19 Kasım 2008 Çarşamba

Yaşlılık Primi İşveren Payında Yapılan %5 İndirimle ilgili Tebliğ Yayınlandı

Yaşlılık Primi İşveren Payında Yapılan %5 İndirimle ilgili Tebliğ YayınlandıYaşlılık Primi İşveren Payında Yapılan %5 İndirimle ilgili Tebliğ Yayınlandı26/5/2008 tarih ve 26887 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5763 sayılı İş Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 24’ncü maddesi ile, 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 81’nci maddesinin birinci fıkrasına, (ı) bendi eklenmiştir. Bu hüküm uyarınca yayınlanan Tebliğ’e göre;İndirimden kimler yararlanacak1.Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim oranının işveren hissesine ait kısmından yapılması öngörülen beş puanlık indirimden, anılan Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıları çalıştıran, özel sektör işyeri işverenleri yararlanacaklardır.İşverenler hangi sigortalılardan dolayı yararlanacaklar2. Kanunun 4 (a) kapsamında çalıştırılan ve uzun vadeli sigorta kollarına tabi bulunan sigortalılardan dolayı yararlanılabilecektir.Buna karşın, sosyal güvenlik destek primine tabi çalışanlar ve yurt dışında çalışan sigortalılardan dolayı; prim indiriminden yararlanılması mümkün değildir3. Prim, idari para cezası ile bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcunun bulunmaması gerekiyorMalullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin işveren hissesinin beş puanlık kısmınınHazinece karşılanabilmesi için, işverenlerin,· muaccel sigorta primi,· işsizlik sigortası primi,· idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarının bulunmaması gerekiyor.4.Borçlar işyeri bazında değerlendirilecekİşverenlerin muaccel borçlarının bulunup bulunmadığı hususu, her bir işyeri bazında ayrı ayrı değerlendirilecektir.Buna göre, uygulama,· işverenin Türkiye genelindeki tüm işyerleri bazında değil,· sigorta prim indiriminden yararlanılacak işyeri bazında yapılacak olup,· kapsama giren bir işverenin aynı veya farklı Sosyal Güvenlik İl/MerkezMüdürlüğünde işlem gören birden fazla işyeri dosyasının bulunması halinde, muaccel sigorta primi, işsizlik sigortası primi, idari para cezası ile bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunmayan işyerlerinden dolayı yararlanılabilecek.5.Prim ve hizmet belgeleri yasal süre içinde verilmiş olacakAylık prim ve hizmet belgeleri 5510 sayılı Kanun türü seçilmek suretiyle yasal süresi içinde Kuruma gönderilmiş olmalı.İşverenlerin aylık prim ve hizmet belgelerini 5510 sayılı Kanun türünü seçmek suretiyleKuruma göndermeleri sırasında, Kurum veri tabanından ilgili işyerinin muaccel sigorta primi,işsizlik sigortası primi, idari para cezası ile bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarının bulunup bulunmadığı sorgulanacak ve yalnızca muaccel borcu bulunmayan işyerleri için 5510 sayılı Kanun türü seçilebilecektir.Kapsama giren sigortalılara ilişkin aylık prim ve hizmet belgelerinin 5510 sayılı Kanun türüseçilmek suretiyle Kuruma gönderilmesi halinde, bu nitelikteki işyerlerinin tahakkuk edenmalullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin işveren hissesine isabet eden beş puanlık kısmı için Hazine tahakkuku oluşturulacak.6.Primlerin yatırılmış olması gerekiyorSigortalı hissesi ile Hazinece karşılanmayacak olan işveren hissesi prim tutarlarının tamamının yasal süresi içinde ödenmesi halinde, beş puanlık prim indiriminden yararlanılmış olunacaktır.7.Borçlar ödenince yararlanılacakYukarıda belirtilen borçları bulunan işverenler, bu borçlarının tamamını ödemeleri halinde, sigorta prim indiriminden, yasal verilme süresi sona ermemiş, ilk aylık prim ve hizmet belgesinden başlanılarak yararlanabilecekler.8.Devir veya intikal halinde eski borçlardan da sorumlulukSigortalı çalıştırılan bir işin veya işyerinin başka bir işverene devredilmesi halinde, işyerinidevir alan işveren, devir eden işverenin; işyerinin miras yoluyla intikali halinde ise, işyeri kendisine intikal eden işveren, vefat eden işverenin; muaccel borçlarından dolayı (idari para cezası borçları hariç) müteselsilen sorumlu olduğundan, işyerini devir alan veya işyeri kendisine intikal eden işverenlerin sözkonusu indirimden yararlanabilmeleri için, devir veya intikal tarihinden önceki dönemlere ilişkin muaccel sigorta primi, işsizlik sigortası primi ile bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarının yanı sıra devir veya intikal tarihinden sonraki dönemlere ilişkin muaccel sigorta primi, işsizlik sigortası primi, idari para cezası ile bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarının bulunmaması gerekiyor.9.Borçların tecil ve taksitlendirilmiş olmasıMuaccel borçları, 5458 sayılı Kanun gereğince ya da 5510 sayılı Kanunun geçici 24 ya da 25 inci maddelerine istinaden yeniden yapılandırılmış ya da 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesine istinaden tecil ve taksitlendirilmiş olan işverenler, yapılandırma veya taksitlendirme işlemlerinin devam ediyor olması kaydıyla, aylık prim ve hizmet belgelerini 5510 sayılı Kanun türünü seçmek suretiyle Kuruma gönderebilecekler.10.Borcu olmayan işverenlerin borç görünmesi nedeniyle 5510 sayılı Kanun türünü seçememeleri halindeBorcu bulunmayan işverenlerce, aylık prim ve hizmet belgelerinin e-Bildirge kanalıyla Kuruma gönderilmesi sırasında, 5510 sayılı Kanun türünün, borç bulunduğu uyarısı nedeniyle seçilememesi durumunda, bu nitelikteki işyeri işverenlerinin hatalı kayıtların düzeltilmesi amacıyla, işyerinin bağlı bulunduğu Sosyal Güvenlik İl/Merkez Müdürlüğüne dilekçe ile başvurmaları gerekiyor.Başvuruda bulunulan Ünite tarafından ilgili işyeri dosyası ve müfredat kartı incelenerek varsaemanet hesaplarda bekletilen paralar ile posta veya yabancı şube kanalıyla ödenen paralar ya da farklı hesaplara intikal etmiş paralar, ilgili işyeri dosyasının ilgili borç türüne aktarılmak suretiyle, işverenlerin aylık prim ve hizmet belgelerini e-Bildirge kanalıyla göndermeleri sırasında 5510 sayılı Kanun türünü seçmeleri sağlanacaktır.11.Bir Liranın altındaki borçlarTL’den YTL’ye geçiş işlemleri sırasındaki yuvarlamalardan, gerekse on-line bankatahsilatına geçildiği 1/1/2005 tarihinden önceki cüz’i miktarlardaki hatalı kayıtlardan dolayıişverenlerin mağduriyetine neden olunmaması için, aylık prim ve hizmet belgesinin 5510 sayılı Kanun türü seçilerek gönderilmesi sırasında, sigorta primi, işsizlik sigortası primi ve idari para cezası borç türleri için ayrı ayrı olmak üzere, 0,99 YTL veya altındaki borçlar sorgulama sırasında dikkate alınmayacak ve bu miktarlarda borcu görünen işyerleri için 5510 sayılı Kanun türü seçilebilecektir.12.Prim ve Hizmet belgelerinin verilmiş olması gerekiyorCari aya ilişkin olarak düzenlenecek asıl, ek veya iptal nitelikteki aylık prim ve hizmet belgeleri, en geç belgenin ilişkin olduğu ayı izleyen ayın 23’ünde Kuruma gönderilecek.Buna göre, özel nitelikteki işyeri işverenlerince 2008/Ekim ayına ilişkin düzenlenecek aylıkprim ve hizmet belgelerinden başlanılarak sözkonusu prim belgeleri, en geç belgenin ilişkin olduğu ayı izleyen ayın 23’üne kadar (dahil) Kuruma verilecek.İşverenlerin beş puanlık prim indirimine ilişkin aylık prim ve hizmet belgelerini Kuruma yasal süresi içinde vermeleri gerektiğinden, en geç ilişkin olduğu ayı takip eden ayın 23’üne kadar Kuruma verilmeyen aylık prim ve hizmet belgelerinden dolayı sözkonusu indirimden yararlanılması mümkün olamayacaktır13.5510 sayılı Kanun türü seçilmeden verilmiş olan belgelerBorçları bulunmayan işverenlerin, aylık prim ve hizmet belgelerini yasal süresi içinde olmakla birlikte, sehven 5510 sayılı Kanun türünü seçmeden Kuruma göndermiş olmaları veya müfredat kartlarındaki hatalı kayıtların düzeltme işlemlerinin yapılması amacıyla işyerinin bağlı bulunduğu Sosyal Güvenlik İl/Merkez Müdürlüğüne müracaat etmeden, 5510 sayılı Kanun türünü seçemeden göndermiş olmaları halinde, sözkonusu işverenler, bahse konu aylık prim ve hizmet belgelerinden kaynaklanan sigorta primlerini yasal süresi içinde ödemiş olmaları kaydıyla, beş puanlık prim indiriminden yararlanabileceklerdir.Ancak, bahse konu prim indiriminden yararlanılabilmesi için,· daha önce yasal süresi içinde Kuruma verilmiş ve kanun türü seçilmeksizindüzenlenmiş aylık prim ve hizmet belgesi için iptal nitelikte,· 5510 sayılı Kanun türü seçilmek suretiyle asıl nitelikte aylık prim ve hizmet belgesidüzenlenerek, sözkonusu belgelerin işyerinin bağlı bulunduğu Sosyal Güvenlik İl/MerkezMüdürlüğüne kağıt ortamında verilmesi gerekiyor.Bu durumda ilgili Sosyal Güvenlik İl/Merkez Müdürlüğünce,- İşverenin, aylık prim ve hizmet belgesinin Kuruma verilmesi gereken süre içinde, muaccelsigorta primi, işsizlik sigortası primi, idari para cezası ile bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarının bulunup bulunmadığı kontrol edilerek, muaccel borcunun bulunmadığının, -Daha önce kanun türü seçilmeksizin düzenlenmiş asıl nitelikteki aylık prim ve hizmet belgesinin yasal süresi içinde verilmiş olduğunun,- Kanun türü seçilmeksizin düzenlenmiş asıl nitelikteki aylık prim ve hizmet belgesi ile, iptalve 5510 sayılı Kanun türü seçilmek suretiyle düzenlenmiş asıl nitelikteki aylık prim ve hizmetbelgesinde kayıtlı sigortalılar, bu sigortalıların prim ödeme gün sayıları ve prime esas kazançtutarlarının aynı olup olmadığı kontrol edildikten sonra, aynı olduğunun,- Tahakkuk etmiş sigorta primlerinin yasal süresi içinde ödenmiş olduğunun, anlaşılması halinde sırasıyla,1- Daha önce yasal süresi içinde ödenmiş paralar 88 ile çıkılacak,2- İptal ve 5510 sayılı Kanun türü seçilmek suretiyle düzenlenmiş olan aylık prim ve hizmetbelgeleri 2-1-10 nolu seçenekler işaretlenmek suretiyle erişilen SGK-POSTA İLE GELENTAHAKKUK GİRİŞ ekranı vasıtasıyla yasal süresi içinde verilmiş olarak işleme alınacak,3- 88 ile çıkışı yapılmış paralar 08 ile işleme alınacak,4- Fazladan ödenmiş sigorta primleri, takip eden aya ilişkin düzenlenen sigorta primlerinemahsup edilecek,5- Düzeltme amaçlı olarak 5510 sayılı Kanun türü seçilmek suretiyle düzenlenmiş aylık primve hizmet belgesinden dolayı tahakkuk eden idari para cezaları, Ünite Komisyon kararı ile iptal edilecektir.14.İşsizlik sigortası primlerinin ödenmemesi durumundaSigorta primlerinin işveren hissesine isabet eden kısmının Hazinece karşılanmayan kısmı ilesigortalı hissesinin yasal süresi içinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde, (sözkonusu tutar gecikme cezası ve gecikme zammı ile sonradan ödense dahi) ilgili ay için malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortası primlerinin işveren hissesinin beş puanlık kısmının Hazinece karşılanması gibi bir durum sözkonusu olamayacağından, tahakkuk eden sigorta primlerinin tamamı (Hazine hissesi de dahil), gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte işverenlerden tahsil edilecektir.5510 sayılı Kanun türü seçilmek suretiyle tahakkuk etmiş sigorta primlerinin yasal süresiiçinde ödenmesine rağmen, işsizlik sigortası primlerinin ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde ise, ilgili ay için sözkonusu indirimden yararlanılabilecek, buna karşın ödenmemiş veya eksik ödenmiş işsizlik sigortası primleri gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte ödenmediği sürece takip eden aylarda beş puanlık prim indiriminden yararlanılması mümkün olamayacaktır.15- Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları Primlerinin İşveren Hissesi HazineceKarşılanacak Beş Puanlık Kısmının Hesaplanması5510 sayılı Kanunun Prim oranları ve Devlet katkısı başlıklı 81 inci maddesinin birincifıkrasının;(a) bendinde, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim oranının, sigortalının prime esaskazancının % 20'si olduğu, bunun % 9'unun sigortalı hissesi, % 11'inin işveren hissesi olduğu,(b) bendinde ise, Kanunun 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında çalışansigortalılar için uygulanacak malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim oranının, (a) bendindebelirtilen % 20 oranına; 60 fiilî hizmet gün sayısı eklenecek işlerde 1 puan, 90 fiilî hizmet günsayısı eklenecek işlerde 1,5 puan, 180 fiilî hizmet gün sayısı eklenecek işlerde 3 puan,eklenmesi suretiyle belirleneceği, bu şekilde bulunan oran ile (a) bendinde belirtilen % 20oranı arasındaki farka ait primin tamamının işveren tarafından ödeneceği,öngörülmüştür.Buna göre, 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaçalışan sigortalılar için esas alınacak malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim oranları;- Fiili hizmet zammının uygulanmadığı işlerde; % 9 sigortalı hissesi, % 11 işveren hissesi,- 60 gün fiilî hizmet gün sayısı eklenecek işlerde; % 9 sigortalı hissesi, % 12 işveren hissesi,- 90 gün fiilî hizmet gün sayısı eklenecek işlerde; % 9 sigortalı hissesi, % 12,5 işveren hissesi,- 180 gün fiilî hizmet gün sayısı eklenecek işlerde; % 9 sigortalı hissesi, % 14 işveren hissesi,olacaktır.Örnek 1- Muaccel sigorta primi, işsizlik sigortası primi, idari para cezası ile bunlara ilişkingecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunmayan ve kısa vadeli sigorta kolları prim oranı (1) olan (D) Anonim Şirketinin, kapsama giren sigortalılarına ilişkin 1 nolu belge türü ve 5510 sayılı Kanun türü seçilmek suretiyle düzenlemiş olduğu 2008/Ekim ayına ilişkin aylık prim ve hizmet belgesinde kayıtlı sigortalılarına ait prime esas kazanç tutarı toplamının 5.000,00 YTL olduğu varsayıldığında, tahakkuk eden primler,Sigorta kolları S.P.E.K. Prim oranı % Prim tutarı/ YTLKVSK Primi : 5.000,00 1,00 50,00MYO Primi : 5.000,00 20,00 1.000,00GSS Primi : 5.000,00 12,50 625,00olacak olup, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin,5.000,00 X 5 % = 250,00 YTL’si işveren hissesine ait Hazinece karşılanacak olan tutar,5.000,00 X 6 % = 300,00 YTL’si işveren hissesine ait işverence ödenecek olan tutar,5.000,00 X 9 % = 450,00 YTL’si sigortalı hissesine ait işverence ödenecek tutar,olacaktır.Bu durumda, işveren tarafından ödenmesi gereken,50,00 YTL (KVSK Primi) + 750,00 YTL [(300,00 YTL + 450,00 YTL) MYO Primi] + 625,00 YTL (GSS Primi) = 1.425,00 YTL’nin yasal ödeme süresinin son günü olan 30/11/2008 tarihinin Pazar gününe rastlaması nedeniyle ilk iş günü olan 1/12/2008 Pazartesi gününe kadar ödenmesi halinde, 250,00 YTL tutarındaki malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası primleri Hazinece karşılanacaktır.Buna karşın, işveren tarafından ödenmesi gereken 1.425,00 YTL tutarındaki sigorta primleri,1/12/2008 tarihine kadar ödenmediği veya eksik ödendiği takdirde,1.425,00 YTL + 250,00 YTL = 1.675,00 YTL’nin tamamı gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte işverenden tahsil edilecektir.16. Aylık Prim ve Hizmet Belgelerinin Yasal Öngörülen Sigorta Prim İndiriminden Yararlanmalarına İlişkin Usul ve EsaslarDiğer teşvik kanunlarına istinaden işveren hissesi sigorta prim teşviki uygulamasındanyararlanmakta olan işverenlerin, teşvik kapsamına giren sigortalılarından dolayı aynı dönem için ve mükerrer olarak 5510 sayılı Kanunun 81 inci maddesinin (ı) bendinde öngörülen beş puanlık prim indiriminden yararlanmaları mümkün bulunmamaktadır.Buna karşın, diğer teşvik kanunlarından yararlanan işverenler, diğer teşvik kanunlarıkapsamına girmeyip 5510 sayılı Kanunun 81 inci maddesinin (ı) bendi kapsamına girensigortalılarına ilişkin düzenleyecekleri aylık prim ve hizmet belgelerini, muaccel sigorta primi, işsizlik sigortası primi, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçları bulunmaması kaydıyla, 5510 sayılı Kanun türünü seçmek suretiyle gönderebileceklerdir.Örnek- Muaccel sigorta primi, işsizlik sigortası primi, idari para cezası ile bunlara ilişkingecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunmayan (E) gerçek kişisinin, 18-29 yaşları arasında yeni işe aldığı dört sigortalısından dolayı 4447 sayılı Kanunun geçici 7 nci maddesi hükmünden, iki sigortalısının özürlü olması nedeniyle 4857 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi hükmünden yararlanılabilecek durumda olduğu ve sözkonusu işyerinde herhangi bir teşvik kanunu kapsamına girmeyen altı sigortalının daha çalışmış olduğu varsayıldığında, bahse konu işveren yasal süresi içinde verilmek kaydıyla, aylık prim ve hizmet belgesini aşağıda belirtilen seçeneklerden herhangi birini tercih etmek suretiyle düzenleyebileceklerdir.a) Sigortalıların tamamı için 5510 sayılı Kanun türünü,b) Özürlü sigortalılar için 4857, diğer sigortalılar için 5510 sayılı Kanun türünü,__________________________________________________________________________________________________Mitatpaşa Cad. No: 7 06437 Sıhhiye/Ankara Elektronik Ağ: www.ssk.gov.trTel: (0312) 458 72 70 Faks: (0312) 431 57 34 e-posta :sigortaprimler@ssk.gov.tr14c) Yeni işe alınan 18-29 yaş arası sigortalılar için 4447, özürlü sigortalılar için 4857, kalanaltı sigortalı için 5510 sayılı Kanun türünü,d) Yeni işe alınan 18-29 yaş arası sigortalılar için 4447, özürlü sigortalılar ile kalan altısigortalı için 5510 sayılı Kanun türünü, seçebilecektir.17. Alt İşvereni Bulunan İşyerleri ve Alt İşverenlerle İlgili İşlemler5510 sayılı Kanunun “İşveren, işveren vekili, geçici iş ilişkisi kurulan işveren ve alt işveren”başlıklı 12 nci maddesinin 6 ncı paragrafında, “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde, iş alan ve bu iş için görevlendirdiği sigortalıları çalıştıran üçüncü kişiye alt işveren denir. Sigortalılar, üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bunlarla sözleşme yapmış olsalar dahi, asıl işveren, bu Kanunun işverene yüklediği yükümlülüklerden dolayı alt işveren ile birlikte sorumludur.” hükmü yer almaktadır.· Kanunun bu hükmüne istinaden, alt işverenlerin (aracıların) Kuruma olanborçlarından, alt işveren ile birlikte, asıl işveren de sorumlu tutulmaktadır.Dolayısıyla, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin işveren hissesinin beş puanlıkkısmının Hazinece karşılanabilmesi için her bir işyeri bazında muaccel sigorta primi, işsizliksigortası primi, idari para cezası ile bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcunun bulunmaması gerektiğinden, asıl işverenin sözkonusu indirimden yararlanmak amacıyla aylık prim ve hizmet belgesini 5510 sayılı Kanun türünü seçerek Kuruma gönderebilmesi için, gerek kendisinden gerekse kendisinden iş alan alt işverenlerden kaynaklanan muaccel sigorta primi, işsizlik sigortası primi, idari para cezası ile bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcunun bulunmaması gerekmektedir.· Buna karşın, alt işverenler, yalnızca kendi çalıştırmış oldukları sigortalılara ilişkinBorçlardan sorumlu tutulabileceğinden, asıl işverenin veya diğer bir alt işverenin Kuruma muaccel sigorta primi, işsizlik sigortası primi, idari para cezası ile bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunmasına rağmen, kendi alt işverenliğinden kaynaklanan muaccel borçlarının bulunmaması halinde sözkonusu indirimden yararlanabilecektir.Örnek- 2008/Kasım ayına ilişkin aylık prim ve hizmet belgesinin Kuruma gönderilmesigereken sürenin son günü olan 23/12/2008 tarihinde asıl işveren olan (A) Limited Şirketi vekendisinden iş alan alt işverenlerin muaccel borçlarının,Sigorta primi İşz.Sigor.Primi İdari P. C. G. C. ve G. Z.Asıl işveren; ------ ------ ------ ------1 nolu alt ------ ------ ------ ------2 nolu alt 500,00 75,00 ------ 87,003 nolu alt ------ ------ 325,00 46,00olduğu varsayıldığında,- Asıl işveren olan (A) Limited Şirketi, (her ne kadar kendi çalıştırmış olduğu sigortalılardandolayı Kuruma muaccel borcu bulunmasa da kendisinden iş alan 2 ve 3 nolu alt işverenlerinKuruma muaccel borçlarının bulunması ve bu borçlardan alt işverenlerle birlikte sorumlu olması;(2) ve (3) nolu alt işverenler ise, kendi çalıştırmış oldukları sigortalılardan dolayı muaccelborçlarının bulunması; nedeniyle aylık prim ve hizmet belgelerini, 5510 sayılı Kanun türünüseçmek suretiyle gönderemeyeceklerdir.- (1) nolu alt işveren ise, çalıştırmış olduğu sigortalılardan dolayı Kuruma borcununbulunmaması ve gerek asıl işverenin, gerekse diğer alt işverenlerin Kuruma olan borçlarındandolayı herhangi bir sorumluluğunun bulunmaması nedeniyle aylık prim ve hizmet belgesini 5510 sayılı Kanun türünü seçmek suretiyle gönderebilecektir.UyarıPrimlerin ödenmesinde on-line banka kanalı yerine diğer ödeme şekillerinden birinin kullanılması halinde, takip eden aylarda aylık prim ve hizmet belgelerinin Kuruma gönderilmesi sırasında bilgisayar programlarınca yapılacak borç sorgulaması sırasındabahse konu paraların ilgili müfredat kartlarına işlenmemiş olması nedeniyle muaccel borcunbulunduğu yönünde uyarı mesajı ile karşılaşılabileceğinden, cari ay primlerinin on-line tahsilat yetkisi verilmiş bankalara ödenmesi halinde, sonradan yaşanabilecek sorunlar önlenmiş olacaktır.Hazinece karşılanan sigorta primleri, gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında giderveya maliyet unsuru olarak dikkate alınmayacaktır.Çalıştırdıkları sigortalıları Kuruma bildirmeyen işyerleri ile sigorta primindiriminden yararlandıktan sonra geriye yönelik olarak aylık prim ve hizmet belgesidüzenleyen işyerleri hakkında yapılacak işlemler ve prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçları çeşitli kanunlar gereğince yeniden yapılandırılmış veya 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesine istinaden tecil ve taksitlendirilmiş olan işverenlerin beş puanlık prim indiriminden yararlanmalarının ardından yapılandırma veya tecil ve taksitlendirme anlaşmalarının bozulması halinde yapılacak işlemler çıkarılacak olan genelge ile ayrıca açıklanacaktır.

ÜCRET, PRİM, İKRAMİYE VE BU NİTELİKTEKİ HER TÜRLÜ İSTİHKAKIN BANKALAR ARACILIĞIYLA ÖDENMESİNE DAİR YÖNETMELİK

ÜCRET, PRİM, İKRAMİYE VE BU NİTELİKTEKİ HER TÜRLÜ İSTİHKAKIN BANKALAR ARACILIĞIYLA ÖDENMESİNE DAİR YÖNETMELİK18 Kasım 2008 Tarihli Resmi GazeteSayı: 27058Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından:ÜCRET, PRİM, İKRAMİYE VE BU NİTELİKTEKİ HER TÜRLÜ İSTİHKAKINBANKALAR ARACILIĞIYLA ÖDENMESİNE DAİR YÖNETMELİKBİRİNCİ BÖLÜMAmaç, Kapsam, Dayanak ve TanımlarAmaçMADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı; işçinin, gazetecinin ve gemi adamının; ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her türlü istihkakının bankalar aracılığıyla ödenmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.KapsamMADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, 22.4.1926 tarihli ve 818 sayılı Borçlar Kanunu, 13.6.1952 tarihli ve 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun, 20.4.1967 tarihli ve 854 sayılı Deniz İş Kanunu ile 22.5.2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında çalıştırılan işçi, gazeteci ve gemi adamının ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her türlü istihkakını kapsar.DayanakMADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik; Borçlar Kanununun 323 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanunun 14 üncü maddesinin birinci fıkrası, Deniz İş Kanununun 29 uncu maddesinin birinci fıkrası ile İş Kanununun 32 inci maddesinin üçüncü fıkrası hükümlerine dayanılarak hazırlanmıştır.TanımlarMADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen;a) Banka: Mevduat bankaları ile katılım bankalarını,b) Borçlar Kanunu: 22.4.1926 tarihli ve 818 sayılı Borçlar Kanununu,c) Deniz İş Kanunu: 20.4.1967 tarihli ve 854 sayılı Deniz İş Kanununu,ç) Hesap: Mevduat bankaları nezdinde açılan vadesiz mevduat hesabını veya katılım bankaları nezdinde açılan özel cari hesabı,d) İş Kanunu: 22.5.2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununu,e) Ödeme: Ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her türlü istihkak ödemelerini,f) 5953 sayılı Kanun: 13.6.1952 tarihli ve 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanunu,İfade eder.(2) Bu Yönetmelikte geçen diğer kavramlar; Borçlar Kanunu, 5953 sayılı Kanun, Deniz İş Kanunu, İş Kanunu ile 5411 sayılı Bankacılık Kanununda belirtilen anlamlarıyla kullanılmıştır.İKİNCİ BÖLÜMİşçiye, Gazeteciye ve Gemi Adamına Yapılan ÖdemelerinBankalar Aracılığıyla YapılmasıBorçlar Kanununa tabi olarak çalışan işçiye yapılan ödemelerMADDE 5 – (1) Borçlar Kanununa tabi olarak işçi çalıştıran iş sahiplerince, işçinin sözleşmede gösterilen a-l-o-m-a-l-i-y-e.c-o-m veya adet olan ya da kendisinin bağlı bulunduğu genel vekâletname ile belirlenen her türlü ödemelerden öncelikle kanunî kesintiler yapıldıktan sonra işçiye net olarak ödenecek bakiye tutarının bankalar aracılığıyla ödenmesi hususunda iş sahiplerine zorunluluk getirilip getirilmemesi ve bu zorunluluğun kapsamı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ile Hazine Müsteşarlığından sorumlu Devlet Bakanlığı tarafından müştereken belirlenir.5953 sayılı Kanuna tabi olarak çalışan gazeteciye yapılan ödemelerMADDE 6 – (1) 5953 sayılı Kanuna tabi olarak Türkiye genelinde en az 10 gazeteci çalıştıran işverenler, çalıştırdıkları gazeteciye o ay içinde yapacakları her türlü ödemenin kanunî kesintiler düşüldükten sonra kalan net tutarını, bankalar aracılığıyla ödemekle yükümlüdürler.Gazete ve mevkutelerde, haber ve fotoğraf ajanslarında gazeteci haricinde çalıştırılan işçiye yapılan ödemelerMADDE 7 – (1) Gazeteci çalıştıran işverenler, aynı zamanda 5953 sayılı Kanun hükümleri dışında kalan ve İş Kanununda “işçi” tanımına giren kimseleri çalıştırmaları hâlinde, çalıştırılan gazeteci sayısı ile işçi sayısı toplamının en az 10 olması durumunda, çalıştırdıkları gazeteci ve işçiye o ay içinde yapacakları her türlü ödemenin kanunî kesintiler düşüldükten sonra kalan net tutarını, bankalar aracılığıyla ödemekle yükümlüdürler.Deniz İş Kanununa tabi olarak çalışan gemi adamına yapılan ödemelerMADDE 8 – (1) Deniz İş Kanununa tabi olarak Türkiye genelinde en az 10 gemi adamı çalıştıran işverenler veya işveren vekilleri, çalıştırdıkları gemi adamına, o ay içinde yapacakları her türlü ödemenin kanunî kesintiler düşüldükten sonra kalan net tutarını, bankalar aracılığıyla ödemekle yükümlüdürler.Gemi adamına yapılan ödemeler için açılan banka hesap numarasına akitte yer verilmesiMADDE 9 – (1) Hizmet akdi, işveren veya işveren vekili ile gemi adamı arasında, yazılı olarak Deniz İş Kanununun 6 ıncı maddesinde belirtilen unsurları içerecek şekilde yapılır.(2) Hizmet akdinde, ücretin ödeme zamanı ve yeri ile gemi adamının ödemelerinin yapılacağı banka hesap numarası da bulunur.İş Kanununa tabi olarak çalışan işçiye yapılan ödemelerMADDE 10 – (1) İşyerleri ve işletmelerinde İş Kanunu hükümlerinin uygulandığı işverenler ile üçüncü kişiler, Türkiye genelinde çalıştırdıkları işçi sayısının en az 10 olması hâlinde, çalıştırdıkları işçiye o ay içinde yapacakları her türlü ödemenin kanunî kesintiler düşüldükten sonra kalan net tutarını, bankalar aracılığıyla ödemekle yükümlüdürler.Zorunluluk hâliMADDE 11 – (1) Bu Yönetmelik kapsamında banka aracılığıyla ödeme yapması gereken işverenler, işveren vekilleri veya üçüncü kişiler, işyerlerinin bulunduğu mahalde banka şubesi bulunmaması ya da çalışanlara banka aracılığıyla ödeme yapılmasına imkân bulunmaması hâlinde ödemeler, T.C. Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü şubeleri aracılığıyla yapılır.Ödemelerin niteliğinin belirtilmesiMADDE 12 – (1) Bu Yönetmelik kapsamındaki işveren, işveren vekili ve üçüncü kişiler tarafından yine bu Yönetmelikte belirtilen kişilere bankalar aracılığıyla yapılan her türlü ödemelerde ödemelerin niteliği, hesabın açıklamasında belirtilirÖdemelerin brüt olarak hesaba yatırılma zorunluluğunun getirilmesiMADDE 13 – (1) Bu Yönetmelikte belirtilen işverenleri veya işveren vekillerini veyahut üçüncü kişileri, yapacakları ödemeleri bankalar nezdinde açılacak hesaplara brüt olarak yatırmaları hususunda zorunlu tutmaya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ile Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanlık müştereken yetkilidir.ÜÇÜNCÜ BÖLÜMİdarî Para CezalarıGazeteciye yapılan ödemelerin bankalar aracılığıyla yapılmaması hâlinde uygulanacak idarî para cezasıMADDE 14 – (1) Bu Yönetmelik kapsamında zorunlu tutulduğu hâlde gazeteciye yapılan ödemeleri bankalar aracılığıyla yapmayan işverene, 5953 sayılı Kanunun 27 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ilgili birimi tarafından idarî para cezası verilir.Gemi adamına yapılan ödemelerin bankalar aracılığıyla yapılmaması hâlinde uygulanacak idarî para cezasıMADDE 15 – (1) Bu Yönetmelik kapsamında zorunlu tutulduğu hâlde gemi adamına yapılan ödemeleri bankalar aracılığıyla yapmayan işverene veya işveren vekiline, Deniz İş Kanununun 51 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının geminin bağlama limanının bulunduğu yer ilgili birimince idarî para cezası verilir.İşçiye yapılan ödemelerin bankalar aracılığıyla yapılmaması hâlinde uygulanacak idarî para cezasıMADDE 16 – (1) İşçiye, İş Kanunundan veya toplu iş sözleşmesinden veyahut iş sözleşmesinden doğan alacaklarını, bu Yönetmelik kapsamında zorunlu tutulduğu hâlde bankalar aracılığıyla ödemeyen işverene veya işveren vekiline veyahut üçüncü kişiye, İş Kanununun 102 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ilgili birimi tarafından idarî para cezası verilir.DÖRDÜNCÜ BÖLÜMSon HükümlerYürürlükMADDE 17 – (1) Bu Yönetmelik 1.1.2009 tarihinde yürürlüğe girer.YürütmeMADDE 18 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, Maliye Bakanı ve Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan birlikte yürütür.

17 Kasım 2008 Pazartesi

Maliye ev sahibi ve kiracıları takibe aldı

Maliye ev sahibi ve kiracıları takibe aldı Maliye Bakanlığı pilot bölge olarak seçtiği Ankara’da kira gelirleri ve kentsel rantların vergilendirilmesi için kapı kapı dolaşıp ev sahibi ve kiracılarla ilgili kütük çalışması başlattı. Çalışma diğer illere de yayılacak VERGİ kaçağını tesbit edebilmek için bazı sektörleri takibe alıp inceleme yapan Maliye Bakanlığı’nın portföyünden bu kez kiracı ve ev sahibi ikilisi çıktı. Maliye Bakanlığı, kira gelirleri ve kentsel rantların vergilendirilmesi için kapı kapı dolaşıp, ev sahibi ve kiracılarla ilgili kütük oluşturulması için bir çalışma başlattı. Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı’nın uygulamaya koyduğu, daha sonra da diğer illerde yaygınlaştırılacak bu çalışmada, Maliye görevlileri, Adrese dayalı nüfus kayıt sistemi bilgilerini de kullanarak, yerleşim birimlerindeki bütün evlere giderek tespitte bulunuyor. Uyarı broşürü veriliyorAnkara’da söz konusu çalışma için 400 Maliyeci görevlendirildi. Maliye denetçileri, çalışma kapsamında, kira tutarlarının yüksek seyrettiği semtlerden başlayarak, bütün Ankara’yı taramaya başladı. Özellikle hafta sonları gerçekleştirilen çalışma sırasında, evlere giden Maliyeciler, öncelikle ikamet edenlerin ev sahibi mi, kiracı mı oldukları soruyor. Daha sonra da ev sahibi ve kiracılarla ilgili bilgi ediniyor. Kirada oturulan evlerin kira tutarları da öğreniliyor ve bunların tümü bir tutanağa işleniyor. Maliyeciler, tespit sırasında vatandaşlara, “Ev İşyeri sahibi ve kiracıların dikkatine” diye başlayan uyarı broşürünü de veriyor. Bu broşürde, konutlarda aylık 500 YTL ve üzerindeki kira ödemelerinin 1 Kasım’dan itibaren bankalar aracılığıyla yapılacağı hatırlatılarak şöyle deniliyor: “Kira ödemelerinin usulüne uygun belgelendirilmemesi durumunda konutlarını kiraya verenler, 2008 yılı için asgari 320 YTL, iş yeri kiralayanlar/kiracılar ise durumlarına bağlı olarak 680 YTL ile 1.490 YTL’den az olmamak üzere, her bir işlem için bu işleme konu tutarın yüzde 5’i oranında cezaya muhatap olacaklardır. 2009 ve müteakip yıllarda yeniden değerleme oranına göre yapılacak artış dikkate alınacaktır. Cezalı duruma düşmemek için kira ödemelerinizi bankalar veya posta kurumları aracılığıyla yapmanız zorunludur.”Vergi kaçıranlar belirlenecekAnkara Vergi Dairesi Başkanı Şinasi Candan, 3 hafta önce başlatılan çalışma ile şu ana kadar 40 bin evde tespit yapıldığını bildirdi. Bu evlerde 30 bin tutanak tutulduğunu kaydeden Candan, Ankara’da adrese dayalı nüfus kayıt sistemi kapsamında konutların yanı sıra iş yeri ve imar geçen arsaları da kapsayan 2 milyon 275 bin adres bulunduğunu belirtti. Çalışma kapsamında bütün konutlara gidilerek, ev sahibi ve kiracı bilgilerine ilişkin bir kütük oluşturulacağını ifade eden Candan, şunları söyledi: “Söz konusu çalışmayı kısa bir süre içinde tamamlayacağız. Tespitlerimizin sonrasında ortaya çıkacak bilgi kütüğünde, ev sahipleri ve kiracıların Türkiye Cumhuriyeti kimlik numaraları, varsa adresleri tek tek yer alacak. Bu çalışmaya paralel bankalar aracılığıyla ödenen kira bilgilerini de Bilgi İşlem Merkezi’nden alacağız ve adına kira yatırılan ev sahiplerini belirleyeceğiz.”

14 Kasım 2008 Cuma

Yurt dışındaki paraya % 2 vergi

Yurt dışındaki paraya % 2 vergi Küresel krize karşı finansman sağlamak için hükümet, yurt dışı ve yastık altı tasarrufa düşük vergi uygulaması başlattı. Yurt dışından gelen paraya yüzde 2, yastık altına yüzde 5 vergi KÜRESEL krizin Türkiye’de iyice hissedilmeye başlaması ve hergeçen gün yeni bir fabrikanın kapanması hükümeti yeni finansman bulma açısından harekete geçirdi.TBMM Genel Kurulu’nda, yurt dışındaki tasarrufu yüzde 2, yurt içindeki tasarrufu da yüzde 5 vergiyle ekonomiye kazandırmayı amaçlayan tasarı, kabul edilerek yasalaştı. Yurt dışından veya yurt içinden beyan edilen varlıklar nedeniyle 1 Ocak 2008’den önceki dönemlere ilişkin vergi incelemesi ve vergi kesintisi yapılmayacak. Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanuna göre, gerçek veya tüzel kişilerin, 1 Ekim 2008 tarihi itibarıyla sahip olduğu yurt dışındaki; para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları, varlığı kanaat verici bir belgeyle ispat edilen taşınmazları, bu kanunun yayımlandığı ayı izleyen 3. ayın sonuna kadar YTL cinsinden rayiç bedelle banka veya aracı kuruma bildirilecek ya da vergi dairelerine beyan edilecek.Yastık altı tasarruflar Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin sahip olduğu, Türkiye’de bulunan ancak 1 Ekim 2008 tarihi itibarıyla kanuni defter kayıtlarında, işletmenin öz kaynakları arasında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlar, bu kanunun yayımlandığı ayı izleyen 3. ayın sonuna kadar YTL cinsinden rayiç bedelle, vergi dairelerine beyan edilecek. Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, bu kanun hükümlerine göre Vergi Usul Kanunu uyarınca kanuni defterlerine taşınmazlar dışındaki varlıklarını, banka ve aracı kurumlardaki hesaplara yatırmak suretiyle kaydederek, pasifte özel fon hesabı açacaklar. Hisseye sıfır stopajBu fon hesabı, sermayenin parçası sayılacak ve beyan tarihinden itibaren 6 ay içinde sermayeye eklenecek. Serbest meslek kazanç defteri ile işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler, söz konusu kıymetleri defterlerinde ayrıca gösterecekler. Bu varlıklar dönem kazancının tespitinde dikkate alınmayacak. Bu arada hiisse senedindeki yüzde 10’luk stopajı yerli yatırımcı için de sıfırlayan Bakanlar Kurulu kararı Resmi Gazete’de yayımlandı. Bugün yürürlüğe girecek kararla, hisse senedi stopajında yerli-yabancı ayrımı kalktı. Buna göre, yerli yatırımcılar da yabancılar gibi sıfır stopaja tabi tutulacak. Düzenlemeden menkul kıymetler yatırım ortaklıkları hisse senetleri hariç tutulurken, tam mükellef gerçek kişi ve kurumlar tarafından elde edilen diğer kazançlar için ise stopaj oranı yine yüzde 10 olarak uygulanacak.

6 Kasım 2008 Perşembe

Sosyal Güvenlik Kanunu

Sosyal Güvenlik Kanunu01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girecek 5510 Sayılı Sosyal Güvenlik Kanunu ile ilgili olarak bir çok Tebliğ ve Yönetmelik Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.Yayımlanan Tebliğ ve Yönetmelikler çok uzun ve detaylı olması nedeniyle, sözkonusu Tebliğ ve Yönetmeliklerin isimleri ile yayımlandığı Resmi Gazete’nin tarih ve sayısı aşağıda belirtilmiştir.Belirtilen Tebliğ ve Yönetmelikler rega.basbakanlik.gov.tr internet adresinden indirilerek okunması ve bu doğrultuda işlem yapılması gerekmektedir.-- Tebliğ eklerinde yer alan bildirimlere bakılması unutulmamalıdır --29.09.2008 TARİH VE 27012 MÜKERRER SAYILI RESMİ GAZETEDE YAYIMLANAN TEBLİĞLER-2008 YILI SOSYAL GÜVENLİK KURUMU SAĞLIK UYGULAMA TEBLİĞİ28.09.2008 TARİH VE 27011 SAYILI RESMİ GAZETEDE YAYIMLANAN TEBLİĞLER-AYLIK PRİM VE HİZMET BELGESİNİN SOSYAL GÜVENLİK KURUMUNA VERİLMESİNE VE PRİMLERİN ÖDENME SÜRELERİNE DAİR USUL VE ESASLAR HAKKINDA TEBLİĞ-İŞVERENLERE VERİLEN DEVLET YARDIMI, TEŞVİK VE DESTEKLERDE SOSYAL GÜVENLİK KURUMUNDAN ALINACAK BORCU YOKTUR BELGESİNİN DÜZENLENMESİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLARA DAİR TEBLİĞ-GELİR/AYLIK ÖDEME VE YOKLAMA İŞLEMLERİ HAKKINDA TEBLİĞ-5510 SAYILI SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU UYARINCA İŞYERLERİNİN TESCİLİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA TEBLİĞ-5510 SAYILI KANUN GEREĞİNCE GENEL SAĞLIK SİGORTALISI SAYILANLAR, SAYILMAYANLAR, SİGORTALILIĞIN BAŞLANGICI, KURUMA BİLDİRİLMESİ HAKKINDA TEBLİĞ-5510 SAYILI KANUNUN 4 ÜNCÜ MADDESİNİN BİRİNCİ FIKRASININ (a) VE (b) BENDİ KAPSAMINDA SİGORTALI OLANLAR İLE BUNLARIN HAK SAHİBİ ÇOCUKLARININ MALULİYET İŞLEMLERİ HAKKINDA TEBLİĞ-HİZMET BORÇLANMA İŞLEMLERİNİN USUL VE ESASLARI HAKKINDA TEBLİĞ-İSTEĞE BAĞLI SİGORTA İŞLEMLERİ HAKKINDA TEBLİĞ-İŞ KAZASI VE MESLEK HASTALIĞI SİGORTASI BAKIMINDAN İŞVERENİN, ÜÇÜNCÜ KİŞİLERİN VE SİGORTALILARIN SORUMLULUĞU İLE PEŞİN SERMAYE DEĞERLERİNİN HESAPLANMASIYLA İLGİLİ İŞLEMLER HAKKINDA TEBLİĞ-KISA VADELİ SİGORTA KOLLARI UYGULAMA TEBLİĞİ -5510 SAYILI KANUNUN 4 ÜNCÜ MADDESİNİN BİRİNCİ FIKRASININ (a) VE (b) BENTLERİ KAPSAMINDAKİ SİGORTALILAR İLE SADECE GENEL SAĞLIK SİGORTASINATABİ SİGORTALILARIN PRİME ESAS TUTULACAK KAZANÇLARINA DAİR TEBLİĞ- 2 --5510 SAYILI KANUN GEREĞİNCE SİGORTALI SAYILANLAR, SAYILMAYANLAR, SİGORTALILIĞIN BAŞLANGICI, KURUMA BİLDİRİLMESİ VE SONA ERMESİ HAKKINDA TEBLİĞ-5510 SAYILI KANUNUN 4 ÜNCÜ MADDESİNİN BİRİNCİ FIKRASININ (a) VE (b) BENDİ KAPSAMINDA SİGORTALI OLANLAR İLE HAK SAHİPLERİNİN TAHSİS İŞLEMLERİNE İLİŞKİN TEBLİĞ-5510 SAYILI KANUNUN 8 İNCİ MADDESİNİN YEDİNCİ FIKRASININUYGULANMASI HAKKINDA TEBLİĞ-5510 SAYILI KANUNUN 100 ÜNCÜ MADDESİNİN UYGULANMASI HAKKINDA TEBLİĞ27.09.2008 TARİH VE 27010 SAYILI RESMİ GAZETEDE YAYIMLANAN YÖNETMELİKLER-FAZLA VEYA YERSİZ ÖDEMELERİN TAHSİLİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK-FİİLİ HİZMET SÜRESİ ZAMMI UYGULAMASININ USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK-KAMU İDARELERİNİN DENETİM ELEMANLARINCA YAPILACAK TESPİTLER HAKKINDA YÖNETMELİK28.08.2008 TARİH VE 26981 SAYILI RESMİ GAZETEDE YAYIMLANAN YÖNETMELİKLER-GENEL SAĞLIK SİGORTASI İŞLEMLERİ YÖNETMELİĞİ-SOSYAL SİGORTA İŞLEMLERİ YÖNETMELİĞİ

5 Kasım 2008 Çarşamba

1 Ocak’ta maaşlar bankaya yatacak

1 Ocak’ta maaşlar bankaya yatacakSeminere katılan Sosyal Güvenlik Kurulu Başkanı Fatih Acar ise Türkiye’nin en önemli sorunlarından birinin kayıtdışı istihdam olduğunu belirterek, yeni yasada kayıtdışına yönelik çok önemli düzenlemeler yaptıklarını söyledi. Acar, daha önce gündeme gelen ücretlilerin maaşının bankaya yatırılması yönünde sona yaklaştıklarını ve bu konudaki çalışmanın imza için Başbakanlığa gönderildiğini kaydetti. Acar, 1 Ocak’tan itibaren 10’un üzerinde işçi çalıştıran işverenlerin, işçilerinin maaşlarını bankaya yatırmak zorunda olacaklarını sözlerine ekledi.

3 Kasım 2008 Pazartesi

Reform Sonrası ÇALIŞMA HAYATINDA Önemli Değişiklikler

Reform Sonrası ÇALIŞMA HAYATINDA Önemli Değişiklikler01 Ekim 2008 itibari ile yürürlüğe giren Sosyal Güvenlik Reformunun, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Sosyal Sigorta hükümlerinin nasıl uygulanacağını düzenleyen yönetmelik 28 Ağustos 2008 tarih ve 26981 sayılı resmi gazetede yayınlanmış olmasına karşın yasanın uygulayıcı tarafı olan mensupları tarafından yeterince anlaşılamadığı aşikardır..İleti, aşağıdaki dosya veya bağlantı eki ile gönderilmeye hazır:Murat_Celik_007Not: Bilgisayar virüslerine karşı korumak için, e-posta programları belirli dosya türlerini gönderme ve almayı engelleyebilir. Eklerin nasıl işlendiğini görmek için e-posta güvenlik ayarlarınızı denetleyin.

DİLEKÇE ÖRNEĞİ: Vergi Dairesine Olan Borçların 18 Ayda Yıllık %3 Faizle Taksitlendirilmesine İlişkin Başvurularda Kullanılacak

……………Vergi Dairesi Müdürlüğüne/Malmüdürlüğüne...…..………….Çok zor durumda olmam nedeniyle dairenize olan borçlarımı defaten ödeme imkanım bulunmamaktadır. Bu nedenle, dairenize olan ve Seri:B Sıra No:4 Tahsilat Genel Tebliği kapsamına giren tüm borçlarımın, anılan Tebliğde öngörülen süre ve şekilde tecil ve taksitlendirilmesini arz ederim.Vergi Kimlik Numarası *:Tarih-İmza-KaşeAdı ve Soyadı/Unvanı :Adres:Telefon:Araç Plaka No:(Motorlu Taşıtlar Vergisi İçin)6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesine göre tecil ve taksitlendirilen borçlarımın kalan taksitlerini; Seri:B Sıra No:4 Tahsilat Genel Tebliğinde belirtilen sürede taksitler halinde ödemek istiyorum.**6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesine göre daha önce tecil ve taksitlendirilmesi için talepte bulunduğum ancak idarenizce değerlendirilmekte olan talebime konu borçlarımın, Seri:B Sıra No:4 Tahsilat Genel Tebliğine göre tecil ve taksitlendirilmesini istiyorum.Daha önce mahsup talebinde bulunduğum borçlarımın Seri:B Sıra:4 Tahsilat Genel Tebliği kapsamında taksitlendirilmesini;istiyorum.***istemiyorum.*T.C. Vatandaşı olan gerçek kişilerde T.C. Kimlik numarası yazılacaktır. Mirasçı, kefil, şirket ortağı ve kanuni temsilci gibi amme borçlusu sayılan kişilerin başvurusu halinde, anılan kişilerin de kimlik bilgilerine asıl borçlu ile birlikte bu satırda yer verilecektir.**Kalan taksit sayısı 18 aydan daha kısa olan borçlular tarafından işaretlenecektir.***Bu bölümün işaretlenmesi halinde mahsup taleplerine ilişkin olarak detaylı bilgiler ayrıca verilecektir

19 Eylül 2008 Cuma

01.10.2008 sonra SSK değişikleri

01.10.2008 TARİHİNDE YÜRÜRLÜĞE GİRECEK OLAN SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU İLE YÖNETMELİKLERİNDEN ÖNEMLİ BÖLÜMLER· Bu kanunda Eski-SSK - 4/a, Eski-BAĞKUR - 4/b, Eski-EMEKLİ SANDIĞI - 4/c olarak anılmakta ve sigortalı olma açısından kanun bu 3 statüyü korunmaktadır. (Yani 5510 sayılı kanunun 4. Maddesi)· Anonim şirketin kurucu ortakları artık 4/b kapsamında prim ödemek zorunda değil. Sadece yönetim kurulu üyesi ortakları 4/b’den prim ödemek zorundadır. (5510/4.Madde) Kanunun yürürlük tarihinden önce AŞ. Kurucu ortağı olduğu için BAĞKUR Primi ödeyen ortaklar 01.10.2008 tarihinden itibaren BAĞ-KUR ödemek istiyorlar ise bu durumu 6 ay içinde SGK’ya yazılı olarak bildirmeleri gerekiyor. Yoksa 4/b sigortalılığı iptal edilecek.· 18 yaşını doldurmayanlar 4/b ve 4/c statüsünden sigortalı olamazlar.(5510/6-h)· İlk defa işyeri bildirgesi verilen işyerlerinde, ilk defa sigortalı çalışmaya başladığı tarihten itibaren 1 ay içinde işe girenler en geç söz konusu 1 aylık sürenin sonunda kadar cezasız bildirilebilecek. (5510/8.Madde)· 4/b sigortalılarının giriş bildirgelerini sigortalının kendisi değil de ilgili vergi dairesi, Ticaret sicil memurluğu vs. kurum ve kuruluşlar 15 gün içinde bildirmek zorundadır.(5510/8.Madde)· Kamu idareleri ile bankalar, kurumca sağlanacak elektronik alt yapıdan yararlanmak suretiyle, işlem yaptıkları kişilerin sigortalı olup olmadıklarını tespit edip sigortasız olanları kuruma bildirmek zorundadır. (5510/8.Madde) Örneğin, bir bankadan kredi almak için başvuran müşterinin ibraz ettiği belgelerden çalışmasına rağmen SGK’ya bildiriminin yapılmadığının tespiti halinde bildirmek zorundadır.· İşten ayrılan işçiler 10 gün içerisinde SSK’ya bildirilecek. İşverenleri tarafından. Sigortalılığı sona eren 4/b lilerde 10 gün içinde bildirimde bulunmak zorunda bu bildirimleri kendileri veya ilgili kurumlar yapacak. (5510/9.Madde)· İşyeri adres değişiklikleri 10 gün içinde kuruma(yani İlgili Müdürlüğe) bildirilecek. Aynı il içerisindeki değişikliklerde artık sadece dilekçe ile yeni kuruma(Yeni Müdürlüğe) bildirmek yeterli. (5510/11.Madde)· Artık Malülen emekli olabilmek için çalışma gücünün %60’ını kaybetmiş olmak (Rapor ile tespit edilecek) 10 yıldan beri sigortalı olmak 1800 gün prim ödeme şartları aranıyor. (5510/25-26 Maddeler)· 30.04.2008 tarihinden sonra ilk defa sigortalı olanların emeklilik yaşı 7200 gün prim ödeme gün sayısını doldurduğu tarihte belli olacak. (5510/28.Madde)· Emekli olup 4/a kapsamında çalışan ve emekli maaşının kesilmemesi yönünde tercihte bulunanlardan %30+İş kazası oranında SGDP kesilir. Bunun %7,5’u işçiye geri kalana işverene aittir.· SSK, BAĞKUR, EMEKLİ SANDIĞI emeklisi olup 4/b sigortalısı olmayı gerektirecek bir iş yapanların maaşlarından 01.10.2008 tarihinden itibaren %12 prim kesilir. Bu oran her yıl 1 puan artırılarak %15’e kadar çıkarılır. (5510/30.Madde)· Ölüm sigortasından aylık bağlanabilmesi için 4/a sigortalılarının her türlü borçlanma süreleri hariç 5 yıldan beri sigortalı olup 900 gün prim ödemiş olmaları gerekmektedir. Diğerlerinde 1800 gün prim ödeme gerekli bunlarda borçlanma var. (5510/32.Madde)· 4/a kapsamında sigortalı olanların sigortalılıkları 18 yaşın bitiminden başlar.(5510/38.Madde)· Kadınlara en fazla 2 doğuma kadar ve her doğum için 2 Yıllık geriye dönüş borçlanma hakkı geliyor. Tabi ki doğumdan sonra 2 yıllık sürede çalışmamış olması şartıyla ve bu borçlanılan süreleri ilk sigortalı olmadan önceye dayanıyor ise ilk sigortalı olma tarihi bu süre kadar geriye götürülüp emeklilik yaşı erkene alınabilecek. (5510/41.Madde)· Eskiden hem SSK, hem BAĞKUR ve hem de EMEKLİ SANDIĞINA isteğe bağlı sigorta ödenebilir iken artık sadece 4/b kapsamında isteğe bağlı ödenebilecek ve ayrıca primler sağlık primli olarak ödenecek. Prim oranı %32’dir. %20 Emeklilik %12’si Sağlık Primidir. Öteden beri isteğe bağlı ödeyenler 01.10.2008’den itibaren otomatik olarak bu statüye geçmiş olacak. Özellikle SSK isteğe bağlısı olup emeklilik süresine 3,5 Yıldan fazla kalanlar dikkat !!! (5510/50-52.Md.) İsteğe bağlı sigortalılık kuruma müracaatı takip eden günden başlar. Ay içinde 30 günden az çalışanlar aradaki farkı isteğe bağlı olarak ödeyebilirler. Ama önce müracaat edilecek. 12 aylık prim borcunu ödemeyenlerin sigortalılıkları en son ödeme tarihi itibariyle durdurulur.· Aynı anda birden fazla statüye tabi olmak gerekiyor ise yani 4/a, 4/b ve 4/c o zaman bunlar arasında 4/c var ise o statüden prim ödenir, yoksa 4/a veya 4/b’den önce başlayan devam ettiği sürece diğerine geçmek zorunda kalınmaz. Aynı andan birden fazla statüye prim ödenemez. Aynı anda birden fazla 4/a’ya prim ödenebilir. (5510/53.Madde) Yine önemli değişiklik şöyledir. Sigortalının 53.madde hükmüne göre sigortalı sayılması gereken sigortalılık halinden başka sigortalılık hali için prim ödemiş olması durumunda, ödenen primler 53.maddenin birinci fıkraya göre esas alınan sigortalılık hali için ödenmiş ve esas alınan sigortalılık haline geçmiş kabul edilir.· 01.10.2008 tarihinden önce sigortalı olanlardan birden fazla kuruma prim ödeyenler yani; SSK-4/a, BAĞKUR-4/b, EMEKLİ SANDIĞI-4/c ‘ye tabi olarak prim ödeyenler emekli olacakları zaman son ödenen 7 yıllık hizmetin yarıdan fazlasını ödediği statüden bağlanır. Kanun yürürlük tarihinden sonra ilk defa sigortalı olanlar için sigortalılık süresince en fazla prim ödediği kurumdan emekli olur. (5510/53.Madde)· Bu kanunun en önemli yeniliklerinden birisi Genel Sağlık Sigortası uygulamasıdır. 4/a, 4/b ve 4/c statülerinden prim ödeyenler ile isteğe bağlı sigorta primi ödeyenler genel sağlık sigortalısı sayılır. Bu kişilerin bakmakla yükümlü oldukları kişilerde bu kişiler üzerinden genel sağlık sigortasından faydalanır. Ama herhangi bir sigortası olmayan ve genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü kimsesi sayılmayanlar Genel sağlık sigortası primi ödemek zorundadır. Prim oranı %12’dir. 18 yaşını doldurmamış her Türk vatandaşı genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılır ve primleri devlet tarafından karşılanır. Herhangi bir statüden prim ödemeyenlerin aile içi gelirlerine bakılır ve kişi bakına düşen gelir asgari ücretin 1/3’den az ise primleri devlet tarafından karşılanır. 1/3 ila asgari ücret arasında ise 212,90 x %12 = 25,55 YTL. asgari ücret ila 2 katı arasında ise 638,70 x %12 = 76,64 YTL. ve asgari ücretin 2 katından fazla ise 1277,44 x %12 = 153,28 YTL genel sağlık sigortası primi ödemek zorundadır. (5510/60-66.Maddeleri)· Sağlık hizmetlerinden yararlanabilmek için artık son 1 yıl içerisinde 30 gün prim ödemiş olmak yeterlidir. (Her statü için gerçekli bir hüküm) (5510/67.Madde)· Zorunlu sigortalılığın sona ermesinden itibaren 10 gün süre ile genel sağlık sigortasından yararlanılır, Bu kişiler sigortalılık niteliğini yitirdikleri tarihten geriye doğru bir yıl içinde 90 zorunlu sigortalılıkları varsa, sigortalılık niteliğini yitirdikleri tarihten itibaren 90 gün sağlık hizmetlerin yararlanır. (5510/67.Madde)· 4/b kapsamında prim ödeyenlerde artık basamak sistemine göre değil de SSK taban ile tavan arasında istedikleri rakam üzerinden prim ödeyecekler. Prim oranı %32+İş kazası oranıdır. Yalnız bu kişiler çalıştırdıkları işçilerden en yüksek ücret alan kişiden aşağı matrah üzerinden prim ödeyemezler. Eski basamak sistemine göre prim ödeyenler 01.10.2008 ila 31.12.2008 tarihleri arasında SGK ya hangi rakam üzerinden prim ödeyecekleri bir dilekçe ile bildirmek zorundalar yoksa 01.01.2009’dan itibaren BAĞKUR primi ödedikleri basamağın geliri tutarı üzerinde ödemek zorunlar.(Beyanda bulununcaya kadar) (5510/80.Maddesi ve Yönetmelik Geçici Madde7/5)· Prim Oranları : Malüllük yaşlılık ve ölüm sigortası Prim oranı %20’dir. (9 işçi + 11 İşveren ama işveren payına bazı şartlara uymak kaydıyla 01.10.2008’den itibaren 5 puan indirim geliyor.(devlet karşılıyor) )) Bu şartlar prim borcu bulunmamak, primlerini düzenli ödemek, sigortasız işçi çalıştırdığı ile ilgili tespit bulunmamak gibi. · Kısa vadeli sigorta kolları prim oranları : Tehlike derecesine göre %1 ila 6,5 arasında tamamı işverene ait. · Genel Sağlık sigortası prim oranı : %12,5 ‘dur. (%5 işçi + %7,5 İşveren)· İşsizlik sigortası prim oranı aynı %1+2+1 işçi-işveren-devlet payları şeklindedir. (5510/81.Madde)· Asgari işçilik uygulaması aynen devam ediyor ama bu uygulamaya UZLAŞMA müessesesi eklendi. (5510/85.Madde) Birde Madde dikkatli okunduğunda asgari işçilik olayı bütün sektörlere de uygulanabilecek.· İşçi Çalıştırmaya ara verilir ise, İşçi Çalışmıyor dilekçeleri 15 gün içinde kuruma bildirilmek zorundadır. (5510/86. Madde)· Eksik gün uygulaması aynen devam ediyor. (5510/86.Madde)· 4/b kapsamında zorunlu veya isteğe bağlı prim ödeyenler isterlerse en fazla 360 günlük primlerini peşin ödeyip erken ödeme indirimi alabilir. (5510/88.Madde)· Bu kanuna göre sigortalı olmak Genel sağlık sigortası dahil zorunludur. (5510/92.Madde)· SGK’nın prim alacakları takip eden yılbaşından itibaren 10 Yıllık Zamanaşımı tabidir. 4/b sigortalıları 10 Yıllık süre içinde primlerini ödemez ve zaman aşımına uğrarsa bu süreler sigortalılık süresinden sayılmaz. (5510/93.Madde)· İdari Para cezaları 102.Madde işlenmiştir. Her türlü bildirme yükümlülüğüne uymayanlara ciddi idari para cezaları uygulanmaktadır. Özellikle sigortasız işçi çalıştırdığı tespit edilenlere her kişi için asgari ücretin 2 katı tutarında 1 yıl içinde yeniden tespit yapılırsa her işçi için asgari ücretin 5 katı tutarında idari para cezası kesiliyor. Kanunen tutmak zorunda oldukları defterleri süresinde tasdik ettirmeyen, işçilik giderlerini defterleri ilgili olduğu ayda düzenli olarak işlemeyen için her ay için yarım asgari ücret idari para cezası uygulanacak. · İdari para cezalarına karşı itiraz 15 gün içinde önce kuruma yapılmak zorundadır. Kuruma itirazı reddedilenler kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilir. Kuruma yapılan itiraz takibi durdurur. Mahkemeye yapılan itiraz takip ve tahsili durdurmaz. (5510/102.Madde)· BAĞKUR yani 4/b kapsamında prim ödemesi gerektiği halde ödemeyenler 01.10.2008 tarihinden itibaren 6 ay içinde talep bulunup ve kendisine tebliğ tarihinden itibaren 6 içerisinde borçlarını ödemezler ise bir daha 01.10.2008 tarihinden önceki süreleri borçlanamazlar. (5510/Geçici Madde 8)· Yeşil Kart uygulaması 01.10.2008 tarihinden itibaren 2 Yıl süre ile daha devam edecek sonrasında kalkıyor. (5510/Geçici 12.Madde)· 01.10.2008 itibariyle BAĞ-KUR’a 5 Yıldan fazla prim borcu olanların sigortalılıkları bu hususta çıkarılacak tebliğinin yayımı takip eden aybaşından itibaren 6 ay içerisinde ödenmez ise durdurulacak. (5510/Geçici Madde 17)· 5754 sayılı kanuna göre çalışanların ücret ödemeleri bankadan yapılacak. Burada önemli bir ayrındı söz konusu bu ödemelerin özel olarak açılmış banka hesapları vasıtasıyla yapılmak zorundadır. Konu ile ilgili düzenleme ve tarih daha sonra yayınlanacak. (5754/85. Madde)· Bağ-kur’lular iş kazası ve meslek hastalığı ile analık halinde ayakta tedavilerde günlük kazancının üçte ikisi, yatarak tedavide ise yarısı oranında geçici iş göremezlik ödeneği alabilecek. Ama hastalık halinde yok. (5510/18.Madde) Birde Analık halinde verilen iş görmezlik ödeneği şirket ortaklarına yok. (Yönetmelik Madde:44)· Emekli aylıkları Ocak ve Temmuz ödeme tarihlerinden geçerli olmak üzere TUİK’in enflasyon oranında artırılır. (5510/55.Madde)· Eskiden Bağ-kurluların sağlık hizmetlerinden yararlanabilmek için hiç borcu olmaması gerekirken şimdi en fazla 60 günlük borçları bulunması halinde bile sağlık yardımlarından yararlanmaları imkanı getiriliyor. İş kazası, meslek hastalığı ve acil hallerde borcu olup olmadığına bakılmayacak. (5510/67.Madde)· SGK ile anlaşması olsun veya olmayan özel hastaneler acil hallerde hastalara bakmak zorundalar. Anlaşma yok diyemezler. Fark ücret talep edemezler. Daha sonra SGK’nın belirlediği tarife üzerinden SGK’ya fatura edecekler.· Aile içindeki kişi başına geliri asgari ücretin 1/3’ünden az olanların, vatansızlar ve sığınmacıların, 65 yaş veya özürlü aylığı, şeref aylığı, vatani hizmet aylığı, terörle mücadele aylığı alanların, harp malullerinin, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından bakılan çocukların, köy korucularının, dünya ve olimpiyat şampiyonlarının Genel Sağlık Sigortası Primleri devlet tarafından karşılanır.· 01 Ekimden sonra 18 yaşını dolduran kız çocukları anne babalarının sağlık yardımlarından yararlanamayacak. Ancak, halen 18 yaşından büyük olup anne-babasının sigortalılığı nedeniyle sağlık hizmetlerinden yararlanmakta olanların, çalışma ve evlenme gibi hallerle durumları değişmezse bu hakları sürecek.· Gazeteciler, matbaa işçileri, hava yolu uçuş personeli, lokomotif makinistleri, infaz koruma memurları, gemi adamları, uçuş personeli, kaynakçı, şeker sanayi çalışanları, posta dağıtıcısı gibi meslek gruplarının "yıpranma hakkı" olarak bilinen fiili hizmet süresi zammı kaldırılıyor. (5510/40.Madde)· Aşılar, kanser tarama testleri gibi kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri de ilk defa sağlık sigortası kapsamına alınarak Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacak. Her yaştaki GSS'lilerin diş protez bedelleri Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonunca tespit edilecek fiyatlar üzerinden karşılanacak.· Sağlık hizmeti sunucularının alabilecekleri fark ücretine sınırlama getirilecek. Hastaneler, belirlenen fiyatın en çok yüzde 30'u kadar fark ücreti alabilecek. Kamuya ait sağlık hizmeti sunucuları ise sadece otelcilik hizmeti ve istisnai sağlık hizmetlerinden fark ücreti alabilecek, bunun dışındaki sağlık hizmetlerinden fark ücreti alamayacak.· 01.10.2008’den itibaren Avukat ve Noterlerin Topluluk sigortası uygulaması kaldırılıyor. Bunlar 4/b kapsamında prim ödeyecekler.· İşveren çocukları (Burada kastedilen Şahıs firmalarıdır) 18 yaşından küçük ise Anne babasının yanında sigortalı olamaz. (Medeni kanunun 4721/345.Madde) Hakim tarafından onaylı hizmet akdi gerekir.· Pazar ve Pazartesi günü işe başlayan personel Pazartesi günü cezasız bildirilebilir.· 01.10.2008 tarihinden itibaren ilk işe girişlerde E-bildirge sisteminden verilebilecek. T.C.Kimlik numarası ile bunların sigorta numaralı T.C.Kimlik numaraları olacak.· İşçi Çalışmıyor dilekçesi verilip 2 Yıldan beri hiç hareket olmayan işveren dosyaları SGK tarafından iptal edilip işverene bildirilecek. (İnşaat ve ihale konusu işler hariç)· Artık sadece toplu işe gidip getirilen araçla değil de işveren tarafından sağlanan araç ile yapılan kazalarda iş kazası sayılacak.· Doğumdan dolayı iş görmezlik ödeneği alabilmek için doğumdan önceki 1 yıl içerisinde 90 gün prim ödemiş olmak gerekiyor.· İşveren tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen ve aylık toplamı asgari ücretin %30’unu geçmeyen özel sağlık sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı paylarından SSK primi kesilmez. (5510/80.Madde)· Ücret dışı ödemeler bu ödemelerin yapıldığı ayı takip eden aydan başlanarak iki ayı geçmemek üzere üst sınırın altında kalan sonraki ayların prime esas kazançlarına ilave edilecek. (5510/80.Madde)· 5763 sayılı kanun ile 50 veya daha fazla işçi çalıştıran işverenlerin terör mağduru ve eski hükümlü çalıştırma zorunluluğu kaldırılmıştır. Bunların %3 özürlü çalıştırma yükümlülüğü devam etmektedir.· Yeni sosyal Güvenlik kanunu ile ilgili olarak şu ana kadar 2 adet yönetmelik ve ekleri yayınlanmıştır.· 28.08.2008/26981 Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği ve ekleri.· 28.08.2008/26981 Genel Sağlık Sigortası İşlemleri Yönetmeliği ve ekleri.· Sigorta işleri yönetmeliğinin 10. Maddesine göre 5510/4/b-1-3 bentlerinde sayılanlar hariç(Vergi mükellefiyeti veya şirket ortaklığı nedeni ile prim ödeyenler) askerlik yaparken prim ödeyemezler.· Sigorta işleri yönetmelinin 11/ç bendini okumayı tavsiye ederim. Şöyle ki; (İlk işyerindeki çalışmasına ait sigortalı işe giriş bildirgesi Kuruma verilerek, tescil işlemi yapılmış olan sigortalının, naklen ve hizmet akdi sona ermeden aynı işverenin aynı ya da başka ünitede tescil edilmiş diğer işyerinde çalışmaya başlaması hâlinde, yasal süresi dışında, Kuruma yapılan bildirimler de süresinde yapılmış sayılır.)· Sigortalıların yersiz tescili -Yönetmelik Madde :20 ( Kanuna göre sigortalılık niteliği taşımadığı hâlde, gerçeğe aykırı olarak bildirim yapıldığı bu Yönetmeliğin 25 inci maddesinde belirtilen usul ve esaslara göre tespit edilen tescil kayıtları, aynı maddenin ikinci fıkrasındaki usul dâhilinde iptal edilir. Yersiz tescil yapılan sigortalılara ilişkin Kurumca yapılan her türlü masraf ve ödemeler, ilgili mevzuat hükümlerine göre tahsil olunur. )· Yönetmelik 71. Madde (Tahsis talep tarihinde Kanunda yaşlılık aylığı için belirlenen yaş ve sigortalılık süresi şartlarından birini yerine getirememiş olan, ancak yerine getirilemeyen şartı tahsis talep tarihinden itibaren bir ay içinde yerine getiren sigortalının tahsis talebi, bu şartın yerine getirildiği tarih itibarıyla geçerli sayılır.)Kanunî temsilcilerce veya vekillerce yapılan tahsis başvuruları· MADDE 84 – Kanunun öngördüğü her türlü gelir, aylık, ödeme ve ödeneklerin yapılabilmesi için; sigortalı ve hak sahiplerinden ergin ve mümeyyiz olmayanların kanunî temsilcilerinin yazılı istekte bulunmaları şarttır. (2) Sigortalı veya hak sahiplerinin vekilleri tarafından yapılacak yazılı taleplerde, Kurumca verilecek ödenekler ile bağlanacak gelirler veya aylıklar için başvurma yetkisi bulunduğunu açıkça belirten ve noterlikçe onaylanmış vekâletnamenin de ibraz edilmesi gerekir.· Yönetmelik Madde 104/ç ( Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı sayılmayı gerektirecek birden fazla durumun söz konusu olması hâlinde, kısa vadeli sigorta kollarına ilişkin sigorta primi tehlike sınıf ve derecesi en yüksek olan işyeri üzerinden hesaplanır. Aynı ay içinde faaliyetini sonlandırıp yine aynı ay içinde yeniden faaliyete başlayan sigortalıların kısa vadeli sigorta kollarına ilişkin sigorta primi, son faaliyet konusu işine göre hesap ve tahsil olunur.)Bilgilerinize arz olunur.

15 Eylül 2008 Pazartesi

Çalışan emeklinin kesintisi artıyor mu
Çalışan emeklinin kesintisi artıyor muHürriyet Gazetesi 13.09.2008YENİ Sosyal Güvenlik Reformu ile birlikte, çalışan emekliler için, ekimden itibaren yeni bir dönem başlıyor.Yeni dönemde, çalışan emeklinin aylığından yüzde 36 prim kesileceği şeklindeki bazı gazete haberleri, emeklileri endişelendirdi.Gerçek durumu ve yeni dönemin özelliklerini, sırasıyla açıklayalım.YENİ SİGORTALILAR1 Ekim 2008’den itibaren, ilk kez sigortalı olanlar, ileride emekli olduklarında, hem çalışıp hem de emekli aylığı alamayacaklar.Çalışanların, emekli aylıklarının tamamı kesilecek. Bu nedenle, 1 Ekim 2008’den önce sigortalı olmakta yarar var.MEVCUT EMEKLİLER1.Bağ-Kur Kapsamındaki İşler:Şu anda Bağ-Kur, SSK veya TC Emekli Sandığı’ndan emekli aylığı almakta olup, Bağ-Kur’lu olmayı gerektiren bir faaliyette bulunan (bakkal, konfeksiyoncu, mobilyacı, kitapçı, kırtasiyeci, yedek parçacı, limited şirket ortağı, A.Ş yönetim kurulu üyesi, oyuncakçı, ayakkabıcı, lokantacı, tamirci, nakliyeci vb), emekliler var. Bunlardan Bağ-Kur emeklileri aylıklarının yüzde 10’u oranında, diğer emekliler Bağ-Kur’un 12 gelir basamağının yüzde 10’u oranında (bu gün için 75 YTL) SGDP ödüyorlar.1 Ekim 2008’den itibaren, bu emeklilerin tümü, aylıklarının yüzde 12’si oranında Sosyal Güvenlik Destek Primi (SGDP) ödeyecekler. Kesinti, 2009’da 13, 2010’da 14 ve 2015’den itibaren yüzde 15 olacak.Bu durumda, emekliler hem emekli aylıklarını (SGDP kesildikten sonra), hem de çalıştıkları işyerinden ücretlerini alabilecekler. 1 Ekim’den sonra emekli olacakların durumu da aynı olacak. Yukarıda da belirttiğimiz gibi, 1 Ekim 2008’den itibaren ilk kez sigortalı olanlar, yıllar sonra emekli olup çalıştıklarında, emekli aylığı alamayacaklar.2. SSK’lıların Durumu:Emekli olup, SSK’lı olarak çalışanlarda, prim kesintileri artacak ve 1 Ekim 2008’den itibaren, prim oranları, yüzde 31 ile 36,5 arasında değişecek. Bunun 7.5’i çalışan emekliden, kalanı işverenden kesilecek. Mevcut durumda da çalışan emekliden yüzde 7.5 prim kesiliyordu. Burada, işverenin ödeyeceği prim yüzde 1-6,5 arasında artmış olacak.3. Kamuda Çalışanlar:Herhangi bir kurumdan (SSK, Bağ-Kur veya TC Emekli Sandığı’ndan) emekli aylığı almakta iken, kamu görevine başlayanların (çok özel istisnalar dışında) emekli aylıklarının tamamı kesilecek.Milletvekilleri, bu uygulamanın dikkati çeken istisnası oluyor. Anayasa’nın 86/2. maddesindeki özel hüküm nedeniyle, hem milletvekili maaşı hem de emekli aylığı alabiliyorlar.

12 Eylül 2008 Cuma

Elektronik Beyanname Uygulaması İle İlgili Vergi Usul Kanunu Sirküleri

VERGİ USUL KANUNU SİRKÜLERİ/37Konusu : e- BeyannameTarihi : 11/09/2008Sayısı : VUK-37/2008-7/e-Beyanname-10İlgili olduğu maddeler : 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesi213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının 5228 sayılı Kanunun 8 nci maddesiyle değişen (4) numaralı bendinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden; 15, 26, 28 ve 31 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Sirkülerlerinde aşağıdaki değişiklikler yapılmıştır.1. 15 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Sirkülerinde Yapılan Değişiklikler14.02.2005 tarihli 15 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Sirkülerinin;"2. Beyannamelerini Elektronik Ortamda Doğrudan Kendileri Gönderebilecek Mükellefler" başlıklı bölümünde yer alan "Elektronik Beyanname Gönderme Talep Formu ve Taahhütnamesi" ifadeleri "Elektronik Beyanname Gönderme Talep Formu","3- Basit Usulde Vergilendirilen Mükelleflerin Beyannamelerinin Elektronik Ortamda Verilmesi" başlıklı bölümünde yer alan "Basit Usulde Vergilendirilen Mükelleflere ait Beyannamelerin Elektronik Ortamda Gönderilmesine Aracılık Yetkisi Talep Formu ve Taahhütnamesi" ifadesi "Basit Usulde Vergilendirilen Mükelleflere Ait Beyannamelerin Elektronik Ortamda Gönderilmesine Aracılık Yetkisi Talep Formu",Ekinde yer alan "BASİT USULDE VERGİLENDİRİLEN MÜKELLEFLERİN BEYANNAMELERİNİN ELEKTRONİK ORTAMDA GÖNDERİLMESİNE ARACILIK YETKİSİ TALEP FORMU VE TAAHHÜTNAMESİ" bu sirküler ekindeki "BASİT USULDE VERGİLENDİRİLEN MÜKELLEFLERİN BEYANNAMELERİNİN ELEKTRONİK ORTAMDA GÖNDERİLMESİNE ARACILIK YETKİSİ TALEP FORMU"şeklinde değiştirilmiştir.2. 26 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Sirkülerinde Yapılan Değişiklik13.03.2007 tarihli 26 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Sirkülerinin "Beyana tabi gelirleri sadece gayrimenkul sermaye iradından ibaret olan mükelleflerin yıllık gelir vergisi beyannamelerini istemeleri halinde elektronik ortamda doğrudan kendilerinin gönderebilmesi" başlıklı bölümünde yer alan "Elektronik Beyanname Gönderme Talep Formu ve Taahhütnamesi" ifadesi "Elektronik Beyanname Gönderme Talep Formu" şeklinde değiştirilmiştir.3. 28 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Sirkülerinde Yapılan Değişiklik20.09.2007 tarihli 28 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Sirkülerinde yer alan "Elektronik Beyanname Gönderme Talep Formu ve Taahhütnamesi" ifadesi "Elektronik Beyanname Gönderme Talep Formu" şeklinde değiştirilmiştir.4. 31 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Sirkülerinde Yapılan Değişiklikler17.01.2008 tarihli 31 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Sirkülerinde yer alan "İşletme Hesabı Esasına Göre Defter Tutan Mükelleflerin Beyannamelerinin Elektronik Ortamda Gönderilmesine Aracılık Yetkisi Talep Formu ve Taahhütnamesi" ifadeleri "İşletme Hesabı Esasına Göre Defter Tutan Mükelleflerin Beyannamelerinin Elektronik Ortamda Gönderilmesine Aracılık Yetkisi Talep Formu" şeklinde değiştirilmiştir.31 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Sirküleri ekinde yer alan (Ek:1) "İşletme Hesabı Esasına Göre Defter Tutan Mükelleflerin Beyannamelerinin Elektronik Ortamda Gönderilmesine Aracılık Yetkisi Talep Formu ve Taahhütnamesi" bu sirküler ekindeki (Ek:1) "İşletme Hesabı Esasına Göre Defter Tutan Mükelleflerin Beyannamelerinin Elektronik Ortamda Gönderilmesine Aracılık Yetkisi Talep Formu" şeklinde değiştirilmiştir.Duyurulur.

22 Ağustos 2008 Cuma

Vergilendirmede safi kazanç tespiti

Vergilendirmede safi kazanç tespitiVergilendirme tekniği açısından gelir ve kazançlarda safi kazanç dikkate alınmaktadır. Bu bağlamda da Gelir Vergisi Yasası'nın birinci maddesi hükmü gereği olarak ticari kazanç safi tutarıyla gelire dahil edilmektedir. Buna paralel olarak da Kurumlar Vergisi Yasası'nın 6. maddesi hükmü uyarınca da "Kurumlar Vergisi, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanır."Safi kazancın saptanmasında ise yapılan giderlerin elde edilen brüt gelir veya kazançtan indirilmesi gerekmektedir. Bununla birlikte, ticari kazançta veya kurum kazancının belirlemesi aşamasında işletme veya işletme sahibince yapılan bütün giderlerin indirim konusu yapılmasına vergi yasaları izin vermemektedir.Genel ilke olarak vergi yasalarında safi kazancın tespiti sırasında indirim konusu yapılmasına izin verilen giderler; "İndirilecek giderler" (Gelir Vergisi Yasası Madde:40, Kurumlar Vergisi Yasası Madde: 8) olarak tanımlanmış olup, buna karşılık indirim konusu yapılmasına müsaade edilmeyen gideler ise "Gider kabul edilmeyen ödemeler" (Gelir Vergisi Yasası Madde: 41), "Kabul edilmeyen indirimler" (Kurumlar Vergisi Yasası Madde: 11) olarak belirlenmiştir.Gerek Gelir Vergisi Yasası ve gerekse Kurumlar Vergisi Yasası'nda indirilecek giderler ile indirim konusu yapılmasına müsaade edilmeyen (kanunen kabul edilmeyen) giderler sayılmak suretiyle (tadadi) olarak hüküm altına alınmıştır. Türk vergi sisteminde yer alan bu sınıflandırma ve yapılandırma uluslararası ayırıma tam olmasa bile uyumlu kabul edilmektedir.Çok gelişmiş ülke vergi yasalarında özellikle indirim konusu yapılmasına müsaade edilen giderlerde her şeyden önce ülkemizde yapılan giden işle ilgili ve işin gereği oluşması koşulu dikkate alınmıştır.Bir başka anlatımla yapılan bir giderin indirim konusu olarak dikkate alınabilmesi için söz konusu gider ile kazancın elde edilmesi veyahut da sürdürülmesi arasında açık bir ilişkinin yani bağın bulunması gerekmektedir.Gelir ve/veya gelirin elde edilmesi veyahut da söz konusu gelirin sürekli elde edilmesine yönelik olarak yapılacak giderlerin indirim konusu yapılması vergi hukukçuları tarafından da olumlu kabul edilmektedir.Ticari yaşamda, bazı giderlerin sürekli yapılması işin gereği zorunlu olabilmektedir. Ancak yine bazı hallerde bazı giderler, ortaya çıkan olağanüstü durumla veyahut da işin niteliğinden kaynaklanan özel hallerle ilgili (bağlı) olmaktadır. Bu gibi durumlarda, yapılan harcamaların giderleştirilmesinde söz konusu giderlerin indirim konusu yapılabilmesi için işle ilgisi (bağlantısı) ön plana çıkmaktadır.Uygulamada bu tür olağanüstü veyahut da istisnai nitelikteki giderlerin indirim konusu yapılabilmesi için özel nitelikte yasal düzenlemeler dahi yapılabilmektedir.Yapılan giderin işle ilgili (bağlantılı) olması koşulu, mükellefle idare arasında devamlı sorun yaratan bir özellik olarak dikkatleri çekmektedir. Çünkü, Gelir ve Kurumlar Vergisi yasalarında sayılmak suretiyle belirlenen gider unsurlarında aranan işle ilgili olma koşulunda genellikle idare "dar anlamda" yorum yöntemini dikkate almasına karşılık vergi mükellefleri konuyu daha "geniş anlamda" yorumlama eğiliminde olmaktadır.Gerçekte giderek gelişen teknolojik ve ekonomik koşullar çerçevesinde özellikle ticari yaşamın sürdürülmesine ve bu bağlamda da yine ticari kazancın elde edilmesine yönelik giderlerin çeşitlenmesine neden olmaktadır. Bu gelişmeye paralel olarak işletmelerde yapılan bazı giderlerin vergi yasalarının giderleştirmeye yönelik dar tanımlamaları ile örtüşmemesi vergilendirme açısından duraksama konusu olabilmekte ve bu duraksamalar her geçen gün artmaktadır.Ticari yaşamda güven sağlanabilmesi için Gelir Vergisi Yasası'nın 40/3 üncü maddesi gereği işle ilgili olmak şartıyla mukavelenameye veya ilama veya yasa emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatların giderleştirilmesi kabul edilmiştir. Bu bağlamda Kurumlar Vergisi Yasası'nın uygulanması açısından da sözleşmelerde ceza şartı olarak konulan tazminatların giderleştirilmesine olanak sağlanmıştır. Kurumlar açısından bu olanak, söz konusu tazminatların kabul edilmeyen indirimler dışında tutulması suretiyle belirlenmiş bulunmaktadır. (Kurumlar Vergisi Yasası Madde: 11/g).Gelir ve Kurumlar Vergisi Yasalarının uygulaması açısından mukavelenameye, ilama veya yasa emrine istinaden ödenecek olan zarar, ziyan ve tazminatların, bu bağlamda da iş ilişkisinin şahsi nitelikte olmaması, ticari kazancın veyahut da kurum kazancının elde edilmesine yönelik bulunması zorunlu olmaktadır.Vergilendirme tekniği açısından gelir ve kazançlarda safi kazanç dikkate alınmaktadır. Bu bağlamda da Gelir Vergisi Yasası'nın birinci maddesi hükmü gereği olarak ticari kazanç safi tutarıyla gelire dahil edilmektedir. Buna paralel olarak da Kurumlar Vergisi Yasası'nın 6. maddesi hükmü uyarınca da "Kurumlar Vergisi, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanır."Safi kazancın saptanmasında ise yapılan giderlerin elde edilen brüt gelir veya kazançtan indirilmesi gerekmektedir. Bununla birlikte, ticari kazançta veya kurum kazancının belirlemesi aşamasında işletme veya işletme sahibince yapılan bütün giderlerin indirim konusu yapılmasına vergi yasaları izin vermemektedir.Genel ilke olarak vergi yasalarında safi kazancın tespiti sırasında indirim konusu yapılmasına izin verilen giderler; "İndirilecek giderler" (Gelir Vergisi Yasası Madde:40, Kurumlar Vergisi Yasası Madde: 8) olarak tanımlanmış olup, buna karşılık indirim konusu yapılmasına müsaade edilmeyen gideler ise "Gider kabul edilmeyen ödemeler" (Gelir Vergisi Yasası Madde: 41), "Kabul edilmeyen indirimler" (Kurumlar Vergisi Yasası Madde: 11) olarak belirlenmiştir.Gerek Gelir Vergisi Yasası ve gerekse Kurumlar Vergisi Yasası'nda indirilecek giderler ile indirim konusu yapılmasına müsaade edilmeyen (kanunen kabul edilmeyen) giderler sayılmak suretiyle (tadadi) olarak hüküm altına alınmıştır. Türk vergi sisteminde yer alan bu sınıflandırma ve yapılandırma uluslararası ayırıma tam olmasa bile uyumlu kabul edilmektedir.Çok gelişmiş ülke vergi yasalarında özellikle indirim konusu yapılmasına müsaade edilen giderlerde her şeyden önce ülkemizde yapılan giden işle ilgili ve işin gereği oluşması koşulu dikkate alınmıştır.Bir başka anlatımla yapılan bir giderin indirim konusu olarak dikkate alınabilmesi için söz konusu gider ile kazancın elde edilmesi veyahut da sürdürülmesi arasında açık bir ilişkinin yani bağın bulunması gerekmektedir.Gelir ve/veya gelirin elde edilmesi veyahut da söz konusu gelirin sürekli elde edilmesine yönelik olarak yapılacak giderlerin indirim konusu yapılması vergi hukukçuları tarafından da olumlu kabul edilmektedir.Ticari yaşamda, bazı giderlerin sürekli yapılması işin gereği zorunlu olabilmektedir. Ancak yine bazı hallerde bazı giderler, ortaya çıkan olağanüstü durumla veyahut da işin niteliğinden kaynaklanan özel hallerle ilgili (bağlı) olmaktadır. Bu gibi durumlarda, yapılan harcamaların giderleştirilmesinde söz konusu giderlerin indirim konusu yapılabilmesi için işle ilgisi (bağlantısı) ön plana çıkmaktadır.Uygulamada bu tür olağanüstü veyahut da istisnai nitelikteki giderlerin indirim konusu yapılabilmesi için özel nitelikte yasal düzenlemeler dahi yapılabilmektedir.Yapılan giderin işle ilgili (bağlantılı) olması koşulu, mükellefle idare arasında devamlı sorun yaratan bir özellik olarak dikkatleri çekmektedir. Çünkü, Gelir ve Kurumlar Vergisi yasalarında sayılmak suretiyle belirlenen gider unsurlarında aranan işle ilgili olma koşulunda genellikle idare "dar anlamda" yorum yöntemini dikkate almasına karşılık vergi mükellefleri konuyu daha "geniş anlamda" yorumlama eğiliminde olmaktadır.Gerçekte giderek gelişen teknolojik ve ekonomik koşullar çerçevesinde özellikle ticari yaşamın sürdürülmesine ve bu bağlamda da yine ticari kazancın elde edilmesine yönelik giderlerin çeşitlenmesine neden olmaktadır. Bu gelişmeye paralel olarak işletmelerde yapılan bazı giderlerin vergi yasalarının giderleştirmeye yönelik dar tanımlamaları ile örtüşmemesi vergilendirme açısından duraksama konusu olabilmekte ve bu duraksamalar her geçen gün artmaktadır.Ticari yaşamda güven sağlanabilmesi için Gelir Vergisi Yasası'nın 40/3 üncü maddesi gereği işle ilgili olmak şartıyla mukavelenameye veya ilama veya yasa emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatların giderleştirilmesi kabul edilmiştir. Bu bağlamda Kurumlar Vergisi Yasası'nın uygulanması açısından da sözleşmelerde ceza şartı olarak konulan tazminatların giderleştirilmesine olanak sağlanmıştır. Kurumlar açısından bu olanak, söz konusu tazminatların kabul edilmeyen indirimler dışında tutulması suretiyle belirlenmiş bulunmaktadır. (Kurumlar Vergisi Yasası Madde: 11/g).Gelir ve Kurumlar Vergisi Yasalarının uygulaması açısından mukavelenameye, ilama veya yasa emrine istinaden ödenecek olan zarar, ziyan ve tazminatların, bu bağlamda da iş ilişkisinin şahsi nitelikte olmaması, ticari kazancın veyahut da kurum kazancının elde edilmesine yönelik bulunması zorunlu olmaktadır.

14 Ağustos 2008 Perşembe

Nisan - Mayıs- Haziran 2008 Dönemine Ait İkinci Üç Aylık Geçici Vergi Beyannamesinin Verilme Süresinin Uzatılması hakkında

Nisan - Mayıs- Haziran 2008 Dönemine Ait İkinci Üç Aylık Geçici Vergi Beyannamesinin Verilme Süresinin Uzatılması hakkındaTarih14/08/2008SayıGVK-70/2008-05/Geçici Vergi Beyannamesi-2KapsamT.C.MALİYE BAKANLIĞIGelir İdaresi BaşkanlığıGelir Vergisi Sirküleri/70Konusu : Nisan - Mayıs- Haziran 2008 Dönemine Ait İkinci Üç Aylık Geçici Vergi Beyannamesinin Verilme Süresinin UzatılmasıTarihi : 14/08/2008Sayısı : GVK-70/2008-05/Geçici Vergi Beyannamesi-2İlgili olduğu maddeler : Gelir Vergisi Kanunu Mükerrer Madde 120, Kurumlar Vergisi Kanunu Madde 32İlgili olduğu kazanç türleri : Ticari Kazanç, Serbest Meslek Kazancı ve Kurum Kazancı1-Giriş Nisan-Haziran /2008 dönemine ilişkin ikinci üç aylık geçici vergi beyannamesinin verilme süresinin uzatılması bu Sirkülerin konusunu oluşturmaktadır.2. İkinci Üç Aylık Geçici Vergi Beyannamesinin Verilme Süresinin UzatılmasıGelir Vergisi Kanununun mükerrer 120 nci ve Kurumlar Vergisi Kanununun 32 nci maddesi hükümlerine göre, geçici vergi beyannameleri ilgili üç aylık dönemi izleyen ikinci ayın ondördüncü günü akşamına kadar bağlı olunan vergi dairesine verilmekte ve tahakkuk eden vergiler aynı ayın onyedinci günü akşamına kadar ödenmektedir.Buna göre, Nisan- Haziran/2008 dönemine ait geçici vergi beyannamesinin 14 Ağustos 2008 tarihine kadar verilmesi ve tahakkuk eden verginin Ağustos ayının onyedinci günü akşamına kadar ödenmesi gerekmektedir.Ancak, yoğun iş yükü ile ilgili olarak Başkanlığımıza iletilen sorunlar nedeniyle, Vergi Usul Kanununun Mükerrer 28 inci maddesindeki yetkiye dayanılarak, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin 2008 yılı Nisan-Haziran dönemine ilişkin ikinci üç aylık geçici vergi beyannamelerinin verilme süresi 18 Ağustos 2008 Pazartesi günü akşamına kadar uzatılmıştır. Söz konusu beyanname ekinde yer alan 2007 hesap dönemine ilişkin Transfer Fiyatlandırması, Kontrol Edilen Yabancı Kurum ve Örtülü Sermayeye İlişkin Formun da aynı süre içerisinde verilmesi gerekmektedir.Öte yandan, beyanname verme süresinin uzatılması ödeme süresini etkilememekte olup ödeme süresinin son günü tatil gününe rastlaması nedeniyle mükelleflerin beyan ettikleri vergileri 18 Ağustos 2008 akşamına kadar ödeyecekleri tabiidir.Bilgi ve gereği ilgililere duyurulur.

6 Ağustos 2008 Çarşamba

Vergide istenilen olmayınca tedbir alındı

Vergide istenilen olmayınca tedbir alındı2008’le birlikte azalan vergi gelirlerini yıl sonuna kadar artırmak için çalışma başlatan Gelir İdaresi, borçlu mükelleflerin de analizini çıkarıyor. Amaç, gelirlerinin düşmesinin sebebini detaylarıyla ortaya koymakÇOK SIKI DENETİMLER GELİYORKDV ve ÖTV’de yıl sonu hedefinden uzaklaşan Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) umudunu denetime bağladı. Gelir İdaresi Başkanlığı’nın verilerine göre 2008’in ilk yarısında azalan tüketim talebi ve ihracattaki artış dahilde alınan KDV gelirlerini azalttı. ÖTV’de ise akaryakıt ürünleri üzerinden alınan oranların artırılmasına karşın beklenen gelir elde edilemedi. Gelir İdaresi yıl sonuna kadar vergi gelirlerini artırmak için harekete geçti. KDV’de riskli mükellefleri belirleyen idare, borçlu mükelleflerin de analizini çıkarmaya başladı. Gelir İdaresi Başkanlığı 2008 yılının ilk 6 ayındaki faaliyetlerini ve yıl sonuna ilişkin beklentilerini rapor haline getirdi. Raporda 2008 için öngörülen ÖTV gelirinin tahminlerin altında kalacağı belirtildi. Raporda, “Dahilde alınan KDV, tüketim talebinde görülen azalmaya ve iadelerdeki yükselmeye bağlı olarak bir önceki yıla göre daha düşük artış göstermiştir. Akaryakıt üzerinden alınan ÖTV’de ise Kasım 2007’de yapılan gelir artırıcı uygulamaların 2008 yıl sonu için bütçede tahmin edilen ÖTV gelirlerini gerçekleştirebilmesinin mümkün olmadığı görülmektedir” denildi.Temsil gideri arttı Öte yandan, kurumun giderlerinde dikkat çekici bir artış gözlendi. Vergi haftası etkinlikleri nedeniyle kurumun temsil giderleri bir önceki yıla göre yüzde 86, sahaya inen denetmenlerin sayısının artaması nedeniye yolluk giderleri yüzde 36 oranında yükseldi. Gelir İdaresi, yılın ikinci yarısına ilişkin hedefini ise “vergi kaçakçılığına göz yummamak” olarak belirledi. Yapılan çalışmalar kapsamında 2008 yılı sonuna kadar alınacak önlemler şöyle sıralandı:Daha etkin bir tahsilat için vergi dairesi kayıtlarında yer alan tahakkuk ve tahsilata yönelik bilgiler, “Mükellef Cari Hesabı” adıyla tek birhesapta toplanacak. Bu şekilde her mükellefin vergiyle ilgili bütün bilgileri, anında dökülebilecek.Türkiye genelinde “Borç Takip Sistemi” kurulacak. Sistem kapsamında borçlu mükellefler, borç büyüklükleri, sektörleri ve borcun hangi vergi türünde yoğunlaştığı sınıflandırılacak. Gerektiğinde ilgili vergi dairelerinin devreye girmesi ve borcun etkin tahsili sağlanacak.Ödememe sebebi ne?Borç stokları analiz edilecek. Analizler kapsamında borç stoklarındaki artışın kaynakları tespit edilecek. Bu çerçevede vergi tahsilatındaki aksamanın arkasında genel ekonomik görünüm, vergi oranı, tahsilat yöntemi gibi nedenlerden hangilerinin yer aldığı araştırılacak. Denetimde modern vergi denetim araçları ve teknikleri kullanılacak. Mükelleflerin yasal kayıtlarının (CD, DVD benzeri) elektronik ortam aracılığı ile vergi denetim elemanlarına aktarımına imkan veren özel bir yazılım kullanılacak.KDV iadeleri kapsamında, riskli görülen mükellefler için özel ekipler oluşturularak yoğun denetim yapılacak.Konut satışlarına ilişkin bilgiler, tapu kayıtları ile konut kredisi kullanımlarına da bakılarak incelenecek ve düşük vergilendirmenin önüne geçilecek.

3 Ağustos 2008 Pazar

Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 380)

Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 380)22.01.2008 Salı Tarihli ve 26764 (Asıl)Maliye Bakanlığından:Borsada rayici olmayan yabancı paraların, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu gereğince 2007 yılı için yapılacak değerlemelerine esas olmak üzere, aynı Kanunun 280 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarında yer alan hükümlere dayanılarak tespit olunan kurlar aşağıda gösterilmiştir.Borsada rayici olmayan yabancı paraların ve bu paralarla olan senetli ve senetsiz alacak ve borçların değerlemesinde 2007 yılı sonu itibariyle bu kurlar uygulanacaktır. Öte yandan, 130 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği1 ile 217 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde2 belirtildiği üzere değerleme günü itibariyle Bakanlığımızca kur ilan edilmediği durumlarda T.C. Merkez Bankasınca ilan edilen kurların esas alınması gerekmektedir. Bu şekilde yapılacak değerlemelerde efektif cinsinden yabancı paralar için efektif alış kurunun (bulunmaması halinde döviz alış kurunun), döviz cinsinden yabancı paralar içinse döviz alış kurunun uygulanacağı tabidir. Ancak, vergi uygulamaları açısından, bankaların 31/12/2007 tarihi itibariyle yapacakları değerleme sırasında bu Tebliğ ile belirlenen kurlar yerine, T.C. Merkez Bankasınca belirlenen esaslara uygun olarak tespit ettikleri ve fiilen uyguladıkları alış kurlarını esas almaları gerekmektedir. Tebliğ olunur.1 20/4/1976 tarih ve 15565 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.2 27/12/1998 tarih ve 23566 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.SIRA NODÖVİZLERKUR (YTL)11 Amerikan Doları1.164721 Arjantin Pesosu0.3712331 Arnavutluk Leki0.0140641 Avustralya Doları1.019151 Yeni Azerbaycan Manatı1.379661 B.A.E. Dirhemi0.3186171 Bahama Doları1.170381 Bahreyn Dinarı3.112491 Bangladeş Takası0.01712101 Barbados Doları0.58809111 Belarus Rublesi0.00054121 Bolivya Boliviyanosu0.15318131 Botsvana Pulası0.18935141 Brezilya Reali0.66596151 Bulgar Levası0.87778161 Burundi Frangı0.00105171 Cezayir Dinarı0.01751181 Çek Korunası0.06455191 Çin Yuanı0.16023201 Danimarka Kronu0.22928211 Dominik Pesosu0.03522221 Ekvator Sukresi0.00005231 El Salvador Kolonu0.13372241 Endonezya Rupisi0.00012251 Estonya Kronu0.10971261 Etiyopya Birri0.12721271 Fas Dirhemi0.15107281 Filipin Pesosu0.02835291 Gana Sedisi0.00013301 Guatemala Quetzali0.15308311 Guyana Doları0.00573321 Güney Afrika Randı0.17167331 Güney Kore Wonu0.00125341 Haiti Gourdesi0.03206351 Hırvatistan Kunası0.23413361 Hindistan Rupisi0.02976371 Honduras Lempirası0.06194381 Hong Kong Doları0.14999391 Yeni Irak Dinarı0.00096401 İran Riyali0.00013411 İngiliz Sterlini2.3259421 Yeni İsrail Şekeli0.30413431 İsveç Kronu0.17981441 İsviçre Frangı1.0273451 İzlanda Kronası0.0187846100 Japon Yeni1.0279471 Kanada Doları1.1896481 Katar Riyali0.32147491 Kazakistan Tengesi0.00970501 Kıbrıs Lirası2.9342511 Kolombiya Pesosu0.00058521 Kosta Rika Kolonu0.00235531 Kuveyt Dinarı4.2261541 Laos Yeni Kipi0.00013551 Latviya Latsı2.4630561 Lesotho Lotisi0.17163571 Liberya Doları0.01911581 Libya Dinarı0.95966591 Litvanya Litası0.49720601 Lübnan Lirası0.00078611 Macar Forinti0.00676621 Malezya Ringiti0.35271631 Makedonya Dinarı0.02786641 Meksika Pesosu0.10766651 Mısır Lirası0.21172661 Moldova Leyi0.10316671 Nepal Rupisi0.01829681 Nijerya Nayrası0.00991691 Nikaragua Kordobası0.06228701 Norveç Kronu0.21395711 Özbekistan Somu0.00091721 Pakistan Rupisi0.01906731 Panama Balboası1.1703741 Paraguay Guaranisi0.00025751 Peru Yeni Solu0.39088761 Polonya Zilotisi0.47666771 Yeni Rumen Leyi0.47591781 Rus Rublesi0.04772791 Sırbistan Dinarı0.01948801 Singapur Doları0.80872811 Slovakya Korunası0.05109821 Slovenya Toları0.00645831 Somali Şilini0.00084841 Srilanka Rupisi0.01077851 Sudan Dinarı0.00584861 Suriye Lirası0.02290871 Suudi Arabistan Riyalı0.31155881 Şili Pesosu0.00236891 Tayland Bahtı0.03904901 Tayvan Doları0.03601911 Tunus Dinarı0.95511921 Ukrayna Hryvnası0.23174931 Uruguay Pezosu0.05431941 Umman Riyali3.0397951 Ürdün Dinarı1.6547961 Venezuella Bolivarı0.00055971 Yeni Zelanda Doları0.90324981 Yemen Riyali0.00589991 Zambia Kvaçası0.000301001 Euro1.7102SIRA NOEFEKTİFLERKUR (YTL)11 ABD Doları1.163921 Avustralya Doları1.014431 Bulgar Levası0.8212541 Danimarka Kronu0.2291251 İngiliz Sterlini2.32436100 İran Riyali0.0099871 İsveç Kronu0.1796881 İsviçre Frangı1.02589100 Japon Yeni1.0241101 Kanada Doları1.1852111 Kuveyt Dinarı4.1627121 Norveç Kronu0.21380131 Suudi Arabistan Riyali0.30921141 Yeni Rumen Leyi0.44656151 Suriye Lirası0.01822161 Ürdün Dinarı1.5464171 Yeni İsrail Şekeli0.29459181 Euro1.70

1 Ağustos 2008 Cuma

Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 385)

Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 385)01.08.2008 Cuma Tarihli ve 26954 (Asıl) Maliye Bakanlığından:Bakanlığımıza intikal eden olaylardan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ile ilgili bazı konularda tereddütler oluştuğu anlaşılmış olup, söz konusu tereddütleri gidermek ve uygulama birliği sağlamak amacıyla aşağıdaki açıklamaların yapılması gerekli görülmüştür.Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi ile Maliye Bakanlığı, mükellef ve meslek grupları itibariyle muhasebe usul ve esaslarını tespit etmeye, bu Kanuna göre tutulmakta olan defter ve belgeler ile bunlara ilaveten tutulmasını veya düzenlenmesini uygun gördüğü defter ve belgelerin mahiyet, şekil ve ihtiva etmesi zorunlu bilgileri belirlemeye ve bunlarda değişiklik yapmaya yetkili kılınmıştır. Aynı maddenin (3) numaralı bendinde ise, düzenlenmesi zorunlu belgelerin elektronik bilgi ve kayıt araçlarıyla yapılması ve saklanması konusunda izin vermeye Bakanlığımızın yetkili olduğu belirtilmektedir.Bu yetkilere istinaden, belge düzenine ilişkin aşağıdaki açıklamaların yapılması uygun görülmüştür.1 - Bedeli Kredi Kartı Kullanılmak Suretiyle Ödenen Taşımacılıkta Belge DüzeniYolcu sirkülasyonunun yoğun olduğu deniz taşımacılığı veya şehir içi toplu taşımacılığı hizmeti verilen yerlerde, yolcuların hizmet bedelini bilet, jeton vs. satın alarak ödemesinin ve bunları kullanmak suretiyle turnike ve benzeri sistemlerden geçiş yapmasının işlemleri yavaşlatmakta olduğu, bu yavaşlamanın önüne geçilmesi amacıyla bazı bankaların, yolcu geçişini hızlandırarak transit geçiş yapılmasını sağlayacak ve iş yükünü azaltarak zaman kaybının önüne geçecek şekilde, anılan yerlerde müşteri ile muhatap olacak bir personel bulundurulmaksızın, şifreleme veya doğrulama gerektirmeden kullanılacak kredi kartları çıkardığı ve bu kartların ödeme aracı olarak kullanıldığı uygulamada görülmektedir.Bu Tebliğ ile kredi kartları ve banka kartları (ön ödemeli kartlar dahil) kullanılarak yapılan ve nitelikleri yukarıda anlatılan geçiş işlemlerinde uyulacak belge düzeni konusunda belirleme yapılması amaçlanmaktadır. Bu çerçevede, turnike ve benzeri geçiş sistemleri kullanılarak taşıma hizmeti veren Tebliğ konusu işletmeler kapsamına; - Denizde veya iç sularda yolcu taşımacılığı yapan yolcu motoru, yolcu gemisi, feribot gibi ulaşım araçları,- Şehir içinde toplu taşıma hizmeti sunan araçlar ile hizmet veren işletmeler girmektedir.Bedeli söz konusu kartlarla ödenmek suretiyle bu Tebliğ kapsamında bulunan işletmeler tarafından verilen taşıma hizmetinin, anılan kartların aşağıda belirtilen şekilde kullanılması kaydıyla, tebliğin bu bölümünde yer alan açıklamalar çerçevesinde belgelendirilmesi uygun görülmüştür. - Yolcu taşımacılığında bankalar tarafından çıkarılan kredi kartları ve banka kartları (ön ödemeli kartlar dahil) kullanılacaktır.- Bahsi geçen kartlar ile yapılan geçiş işlemlerinde yolcu geçiş sayısı ve buna ilişkin tutarlar banka tarafından kayıt altına alınacaktır.- Sözü edilen kartları okuyan cihazlar vasıtasıyla yapılan yolcu geçişleri gün sonunda bankaca raporlanacaktır.- Banka tarafından günlük olarak alınan geçiş raporlarının üretilmesi aşamasında dışarıdan hiç bir müdahale yapılmasına imkan verilmeyecektir.- Bankada oluşan tüm bilgiler, değiştirilemeyecek ve silinemeyecek şekilde muhafazaedilecektir. Söz konusu kartların bu şartlar dahilinde kullanılması durumunda günlük hasılat Bankaca alınacak geçiş raporlarına istinaden işletmeler tarafından "muhtelif müşteriler" ibareli fatura ile belgelendirilecek ve kayda alınacaktır. Ancak, müşterinin istemesi halinde yolcu bileti işletme tarafından düzenlenerek verilecektir.2 - Otomatik Satış Makineleri ile Yapılan Satışlarda Belge DüzeniGünlük yaşamda otomatik makinelerin tüketicilere doğrudan ulaşmanın bir yolu olarak yiyecek, içecek v.b mal veya hizmetlerin satışında yaygın bir şekilde kullanılmakta olduğu görülmektedir. Özellikle satılan mal veya hizmet bedelinin çok düşük, müşteri sirkülasyonunun ise yoğun olduğu alanlarda söz konusu satışlar, müşteri ile muhatap olacak bir personel bulundurulmaksızın, müşteriler tarafından satış bedelleri ödenerek doğrudan otomatik makineler ile yapılmaktadır.a) Otomatik satış makineleri kullanılmak suretiyle yapılan mal veya hizmet satışlarının, anılan makinelerin aşağıda belirtilen şekilde kullanılması kaydıyla, tebliğin bu bölümünde yer alan açıklamalar çerçevesinde belgelendirilmesi uygun görülmüştür.- Söz konusu makinelerle yapılan mal veya hizmet satışlarına ilişkin bilgiler, makinenin hafızasından silinemeyecek ve değiştirilemeyecek bir şekilde kaydedilecektir. - Kaydedilen bilgilere dışarıdan herhangi bir müdahale yapılamayacaktır.- Gün sonunda makineden günlük satış raporu alınabilecektir.Bu şartların sağlanması durumunda malın satışı veya hizmetin verilmesi anında Vergi Usul Kanununda yer alan belgelerden herhangi biri düzenlenmeyecek ancak gün sonlarında makineden alınacak raporlara istinaden "muhtelif müşteriler" ibareli bir fatura düzenlenecektir.b) Otomatik satış makinelerinin yukarıda sayılan şartları taşımaması ve herhangi bir düzeneğinin olmaması nedeniyle satışın para atılmak suretiyle yapılması halinde, malın sevk edildiği tarihten itibaren azami yedi gün içinde satılan malları içerecek şekilde "muhtelif müşteriler" ibareli bir fatura düzenlenmesi gerekmektedir.Her iki halde de, söz konusu otomatik satış makinelerine yerleştirilmek üzere taşınan mallar için "muhtelif müşteriler" ibareli sevk irsaliyesi düzenlenecek ve yukarıda bahsi geçen şekilde düzenlenecek faturalar ile irtibatlandırılacaktır. c) Sadece hizmet sunan makinelerde yukarıda bahsedildiği şekilde düzeneğin olmaması durumunda ise gün sonunda cihazda birikmiş paranın sayılarak toplam hasılat tutarı üzerinden "muhtelif müşteriler" ibareli bir fatura düzenlenecektir.Ayrıca, söz konusu makineleri farklı işyerlerine yerleştirmek suretiyle komisyon ödenmesi karşılığında komisyon tutarını gösterir faturanın düzenleneceği ise tabiidir.3 - Elektronik Sistemler Kullanılarak Yapılan Otopark İşletmeciliğinde Belge DüzeniBilindiği üzere otopark işletmeciliği faaliyetinde bulunan mükelleflerin ödeme kaydedici cihaz kullanmaları gerekmekte olup, uygulamada otopark işletmeciliği faaliyetinin elektronik cihazlar kullanılmak suretiyle yürütülmesi yaygınlaşmıştır.Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında 3100 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin üçüncü fıkrasında, "Maliye Bakanlığı belirleyeceği esaslar dahilinde, gerekli şartları taşımayan cihazlar kullanılarak veya elle doldurularak satış fişi düzenlenmesine izin verebilir." hükmü yer almıştır.Otopark işletmeciliği faaliyetinde bulunan mükellefler tarafından ödeme kaydedici cihaz yerine kullanılan elektronik cihazların aşağıda belirtilen şekilde kullanılması kaydıyla, otopark işletmeciliği hizmetinin tebliğin bu bölümünde yer alan açıklamalar çerçevesinde belgelendirilmesi uygun görülmüştür.- Otopark bedelinin ödenmesi sırasında sistem yazıcıları tarafından tek nüsha olarak perakende satış fişi düzenlenecektir.- Mali hafızasında oluşan tüm mali bilgiler, enerji kesintisi de dahil olmak üzere hiçbir şekilde hafızasından silinemeyecek şekilde muhafaza edilecektir.- Günlük, aylık ve yıllık bazda alınan hasılat raporlarının üretilmesi aşamasında dışarıdan hiçbir müdahale yapılmasına imkan verilmeyecektir.Otopark işletmecileri tarafından ödeme kaydedici cihaz yerine yukarıda özellikleri haiz elektronik cihazların kullanılması durumunda; günlük hasılatın belge düzenlenmeksizin hasılat raporuna göre kaydedilmesi, her cihazın seri numaralarına göre günlük ve kümülatif hasılatı içerecek şekilde verilen Z raporlarına istinaden gelir kaydı yapılması ve bu şekilde cihaz kullanılan otoparklarda ayrıca ödeme kaydedici cihaz kullanılmaması gerekmektedir.4 - Kapıdan veya Mesafeli Sözleşme Düzenlenerek Yapılan Satışlarda İade İşlemlerinde Belge Düzeni4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanununun 8 inci maddesinde, işyeri, fuar, panayır gibi satış mekanları dışında önceden mutabakat olmaksızın tecrübe ve muayene koşullu satışlar kapıdan satış olarak tanımlanmıştır. Bu tür satışlarda tüketiciye yedi günlük tecrübe muayene süresi sonuna kadar malı kabul veya hiç bir gerekçe göstermeden reddetme hakkı tanınmıştır.Kanunun 9/A maddesinde ise mesafeli sözleşmeler; yazılı, görsel, telefon ve elektronik ortamda veya diğer iletişim araçları kullanılarak ve tüketicilerle karşı karşıya gelinmeksizin yapılan ve malın veya hizmetin tüketiciye anında veya sonradan teslimi veya ifası kararlaştırılan sözleşmeler olarak tarif edilmiştir.Bu tür satışlarda meydana gelen iade işlemlerinde belge düzenine ilişkin ortaya çıkan sorunların giderilmesi amacıyla aşağıdaki açıklamaların yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur.Vergi Usul Kanununun 234 üncü maddesi uyarınca, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabı ve çiftçilerin vergiden muaf esnafa yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için tanzim edip işi yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri gider pusulası vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmündedir.54 seri No.lu Katma Değer Vergisi Kanunu Genel Tebliğinde, tüketicilerin satın aldıkları mal veya hizmetlerin çeşitli nedenlerle geri verilerek bedelinin alınması veya başka bir mal veya hizmet ile değiştirilmesinin istenilmesi halinde bu işlemlerin gider pusulası düzenlenerek yapılması gerektiğine ilişkin açıklamalar yer almaktadır. Bundan böyle, sadece kapıdan ve mesafeli sözleşmeler düzenlenerek yapılan satışlara ilişkin iade işlemleri için Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden iade bölümünün yer alacağı bir faturanın düzenlenmesi ve en az iki örneğinin müşteriye malla beraber gönderilmesi uygun görülmüştür.Söz konusu faturanın alt kısmına açılacak iade bölümünde;- Malı iade edenin adı soyadı, adresi, imzası- İade edilen mala ilişkin cins, miktar, birim fiyat ve tutar yer alacaktır.Bu şekilde düzenlenen fatura malla beraber müşteriye gönderildiğinde müşteri malı iade etmek isterse iadeye ilişkin bölümü dolduracak ve iki örnek olan faturanın bir örneğini mal ile birlikte malı satana geri gönderecek, bir örneği kendinde kalacaktır.5 - Döviz ve/veya Kıymetli Maden Alım/Satımında Belge Düzeni226 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile 1/5/1994 tarihinden geçerli olmak üzere Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karar ile tanımlanan yetkili müesseselerce döviz alış ve satışlarında düzenlenen döviz alım ve satım belgesi anılan Tebliğ’de belirlenen şartları taşımaları kaydıyla Vergi Usul Kanunu uyarınca düzenlenmesi zorunlu belgeler kapsamına alınmıştı.Diğer taraftan, Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak, 379 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile de söz konusu Karara İlişkin 2006-32/32 No.lu Tebliğ ile kendilerine kıymetli maden alım/satım yapma yetkisi verilen yetkili müesseselere; 1/3/2008 tarihinden geçerli olmak üzere, kıymetli maden alımında "Kıymetli Maden Alım Belgesi", satımında da "Kıymetli Maden Satım Belgesi" düzenleme zorunluluğu getirilmişti.Ancak Bakanlığımıza yapılan başvurularda, yetkili müesseselerce döviz alım veya satımında döviz alım ve satım belgesi düzenlemesinin yanı sıra, kıymetli maden alım veya satımı yapılırken ayrıca kıymetli maden alım ve satım belgesi düzenlenmesinin; iş yükünü artırdığı, zaman kaybına ve belge israfına yol açtığı belirtilmektedir.Bu nedenle, anılan Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak bu Tebliğ ile de; mükelleflerin faaliyetlerini aksatmadan yürütmelerini sağlamak ve uygulamayı kolaylaştırmak amacıyla, anılan belgelerin döviz alım/satım belgesi ve kıymetli maden alım/satım belgesi olarak ayrı belgeler olarak değil, isteyen mükellefler tarafından döviz ve kıymetli maden alımında "Döviz ve Kıymetli Maden Alım Belgesi", satımında da "Döviz ve Kıymetli Maden Satım Belgesi" adı altında tek belge olarak düzenlenmesi imkanı getirilmektedir.Mükellefler, faaliyetleriyle ilgili olarak 1/9/2008 tarihinden itibaren "Döviz ve Kıymetli Maden Alım/Satım Belgesi" düzenlemelerinin yanı sıra, bundan böyle döviz alım/satım belgesi ve kıymetli maden alım/satım belgesini ayrı ayrı da düzenleyebileceklerdir.Bununla birlikte, bu Tebliğ ile ihdas edilen "Döviz ve Kıymetli Maden Alım Belgesi" ile "Döviz ve Kıymetli Maden Satım Belgesi"nin, 226 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde döviz alım/satım belgelerinde bulunma zorunluluğu getirilen asgari bilgiler ile 379 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde kıymetli maden alım ve satım belgelerinde bulunma zorunluluğu getirilen asgari bilgileri de ihtiva etmesi gerekmektedir.Ancak, 379 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile kıymetli maden alım ve satım belgelerinde bulunma zorunluluğu getirilen bilgilerden; tutar ve bu tutara isabet eden katma değer vergisi bilgilerinin yerine, matrah konusunda meydana gelebilecek karışıkların önlemesine, verginin hesaplanmasına ve kontrolüne imkan verilmesine, kayıtların düzenli ve açık tutulmasının sağlanması amaçlarıyla, katma değer vergisi hariç tutar, katma değer vergisi matrahı, hesaplanan katma değer vergisi ve katma değer vergisi dahil tutar bilgilerine yer verilmesi uygun görülmüştür. Döviz alım ve satımı ile kıymetli maden alım ve satımı yapan yetkili müesseselerden, bu Tebliğin yayımı tarihinde ellerinde daha önce anlaşmalı matbaalara bastırmış veya notere tasdik ettirmiş oldukları kıymetli maden alım ve satım belgesi bulunanlar, mevcut belgeleri bitene kadar, yukarıda katma değer vergisinin gösterilmesine ilişkin belirtilen bilgileri elle yazmak şartıyla bu belgelerini kullanabileceklerdir.Ayrıca, "Döviz ve Kıymetli Maden Alım Belgesi" ile "Döviz ve Kıymetli Maden Satım Belgesi"nin düzenlenmesinde, 226 ve 379 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde belirlenen usul ve esaslara uyulacağı tabiidir.Söz konusu belgelerin düzenlenmediğinin veya gerçeğe aykırı olarak düzenlendiğinin tespiti halinde, mükellefler adına Vergi Usul Kanununun 353 üncü maddesi uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilecektir.6 - Sigorta Acentelerine Tali Acentelik Sözleşmesi İle Bağlı Olarak Çalışan Tali Acentelere Ödenen Komisyon Bedellerinde Belge Düzeni243 ve 246 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde, sigorta acente ve prodüktörleri ile sigorta ve reasürans brokerleri tarafından sigorta şirketlerine sağlanan hizmetler nedeniyle ödenen komisyon bedelleri için sigorta şirketleri tarafından "Sigorta Komisyon Gider Belgesi" düzenleneceği ve acente, prodüktör ve brokerlerin bu bedeller için ayrıca fatura düzenlemeyecekleri ve bu bedelleri sigorta komisyon gider belgesine istinaden hasılat kaydedecekleri açıklanmıştır.Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden, tali acentelerin bir tali acentelik sözleşmesiyle sigorta acentelerine bağlı olarak faaliyette bulunmaları ve bu faaliyetleri sonucu bir komisyon geliri elde etmeleri nedeniyle, sigorta acenteleri tarafından tali acentelere ödenen komisyon bedelleri için sigorta komisyon gider belgesi düzenleme zorunluluğu getirilmiştir.Buna göre, tali acenteler aldığı bu bedeller için ayrıca fatura düzenlemeyecekler ve bu bedelleri sigorta acenteleri tarafından düzenlenen sigorta komisyon gider belgesine istinaden hasılat kaydedebileceklerdir.1/9/2008 tarihi itibariyle sigorta acentelerinin düzenlemek zorunda oldukları sigorta komisyon gider belgesinde 243 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirlenen usul ve esaslara uyulacağı da tabiidir.7 - Denetimlerde Alıkonulan Sevk İrsaliyesi, Yolcu Listesi ve İrsaliyeli Faturalar238 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile denetim elemanlarınca denetimlerde alıkonulan sevk irsaliyesi, yolcu listesi ve irsaliyeli faturaların birer nüshasının, Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü Vergi İstihbarat Şubesine gönderilme zorunluluğu kaldırılmış ve bunların mükelleflerin vergi dairelerinde bulunan tarh dosyalarına konulmak üzere ilgili vergi dairelerine intikal ettirileceği belirtilmişti.Bakanlığımıza intikal eden olaylardan bu işlemin yapılmasının ciddi emek ve zaman kaybına neden olduğu, vergi dairelerine gönderilen sevk irsaliyelerinin mükelleflerin tarh dosyalarına takılması konusunda aksaklıklar meydana geldiği anlaşılmaktadır.Bu itibarla, denetimlerde alıkonulan sevk irsaliyesi, yolcu listesi ve irsaliyeli faturalar, bundan böyle vergi dairelerinde bulunan tarh dosyalarına konulmak üzere ilgili vergi dairelerine intikal ettirilmeyecek, mükellefin vergi dairesinin bağlı olduğu Vergi Dairesi Başkanlığı bulunan İllerde, Denetim Koordinasyon Müdürlüklerince, diğer İllerde ise Defterdarlık Gelir Müdürlüklerince değerlendirilmek üzere muhafaza edilecektir. 8 - Yabancı Para Biriminde Düzenlenen Faturalarda Türk Para Birimi Karşılığı Bulunmaması Durumunda Uygulanacak CezaVergi Usul Kanunun 229 uncu maddesinde faturanın tanımı yapılmış, 230 uncu maddesinde ise faturada bulunması gereken asgari bilgiler sayılmıştır. Bu asgari bilgiler içerisinde malın veya işin fiyatı ve tutarı da yer almaktadır.Anılan Kanunun 215 inci maddesinde de, kayıt ve belgelerde Türk Para biriminin kullanılacağı, belgelerin Türk Parası karşılığı gösterilmek şartıyla yabancı para birimine göre de düzenlenebileceği, yurt dışındaki müşteriler adına düzenlenen belgelerde Türk Parası karşılığı gösterilme şartı aranmayacağı hükme bağlanmıştır.Söz konusu Kanunun 352 nci maddesinin II-7 bendinde, vergi beyannameleri, bildirimler, evrak ve vesikaların kanunen belli şekil ve muhteviyatı ve ekleri ile bunlarla ilgili olarak yapılan diğer düzenlemelere uyulmamış olması fiili II. derece usulsüzlük sayılmıştır.Aynı Kanunun 215 inci maddesine göre, yurt içindeki müşteriler adına yabancı para biriminde düzenlenen faturalarda, yabancı para birimi tutarı ve Türk para birimi tutarı yer almak zorundadır. Yabancı para biriminde düzenlenen faturada, Türk para birimi tutarı karşılığı bulunmaması usule ve şekle ilişkin bir usulsüzlük olup, bu fiil dolayısıyla mükellef adına anılan Kanunun 352 nci maddesinin II-7 bendi uyarınca ikinci derece usulsüzlük cezası kesilmesi gerekmektedir. Yurt dışındaki müşteriler adına düzenlenen faturalarda ise Türk para birimi karşılığı gösterilme şartı aranmayacağı tabiidir.Tebliğ olunur.