30 Ocak 2008 Çarşamba

İŞLETMELERDE MUHASEBE ALANINDA İNOVASYON

İŞLETMELERDE MUHASEBE ALANINDA İNOVASYONMuhasebe ve finans birimi işletmelerin kalbidir. Bu nedenle, işletme hayatında büyük bir öneme sahiptir. Bu önemli birimlerde ihtiyaçlara göre inovasyon çalışması yapılması gerekir. Muhasebe de inovasyon bazen bir muhasebe programı değişikliği, bazen eleman değişikliği ve bazen de yönetime verilen rapor,tablo ve bilgi değişikliği olabilir. Bu yazımızda muhasebe alanında yapılabilecek yenilikler ile yanlış uygulamalar ve inovasyona konu olabilecek durumları açıklayacağız.Teknolojinin gelişmesi ile bilgisayarların muhasebe kullanılması başlı başına bir yeniliktir. 1994 yılı başından itibaren yaygın bir şekilde tüm işletmelerin muhasebesi bilgisayarla tutulmaya başladı. Ancak, uygulamada; tutulan muhasebelerin tam anlamıyla detaylı tutulmadığını,hesapların ayrıntılı işlenmediğini, muhasebe programlarının tam olarak kullanılmadığını, programların bazı modüllerinin ( üretim vb.) çalıştırılmadığını, entegre bir muhasebenin tutulmadığını, hatta bir çok orta işletmenin muhasebesinin muhasebe bürolarında tutulduğunu ve her türlü detaydan yoksun tutulduğunu görmekteyiz. Bir çok işletmede muhasebe güncellikten yoksun olup, kayıtlar bir iki ay geriden gelmektedir. Muhasebenin, detaylı olmadığı, güncel olmadığı ve yöneticinin elinin altında tutulmadığı durumlarda; bilgi akışının olmaması ve doğru bilginin alınamaması veya zamanında alınamaması nedeniyle karar alma noktasında, muhasebeden doğru ve verimli bir şekilde faydalanmaktan söz edilemez. İşletme vergiden alacağa, maliyetten satışa bir çok konuda risk almaktadır. Bazen de gelişmiş bir bilgisayar, profesyonel muhasebe programı var.Bunlar çok güzel ama kullanan kişinin bilgisayar,program kullanma ve muhasebe bilgisi yetersiz olduğundan verimli bir muhasebeden bahsedilemez. Muhasebe programı tam bilinmediğinden ne tür rapor alınır, nasıl alınır ve parametreler hangi amaca göre değiştirilir, bunlar da bilinmez. Örneğin, muhasebe programının üretim modülünü kullanan işletme yok denecek kadar azdır. İmalat ve üretim hesapları maalesef halen muhasebe programı dışında EXCEL programında haricen tutulmaktadır. Muhasebe programındaki üretim reçeteleri kullanılmamaktadır. Bu tür muhasebe tutulması oto kontrolü de ortadan kaldırmakta ve bir çok hatalı işleme de sebep olmaktadır. Hatta kayıt dışılığı da teşvik etmektedir. Öte yandan entegre muhasebe tutulmaması, zaman kaybına, yanlış ve hatalı mali raporların çıkmasına, personel fazlalığına da sebep olmaktadır. Bir çok işletme yöneticisi de muhasebeye ve muhasebe programına önem vermediklerinden bu durumun farkında bile değiller. İşte tüm bunların ortadan kaldırılması ancak muhasebe biriminde ve kayıt işlemlerinde aksaklıklar tespit edilerek işletmenin amacına uygun, maliyetleri düşürücü,güncel, doğru ve detaylı bir muhasebe tutulmasına karar verilmesi gerekir. İşte en büyük yenilik ve inovasyon bu olur. Bu sayede işletme yönetimi güncel durumlarını görür. Kararlarını ona göre alır. İşletmeye gerek olan tüm raporlar alınır ve gerekli yerlerde kullanılır. Bunun için öncelikle işletme yapısına en uygun profesyonel bir muhasebe programı tespit edilmeli. Bu programın tüm modülleri alınmalı ve kullanılmalıdır.Tüm modüller entegre bir şekilde çalıştırılmalıdır. Her türlü kayıt; fatura ve benzeri belgeye dayanarak teker teker girilmek suretiyle yapılmalıdır. Günlük kayıt yapılmalıdır. Muhasebe programı diğer birimlerle entegre çalışmalıdır. Üretim, satış,depo vb. birimlerdeki güncel olaylar anında muhasebeye intikal etmelidir.Güncel,doğru ve entegre kayıtlar tutularak; muhasebe personeli maliyeti azaltılmalı, hata ve yanlışlıklar ortadan kaldırılmalı, işletme risk almaktan kurtarılmalı, yöneticiler de muhasebeden daha çok faydalanmalı ve işletmeyi daha iyi yönetmeliler. En bariz örnek muhasebede sağlıklı ve güncel cari hesap tutulması ve her ay mutabakat mektubu alınması işletmeleri bir çok finansal riskten korur. Uygulamada bir çok örneğini görmek mümkün. Öte yandan diğer bir yenilenme de; mali tabloları okuma alanında yapılmalıdır. İşletme yöneticileri ve muhasebe müdürleri bilanço ve gelir tablosu gibi sonuç içeren tabloları analiz edebilmeleri, belli aralıklarla rasyoları çıkarabilmeleri, bu rasyoların sonucuna göre durum analizleri yapılmalı ve gerekli önlemler ve kararlar alınmalıdır. Bu analizler bazen maliyet analizi, bazen kârlılık analizi,bazen borç yükü analizi, bazen risk analizi ve bazen de kredibilite analizi olabilir. Bilanço ve gelir tablosu işletmenin aynasıdır. İşletmenin durumunu bu tablolar dışarıya yansıtır. Bu nedenle önemlidir. Gerek muhasebe programları, gerek muhasebe çalışanlarının yenilenmesi yada eğitilmesi, bu konuda mali danışmanlık alınması ve bunun sonucunda güncel,entegre,sağlıklı,detaylı ve açık bir muhasebe tutulması iyi bir muhasebe inovasyonu sayılır. Öte yandan, işletme yöneticilerinin,muhasebe müdürlerinin bu konuda mali danışmanlık alarak iyi birer mali tablo (bilanço ve diğerleri) okuyucusu olmaları,okumaları ve bunu kararlarına yansıtmaları ve gerekli önlemleri zamanında almaları da muhasebe açısından iyi bir inovasyondur. Hüseyin Bozkurt

Friday, January 18, 2008

Nasıl daha az otomobil vergisi ödersiniz?

Nasıl daha az otomobil vergisi ödersiniz?www.gazeteport.com18.01.2008
Otomobili olanlar, cipi olanlar...Aracınızın 2008 yılına ait motorlu taşıtlar vergisinin birinci taksitini, içinde bulunduğumuz Ocak ayının sonuna kadar ödemeniz gerekiyor. Pekii.. Özellikle silindir hacmi ve yaşı büyük araç sahipleri.. Aracınız için tarifedeki vergiden daha az vergi ödemenizin mümkün olabileceğini biliyor musunuz? Evet, bu mümkün.. Aracınızın motor silindir hacmi ve yaşına göre belirlenen motorlu taşıtlar vergisi tutarı, kasko sigortası değerinin yüzde 5’ini aşıyorsa, aynı yaş grubundaki bir alt kademeden, daha düşük vergi ödeyebiliyorsunuz. Uygulamadan yararlanmak için taşıtın kasko sigortasının yaptırılmış olması da gerekmiyor. HANGİ TAŞITLARA İNDİRİM VAR?Kasko bedeli kıyaslaması yoluyla daha az motorlu taşıtlar vergisi ödeme olanağı, Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu’nun (I) sayılı tarifesinde yer alan; - Otomobil, - Cip, - Kaptıkaçtı, - Arazi taşıtları, -ve benzeri taşıtlar için söz konusu. Bunlar dışında kalan araçlar için kasko bedeli kıyaslaması, dolayısıyla tarifede yer alan tutardan daha az motorlu taşıtlar vergisi ödenmesi söz konusu değil. KASKO DEĞERİNE GÖRE MTV HESABIKasko değerine göre motorlu taşıtlar vergisi için önce, taşıtın kasko sigorta değerinin yüzde 5’ i hesaplanacak (Kasko değer listesi, her yılın Ocak ayı itibariyle Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketler Birliği tarafından yayınlanıyor, Bu listeye www.tsrsb.org.tr adresinden ulaşmak da mümkün). Sonra, taşıtın yaşı ve silindir hacmine göre, 2008 yılı MTV’si bulunacak (2008 yılı MTV tutarları tabloda verilmiştir). Kasko değerinin yüzde 5’i ile tablodaki motorlu taşıtlar vergisi kıyaslanacak. Kasko değerinin yüzde 5’i tarifedeki motorlu taşıtlar vergisi tutarından düşük ise aynı yaş grubundaki bir alt kademeden vergi ödenecek. Örneğin: motor silindir hacmi 3.001-3.500 arasında olan 8 yaşında bir taşıtın kasko sigortasına esas olan değerinin 30 bin YTL olması halinde, 2008 yılında ödenesi gereken motorlu taşıtlar vergisi şöyle hesaplanacak. - Taşıtın kasko değeri 30 bin YTL. Yüzde 5’i (30.000x%5=) 1.500 YTL. - Taşıtın tarifeye göre 2008 yılı MTV tutarı 2.677 YTL. - Aynı yaştaki bir alt kademe için MTV tutarı 1.763 YTL. Örnekteki taşıtın kasko değerinin yüzde 5’i( 1.500 YTL), taşıtın 2008 yılı MTV tutarından (2.677 YTL) düşük olduğundan, ödenecek olan MTV tutarı, aynı yaş grubunun bir alt kademesi için belirlenen 1.763 YTL olacak. Kasko değerinin yüzde 5’inin, bir alt kademedeki MTV’den de düşük olması halinde, ikinci alt kademeye inilmeyecek.BAŞVURU GEREKİYORÖdeyeceği MTV, taşıtının kasko sigorta değerinin yüzde 5’ini aşan taşıt sahibinin, ilgili vergi dairesine yazılı başvuruda bulunması gerekiyor. Başka bir anlatımla, vergi dairesi bu hesaplamayı, başvuru olmadan kendiliğinden yapmıyor. YAPILACAK İŞLEMLERYapılacak işlemler, Maliye Bakanlığı’nca, yayımlanan 28 No.lu MTV Genel Tebliği’nde yer alıyor. Buna göre; araç sahiplerinin, yetkili sigorta acentesine, “Motorlu Taşıtlar Vergisi Tutarına Esas Olan Kasko Sigortası Değeri Bildirim Formu” nu düzenlettirecekler. Ardından söz konusu formu dilekçeye eklemek suretiyle, motorlu taşıtlar vergisi yönünden bağlı bulundukları vergi dairesine başvuruda bulunacaklar. Motorlu Kara Taşıtları Kasko Değer Listesi’nde yer almayan taşıtların değerleri, yetkili sigorta acentelerinin başvurusu üzerine, Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği tarafından ayrıca belirleniyor. FAZLA ÖDENEN VERGİ GERİ ALINABİLİRMTV’nin taşıtın kasko değerinin yüzde 5’i ile kıyaslanarak daha az vergi ödenmesine ilişkin düzenleme, 1 Ocak 2004 tarihinden itibaren yürürlüğe girdi. 2004, 2005, 2006 ve 2007 yıllarında kasko değeri kıyaslaması yapmaksızın fazla vergi ödeyen araç sahiplerinin, fazla ödedikleri vergiyi geri almaları mümkün. Bu durumda olan araç sahiplerinin, ilgili vergi dairesine 2004, 2005, 2006 ve 2007 yılları ile ilgili bir “Düzeltme dilekçesi” vermeleri gerekiyor. Düzeltme dilekçesi ekinde, taşıtın ilgili yıllardaki kasko değerine ilişkin “... yılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Tutarına Esas Olan Kasko Sigortası Değeri Bildirim Formu” nun, yetkili sigorta acentesinden alınıp, ilgili vergi dairesine verilmesi gerekiyor. Mükellefler, beş yıllık genel zaman aşımı süresi içerisinde düzeltme talebinde bulunabiliyorlar (VUK. Md.126). Bu nedenle, 2004-2007 yıllarında, fazladan ödenen motorlu taşıtlar vergisinin geri alınması bakımından, “süre geçmesi” gibi bir durum söz konusu değil...

Tuesday, January 15, 2008

Hayat standardı vergisi geliyor

Hayat standardı vergisi geliyor

Vergi Konseyi, Gelir vergisi Kanunu'nda yapılması düşünülen değişikliklere ilişkin rapor hazırladı. Raporda daha önceki yıllarda da uygulanan “hayat standardı esası”, yerine önerilen “kazanç karinesi-gider bildirimi” müessesesi ile geri getirilmesi öngörülüyor. Kurumlar vergisinin ardından gelir vergisinin de yeniden yazımı için kolları sıvayan Vergi Konseyi, mevcut durum ile yeni Kanunda yer verilmesi planlanan düzenlemelere ilişkin bir ''ara rapor'' taslağı hazırladı. Yeni Gelir Vergisi Kanunu'nun da temelini oluşturacak olan rapor taslağı, Konsey Başkanı Mustafa Uysal ve diğer ilgililerin son değerlendirmelerinin ardından kamu ve özel sektörün görüşüne sunulacak.IMF’ye 3. ve 4. gözden geçirme için verilen niyet mektubunda da, yeni vergi reformuna ilişkin tasarının Eylül 2006 sonuna kadar TBMM’ye sunularak, yılsonuna kadar yasalaşmasının planlandığı belirtilmişti. Raporda, önce vergilemedeki küresel eğilimler ortaya konuluyor, daha sonra Türkiye'deki durumun irdeleniyor ve çözüm önerileri sunuluyor.HAYAT STANDARDI GERİ GELİYORDaha önceki yıllarda da uygulanan “hayat standardı esası”, yerine önerilen “kazanç karinesi-gider bildirimi” müessesesi ile geri geliyor. Buna göre vergi idaresi, hayat tarzına ve sahip olduğu kaynaklara nazaran düşük gelir beyan eden mükellefler için, asgari bir matrah takdir edebilecek.Hayat standardı esası ilk kez 1982 yılında getirilmiş ve elde edilmemiş kazancın vergilendirilmesi nedeniyle adil olmadığı gerekçesiyle 4369 sayılı Yasa ile 1 Ocak 1999 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılmıştı. Daha sonra, 57 hükümet tarafından 2000 Yılı Kasım ayı sonunda, ekonomik istikrar programı çerçevesinde, 2000 ve 2001 yılı gelirlerine uygulanmak üzere getirilmiş ve uygulanmıştı.KİMLER HAYAT STANDARDINA TABİ OLACAK?Avukat, doktor, mimar, mali müşavir gibi serbest meslek erbabı ile konfeksiyoncu, müteahhit, kuruyemişçi, kitapçı, kırtasiyeci, lokantacı, tamirci, nakliyeci, bakkal, kasap, manav gibi esnaf ve tüccarlar zarar etseler dahi hayat tarzına ve sahip olduğu kaynaklara göre belirlenecek matrah üzerinden vergi ödeyecek.Buradaki ölçütler, sahip olunan konutun kira değeri, evde eleman çalıştırılması, sahip olunan binek, deniz, hava taşıtı, binek veya yarış atı ile motosiklet, özel kulüp üyelikleri ve turistik amaçlı yurt dışı seyahatler olarak belirlenecek.ZİRAİ KAZANCA HASILAT ÖLÇÜSÜMevcut uygulamada, belirlenen işletme büyüklüğü ölçüsünün altında kalan çiftçilerin zirai kazancı tevkifat usulü ile vergilendiriliyor. Önerilen düzenleme ile işletme büyüklüğü ölçüsüne, satış tutarı ölçüsü de eklenecek.Böylece çiftçilerin gerçek usulde değil de, tevkifat usulunde vergilendirilebilmesi için hem işletme büyüklüğü, hem de satış tutarı ölçüsünü aşmaması gerekecek.Çiftçilerin bağımsız olarak verdikleri hizmetler de, zirai faaliyet kapsamına alınacak.SERMAYE KAZANCINA TEK ORANLI VERGİRapordaki önerilere göre, ortaklık hakları ve hisseleri için de 2 yıllık elde tutulma süresi getirilecek. Ayrıca, sermaye kazancı olarak vergilendirilecek gelirlerin kesinti yoluyla vergilenmesi halinde (temettü kazançları hariç) kesinti yoluyla yapılan tek oranlı vergileme ile yetinilecek. Sermaye kazançlarında beyanname verilmesi, ancak kesinti yolu ile vergilenmeyen alacak faizi, konut kira gelirleri ve temettü gelirlerinde söz konusu olacak.GAYRİMENKUL SATIŞ KAZANÇLARINDAELDE BULUNDURMA SÜRESİ KALKIYORKentsel rantların vergilenmesi hedefi çerçevesinde, gayrimenkuller için mevcut kanunda yer alan 4 yıllık (1.1.2007’den itibaren iktisap edilenlerde 5 yıllık) elde tutma süresi kaldırılacak. Bunun yerine, belli bir süre sınırı öngörmeksizin, elde tutulan her yıl için satış kazancının yüzde 10'luk bölümü, vergi dışı bırakılacak. Başka bir anlatımla, gayrimenkulün 10 yıl içinde satılması halinde elde edilen kazanç vergiye tabi olacak.Örneğin 100 bin YTL’ye alınan ve 3 yıl sonra 200 bin YTL’ye satılan konutun satışından elde edilen 100 bin YTL kazancın yüzde 30’u (30 bin YTL’si vergi dışı bırakılacak. 70 bin YTL’si vergilendirilecek.Öngörülen yeni sistem, 4 yıl içinde satılan gayrimenkuller için avantaj sağlarken, 5-9 yıl arasında elde tutulduktan sonra satılan gayrimenkuller için dezavantaj yaratacak.Asli ikametgah olarak kullanılan bir konutun satışı halinde ise bir defaya mahsus olmak üzere vergileme yapılmaması söz konusu olabilecek.GELİR VE KURUMLAR VERGİSİ BİRLEŞİYORGelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları, “Gelir Vergileri Kanunu” adı altında birleştirilecek. Böylece, her iki kanunda da ayrı ayrı yer alan aynı mahiyetteki maddelerin ayıklanmasının mümkün olacağı ve son tahlilde aynı temel vergiye yönelik olan iki ayrı kanun uygulamasının neden olduğu sapmaların daha kolay çözümlenebilir hale geleceği düşünülüyor.Gerçek kişilerin gelirlerinin vergilenmesine yönelik temel bölümde, vergiye tabi kazanç ve iratlar, üç kategori altında toplanacak. Bunlardan ilk iki kategori “çalışma/faaliyet gelirleri”ni, üçüncü kategori ise “sermaye gelirleri”ni içerecek. Kurumların vergilenmesine yönelik bölüm, daha önce gerçekleştirilen Kurumlar Vergisi Kanunu’nun entegrasyonundan ibaret olacak.Çalışma gelirleri, “ücret gelirleri” ile “ticari, sınai, zirai kazançlardan ve serbest meslek kazançlarından”; sermaye gelirleri ise, “menkul sermaye iratlarından, gayrimenkul sermaye iratlarından ve elden çıkarma kazançlarından” oluşacak.HEYKELTIRAŞ VE RESSAMLARA BEYANNAMEMevcut Gelir Vergisi Kanunu’nun 18. maddesi hükmüne göre müellif, mütercim, heykeltraş, hattat, ressam, bestekar, bilgisayar programcısı ve mucitler ile bunların kanuni mirasçılarının; şiir, hikaye, roman, makale, bilimsel araştırma ve incelemeleri, bilgisayar yazılımı, karikatür, fotoğraf, film, video band, radyo ve televizyon senaryo ve oyunu gibi eserlerini gazete, dergi, bilgisayar ve internet ortamı, radyo, televizyon ve videoda yayınlamak veya kitap, CD, disket, resim, heykel ve nota halindeki eserlerini satmak, devretmek veya kiralamak suretiyle elde ettikleri hasılat gelir vergisinden müstesna tutuluyor. Ancak, bu gelirler üzerinden yüzde 17 gelir vergisi stopajı yapılıyor, sorumlu sıfatıyla KDV ödeniyor.Yeni yasa ile bu istisnaların 3 yıllık bir geçiş dönemi sonunda kaldırılması öneriliyor. Bu durumda yazar, ressam, heykeltıraş, bestekar gibi serbest meslek erbabının beyanname vermesi, bunun içinde defter tutması gerekecek.İstisnanın kaldırılması karşılığında, serbest meslek faaliyeti ile uğraşanların, fikri ve bedeni amortisman karşılığı olmak üzere hasılatlarının yüzde 10-20'sine kadar götürü gider yazmalarına olanak sağlanması öneriliyor.GİDERLERİN KAPSAMI GENİŞLETİLİYORElde edilecek kazançtan indirilecek giderlerin kapsamının genişletilmesi öngörülüyor. Bu bağlamda, özel işlem vergisi ile binek otolarında MTV gibi vergilerin ticari kazançlardan indirilebilecek gider olarak kabul edilmesi, kıdem kazminatı karşılıklarının da, bu iş için kurulmuş fonlara ödenmiş olmak koşuluyla gider olarak yazılabilmesi, vergiye tabi olmadığını, ticari veya serbest meslek mahiyetinde bir işi arızi olarak yaptığını iddia eden kişilerden alınan hizmetlerin de için de %15 gibi bir oranda stopaj yapılması suretiyle gider yazılması öneriliyor.Kira gelirlerinin vergilendirilmesinde götürü gider oranı en az yüzde 30 olacak.BASİT USÜLDE VERGİLEME KALKIYORBeklenen yararı sağlamayan basit usulde vergileme terk edilecek. Basit usule tabi mükellefler, işletme hesabı rejimine geçirilecek ve ayrı bir oto kontrol müessesesi ile desteklenecek.DİĞER DEĞİŞİKLİKLER- Ön kontrollü beyanname sistemi ile, kasden veya hataen yanlış matrah beyan etme riski taşıyan mükelleflerin beyannamelerinin ön kontrol işlevi üstlenecek mercilerin değerlendirmesinden geçmesi sağlanacak.- Esnaf muaflığı, PTT acentalarında kazanç istisnası, eğitim ve öğretim işletmelerinde kazanç istisnası, sergi ve panayır istisnası devam edecek- Özel önem taşıdığı düşünülen sektörlerde veya bölgelerde gerçekleştirilecek olan, belli ihracat veya istihdam olanağı yaratacak yatırımlar için özel bir teşvikler devreye sokulacak.

Saturday, January 5, 2008

2007 Yılına Ait Ba Ve Bs Formlarının Verilme Zamanı Ve Bildirim Haddi

2007 Yılına Ait Ba Ve Bs Formlarının Verilme Zamanı Ve Bildirim Haddi
Emsal Özcan - Yeminli Mali Müşavir - 01 Mayıs 2008 Perşembe -İstanbul
I- 2007 Yılına Ait Ba, Bs Formlarının Verilme Zamanı ve Bildirim Haddi
A-Verilme Zamanı
06.02.2008 günlü Vergi Usul Kanununun 32 Nolu Sirküleri gereğince 29 Şubat 2008 tarihine kadar verilmesi gereken 2007 dönemine ilişkin "Form Ba" ve "Form Bs" bildirimlerinin verilme süresi 05 Haziran 2008 tarihine kadar uzatılmıştır.
B-Bildirim Haddi
Bir kişi veya kurumdan yapılan katma değer vergisi hariç 30.000 YTL ve üzerindeki mal ve hizmet alımları, "Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)" ile; bir kişi veya kuruma yapılan katma değer vergisi hariç 30.000 YTL ve üzerindeki mal ve hizmet satışları ise "Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)" ile bildirecektir.
II- 2008 Yılına Ait Ba, Bs Formlarının Verilme Zamanı ve Bildirim Haddi
A-Verilme Zamanı
381 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği gereğince;
a-2008 Ocak Şubat ve Mart Dönemine Ait Özel Uygulama
2008 yılına mahsus olmak üzere Ocak, Şubat ve Mart dönemlerine ilişkin olarak ayrı ayrı düzenlenen Ba ve Bs bildirim formları, 2008 yılı Nisan ayının 5 nci gününden itibaren Haziran ayının 5 nci günü akşamına kadar verilecektir. Söz konusu dönemlere ilişkin Ba ve Bs bildirim formları mükelleflerin istemeleri halinde Nisan ayının 5 nci günü beklenilmeden aylık dönemler itibariyle verilebilir.
b-2008 Diğer Dönemlerine Ait Ba, Bs Formlarının Verilme Zamanı
Nisan dönemi ve müteakip dönemlere ilişkin bildirim formları ise aylık dönemler halinde düzenlenerek, takip eden ayın 5 nci gününden itibaren bir sonraki ayın 5 nci günü akşamına kadar verilecektir. Örneğin, 2008 Nisan ayına ait Ba, Bs formları 2008 Mayıs ayının 5 nci gününden 2008 Haziran ayının 5 nci günü akşamına kadar verilebilecektir.
B-Bildirim Haddi
2008 yılı ve takip eden yıllara ilişkin mükelleflerin mal ve hizmet alımları ile mal ve hizmet satışlarına uygulanacak had 8.000 YTL’dir.
Buna göre, bir kişi veya kurumdan katma değer vergisi hariç 8.000 YTL ve üzerindeki mal ve hizmet alımları, "Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)" ile; bir kişi veya kuruma katma değer vergisi hariç 8.000 YTL ve üzerindeki mal ve hizmet satışları ise "Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)" ile bildirilecektir.
Limitin altında kalan alış ve satış bedelleri toplamı ise "Diğer Mal ve Hizmet Bedeli Toplamı" ( Tablo III ) bölümüne yazılacaktır (Ödeme kaydedici cihazlar kullanılmak suretiyle yapılan satışların toplamı KDV hariç tutarlar olarak Tablo III'e dahil edilecektir).
Bildirim verme yükümlülüğünde olan, ancak, tüm alış ve satışları belirtilen hadlerin altında kalan mükellefler, söz konusu formları Tablo II dışındaki tüm bilgileri doldurmak suretiyle vermek zorundadırlar. Bu bildirimlerinde limit altında olan tüm alışları için Ba formunun, limit altında olan tüm satışları için de Bs formunun Tablo III bölümünde yer alan "Diğer Mal ve Hizmet Bedeli Toplamı" alanları doldurulacaktır.

18 Ocak 2008 Cuma

Nasıl daha az otomobil vergisi ödersiniz?

www.gazeteport.com18.01.2008
Otomobili olanlar, cipi olanlar...Aracınızın 2008 yılına ait motorlu taşıtlar vergisinin birinci taksitini, içinde bulunduğumuz Ocak ayının sonuna kadar ödemeniz gerekiyor. Pekii.. Özellikle silindir hacmi ve yaşı büyük araç sahipleri.. Aracınız için tarifedeki vergiden daha az vergi ödemenizin mümkün olabileceğini biliyor musunuz? Evet, bu mümkün.. Aracınızın motor silindir hacmi ve yaşına göre belirlenen motorlu taşıtlar vergisi tutarı, kasko sigortası değerinin yüzde 5’ini aşıyorsa, aynı yaş grubundaki bir alt kademeden, daha düşük vergi ödeyebiliyorsunuz. Uygulamadan yararlanmak için taşıtın kasko sigortasının yaptırılmış olması da gerekmiyor. HANGİ TAŞITLARA İNDİRİM VAR?Kasko bedeli kıyaslaması yoluyla daha az motorlu taşıtlar vergisi ödeme olanağı, Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu’nun (I) sayılı tarifesinde yer alan; - Otomobil, - Cip, - Kaptıkaçtı, - Arazi taşıtları, -ve benzeri taşıtlar için söz konusu. Bunlar dışında kalan araçlar için kasko bedeli kıyaslaması, dolayısıyla tarifede yer alan tutardan daha az motorlu taşıtlar vergisi ödenmesi söz konusu değil. KASKO DEĞERİNE GÖRE MTV HESABIKasko değerine göre motorlu taşıtlar vergisi için önce, taşıtın kasko sigorta değerinin yüzde 5’ i hesaplanacak (Kasko değer listesi, her yılın Ocak ayı itibariyle Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketler Birliği tarafından yayınlanıyor, Bu listeye www.tsrsb.org.tr adresinden ulaşmak da mümkün). Sonra, taşıtın yaşı ve silindir hacmine göre, 2008 yılı MTV’si bulunacak (2008 yılı MTV tutarları tabloda verilmiştir). Kasko değerinin yüzde 5’i ile tablodaki motorlu taşıtlar vergisi kıyaslanacak. Kasko değerinin yüzde 5’i tarifedeki motorlu taşıtlar vergisi tutarından düşük ise aynı yaş grubundaki bir alt kademeden vergi ödenecek. Örneğin: motor silindir hacmi 3.001-3.500 arasında olan 8 yaşında bir taşıtın kasko sigortasına esas olan değerinin 30 bin YTL olması halinde, 2008 yılında ödenesi gereken motorlu taşıtlar vergisi şöyle hesaplanacak. - Taşıtın kasko değeri 30 bin YTL. Yüzde 5’i (30.000x%5=) 1.500 YTL. - Taşıtın tarifeye göre 2008 yılı MTV tutarı 2.677 YTL. - Aynı yaştaki bir alt kademe için MTV tutarı 1.763 YTL. Örnekteki taşıtın kasko değerinin yüzde 5’i( 1.500 YTL), taşıtın 2008 yılı MTV tutarından (2.677 YTL) düşük olduğundan, ödenecek olan MTV tutarı, aynı yaş grubunun bir alt kademesi için belirlenen 1.763 YTL olacak. Kasko değerinin yüzde 5’inin, bir alt kademedeki MTV’den de düşük olması halinde, ikinci alt kademeye inilmeyecek.BAŞVURU GEREKİYORÖdeyeceği MTV, taşıtının kasko sigorta değerinin yüzde 5’ini aşan taşıt sahibinin, ilgili vergi dairesine yazılı başvuruda bulunması gerekiyor. Başka bir anlatımla, vergi dairesi bu hesaplamayı, başvuru olmadan kendiliğinden yapmıyor. YAPILACAK İŞLEMLERYapılacak işlemler, Maliye Bakanlığı’nca, yayımlanan 28 No.lu MTV Genel Tebliği’nde yer alıyor. Buna göre; araç sahiplerinin, yetkili sigorta acentesine, “Motorlu Taşıtlar Vergisi Tutarına Esas Olan Kasko Sigortası Değeri Bildirim Formu” nu düzenlettirecekler. Ardından söz konusu formu dilekçeye eklemek suretiyle, motorlu taşıtlar vergisi yönünden bağlı bulundukları vergi dairesine başvuruda bulunacaklar. Motorlu Kara Taşıtları Kasko Değer Listesi’nde yer almayan taşıtların değerleri, yetkili sigorta acentelerinin başvurusu üzerine, Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği tarafından ayrıca belirleniyor. FAZLA ÖDENEN VERGİ GERİ ALINABİLİRMTV’nin taşıtın kasko değerinin yüzde 5’i ile kıyaslanarak daha az vergi ödenmesine ilişkin düzenleme, 1 Ocak 2004 tarihinden itibaren yürürlüğe girdi. 2004, 2005, 2006 ve 2007 yıllarında kasko değeri kıyaslaması yapmaksızın fazla vergi ödeyen araç sahiplerinin, fazla ödedikleri vergiyi geri almaları mümkün. Bu durumda olan araç sahiplerinin, ilgili vergi dairesine 2004, 2005, 2006 ve 2007 yılları ile ilgili bir “Düzeltme dilekçesi” vermeleri gerekiyor. Düzeltme dilekçesi ekinde, taşıtın ilgili yıllardaki kasko değerine ilişkin “... yılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Tutarına Esas Olan Kasko Sigortası Değeri Bildirim Formu” nun, yetkili sigorta acentesinden alınıp, ilgili vergi dairesine verilmesi gerekiyor. Mükellefler, beş yıllık genel zaman aşımı süresi içerisinde düzeltme talebinde bulunabiliyorlar (VUK. Md.126). Bu nedenle, 2004-2007 yıllarında, fazladan ödenen motorlu taşıtlar vergisinin geri alınması bakımından, “süre geçmesi” gibi bir durum söz konusu değil...

15 Ocak 2008 Salı

Hayat standardı vergisi geliyor

Vergi Konseyi, Gelir vergisi Kanunu'nda yapılması düşünülen değişikliklere ilişkin rapor hazırladı. Raporda daha önceki yıllarda da uygulanan “hayat standardı esası”, yerine önerilen “kazanç karinesi-gider bildirimi” müessesesi ile geri getirilmesi öngörülüyor. Kurumlar vergisinin ardından gelir vergisinin de yeniden yazımı için kolları sıvayan Vergi Konseyi, mevcut durum ile yeni Kanunda yer verilmesi planlanan düzenlemelere ilişkin bir ''ara rapor'' taslağı hazırladı. Yeni Gelir Vergisi Kanunu'nun da temelini oluşturacak olan rapor taslağı, Konsey Başkanı Mustafa Uysal ve diğer ilgililerin son değerlendirmelerinin ardından kamu ve özel sektörün görüşüne sunulacak.IMF’ye 3. ve 4. gözden geçirme için verilen niyet mektubunda da, yeni vergi reformuna ilişkin tasarının Eylül 2006 sonuna kadar TBMM’ye sunularak, yılsonuna kadar yasalaşmasının planlandığı belirtilmişti. Raporda, önce vergilemedeki küresel eğilimler ortaya konuluyor, daha sonra Türkiye'deki durumun irdeleniyor ve çözüm önerileri sunuluyor.HAYAT STANDARDI GERİ GELİYORDaha önceki yıllarda da uygulanan “hayat standardı esası”, yerine önerilen “kazanç karinesi-gider bildirimi” müessesesi ile geri geliyor. Buna göre vergi idaresi, hayat tarzına ve sahip olduğu kaynaklara nazaran düşük gelir beyan eden mükellefler için, asgari bir matrah takdir edebilecek.Hayat standardı esası ilk kez 1982 yılında getirilmiş ve elde edilmemiş kazancın vergilendirilmesi nedeniyle adil olmadığı gerekçesiyle 4369 sayılı Yasa ile 1 Ocak 1999 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılmıştı. Daha sonra, 57 hükümet tarafından 2000 Yılı Kasım ayı sonunda, ekonomik istikrar programı çerçevesinde, 2000 ve 2001 yılı gelirlerine uygulanmak üzere getirilmiş ve uygulanmıştı.KİMLER HAYAT STANDARDINA TABİ OLACAK?Avukat, doktor, mimar, mali müşavir gibi serbest meslek erbabı ile konfeksiyoncu, müteahhit, kuruyemişçi, kitapçı, kırtasiyeci, lokantacı, tamirci, nakliyeci, bakkal, kasap, manav gibi esnaf ve tüccarlar zarar etseler dahi hayat tarzına ve sahip olduğu kaynaklara göre belirlenecek matrah üzerinden vergi ödeyecek.Buradaki ölçütler, sahip olunan konutun kira değeri, evde eleman çalıştırılması, sahip olunan binek, deniz, hava taşıtı, binek veya yarış atı ile motosiklet, özel kulüp üyelikleri ve turistik amaçlı yurt dışı seyahatler olarak belirlenecek.ZİRAİ KAZANCA HASILAT ÖLÇÜSÜMevcut uygulamada, belirlenen işletme büyüklüğü ölçüsünün altında kalan çiftçilerin zirai kazancı tevkifat usulü ile vergilendiriliyor. Önerilen düzenleme ile işletme büyüklüğü ölçüsüne, satış tutarı ölçüsü de eklenecek.Böylece çiftçilerin gerçek usulde değil de, tevkifat usulunde vergilendirilebilmesi için hem işletme büyüklüğü, hem de satış tutarı ölçüsünü aşmaması gerekecek.Çiftçilerin bağımsız olarak verdikleri hizmetler de, zirai faaliyet kapsamına alınacak.SERMAYE KAZANCINA TEK ORANLI VERGİRapordaki önerilere göre, ortaklık hakları ve hisseleri için de 2 yıllık elde tutulma süresi getirilecek. Ayrıca, sermaye kazancı olarak vergilendirilecek gelirlerin kesinti yoluyla vergilenmesi halinde (temettü kazançları hariç) kesinti yoluyla yapılan tek oranlı vergileme ile yetinilecek. Sermaye kazançlarında beyanname verilmesi, ancak kesinti yolu ile vergilenmeyen alacak faizi, konut kira gelirleri ve temettü gelirlerinde söz konusu olacak.GAYRİMENKUL SATIŞ KAZANÇLARINDAELDE BULUNDURMA SÜRESİ KALKIYORKentsel rantların vergilenmesi hedefi çerçevesinde, gayrimenkuller için mevcut kanunda yer alan 4 yıllık (1.1.2007’den itibaren iktisap edilenlerde 5 yıllık) elde tutma süresi kaldırılacak. Bunun yerine, belli bir süre sınırı öngörmeksizin, elde tutulan her yıl için satış kazancının yüzde 10'luk bölümü, vergi dışı bırakılacak. Başka bir anlatımla, gayrimenkulün 10 yıl içinde satılması halinde elde edilen kazanç vergiye tabi olacak.Örneğin 100 bin YTL’ye alınan ve 3 yıl sonra 200 bin YTL’ye satılan konutun satışından elde edilen 100 bin YTL kazancın yüzde 30’u (30 bin YTL’si vergi dışı bırakılacak. 70 bin YTL’si vergilendirilecek.Öngörülen yeni sistem, 4 yıl içinde satılan gayrimenkuller için avantaj sağlarken, 5-9 yıl arasında elde tutulduktan sonra satılan gayrimenkuller için dezavantaj yaratacak.Asli ikametgah olarak kullanılan bir konutun satışı halinde ise bir defaya mahsus olmak üzere vergileme yapılmaması söz konusu olabilecek.GELİR VE KURUMLAR VERGİSİ BİRLEŞİYORGelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları, “Gelir Vergileri Kanunu” adı altında birleştirilecek. Böylece, her iki kanunda da ayrı ayrı yer alan aynı mahiyetteki maddelerin ayıklanmasının mümkün olacağı ve son tahlilde aynı temel vergiye yönelik olan iki ayrı kanun uygulamasının neden olduğu sapmaların daha kolay çözümlenebilir hale geleceği düşünülüyor.Gerçek kişilerin gelirlerinin vergilenmesine yönelik temel bölümde, vergiye tabi kazanç ve iratlar, üç kategori altında toplanacak. Bunlardan ilk iki kategori “çalışma/faaliyet gelirleri”ni, üçüncü kategori ise “sermaye gelirleri”ni içerecek. Kurumların vergilenmesine yönelik bölüm, daha önce gerçekleştirilen Kurumlar Vergisi Kanunu’nun entegrasyonundan ibaret olacak.Çalışma gelirleri, “ücret gelirleri” ile “ticari, sınai, zirai kazançlardan ve serbest meslek kazançlarından”; sermaye gelirleri ise, “menkul sermaye iratlarından, gayrimenkul sermaye iratlarından ve elden çıkarma kazançlarından” oluşacak.HEYKELTIRAŞ VE RESSAMLARA BEYANNAMEMevcut Gelir Vergisi Kanunu’nun 18. maddesi hükmüne göre müellif, mütercim, heykeltraş, hattat, ressam, bestekar, bilgisayar programcısı ve mucitler ile bunların kanuni mirasçılarının; şiir, hikaye, roman, makale, bilimsel araştırma ve incelemeleri, bilgisayar yazılımı, karikatür, fotoğraf, film, video band, radyo ve televizyon senaryo ve oyunu gibi eserlerini gazete, dergi, bilgisayar ve internet ortamı, radyo, televizyon ve videoda yayınlamak veya kitap, CD, disket, resim, heykel ve nota halindeki eserlerini satmak, devretmek veya kiralamak suretiyle elde ettikleri hasılat gelir vergisinden müstesna tutuluyor. Ancak, bu gelirler üzerinden yüzde 17 gelir vergisi stopajı yapılıyor, sorumlu sıfatıyla KDV ödeniyor.Yeni yasa ile bu istisnaların 3 yıllık bir geçiş dönemi sonunda kaldırılması öneriliyor. Bu durumda yazar, ressam, heykeltıraş, bestekar gibi serbest meslek erbabının beyanname vermesi, bunun içinde defter tutması gerekecek.İstisnanın kaldırılması karşılığında, serbest meslek faaliyeti ile uğraşanların, fikri ve bedeni amortisman karşılığı olmak üzere hasılatlarının yüzde 10-20'sine kadar götürü gider yazmalarına olanak sağlanması öneriliyor.GİDERLERİN KAPSAMI GENİŞLETİLİYORElde edilecek kazançtan indirilecek giderlerin kapsamının genişletilmesi öngörülüyor. Bu bağlamda, özel işlem vergisi ile binek otolarında MTV gibi vergilerin ticari kazançlardan indirilebilecek gider olarak kabul edilmesi, kıdem kazminatı karşılıklarının da, bu iş için kurulmuş fonlara ödenmiş olmak koşuluyla gider olarak yazılabilmesi, vergiye tabi olmadığını, ticari veya serbest meslek mahiyetinde bir işi arızi olarak yaptığını iddia eden kişilerden alınan hizmetlerin de için de %15 gibi bir oranda stopaj yapılması suretiyle gider yazılması öneriliyor.Kira gelirlerinin vergilendirilmesinde götürü gider oranı en az yüzde 30 olacak.BASİT USÜLDE VERGİLEME KALKIYORBeklenen yararı sağlamayan basit usulde vergileme terk edilecek. Basit usule tabi mükellefler, işletme hesabı rejimine geçirilecek ve ayrı bir oto kontrol müessesesi ile desteklenecek.DİĞER DEĞİŞİKLİKLER- Ön kontrollü beyanname sistemi ile, kasden veya hataen yanlış matrah beyan etme riski taşıyan mükelleflerin beyannamelerinin ön kontrol işlevi üstlenecek mercilerin değerlendirmesinden geçmesi sağlanacak.- Esnaf muaflığı, PTT acentalarında kazanç istisnası, eğitim ve öğretim işletmelerinde kazanç istisnası, sergi ve panayır istisnası devam edecek- Özel önem taşıdığı düşünülen sektörlerde veya bölgelerde gerçekleştirilecek olan, belli ihracat veya istihdam olanağı yaratacak yatırımlar için özel bir teşvikler devreye sokulacak.

5 Ocak 2008 Cumartesi

2007 Yılına Ait Ba Ve Bs Formlarının Verilme Zamanı Ve Bildirim Haddi

Emsal Özcan - Yeminli Mali Müşavir - 01 Mayıs 2008 Perşembe -İstanbul
I- 2007 Yılına Ait Ba, Bs Formlarının Verilme Zamanı ve Bildirim Haddi
A-Verilme Zamanı
06.02.2008 günlü Vergi Usul Kanununun 32 Nolu Sirküleri gereğince 29 Şubat 2008 tarihine kadar verilmesi gereken 2007 dönemine ilişkin "Form Ba" ve "Form Bs" bildirimlerinin verilme süresi 05 Haziran 2008 tarihine kadar uzatılmıştır.
B-Bildirim Haddi
Bir kişi veya kurumdan yapılan katma değer vergisi hariç 30.000 YTL ve üzerindeki mal ve hizmet alımları, "Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)" ile; bir kişi veya kuruma yapılan katma değer vergisi hariç 30.000 YTL ve üzerindeki mal ve hizmet satışları ise "Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)" ile bildirecektir.
II- 2008 Yılına Ait Ba, Bs Formlarının Verilme Zamanı ve Bildirim Haddi
A-Verilme Zamanı
381 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği gereğince;
a-2008 Ocak Şubat ve Mart Dönemine Ait Özel Uygulama
2008 yılına mahsus olmak üzere Ocak, Şubat ve Mart dönemlerine ilişkin olarak ayrı ayrı düzenlenen Ba ve Bs bildirim formları, 2008 yılı Nisan ayının 5 nci gününden itibaren Haziran ayının 5 nci günü akşamına kadar verilecektir. Söz konusu dönemlere ilişkin Ba ve Bs bildirim formları mükelleflerin istemeleri halinde Nisan ayının 5 nci günü beklenilmeden aylık dönemler itibariyle verilebilir.
b-2008 Diğer Dönemlerine Ait Ba, Bs Formlarının Verilme Zamanı
Nisan dönemi ve müteakip dönemlere ilişkin bildirim formları ise aylık dönemler halinde düzenlenerek, takip eden ayın 5 nci gününden itibaren bir sonraki ayın 5 nci günü akşamına kadar verilecektir. Örneğin, 2008 Nisan ayına ait Ba, Bs formları 2008 Mayıs ayının 5 nci gününden 2008 Haziran ayının 5 nci günü akşamına kadar verilebilecektir.
B-Bildirim Haddi
2008 yılı ve takip eden yıllara ilişkin mükelleflerin mal ve hizmet alımları ile mal ve hizmet satışlarına uygulanacak had 8.000 YTL’dir.
Buna göre, bir kişi veya kurumdan katma değer vergisi hariç 8.000 YTL ve üzerindeki mal ve hizmet alımları, "Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)" ile; bir kişi veya kuruma katma değer vergisi hariç 8.000 YTL ve üzerindeki mal ve hizmet satışları ise "Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)" ile bildirilecektir.
Limitin altında kalan alış ve satış bedelleri toplamı ise "Diğer Mal ve Hizmet Bedeli Toplamı" ( Tablo III ) bölümüne yazılacaktır (Ödeme kaydedici cihazlar kullanılmak suretiyle yapılan satışların toplamı KDV hariç tutarlar olarak Tablo III'e dahil edilecektir).
Bildirim verme yükümlülüğünde olan, ancak, tüm alış ve satışları belirtilen hadlerin altında kalan mükellefler, söz konusu formları Tablo II dışındaki tüm bilgileri doldurmak suretiyle vermek zorundadırlar. Bu bildirimlerinde limit altında olan tüm alışları için Ba formunun, limit altında olan tüm satışları için de Bs formunun Tablo III bölümünde yer alan "Diğer Mal ve Hizmet Bedeli Toplamı" alanları doldurulacaktır.