahip olması gerekti. Başta bu gelişmeler olmak üzere bir çok neden TTK'nın yeniden yazılmasına neden oldu. Bu yazı dizimizde hem yeni kanunun detaylarına, yeniliklerine yer vereceğiz hem bu kanundan etkilenen kesimlerin görüşlerini size ulaştıracağız...

Türk Ticaret Kanunu 50 yılı yakın bir süre uygulandı. Türkiye bu sürede ekonomik ve ticari anlamda ciddi büyüme kat etti. Eksiklikleri olmakla birlikte ticari hayat bugünlere Türk Ticaret Kanunu ile geldi. Bir takım bürokratik iş ve işlemler Kanun değişmeden öncede kolaylaşmıştı. Şirket kuruluşu, genel kurul yapılması, şirket ortaklarının haklarının korunması ve buna benzer bir çok husus önceden de mevcuttu.
Zor hükümler de var

Birçok konuda beklentiler karşılanmakla birlikte eleştirilen ve uygulanması zor hükümlerin de olduğu genel kanaat. Sayıları 600 binleri bulan şirketlerin bu düzenlemelerin tamamını yerine getirmesi çok güç. Sermayesi ve mali gücü yerinde olmayan bir şirketin internet sayfası açması ve her türlü mali bilgiyi kamuoyu ile paylaşması ne derece uygulanabilir?
'Denetim' 2013 yılında

Ciroları ve kârlılıkları çok farklı şirketleri şu anda halka açık şirketlerin denetim ve gözetimine tabi tutulması bir çok işletmeyi zorlayacak. Kanunun yayımlanmasından kısa bir süre sonra uygulama tarihini erteleyen Kanun yayımlandı. Kanunun önemli bir kısmı 1 Temmuz 2012'de yürürlüğe girecek. Denetim ve muhasebe standartlarına ilişkin hükümler ise 2013 yılında uygulanacak.
Ticaret kolaylaşacak

Ticari hayatın kuralları yeniden yazıldı. Elli yıl öncesinin ihtiyaçlarına göre hazırlanmış bir kanunla ilerlemek artık zor hale geldi. Şirketlerin büyümesi, grup ve holding yapılanmasının çoğalması, internet ve teknoloji kullanımını artması bu konularda düzenleme yapmayı zorunla hale getirdi. Şirket ortakları kadar şirket alacaklılarını ve tüketiciyi, çalışanının haklarını koruyan bir sistem ticareti daha kolay hale getirecek.
E-ortamda karar alma

İletişim araçlarının yaygınlaşması yönetim kademelerinin karar alma süreçlerini kolaylaştırdı. Elektronik ortamda karar alma ve oy verme süreci Kanunda tanımlandı. Teknoloji ve iletişimin kanun metninde yer alması bir çok alanda iş dünyasına kolaylık getirecek.
Sorumluluk yüksek

Yeni kanun en başta işletmelerin haklarını koruyor. Yönetim kurulu üyelerine getirilen sorumluluk basiretli bir tacirden öte tanımlandı. Asgari yönetim kurulu üye sayıları azalırken belli oranda yüksek okul mezunu olma şartı ve konusunda deneyimli ancak ortak olmayan kişilerin de yönetime girme imkanı dikkat çekiyor.
Ortağın şirket parasını borç dahi alamaması, şirket asgari sermaye şartının artırılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu karar alabilme yetkisi, bağımsız denetim şartının getirilmesi ve bu konuda ağır sorumlulukların yüklenmesi başta şirket ortakları, alacaklılar ve tüketicileri korumak amaçlı.
Hapis cezaları paraya çevrilebilecek

İş dünyasını rahatsız eden hususlardan biri Ticaret Kanununda yer alan yükümlülüklerin yerine getirilmemesinin yaptırımının çok ağır olması. Kanunda yer almasına rağmen uygulanmamasından hiç kimsenin zarar görmemesi durumu değiştirmiyor.
Şeffaflık kılıcı keskin

Oysa bir çok kanunda zarar gören tarafın olması halinde ceza mekanizması uygulanıyor. Örneğin, ticari işletmeyle ilgili her türlü belgenin kopyasını saklamamanın yaptırımı 200 güne kadar adli para cezası. Bu belgeleri saklamaktan dolayı zarar gören kişinin olup olmamasının bir önemi yok. Web sayfasını oluşturmamanın cezası 6 aya kadar hapis ve ayrıca adli para cezası. Adli para cezasını, verilen sürede ödenmez ise hapse çevriliyor. Şeffaf olalım derken her halde bir çok kişi hapiste olacak. Kamu görevlisinin bile görevi kötüye kullanmaktan dolayı ceza alabilmesi Kamunun zarara uğramasına bağlı.
En çok 2 yıl hapis

Ancak telâşe mahal yok! Çünkü Türk Ticaret Kanununun getirdiği yükümlülükleri yerine getirmeyenlere verilebilecek en fazla hapis cezası 2 yıl. Türk Ceza kanununa göre işlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilen kişinin cezası ertelenebiliyor. Ancak belirli bir süre içerisinde hapis cezası mahkûmiyeti alınması durumunda erteleme söz konusu değil.
Ekonomik suça ekonomik ceza

Alacaklıların, yönetimde bulunmayan ortakların hak ve menfaatlerinin zarar görmesi halinde buna ilişkin yargı süreci zaten oluşacak. Ancak hiç kimsenin olumsuz etkilenmediği, şikayet etmediği, kamunun zara görmediği, sır olabilecek mali tabloları kamuya açıklamadı diye bir işadamını yargılanması veya para cezası alması çok katı bir anlayış. Bu hükümlerin fiilen uygulanması zor görünüyor. Uygulama süreci yaklaştıkça iş dünyası özellikle ceza ve yaptırımların yeniden gözden geçirilmesini talep ediyor.

Vergi hukuku değişmezse İki ayrı defter tutulacak


Deloitte Türkiye CEO'su Hüseyin Gürer, yeni TTK'nın hesap verilebilirlik, adillik, şeffaflık, sorumluluk değerlerinden oluşan kurumsal yönetim ilkelerinin Türk ticaret hayatında bir yönetim felsefesi olarak benimsenmesini ve bu ilkeler etrafında örgütlenmiş yönetim yapılarının tüm ticaret hayatına egemen davranış ve yönetim biçimi olmasını hedeflediğini söyledi. Bu anlamda önümüzde tüm anonim ve limited şirketler açısından baştan aşağı yeniden yapılanmayı gerektiren bir süreç bulunduğunu ifade eden Gürer, "Yeni Türk Ticaret Kanunu şirketlere 6 ana uyum alanında yasal yapı ve pay sahipliği hakları, şirketler topluluğu, kurumsal yönetim ilkeleri, iç denetim, bilgi topluluğu hizmetleri, bilgi güvenliği, web sitesi uygulamaları, mali durum, finansal raporlama, UFRS ile özdeş TMS, bağımsız denetim ve işlem denetimi konu başlıkları altında değişim ve uyum gereksinimi getirmektedir" dedi. Yeni TTK'nın şirketlere yönetsel ve finansal şeffaflık getirmenin yanında; kamunun aydınlatılması konusunda da çok önemli yenilikler getirdiğini ifade eden Gürer şu uyarılarda bulundu: "
Yaptırımlara dikkat

"Yeni TTK ile uyum bir yeniden yapılanma süreci ve her firma tarafından bir uyum projesi olarak ele alınması gereken çok disiplinli bir biçimde yönetilmesi gereken bir süreç. Kanun ile şirketler ilk zamanlarda uyum eksikliklerini tamamlamak için bu dönüşümü sağlayacak uygun insan kaynağına sahip olmama ya da uygun danışman bulmada sıkıntı çekme ya da bu uyum sürecinin getirdiği maliyetlerle baş etme konusunda zorluklar yaşayabilir. Uyum eksikliklerini tamamlamayan şirket yöneticileri hukuki anlamda kanunda bahsedilen yaptırımlarla karşılaşabilirler. Orta vadede ise tüm bu yeni sistemler ve yönetsel ve finansal organizasyon yapısı işler hale gelip, taşlar yerli yerine oturana kadar çeşitli zorluklar yaşanabilir."

Düşük bir ihtimal


TTK'nın, kayıtdışı ekonominin oluşmamasına bir zemin olacağını vurgulayan Gürer, böylece şeffaf bir ekonomiden bahsedilebileceğini bildirdi. Vergi Konseyi'nin Vergi Usul Kanunu taslağını Maliye Bakanlığı'na gönderdiğini de hatırlatan Gürer, "Dolayısıyla, vergi düzenlemelerinin değiştirilmemesi düşük bir ihtimal olarak gözükmektedir. Buna rağmen değişmeyeceği düşünülürse, hem Vergi Hukuku için hem de Ticaret Hukuku için iki ayrı defter tutulmasını gündeme getirecektir. Bu durumda mükelleflere ilave külfet olacaktır. İki ayrı defter olması, beraberinde iki ayrı mali tablo oluşturulması ile sonuçlanacaktır" uyarısında bulundu. 
Tek eksik kalan nokta

Gerçek bir sermaye şirketi olmak ve piyasadaki rekabetin gerisinde kalmadan büyük ölçekli firmalar ile rekabet edebilmek için yeni TTK'da bahsedilen iyi yönetim mekanizmalarının KOBİ'ler tarafından kurulmasının hayati önem taşıdığına dikkat çeken Gürer, bu dönüşümü layıkıyla başaramayan KOBİ'lerin önümüzdeki yıllarda yabancı yatırımcı için çekim merkezi olma, belirli bir büyüklüğe geldikten sonra halka arz, ucuz finansman kaynaklarına ulaşma, yabancı piyasalar ile entegrasyon gibi bir çok avantajdan yararlanamayacağını ve rekabette geri plana düşeceğini düşündüklerini bildirdi. Bu dönüşümü sağlamayı tercih etmeyen KOBİ'lerin şahıs şirketlerine dönebileceğini vurgulayan Gürer, ancak KOBİ'lerin  yeni TTK'ya uyum sürecini bir yeniden yapılanma fırsatı olarak görmeli gerektiğini bildirdi.

Yeni TTK'da tek eksik kalan noktanın ikincil mevzuatın hızla yayımlanması olduğunu ifade eden Gürer, "ikincil yönetmeliklerle birlikte kanunun uygulamasına dair bir çok soruya da yanıt bulabileceğimizi düşünüyorum" diye konuştu.

23 Aralık 2011 Cuma

Elektronik ortamda defter tutulması

Elektronik ortamda defter tutulması / Akif AKARCA / Dr.Mehmet ŞAFAK  22.12.2011

 Türk Ticaret Kanunu ve Vergi Usul Kanunu'nun verdiği yetki çerçevesinde Maliye Bakanlığı ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nca hazırlanan elektronik ortamda defter tutulmasına ilişkin usul ve esasları açıklayan Elektronik Defter Genel Tebliği, 13.12.2011 tarih ve 28141 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. Anılan tebliğde belirtilen şartları yerine getirenlerden kendisine izin verilenlerin, 01.01.2012 tarihinden itibaren elektronik defter tutmaya başlamaları mümkündür.

Anılan tebliğde belirtilen usul ve esaslar şöyledir:
1. Elektronik ortamda tutulabilecek defterler

Elektronik ortamda tutulabilecek defterlerin adları tek tek tebliğde sayılmamış; bunun yerine format ve standardı www.edefter.gov.tr adresinde duyurulan defterlerin elektronik ortamda tutulabileceği açıklanmıştır. Bu kapsamda, bugün itibarı ile Yevmiye Defteri ve Büyük Defterin (Kebir) format ve standardıwww.edefter.gov.tr adresinde duyurulmuş olup anılan defterler elektronik ortamda tutulabilecektir.

2. Uygulamadan yararlanma koşulları ve başvuruda istenen belgeler

Defterlerini elektronik ortamda oluşturmak, kaydetmek, muhafaza ve ibraz etmek isteyenlerin, aşağıdaki koşulları taşımaları gerekmektedir:

- Gerçek kişi mükelleflerin 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri çerçevesinde üretilen nitelikli elektronik sertifikaya sahip olmaları.

- Tüzel kişi mükelleflerin 397 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nde yer alan belirlemeler çerçevesinde elektronik fatura uygulamasından yararlanma iznine sahip olması ve bu çerçevede Mali Mühür temin etmiş olması.

- Elektronik defter tutulması, kaydedilmesi, onaylanması, saklanması ve ibrazında kullanılacak yazılımın uyumluluk onayı almış bir yazılım olması.

Yukarıda sayılan şartları taşıyanlardan anılan tebliğ kapsamında elektronik defter oluşturmak, kaydetmek, muhafaza ve ibraz etmek isteyen mükelleflerin, www.edefter.gov.tr internet sitesinde de belirtilen Gelir İdaresi Başkanlığı İlkadım Caddesi 06450 Dikmen/ Ankara adresine yazılı başvuruda bulunması gerekmektedir. Bu başvuruda aşağıdaki belgelerin de sunulması gerekmektedir:

a-) www.edefter.gov.tr internet adresinde yer alan "Elektronik Defter Uygulaması Başvuru Formu ve Taahhütnamesi"nin imzalı aslı,

b-) Tüzel kişiler için başvuru formunu imzalayan kişi veya kişilerin yetkili olduğunu gösteren şirket imza sirkülerinin noter tasdikli örneği (e-fatura uygulamasından yararlanmaya başlayan ve imza sirkülerinde herhangi bir değişiklik bulunmayan mükellefler için bu şart aranmamaktadır.)

c-) Elektronik defterlerin oluşturulması sırasında, bu konuda uyumluluk onayı alınmış bir yazılımın kullanılması durumunda söz konusu yazılım hakkında yazılımın adı, sürüm numarası gibi mükellef kullanımına özgü bilgiler,

d-) Uyumluluk onayı almamış bir yazılım kullanılmak istenmesi durumunda, anılan tebliğin "3.2 Yazılımların Uyumluluk Onayı" başlıklı bölümünde belirtilen belge ve bilgiler.

Gerekli görülmesi halinde yukarıda sayılan bilgi ve belgelere ek olarak başka teknik bilgi ve belge de istenebilecektir.
3. Yazılımların uyumluluk onayı

Müşterilerinin ihtiyaçları doğrultusunda, özel veya paket yazılım üreten yazılım üreticileri ile yazılımlarını kendi geliştiren mükelleflerin, anılan tebliğde belirtilen esaslara uygun elektronik defter oluşturan, kaydeden, onaylayan muhafaza eden yazılımların Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından onaylanması amacıyla, aşağıda yer alan bilgi ve belgelerle birlikte yazılı olarak başvuruda bulunmaları gerekmektedir.

a-) Onay talebine ilişkin yazılı dilekçe
b-) Yazılımın adı, sürüm numarası gibi ayırt edici özellikleri
c-) Onayı istenen yazılım ile ilgili olarak aşağıda yer alan bilgileri içeren teknik doküman veya dokümanlar
1) Yazılımın geliştirilmesinde kullanılan programlama dili, dosya sistemi, çalıştığı işletim sistemi gibi genel özellikleri
2) Tebliğde yer alan oluşturma, kaydetme, onaylama, muhafaza ve ibraz gibi temel süreçlere ait iş akış şemaları

- Tebliğ çerçevesinde belirlenen format ve standartlara uygun olarak ve onaya sunulan yazılım tarafından oluşturulan elektronik imzalı veya mali mühürlü elektronik defter örnekleri

- Gerek duyulması halinde onaylanması istenen yazılımın kuruluma hazır bir örneği

Yukarıda açıklanan şekilde yapılan başvuru sonrasında, yapılacak testleri başarılı bir şekilde tamamlayan yazılımlara uyumluluk onayı verilecektir.

Tebliğe göre; yazılımların testleri üreticileri tarafından yaptırılacaktır. Testi başarılı biçimde tamamlayanlarwww.edefter.gov.tr internet adresinden ilan edilecektir. İlan edilen yazılımlar aracılığı ile elektronik defter tutacakların ayrıca test yapmalarına gerek bulunmamaktadır.

Kendi yazılımını kendisi geliştirenlerden test sürecini başarılı bir şekilde tamamlayanlar internet sitesinden ilan edilmeyecektir.

Uyumluluk onayları ile ilgili test planı, test süreci ve ilgili diğer teknik dökümanlar www.edefter.gov.trinternet adresinden duyurulacaktır.
4. Elektronik Defter Oluşturma
a) Uygulamaya başlama

Tebliğde yapılan düzenlemeler kapsamında kendisine izin verilenler, www.edefter.gov.tr internet adresinde format ve standartlara uygun olarak ve aylık dönemler itibarıyla elektronik defterlerini oluşturmaya ve saklamaya başlayacaklardır.

Defterlerini elektronik defter biçiminde tutmaya başlayanların, söz konusu defterlerini kâğıt ortamında tutmaları mümkün olmayacaktır.

b) Defterlerin açılış ve kapanış onayları

Elektronik defter tutma sürecinde hesap döneminin ilk ayının beratının alınması açılış onayı, son ayının beratının alınması ise kapanış onayı yerine geçecektir. (Elektronik defter beratı, açılış onayı ve kapanış onayı kavramları, anılan Tebliğ'in "2. Tanımlar ve Kısaltmalar" başlığında açıklanmıştır.)

c) Elektronik berat alınması

Elektronik defter beratı, Tebliğde yer alan esaslar çerçevesinde, elektronik ortamda oluşturulan defterlere ilişkin olarak, Gelir İdaresi tarafından belirlenen standartlara uygun bilgileri içeren ve Başkanlık Mali Mührü ile onaylanmış elektronik dosyayı ifade etmektedir.

Uygulamadan yararlananlar, aylık dönemler itibarıyla oluşturdukları elektronik defterler için, aşağıda yer alan adımları izleyerek berat almak ve bunları istenildiğinde ibraz etmek üzere muhafaza etmek zorundadırlar.

- Gerçek kişiler elektronik defterlerini, ilgili olduğu ayı takip eden ayın son gününe kadar (Aralık ayına ilişkin defterler gelir vergisi beyannamesinin verilme süresinin sonuna kadar) kendilerine ait güvenli elektronik imza ile imzalar.

- Tüzel kişiler elektronik defterlerini, ilgili olduğu ayı takip eden ayın son gününe kadar (Hesap döneminin son ayına ait defterler kurumlar vergisi beyannamesinin verilme süresi sonuna kadar) kendilerine ait mali mühür ile onaylar.

- İmzalı veya mühürlü defterler için berat dosyaları oluşturulur ve bu dosyalar Elektronik Defter Uygulaması aracılığı ile Başkanlığın onayına sunulur.

- Başkanlık mali mührünü de içeren beratlar elektronik defter tutanlar tarafından indirilerek istenildiğinde ibraz edilmek üzere ilgili olduğu elektronik defterler ile birlikte muhafaza edilir.

Aylık dönem, sadece onaya sunulan ayın defter kayıtlarını ifade etmekte olup, önceki aylara ait kayıtları içermez. Ancak, hesap dönemi veya takvim yılı içinde, defterlerini elektronik ortamda oluşturmaya başlayanlar, izleyen ilk ayda oluşturacakları elektronik defterlerde, ilgili hesap döneminin başından içinde bulundukları döneme kadar gerçekleştirilen tüm kayıtlara yer vereceklerdir. Ayrıca elektronik defter tutmaya başladıkları tarih itibarıyla eski defterlerine kapanış tasdiki yaptıracaklardır.

Yukarıda sayılan adımların neticesinde oluşturulan elektronik defterler, Başkanlık tarafından onaylanan beratları ile birlikte Vergi Usul Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu kapsamında geçerli kanuni defter olarak kabul edilecektir.

Başkanlık tarafından gerçekleştirilen berat verme işlemi, ilgili defterlerde yer alan kayıtların içerik ve gerçeğe uygunluk denetimi anlamına gelmemekte ve herhangi bir vergi incelemesini veya diğer incelemeleri ifade etmemektedir.

Herhangi bir kesinti veya sistem arızası nedeni ile beratların Başkanlık tarafından onaylanması işleminin gerçekleştirilememesi durumunda söz konusu beratlar, güvenli elektronik imza (gerçek kişiler için) veya mali mühür (tüzel kişiler için) ile zaman damgalı olarak imzalanacak veya onaylanacaktır. Bu kapsamda kullanılacak olan zaman damgaları TÜBİTAK-UEKAE'den temin edilecektir. Beratların, Başkanlığa sunumunu engelleyen kesinti veya arıza durumunun ortadan kalkmasını takiben ilgili beratların tekrar Başkanlık onayına sunulması işlemi gerçekleştirilecektir.

5. Elektronik defterlerin muhafazası ve ibrazı

Anılan Tebliğ kapsamında, elektronik defter oluşturma konusunda izin alanlar, muhafaza ve ibraz ödevlerini yerine getirirken aşağıdaki hususlara uygun hareket etmek zorundadırlar.

- Elektronik defterler, istenildiğinde ibraz edilmek üzere ilgili olduğu beratları ile birlikte muhafaza edilmek zorundadır.

- Elektronik defterler ile beratlarının veri bütünlüğünün sağlanması ile kaynağının inkâr edilmezliği, güvenli elektronik imza veya mali mühür ile garanti altına alındığı için elektronik defterler kâğıt ortamında saklanmayacaktır.

- Defterlerini elektronik ortamda tutanlar, elektronik defterlerini ve ilgili beratlarını vergi kanunları, Türk Ticaret Kanunu ve diğer düzenlemelerde yer alan süreler dâhilinde elektronik, manyetik veya optik ortamlarda muhafaza ve istenildiğinde elektronik, manyetik veya optik araçlar vasıtasıyla eksiksiz ve okunabilir şekilde ibraz etmekle yükümlüdür.

- Muhafaza ve ibraz yükümlülüğü, elektronik defterlerin ve beratların doğruluğuna, bütünlüğüne ve değişmezliğine ilişkin olan her türlü elektronik kayıt ve veri, (elektronik imza ve mali mühür değerleri dâhil) veri tabanı dosyası, saklama ortamı ile doğrulama ve görüntüleme araçlarının tümünü kapsamakta olup, elektronik defterlere istenildiğinde kolaylıkla erişebilmeyi, anlaşılabilir ve eksiksiz bir biçimde görüntüleyebilmeyi ve okunabilir kâğıt baskılarını üretebilmeyi sağlayacak biçimde yerine getirilmelidir.

- Elektronik defterler ve beratların elektronik defter izni verilenlerin kendilerine ait bilgi işlem sistemlerinde muhafaza edilmesi mecburi olup, üçüncü kişiler nezdinde ya da yurt dışında muhafaza işlemi başkanlık ve genel müdürlük açısından herhangi bir hüküm ifade etmemektedir. Muhafaza yükümlülüğünün Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde ve Türkiye Cumhuriyeti kanunlarının geçerli olduğu yerlerde yerine getirilmesi zorunludur.

6. Diğer hususlar

- Elektronik defter tutanlar, elektronik defterlere ait kayıtların bozulması, silinmesi, zarar görmesi, işlem görememesi halleri ile olağanüstü durumların meydana gelmesi halinde, durumu on beş gün içinde Başkanlığa bildirmek ve kayıtları nasıl tamamlayacağına ilişkin ayrıntılı bir plan sunmak zorundadır.

- Elektronik defter tutanlar, elektronik defterlerini oluşturdukları ve muhafaza ettikleri bilgi işlem sistemlerinin haczedilmesi veya bu sistemlere yetkili mercilerce el konulması halinde, durumu en geç üç iş günü içerisinde başkanlığa bildirmek zorundadır.

- Tebliğde belirtilen şartları yerine getirenlerden kendisine izin verilenlerin, 01.01.2012 tarihinden itibaren elektronik defter tutmaya başlamaları mümkündür.

Kaynak: Dünya Gazetesi



14 Aralık 2011 Çarşamba

YENİ KANUNLARIN GETİRDİKLERİ

 

 

YENİ KANUNLARIN GETİRDİKLERİ

Yeni T.T.K 13.01.2011 tarihinde çıktı, yürürlük için bir kısmı 01.07.2012 tarihinde, muhasebe kayıtları ve TFRS Standartlarına göre çıkarılacak finansal tablolar 01.01.2013 tarihi itibariyle yürürlüğe girecek. Ancak finansal tablolar bir önceki yılla karşılaştırmalı olarak hazırlanması zorunluluktur. Onun için 31.12.2012 tarihli tablolarında TFRS ile uyumlu olması gerek. Bunun için hazırlıklar süratle tamamlanmalı.

İnternet sitesi zorunluluğu 01.07.2013 tarihinde yürürlüğe girecektir. Cezai sorumluluğu vardır.

Yeni Türk Ticaret Kanunu ile ekonomide ve şirketler dünyasında çok önemli bir noktaya geçinmiştir. Bu bir milattır. Getirilen radikal değişikler nedeni ile köklü değişime uğramak kaçınılmazdır. Şirketler ayakta kalmak ve bu durumdan güçlü çıkabilmek için denetim ve kurumsallaşmaya kendilerini hazırlamalıdır. Denetim konusunda gerekli standartlara uyum sağlamak gerekir. Özellikle denetim uygulamaları büyük bir çoğunluk için yeni bir konudur. Kurumsallaşma ise herkesin yararına olacak; kurumsal yönetim kamu görevini ve şeffaflık ilkelerini hayata geçirecek. Finansal raporlama standartlarının uygulaması gibi pek çok konu hayatımıza girmektedir.

 

·         Dönemsellik, tahakkuk ve devamlılık esasları ile denetim

·         Ticarette kullanılan tanımlar ve hukuksal problemler bitecek

·         Çağdaş anlayış ile dünyada bulunan ticaret kanunlarına uygun olacak

·         Artık vergi için mali bilanço düzenlenmeyecek

·         Denetlenen ve karşılaştırılabilir finansal tablolar olacak

 (Nakit akım Tablosu- Öz varlık Tablosu gibi)

·         7 adet UFRS/ TFRS – 31 adet UMS/ TMS uygulanacak ayrıca 35 adet KOBİ/TFRS oldu

·         Kurumsal kimlik gelecek

·         GÖSTERMELİK DENETÇİLİK OLMAYACAK

·         Kurum- Kuruluş- Ortak- İşçi gibi herkes arasında güvensizlik ortadan kalkacak

·         Risk tanımlama, önleme ve risk faktörleri belirleme gündeme gelecek

·         Ben yaptım oldu diyenlerin olmayacağı bir ticaret olacak

 

 

 

 

 

 

 

 

 

HAZIRLIKLAR

Şirketler şu ana kadar Yeni Türk Ticaret kanununa ait herhangi bir adım attılar mı? Uyum çalışmalarına ne zaman başlayacaklar? Kalan süre şirketler ve çalışanları için yeterli olacak mı? Bu işlemlere erken başlayanlar farklı bir avantaj ve rekabet üstünlüğü elde edeceklerdir.

Bazı büyük şirketlerin eğitim programlarına başladıkları halde, küçük ve orta ölçekli şirketlerin herhangi bir hazırlığa girişmedikleri görülmektedir. Hâlbuki kamu kesiminde hazırlıklar hızlı başladı ve bitmek üzere bu hazırlıkların neler olduğuna bir bakalım.

I.            GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI

1)         Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile beraber kim mikro, kim KOBİ, kim büyük ölçekli olduğu belirleniyor.

2)         T.T.K hazırlık kampı gerçekleşti ve iç yapılanması tamamlandı. 4 komisyon oluştu bunlar, Ticaret Sicili, Denetim, Elektronik İşlemler ve Sermaye Şirketleri Komisyonu

3)      İlk komisyon MERSİS Projesini devreye soktu. Ticaret sicili örnek olarak Mersin ilinde başladı. Tüm Türkiye çapına yayılacak.

4)      İkincilik mevzuat 25 yönetmelik birkaç tüzük ve tebliğler için ilgili kurumlara uyum içinde ve yakında(Ocak/2012’de) yayınlanacak.

 

II.            MALİYE BAKANLIĞI

Genel kanı, bu kanuna en çok direnç gösterecek diye beklenirken uygulama hiç öyle olmadı ve T.T.K ya en iyi hazırlanan kurum oldu.

1)      T.T.K için Denetim ve Uyum Daire Başkanlığı 2 ayrı müdürlük oluşturdu.  Bunlar; Denetim Koordinasyonu ve Muhasebe Uygulamaları Müdürlüğüdür.

2)      Vergi konseyi tarafından hazırlanan yeni Vergi Usul Kanunu tasarısı görücüye çıktı. Bu düzenleme yapılmazsa Ticaret Kanunu ve TFRS ye göre bir birde eski Vergi Usul Kanunu ve muhasebe uygulama tebliğine göre 2 defter tutmak zorunda kalacaktır. Ayrıca, değerleme ilkesi, enflasyon düzeltmesi, finansal kiralama işlemleri, amortisman işlemleri, borç alacak güncellemeleri kıdem tazminatı v.s gibi konular detaylıca incelenecektir.

3)      Gelir Vergisi Kanunu yeniden hazırlanıyor.

III.            TURMOB (Türkiye Muhasebeler Odaları Birliği )

Çalışmalarını 2 ayrı bölümde yürütüyor.

1.Bölüm: Mevzuatla ilgili olarak hem TMSK hem de Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile aktif çalışmalar sürdürüyor Maliye Bakanlığına da görüş bildiriyor.

2.Bölüm: En önemli öncelik eğitim konusudur. Ve bu konuda dev adımlar atılmıştır. Bu bölümde 3 komisyona ayrılmıştır. 1- TTK Kanunu,2-TFRS ve 3-Denetim Standartları gibi 3 konudur. Türkiye çapında seçilmiş Temmuz 2011’den itibaren 200 kişi. Şu anda 85 bin meslek mensuplarını eğitmek üzere yoğun bir eğitim görmekteler Aralık 2011 ayında kurslar başlayacak. Meslekte etik kurallar yayınlandı.

IV.            T.M.S.K (Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu)

Bir yandan hesap planlarını TFRS lere uygun hale getiriyor. Ayrı komisyon kuruldu taslak hazır. Bir yandan da TMS/ TFRS ve KOBİ TFRS yi 01.11.2010 tarihinde yayınlandı. Finansal tablo düzenlemelerinin tebliğlerini yayınladı ve lav oldu.

 

                                                         SONUÇ

a)      Kurumlar bu çalışma temposu ile 2012 yılının ikinci yarısından itibaren T.T.K için hazır hale geleceklerdir.

b)      Muhasebe ve Denetim mesleği içinde olan kişiler özel hazırlık kurslarına gidiyorlar. Mecburi eğitimden önce

c)      Şirketler ise bu kanunun erteleneceğini beklemek yerine, süratle hazırlanmaları daha doğru olacaktır.

LÜTFEN ŞU SORULARA CEVAP BULMAYA ÇALIŞIN(ANKET)

Yeni Türk Ticaret Kanununa göre denetçi yöneticiyi(1 kişi bile olsa) görevinden edebiliyor, ama şirket denetçiyi görevden alamıyor. (4 gün içinde istifası gerek.)

1-      Tüm A.Ş ve Ltd Şirketlerde denetim zorunlu. Denetlenmeyenlere hapis cezası var. Denetçiniz kim olacak? Kısıtlar var.

2-      Muhasebe sisteminiz TFRS ye hazır mı? Personelin eğitimini kim verecek? Yeni tabloları hazırlayabilecekler mi? Dip notlar çok önemli.

3-      Faaliyet Raporunu kim yazacak?(çok özel)

4-      Genel Kurulları kim yapacak?

5-      Kurumsal Denetim İlkeleri ne olacak?

6-      İç Denetim İlkeleri hakkında neler biliyorsunuz?

7-      Risk Faktörü kim tespit edecek? Risk faktörü yazılmayan rapora olumlu görüş yok

8-      Dünyada Basel III. çıktı birkaç defa ertelenen Basel II. yi kim uygulayacak? Yoksa yüksek faiz ödeyip beklide kredi alamayacaksınız kredi notu nedir?

9-      Yeni Vergi Usul Kanunu (Taslak 175 Md) Yeminli Müşavirlik mecbur olacak. YMM Kim olacak?

10-  İşletmenizin alacakları arasında tahsiline şüphe duyduğunuz mahkeme aşamasına getirmediğiniz alacaklarınız var mı?

11-  İşletmenizin stokları nasıl, aşırı değerlenmiş mi? Elden çıkardığınız ya da değeri düşen var mı?

12-  İşletmenizin Demirbaş makine parkı nasıl? Elden çıkarırsanız defter değerinden aşağıda mı? Kur farkı v.s ile değerleri arttırılmış mı?

13-  Müşteri ve satıcılar da vadeli çek kullanıyor musunuz?

14-  Geçmiş yıl zararları var mı?

Bu soruları onlarca değil yüzlerce arttırabiliriz.

GENEL OLARAK MALİ TABLOLARINIZIN GERÇEĞİ YANSITIYOR MU?

Yukarıda bahsettiğim kuralları gözden geçirerek ve dikkate alarak zaman geçirmeden ve bu düzenlemelere uyum sağlaması ve hazırlıkları buna göre yapılması büyük önem arz etmektedir.

 

 

 

 

 

 

            EĞİTİM( Bu Bölüm Daha Ziyade Muhasebe Meslek Mensupları için)

Aşağıda bu kanunda geçen yıl (Ocak 2011) tarihinde yayımladığım uzun bir yazının sadece bir kısmını tekrar buraya aldıktan sonra durumu biraz daha geniş olarak açıklamaya çalışacağım

Sayın Dostlarım Merhaba

Şirket Ortakları, Yöneticiler: Derhal avukatınız ve mali müşavirinizi çağırın olacakları ve olacakların şirketiniz üzerinde yarattığı etkileri masaya yatırın yol haritanızı belirleyin.

Muhasebe Sorumlularınıza, en kısa ve pratik yoldan Türkiye Finansal Raporlama Standartlarının öğrenimini sağlayın Hazırlanın Çünkü Ticaret Kanunu ve Borçlar Kanunu tasarıları yürürlüğe girdiğinde, günlük yaşantımızda da önemli yansımaları olacak.

Kısacık bir zaman ayırıp bu konuları bilgilerinize sunmak konusunda yardımcı olduğumu umut ediyor, ileride birlikte çalışmak ümidi ile iyi çalışmalar diliyorum.

BU KONUDA DAHA FAZLA BİLGİLENMEK VE YENİ ÇIKAN KANUNLAR VE TEBLİĞLER HAKKINDA PERSONELİNİZE EĞİTİM VERMEK AMACI İLE AŞAĞIDAKİ BİLGİLERİ İNCELEMENİZDE YARAR GÖRMEKTEYİM.

EĞİTİMİ VERİLECEK OLAN DERSLER VE KONULAR:

Türk Ticaret Kanunu (Şirketler ve Denetim Hukuku) ve iç Kontrol Sistemi -İç Denetim Standartları

Kurumsal Yönetim -Risk Yönetimi ve UFRS - TMS Raporlama Standartları ile BASEL (SPK ve BBDK) ve Borçlar Kanunu

 

Saygı ve sevgilerimle

    EKREM ERŞAHİN

Muhasebe mesleğinin ilgi alanı giderek artacak ve denetim uygulaması yeni bir konu olduğundan çok önemlidir. Şirketlerin yeni süreçte bir hukukçusu, denetçisi ve danışmanı olması gerekecek.  Tabiî ki bu bir maliyet oluşturacaktır. Şimdi patronlar;

1)      Bağımlı veya Bağımsız Defter tutan muhasebeci mali müşavir

2)      Bağımsız denetimi yapan mali müşavir veya yeminli mali müşavir

3)      Tam tasdikini yapan YMM’e ayrı ayrı paramı verecek?

YMM ile anlaşarak 3 müşaviri 2’ye indirmek mümkün. Şirket yöneticilerine veya yönetim kurulları, şirket müdürleri bu değişikliklere ilişkin şirketlerin durumlarını değerlendirip yol haritalarını belirlemeli aksi halde hukuki ve cezai sorumluluklar açısından büyük önem taşımaktadır. Ayrıca Basel II’ye  göre ve kredi kullanma imkanını kaybeder.

 

 

I.          HANGİ KONUDA EĞİTİM ALMALIYIZ

1-Türkiye finansal raporlama standartlarının uygulanması

 a)TMS ve TFRS ve KOBİ TFRS (35 ayrı bölüm)

b)yeni tek düzen hesap planı ve yeni mali tablolar formatı

2- Bağımsız Denetim İşlemlerinin Uygulanması

2/1 a) Türk Ticaret Kanunu(şirketler ve denetim)

        b) Kurumsal Yönetim ülkeleri varsa aile anayasası

        c) Risk Faktörleri komitesi

        d) İç Denetim Rapor ve Komitesi

        e) Basel II. Hatta III. Çıktı.

2/2 Denetim standartları (etik kurallar) yayınlandı denetim nasıl olacak?

3- Mali Kanunlar: Yeni Vergi Usul Kanunu-taslak hazır

                              Yeni Gelir Usul Kanunu- hazırlanıyor

4-Diğer Kanunlar: Hukuk Mahkemeleri Usul Hukuku

                             Bürolar Kanunu

 

Peki, kimden hangi kurumdan eğitim almalıyız?

Turmob’un yapacağı mecburi eğitim ve imtihan 120 saat 1300 sayfalık bu yeterli olmazsa diğer yerlerde

-          Üniversiteler de yüksek Lisans veya kurs olarak

-          Denetim Şirketleri (eğer veriyorlarsa)

-          Meslek Odaları

-          Münferit kurs ve eğitim şirketleri özel kuruluşlar çok pahalı 340,00TL gibi.

Eğitime gidince her şey hal olacak mı?

Sadece eğitimle öğrenilmesi yeterli değil eğitim bir bakış açısı verir. Halka açık şirketlerin rapor ve tablolarını okuyup eğitimle karşılaştırın. Yani uygulama ile eğitimi örtüştürün. Uygulamaya ağırlık verin Excel dosyasında kafasını gözünü yara yara mizanları TFRS’ YE geçirin düzeltme kayıtlarını yapın ve bir uzmana gösterin pes etmeyin sıkılmayın kaytarmayın yazılmış faaliyet raporları Bağımsız Denetim Raporlarını inceleyin. Düzeltme maddeleri oluşturun.

Bence en iyisi ‘’Muhasebe Koçu İle Anlaşın’’

Önce ekteki koçluk Mentorluk hakkındaki yazımı okumanız da fayda var. O zaman bu bölümü daha iyi anlayabilirsiniz.

İyi bir muhasebe düzeni, kurum ve işletmelerin batmasını çabuklaştıran önemli bir silahtır. Muhasebe öğretiminin tamamlanmasıyla birlikte, bu bilgilerin iş hayatında nasıl kullanılabileceğini bilebilmek bambaşka bir uzmanlık gerektirir.

Muhasebe koçluğu: muhasebe servislerinin ve ekiplerinin alışkanlıklarını değiştirerek gerçek potansiyeli ortaya çıkarmak ve devamlı değişiklikleri bildiren ve mesleki hedefler koyarak, bunların uygulanmasını sağlar ve tam bir ekip çalışması yapar. Tıpkı basketbol sporunda olduğu gibi

Ben bu işe de talibim.. Bilgilerinize arz olunur. Daha detaylı görüşmek isterseniz randevulaşalım.   Esen kalın.  

 

                                   EKREM ERŞAHİN

                              www.ekremersahin-ymm.com

 

 

 

Lalalık

Lalalık-Ustalık-Mentorluk ve Koçluk

Hepimizin;  başı sıkıştığında, kapısını çaldığımız, akıl danıştığımız bir yol göstericiye, bir ustaya, bir mentora veya eski günlerde Lala’ya ya da günümüzde Koç’a ihtiyacımız vardır.

Bugün yönetim dünyasının en popüler konuları bu uygulamalardır. Çalışanların performanslarını yükseltmek, yöneticilerin yeteneklerini geliştirmek ve kişisel gelişim sürecini hızlandırmak için kullanılan yöntemlerin başında gelmektedir. Bu nedenle hem kişisel hem de kurusal olarak başarının artmasına büyük rolü vardır.

Geçmişte kütüphaneler dolusu kitapların anlatamadığını, hiçbir okulun öğretemediğini hayat derslerini birkaç cümle ile sunuveren birileri olmuştur. Bilginin hızlı bir şekilde yayıldığı günümüzde sırları aktaracak deneyim ve birikimlerini paylaşacak daha önce aynı yollardan geçmiş birilerine ihtiyaç duyulmaktadır.

Bu uygulamaların yönetim dünyasındaki kullanımlarından ve faydalarından bahsetmeden önce tarihteki hikayelerini anlatmak daha anlamlıdır.

-          Taş Devrinde, mağaraya resim yapan, çakmak taşı yapan kişilerin genç insanlara bu yetenekleri kazanması için eğittikleri bulgularına rastlandığı Arkeologlar tarafından belirtilmektedir.

-          Mentorluğun tarihçesi yaklaşık 3000 yıl önce Yunan Mitolojisinde de akıl hocalığı görülmektedir.

-         Mentorlugun Tarihçesi

İzmirli kör bir şair olan Homeros’un anlattığı Odysseia destanında Truva  savaşına katılmak için yola çıkan İthaka Kralı  Odysseia’a ne zaman döneceği  oğlu Telemachus’un eğitimi için arkadaşı Mentor’a emanet eder ve “ona bildiğin her şeyi öğret der.” Ayrıca bilgelik tanrıçası Athena  tarafından sevildiği için Athena  Telemachus’la ilgilenmek için Mentor kılığına girdiği de  söylenir. Günümüze kadar gelen ilk edebi eserdir.

Mentor kelimesinin bu günkü anlamında kullanılması 1750 yıllarda filozof Fenelon’a dayanır.

Mentor: öğrenme sürecinde olan ve gelişimlerine destek veren değerli biri için de kullanılır. Yani mesleğe yeni girenlerin deneyimlilerden icazet alması veya kendisinden daha genç ve deneyimsiz birine yol göstererek onun, yolunu bulmasına yardımcı olur. Günümüzde özellikle iş hayatında kullanılır. Kişilerin mesleki alanlarda gelişmesini sağlarken kişisel gelişmesine de katkı sağlar.hoca ve talebesi vardır.

Koçluğun Tarihçesi

(Coanching) koçluk sözcüğü ilk olarak 1500’lü yıllarda kıymetli eşyaların taşınmasında faydalanılan  ulaşım araçlarına denirmiş. 1990’lı yıllara gelindiğinde A.B.D ve İngiltere’de başka bir kimliğe bürünmüş. Önce basketbol sporunda ve ardından da iş dünyasında en sık kullanılan sözcük olmuştur.

Koç, kişilerin bireysel ve mesleki hedefler koyarak bunların uygulanmasını sağlar. Ekip çalışması ve hedefe odaklanmak, en iyisi olmak gibi ilkeleri spor koçluğundan alınmıştır. Koçluk, geçmişi değiştirmeden nedenlerle geçmişe değil daha çok geleceğe (nasıllarla geleceğe)yöneliktir. Koç, hatalara ve eksiklere odaklanmaktansa , güçlü özellikleri ve geçmiş başarıları vurgulayarak kişiyi başarıya doğru .......  koçlar sorunların çözümünde danışanlara direkt olarak sunmak yerine çözümü kendi başlarına bulmaları yoluna gitmelidir. Yeni, koçlar yardımcı olacak iç ve dış kaynakları tespit eder. Takip edilecek yoldan çıkmamanızı yolda kalmayı sağlar. Bu ne yapılacağı, nasıl yapılacağı anlamına gelmez.

Bunun bir hikayesi de vardır. Küçük Ahmet babasıyla çiftlikte iken başı boş bir at görürler, Ahmet babasına atın sahibinin kim olduğunu ve nereden bulabileceklerini sorar, babası; “at biliyordur” der. Ve atı önlerine katıp yola çıkarlar. At zaman zaman otlamak için kenarlarda durup, tarlalara girince baba atı tekrar yola koyar. Bir süre sonra bir çiftliğe varırlar. Atın sahibi koşarak gelir ve sorar: “bu atın benim olduğunu nereden anladınız? “der.  “Biz bilmiyorduk at biliyordu. Biz sadece onun yolda kalmasını sağladık ve hedefe ulaştık .”Günümüzde hayat dersleri sunan bu bilge kişilere kimi Koç diyor, kimi Mentor diyor, ama bazılarımız Lala diyor.

Lalalığın Tarihçesi

Lalalık Selçuklular döneminden Osmanlıların son dönemine kadar devam etmiştir. Selçuklular döneminde Atabeyler vardı.

Lala deyimini sadece şehzade yetiştiren kişi olarak biliyoruz ama hayır her yöneticinin bir lalası vardır. Osmanlılarda lalalar, padişahların belli bir yaşa gelen erkek evlatlarını yanlarında annesi,hocaları, koruyucu askerleri ve diğer görevliler olduğu halde sancağa gönderilir. Buna “sancağa çıkma” denirdi. Sancak eyalet sistemiyle yönetilen Osmanlı Devletin ve kendisine bağlı ilçe ve köyleri bulunan vilayetlerle, ilçe arası bir idari birimdir.

Geleceğin hükümdarını yetiştirmek üzere görevlendirilen bu kişilere mümtaz şahsiyetler arasından seçilirdi. Bazen birden fazla Lala görevlendirilirdi. Kıdemli Lalaya Lala Paşa denirdi. Lala kendisinde ne varsa verirdi ve sırdaştı bunlara Manevi  Önder de denirdi.

Fatih Sultan Mehmet’in – Ebul Vefa Hazretleri

Yavuz Sultan Selim’in – Zenbilli  Efendi

Kanuni’nin – Yahya Efendi

Sultan Ahmet’ in – Aziz Mahmut Hüdayi Hazretleri olduğu gibi.

Üstatlık

Özellikle denetim ve teftiş ekipleri içinde yeni başlayanların eğitiminin en önemli unsuru üstatlardır. Üstat bu meslek gruplarında uzun yıllardır eğitim görmüşlerdir.(belki önce çırak sonra kalfa ve sonunda üstat gibi)

Yani üstat sadece o konuyu bilen bir öğretmendir. Bilgisine ve teorisine saygı duyulan model alınandır. Bu saygı yalnız hiyerarşiden ibaret değil. Bu meslek grubuna mensup olanların bir birlerine sahiplenmesidir.

 

 

Farklar

Koçlukla Mentorluk ve Lalalık arasındaki farklar.

Koç büyük çoğunlukla kişinin yöneticisidir ve aralarında ast-üst ilişkisi vardır.

Mentor kişiyle iç ilişkisi yoktur. Farklı bir kurumdan bile olabilir. Koçlukta yönetici tüm astlarını geliştirir. Mentorlukte ise mentorluk alan (öğrenci  mentee) talebi ve seçimi ile oluşur ve gönüllü bir deneyim aktarımıdır güvene ve saygıya dayanır.

Lala ise kendinde ne varsa verir.

Üstatlık ile mentorluk arasında bir nevi yakınlık mevcuttur. Ama farklılıkları da vardır.

Koç çalışanı ile birlikte onun gelişimi için neler yapabileceğini konuşur ve birlikte karar verirler. Mentor ise deneyimlerini olumlu olumsuz yönleri ile aktarır. İş yaşamında koçluk çalışanların tavır ve tutumları ile ilgilenir. İş yaşamında mentorluk ise çalışanın potansiyelini ortaya çıkarmayı ve geliştirmeyi hedeflemektedir.  Koçluğun mentorlukla eş anlamlı kullanıldığı sanılmakta aralarındaki farkların ne olduğu konusunda karışıklık olduğu gözlenmektedir.

Peki koçluğun mentorluğun danışmanlıktan farkı nedir? Koçlukla mentorluk ve danışmanlıkta psikoterapiyle karıştırılır. Bunların ortak özellikleri varsa da farklılıkları da vardır. Koçluk danışmalığa yakındır. Ancak koç danışmalığın aksine amaçlanan hedefe ulaşana kadar çalışmayı sürdürür. Danışman koçluk psikoterapi değildir. Sorunlarla uğraşmaz. Koçluk ilkeleri spor(basketbol)koçluğundan alınmıştır.

İşin Eğitimi

Koçluk ve Mentoluk için tek ve standart eğitim olmamakla beraber yönetim, Liderlik, Danışmanlık ve Psikolojik rehberlik konularında eğitim almalı ve sonra tüm yenilikleri takip etmelidir.

International  Coaching  Federation (ICF) veya European Mentoring And Coaching Counsil tarafından tavsiye edilen ve en az 750 saat pratik deneyime sahip olan, olanlar belge alabiliyor. Ülkemizde ben koçum diyen ve koçluk yapanlar bulunmaktadır. Aslında eğitimi tamamlayan herkes koç olamıyor. İş ve yaşam deneyimi olması, dinleme ve analiz etme yeteneği gelişmiş olması uyumlu ve anlayışlı olmalı.

Mentotluk programı en kısa 18 ay çoğu kez 3 yıl sürmeli. Lider yetiştirme programları koçluk uygulamalarının yanı sıra mentorluk programlarının uygulamaya konmaktadır.

KOÇLUK İNSAN YAŞAMINDA Kİ HER ALANDA YAPILABİLİR.

Örnegin MUHASEBE KOÇLUGU

Etkin koç vizyonu olan, misyonuna sahip çıkan, motivasyonu yüksek, sürekli öğrenen ve öğreten, kaliteli iletişimi, hayat biçimi haline getirmiş kişidir. Yani sonuç alabilen bir öğrenci olmak gerekir. Öğrenmek 4 basamakla gerçekleşir.

1-      Bilinçsiz Yetersizlik: Ne bilgi ne tecrübesi yok. Oto süremiyor.

2-      Bilinçli Yetersizlik:  Bilgisi var tecrübesi yok. Nasıl oto süreceğini biliyor ama kullanmamış.

3-      Bilinçli Yeterlilik: kişi ustalaşmıştır. Bilinci ve tecrübesi artmış oto sürerken aşırı dikkatlidir. Direksiyona yapışmıştır henüz usta değildir.

4-      Bilinçsiz Yeterlilik: iyice ustalaştığından sezgileri ile otomatik olarak yaptığı işler olmuştur. Oto sürerken motoru dinler, dikiz aynasına bakar. Yani ustalaşmıştır.

 

2 Aralık 2011 Cuma

Yeni Türk Ticaret Kanununun İhdas Ettiği Suçlar Cezalar ve Olası Sorunlar

Yeni Türk Ticaret Kanununun İhdas Ettiği Suçlar, Cezaları ve Olası Sorunlar
1 Aralık 2011, A.Bumin DOĞRUSÖZ

(Bu makale Yaklaşım Dergisi Aralık 2011 sayısında da yayınlanmıştır)


1 Temmuz 2012 tarihinde halen yürürlükte olan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun yerini alacak olan yeni 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, şeffaflığı sağlama, bilgi toplumunu gerçekleştirme, sermaye şirketlerinde kurumsallaşmayı sağlama, şirket toplulukları düzenini kurma, elektronik dünyasındaki gelişmeleri şirketler âlemine aktarma gibi çeşitli düşüncelerle sermaye şirketleri için yeni bir düzen oluşturmuştur. Bunun doğal sonucu da bu yeni düzenin yaşama sağlıklı olarak aktarılmasını sağlayabilmek için, bu düzene bağlı suç ve cezalar da oluşturulmuştur. Bu suç ve cezalar, suçun unsurlarını belirlemede ilgili maddelere atıflar suretiyle, Kanunun 562. maddesinde düzenlenmiştir.

Suç ve cezaların düzenlendiği 562. madde ve bu suçların soruşturma ve kovuşturmasının re’sen yapılacağını düzenleyen 563. madde, Kanunun “Ticaret Şirketleri” başlıklı 2. Kitabının içerisinde anonim şirketlerin düzenlendiği 4. Kısmın sonunda 12. Bölüm olarak yer almıştır. Oysa yaptırıma bağlanan fillerin bir kısmı, 5. Kısımda düzenlenen sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerle ve 6. Kısımda düzenlenen limitet şirketlerle ilgilidir. Bu nedenle 562 ve 563. maddelerin Kanunda, yine ayrı bir bölüm olarak 6. Kısmın sonunda veya limitet şirketleri düzenleyen kısımdan sonra 7. Kısım olarak yer alması, bana göre daha doğru olurdu. Nitekim bütün kanunlarda yaptırıma bağlanan fiil veya yükümlülükler yer aldıktan sonra son bölümde/kısımda aykırılık halinin yaptırımları belirlenmiştir. Yeni TTK’ da ise bazı fiillerde bunun tam tersi olmuştur. Örneğin web sayfası yükümlülüğü ile ilgili yaptırımlar 562. maddede düzenlenirken, web sayfasına ilişkin yükümlülükler Kanunun 1524. Maddede yer almıştır.

Kanunun 563. maddesinde, 562. maddede sayılan suçların soruşturma ve kovuşturmasının re’sen yapılacağı hükme bağlanmakla, bu suçların takibinin şikâyete bağlı olmadığı vurgulanmıştır.

Öte yandan 562. maddede sayılan bu fillerin başka kanunlarda daha ağır cezaya bağlandığı hallerde, diğer kanunlardaki ağır ceza uygulanacak, TTK’ da hükme bağlanan ceza uygulanmayacaktır (md. 562/13). Ancak 562/12’de düzenlenen “web sayfası oluşturmama, mevcut web sayfasının bir bölümünü bilgi toplumu hizmetlerine özgülememe veya gerekli bilgileri web sayfasına koymama” fiili bu kuralın dışında tutulmuştur. Bunun sebebi, gerekçede yoktur. Kanaatimizce bu durum; ya bu fillere konu yükümlülüklerin yeni ihdası ve dolaysısıyla suç kapsamına yeni alınması sebebiyle başka kanunlarda bu konuda bir düzenleme olamayacağı düşüncesinden ya da Adalet Komisyonunda fıkra numaraları yeniden düzenlenmesi sırasında gerekli özenin gösterilmemiş olmasından kaynaklanmıştır

Yeni Türk Ticaret Kanununun bir kısım filleri, suç olarak düzenlemesi ve bunlara adli yaptırımlar (para cezası ve/veya hapis) öngörmesi de bana göre yerinde olmamıştır. Çünkü bu düzenleme; tacirler, şirket yöneticileri ve temsilcileri hakkında ceza yargılamasını gerektirecek ve verilen cezalar onlar hakkında adli sicilde sabıka kaydı olarak yer alacaktır. Bu nedenle, ceza hukukundaki “ekonomik suçun cezasının da ekonomik olması” gerektiği yolundaki yaygın görüş uyarınca bu fillerin pek çoğunun, md.33/2 de olduğu gibi, “ticari kabahat” olarak düzenlenmesi bana göre daha yerinde olurdu.  

            Yeni Türk Ticaret Kanununun 562. maddesinde suç kabul ettiği filer ve bu filler için öngörülen ceza aşağıda bir tablo (Tablo – I ) olarak verilmiştir. Ancak filler suçun maddi unsurunun düzenlendiği madde veya fıkranın özü olarak verilmiştir. Bu nedenle tabloda atıf yapılan maddeye de bakılmasında yarar vardır.

TABLO – I
YENİ TÜRK TİCARET KANUNUNUN 562. MADDESİ İLE SUÇ OLARAK KABUL EDİLEN FİİLLER

SUÇ OLARAK KABUL EDİLEN FİİLLER
ÖNGÖRÜLEN CEZA

Defter tutma yükümlülüğünü yerine getirmemek (md.64/1)

200 güne kadar adli para cezası
Ticari işletmeyle ilgili gönderilen her türlü belgenin kopyasını saklamamak                                                                                                            
(md. 64/2)
200 güne kadar adli para cezası
Defterlerin açılış ve kapanışlarını notere onaylattırmamak (md. 64/3)
200 güne kadar adli para cezası
Defterlerin usulüne uygun tutmamak (md. 65)
200 güne kadar adli para cezası
Hileli envanter çıkartmak (md. 66)
200 güne kadar adli para cezası
Defter ve belgelerin basılı ortamda ibraz edilememesi (md. 86)
200 güne kadar adli para cezası
Türkiye Muhasebe Standartları Kurulunca belirlenmiş Muhasebe Standartlarına uymamak (md. 88) 
100 günden 300 güne kadar adli para cezası
Bağlı Şirket Yönetim Kurulunun, faaliyet yılının ilk 3 ayı içinde bağlı şirketler hakkında gerekli raporu düzenlememesi (md. 199/1 ve 4)
2 yıla kadar hapis ve adli para cezası
Bu Kanuna göre tutulan veya muhafaza edilen defter, kayıt ve belgeleri yetkililere ibraz etmeme, denetim elemanlarının görevlerini yapmalarına engel olma
Üç aydan iki yıla kadar hapis
Şirket Kurucularının gerçeğe aykırı beyanname tanzimleri (md. 349)                                                                            
300 günden az olmamak üzere adli para cezası
Şirket Kuruluşunda kuruluş denetçisinin gerçeğe aykırı rapor tanzimi (md. 351)
300 günden az olmamak üzere para cezası
Pay sahiplerinin mutat ticari gerekler dışında şirkete borçlanması (md. 358)
300 günden az olmamak üzere adli para cezası
Yönetim Kurulu üyelerinin kendisinin veya yakınlarının ortağı oldukları şahıs şirketleri ile en az %20’sine iştirak ettikleri şirketlerin şirkete borçlanması (md. 395)     
300 günden az olmamak üzere adli para cezası
Anonim Şirketin ve topluluğun finansal tablolarını düzenlemekle yükümlü ana şirketin yönetim kurulunun tabloları, raporları, genel kurul kararını ilan ettirmemesi (md. 524)                                                                                           
200 günden az olmamak üzere adli para cezası

Görevleri dolayısıyla defter ve belgeleri inceleyenlerin öğrendikleri iş ve işletme sırlarını açıklamaları (md. 527)
1 yıla kadar hapis 300 güne kadar adli para cezası

Şirketlerin kuruluş, sermaye artırımı, azaltılma, birleşme, bölünme, tür değiştirme veya menkul kıymet ihracıyla ile belge, beyan ve taahhütnamelerinin Kanuna veya gerçeğe aykırı olması (md. 549)
1 yıldan 3 yıla kadar hapis
Taahhüt olunmamış veya ödenmemiş sermayeyi taahhüt edilmiş veya ödenmiş gibi göstermek veya sermaye taahhüdünde bulunanların ödeme yeterliliğinin olmadığını bilerek taahhüde muvafakat etmek (md. 550)
3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezası
Ayni sermaye veya devralınacak işletme veya ayınlara emsaline nazaran yüksek fiyat takdir etmek veya bunların durumlarını farklı göstermek
(md. 551)                                                                                                   

3 aydan 2 yıla kadar hapis
Şirket kurmak veya sermaye artırımı amacıyla Sermaye Piyasası Kurulu’ndan izinsiz olarak halk dan para toplamak (md. 552)
6 aya kadar hapis
Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren üç ay içinde Anonim, Limitet ve Paylı Komandit Şirketlerde Kanunun 1502. maddesi uyarınca web sayfasını oluşturmamak veya mevcut web sayfasının bir bölümünü bilgi toplumu hizmetlerine özgülememek
6 aya kadar hapis ve 100 günden 300 güne kadar adli para cezası
Web sayfasına konulması gereken bilgileri koymamak
  3 aya kadar hapis ve 100 güne kadar adli para cezası


            Kanunun 562/12. maddesinde “Anonim, Limitet ve Paylı Komandit Şirketlerde Kanunun 1502. maddesi uyarınca web sayfasını oluşturmamak veya mevcut web sayfasının bir bölümünü bilgi toplumu hizmetlerine özgülememek” fiilinin cezalandırılması, kanununun yürürlüğünden itibaren üç ay içinde bu yükümlülüklerini yerine getirmemiş olanlar için öngörülmüştür. Bu üç aylık süre 1 Ekim 2012 tarihinde dolacaktır. Ancak sermaye şirketlere bu yükümlülükleri getiren düzenleme, 1.7.2013 tarihinde yürürlüğe girecektir. Bu nedenle buradaki üç aylık süreyi, “yükümlülüğün yürürlüğe girdiği tarihten (1.7.2013) itibaren üç ay” şeklinde anlamak gerekmektedir. Aksi yorum bir hukuk garabeti ve kaos doğuracaktır. Ancak hem şirketlere yükümlülüğün yerine getirilmesi için 1 yıllık ilave süre tanınması, hem de üç ay ilave süre verilmesi de anlamlı olmamakla birlikte, başka çıkış yolu gözükmemektedir.

            Web sayfası oluşturma yükümlülüğünün TTK’nin yürürlüğe girmesinden sonra yeni kurulan şirketler için de geçerli olduğu, ancak onlar için de bu yükümlülüğün 1.7.2013 sonrası için söz konusu olacağı açıktır. Ancak 562/12. maddenin lafzi ifadesi, yeni TTK’nin yürürlüğe girdiği tarihte mevcut sermaye şirketleri için yaptırım öngörüldüğü şeklinde anlamlandırılmaya elverişlidir. Bu durumda Kanunun yürürlüğünden sonra kurulan şirketlerin bu yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde cezai yaptırım söz konusu olmayacaktır.

Öte yandan 1.7.2013’den sonra kurulan şirketler için, web sayfası oluşturma süresinin tanınmamış olması da bir eksikliktir. Web sayfasının oluşturulması, mutlaka ki tüzel kişilik kazanılmasından sonra ve bu yöndeki belli bir çalışmadan sonra gerçekleştirilebilecektir.

Burada da 516/12. maddenin, TTK’nin yürürlüğe girmesinden sonra kurulacak sermaye şirketlerini de kapsama alacak ve yükümlülüğün yürürlüğe girmesinden sonra kurulacak şirketler için de yükümlülüklerin yerine getirilmesi için üç aylık sürenin tanınmasını sağlayıcı düzeltme yapılmasına ihtiyaç vardır.

Kanunun bir diğer eleştirilecek yönü de, suç ve cezaları düzenleyen bir hükme (md.562) yer verilmesine rağmen başkaca maddelerde de suç ve cezaların düzenlenmiş olmasıdır. Olması gereken, ya bütün suç ve cezaların bir madde de toplanması ya da bütün suç ve cezaların ilgili maddelere veya bölümlere/kısımlara dağıtılmasıydı. Kanunun 562. Maddesinde yer almayan diğer suç ve cezaların listesi ise aşağıda bir tablo olarak sunulmuştur.


TABLO - II
YENİ TÜRK TİCARET KANUNUNUN 562. MADDESİ DIŞINDA SUÇ OLARAK KABUL EDİLEN FİİLLER
MADDE
SUÇ KABUL EDİLEN FİİL
ÖNGÖRÜLEN CEZA
38/1
Tescil ve kayıt için bilerek gerçeğe aykırı beyanda bulunma
Üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası
51
Ticaret Kanununun ticari işletme ve ticaret unvanına ilişkin düzenlemelerine aykırı davranışlar (md.38 ila 46 ve 48)
Üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası
62/1a
Kanunun 55. Maddesinde yazılı haksız rekabet fillerinden birini kasten işlemek
İki yıla kadar hapis veya adli para cezası
62/1b
Kendi icap ve tekliflerinin rakiplerine nazaran kabul edilmesi için kasten yanlış veya yanıltıcı bilgi vermek
İki yıla kadar hapis veya adli para cezası
62/1c
Çalışanları, vekilleri veya yardımcılarını üretim veya ticaret sırlarını ele geçirmek için aldatmak
İki yıla kadar hapis veya adli para cezası
62/1d
Çalışanların veya vekillerinin haksız rekabet oluşturan fillerini işlediklerini öğrenip de önlemeyen veya gerçeğe aykırı beyanı düzeltmeyenler
İki yıla kadar hapis veya adli para cezası