28 Şubat 2011 Pazartesi

Yürürlüğe giren torba yasada neler var?

Yasaya göre, 31 Aralık 2010 tarihine kadar ödenmemiş vergiler ile bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları, idari para cezaları, gümrük vergileri; belediyelerin beyannamelere ilişkin vergileri, 2010'da tahakkuk eden vergileri, ödenmemiş ücret, su kullanım, büyükşehir belediyelerinin su ve atık su bedeli alacakları yeniden yapılandırma kapsamında olacak.

Alacaklar, TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak yeniden hesaplanacak. Borcun ödenmesi halinde, vergi cezalarından ve buna bağlı gecikme zamlarının tahsilinden vazgeçilecek.

Belediyelerin su kullanım alacakları ile su ve kanalizasyon idarelerinin su ve atık su bedeli alacakları da TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak yeniden hesaplanacak. Borcun ödenmesi durumunda faizleri silinecek.

Uygulamadan yararlanmak isteyenlerin dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları gerekecek.

Yıllık gelir veya kurumlar vergilerini, gelir (stopaj) vergisi, kurumlar (stopaj) vergisi, KDV ve ÖTV için başvuruda bulunan mükellefler, taksit ödeme süresince, çok zor durum olmaksızın, her bir vergi türü itibarıyla bir takvim yılında ikiden fazla vadesinde ödemez ya da eksik öderse düzenlemeden yararlanamayacak.

MATRAH ARTIRIMI

Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri, yıllık beyannamelerinde vergiye esas alınan matrahlarını, yasanın Resmi Gazete'de yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar; 2006 yılı için yüzde 30, 2007 için yüzde 25, 2008 için yüzde 20 ve 2009 için yüzde 15 oranlarından az olmamak üzere artırdıkları takdirde, bu yıllar için yıllık gelir ve kurumlar vergisi incelemesine tabi tutulmayacak, bu yıllara ilişkin olarak daha sonra tarhiyat yapılmayacak.

Gelir vergisi mükelleflerinin, zarar beyan edilmiş olması ya da hiç beyanname verilmemiş olması halinde, vergilendirmeye esas alınacak matrah ile artırdıkları matrahlar; işletme hesabı esasına göre defter tutan mükelleflerde 2006 yılı için 6 bin 370 liradan, 2007 için 6 bin 880 liradan, 2008 için 7 bin 480 liradan, 2009 için 8 bin 150 liradan az olamayacak. Bilanço hesabına göre defter tutan mükellefler ile serbest meslek erbabı için ise sırasıyla 9 bin 550 lira, 10 bin 320 lira, 11 bin 220 lira ve 12 bin 230 liradan az olamayacak.

Kurumlar vergisi mükelleflerinde ise vergilendirmeye esas alınacak matrahlar 2006 yılı için 19 bin 110 liradan, 2007 için 20 bin 650 liradan, 2008 için 22 bin 440 liradan, 2009 yılı için 24 bin 460 liradan az olamayacak.

Artırılan matrahlar, yüzde 20 vergilendirilecek ve ayrıca vergi ya da fon alınmayacak.

KDV YÖNÜNDEN VERGİ İNCELEMESİ VE TARHİYATA TABİ TUTULMAYACAK

KDV mükellefleri, beyannamelerinde hesaplanan KDV'nin yıllık toplamı üzerinden 2006 için yüzde 3, 2007 için yüzde 2.5, 2008 için yüzde 2 ve 2009 için yüzde 1.5 oranına göre belirlenecek KDV'yi, vergi artırımı olarak tasarının kanunlaşıp yayımını izleyen ikinci ayın sonuna kadar beyan etmeleri halinde KDV yönünden vergi incelemesi ve tarhiyata tabi tutulmayacak.

Hizmet erbabına ödenen ücretlerden vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanların, her vergilendirme dönemi için verdikleri muhtasar beyannamelerinde yer alan ücret ödemelerine ilişkin gayrisafi tutarların yıllık toplamı üzerinden 2006 yılı için yüzde 5, 2007 için yüzde 4, 2008 için yüzde 3 ve 2009 için yüzde 2 oranında hesaplanacak gelir vergisini artırmayı kabul etmeleri halinde gelir (stopaj) vergisi incelemesi ve tarhiyat yapılmayacak.

Gelir ve kurumlar vergisi artırımında bulunmak isteyenlerin, yıl içinde işe başlamaları ya da işi bırakmaları halinde, faaliyette bulunulan vergilendirme dönemleri için artırımda bulunulacak.

KAYIT ALTINA ALINACAK

Vergiler, belirtilen süre ve şekilde ödenmezse oranın bir kat fazlası olarak uygulanacak gecikme zammıyla birlikte tahsil edilecek. Bu vergilerde indirim, mahsup ve iade olmayacak.

Daha önce vergi incelemesi yapılan mükellefler vergi incelemesi yapılan yıllar için de artırımda bulunabilecek. Matrah veya vergi artırımda bulunulması, düzenlemenin yasalaştığı tarihten önce başlanılan vergi incelemelerine engel oluşturmayacak.

Adi, kolektif ve adi komandit şirketler dahil, gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri, işletmelerinde mevcut olduğu halde kayıtlarında yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşları; kendilerince veya bağlı oldukları meslek kuruluşunca tespit edilecek rayiç bedelle, yasanın Resmi Gazete'de yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü ayın sonuna kadar bir envanter listesiyle vergi dairelerine bildirerek, defterlerine kaydedebilecek.

ÖDEMELER

Sigorta primi, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi, isteğe bağlı sigorta primi ve topluluk sigortası primi, damga vergisi, özel işlem vergisi ve eğitime katkı payı borç asılları ile bu alacaklara ödeme sürelerinin bitiminden itibaren TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın ödenmesi halinde, bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı alacaklarından vazgeçilecek.

Sosyal güvenlik destek primi ödemesi gerekenler de bu kapsama alınacak.

Yeniden yapılandırıldığı halde taksitlerini ödememeleri nedeniyle yeniden yapılandırma haklarını kaybedenlerden; yapılandırmaları 12 taksite kadar olup da ödenmemiş taksit sayısı 4'ten fazla bulunmayanlar ile yapılandırılmaları 24 taksite kadar olup da ödenmemiş taksit sayısı 8'den fazla bulunmayanların başvurması halinde bozulan yeniden yapılandırması hayata geçirilecek. Ancak, ödeme yükümlülüğü 3 aylık sürede tam olarak yerine getirilemezse yeniden yapılandırma hakkı kaybedilecek, yapılandırma işlemi de iptal edilecek.

ALACAKLARDAN VAZGEÇİLMESİ

Yasanın Resmi Gazete'de yayımlandığı tarih itibarıyla tebliğ edilmemiş 120 TL'nin altında kalan idari para cezalarının tahsilinden vazgeçilecek. Tütün mamulü tüketimiyle ilgili idari para cezaları bu hükmün dışında tutulacak.

Tutarı 12 TL ve altında kalan geçiş ücretleri de tebliğ edilmeyecek, tebliğ edilmiş olanlar da tahsil edilmeyecek.

Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilen ve süresi 31 Aralık 2004'den önce olduğu halde ödenmemiş olan alacakların türü, dönemi, asılları ayrı ayrı dikkate alınmak suretiyle; tutarı 100 TL'yi aşmayan asli alacaklar ve feri alacaklar ile aslı ödenmiş feri alacaklardan tutarı 100 TL'yi aşmayanlar tahsil edilmeyecek.

Düzenleme kapsamında, Gümrük Müsteşarlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilmekte olan, vadesi 31 Temmuz 2010 tarihinden önceki alacakların 50 TL'yi aşmayanlarının da tahsilinden vazgeçiliyor.

Yasaya göre, 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun kapsamında aldıkları aylıkları yüzde 50 fazlasıyla geri alınması gerekenlerden, bu yüzde 50 fazlaya ilişkin tahsil edilmemiş tutarlar alınmayacak.

Bu kapsamda, 31 Aralık 2010'dan önce ödenmemiş sigorta primi, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi ve idari para cezası asılları toplamı 50 TL'yi aşmayan alacaklar ile tutarına bakılmaksızın bu alacaklara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı gibi ferilerinin ve aslı ödenmiş olan feri alacaklardan tutarı 50 TL'yi aşmayanlar tahsil edilmeyecek.

Kamu idarelerince ödenmesi gereken genel sağlık sigortalılarına ilişkin Genel Sağlık Sigortası primleri ile İşsizlik Sigortası Fonu'ndan karşılanması gerekip de Türkiye İş Kurumu tarafından SGK'ya ödenmemiş sigorta primlerinin gecikme cezası ve gecikme zamları silinecek.

Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumuna borçlarını ödeme taahhüdünü yerine getiremeyenler için de yeni bir hak getiriliyor.

DİĞER ALACAKLAR

Yasayla yeniden yapılandırılan diğer alacaklar ise şöyle:

-TRT'ye olan elektrik enerjisi satış bedeli payı ve bandrol ücretleri borçları,

-KOSGEB alacakları, TEDAŞ veya bu şirketin hissedarı olduğu elektrik dağıtım şirketlerinin elektrik tüketiminden kaynaklanan alacakları,

-Organize Sanayi Bölgelerinde faaliyet gösterenlerin elektrik, doğalgaz, su ve yönetim aidat borçları, afet kredileri hariç Geliştirme ve Destekleme Fonu kaynaklı alacaklar,

-Çevre ve Orman Bakanlığınca orman köylülerince oluşturulan kooperatiflere kullandırılan krediler, sulama kooperatiflerinin borçları,

-Kültür ve Turizm Bakanlığınca kültür varlıklarının korunması, bakım ve onarımı amacıyla kullandırılan krediler,

-Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca tarımsal amaçlı kooperatiflere veya ortaklarına verilen kredi alacakları, ilgili kanunca arazi dağıtılanların ödemedikleri arazi bedelleri, sulama kooperatifleri ve sulama birliklerinin tarımsal sulama faaliyetlerinden kaynaklanan alacakları,

-Hazinenin özel mülkiyetinde veya devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmazlar hakkında yapılan kesin izin, kesin tahsis, kullandırma kararı, irtifak hakkı, kullanma izni ve kiralama işlemlerinden kaynaklanan ve vadesi 30 Kasım 2010'da geldiği halde ödenmemiş olan kullanım bedelleri ve hasılat, ticari kar payları, orman köylülerini kalkındırma geliri, arazi tahsis, ağaçlandırma, ağaçlandırma ve erozyon kontrol, yüzde 3 proje ve toprak bedelleri,

-SGK'nın taşınmazlarının ödenmemiş kira bedeli, il özel idareleri, belediyeler ve bunların bağlı kuruluşları ile sermayesinin yüzde 50'den fazlası bunlara ait şirketlerin mülkiyetlerinde bulunan taşınmazların kullanım bedelleri ve hasılat payları alacakları,

-Vakıflar Genel Müdürlüğü ile mazbut vakıflara ait taşınmazların kira bedelleri; işveren ve üçüncü şahısların, iş kazası, meslek hastalığı, malullük, ölüm halleri ile genel sağlık sigortalısına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere yönelik ödemekle yükümlü oldukları her türlü borçları,

-Özel radyo ve televizyon kuruluşlarınca ödenmeyen yıllık brüt reklam gelirlerinden alınan yüzde 5'lik pay ile eğitime katkı payı,

-Her kademedeki askeri okullar ile Emniyet teşkilatında görevlendirilmek üzere eğitim kurumlarında okutulanlardan öğrencilikle ilişiği kesilenler, mezun olanlar, bunların dışındaki eğitim kurumlarında devlet hesabına okutulup da zorunlu hizmet yükümlülüğünü yerine getirmeyenlerin ödenmemiş öğrenim giderlerine ilişkin tazminat tutarları,

-TMO tarafından FİSKOBİRLİK'e ödenmeyen alacaklar; kalkınma ajanslarının il özel idareleri, belediyeler ile sanayi ve ticaret odalarından olan alacakları; SGK tarafından fazla veya yersiz ödendiği tespit edilen ve tahsil edilmesi gereken gelir ya da aylıklara ilişkin borçlar.

AİDAT BORÇLARINDA KOLAYLIK

TOBB aidat borçları; esnaf ve sanatkarların üyesi oldukları odalara, odaların birlik üyesi oldukları federasyonlara, birlik ve federasyonların konfederasyonlara olan aidat ve katılma payı borçları; avukat ve stajyer avukatların baro kesenekleri ile staj kredisi borçları; üyelerin odalara ve odaların da Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ile Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliğine olan aidat ve birlik payı borçları; ihracatçıların üyesi oldukları ihracatçı birliklerine olan üyelik aidat borçlarının tamamını ödemeleri halinde faiz, gecikme faizi, gecikme zammı alınmayacak.

Borçlarını yapılandıran BAĞ-KUR'lulara Genel Sağlık Sigortası'ndan yararlanma imkanı getiriliyor. Bu kişilerin, yapılandırılan borç haricinde, 60 günden fazla prim ve prime ilişkin borçlarının bulunmaması veya borcu bulunsa da ödeme yükümlülüklerini yerine getiriyor olmaları gerekecek.

Hazine Müsteşarlığınca düzenlenen yatırım teşvik belgelerine dayanarak inşa edilip, satın alınan gemi ve yatlara ilişkin harcamalar üzerinden yatırım indirimi istisnasından yararlanan mükelleflerden, tasarının yasalaşmasından önceki dönemler de dahil olmak üzere, bu kapsamda tarhiyat yapılmayacak, yapılanlardan, varsa açılmış davalardan feragat edilmesi kaydıyla vazgeçilecek.

Her kabahat için 145 TL'nin altında kalan idari para cezaları tebliğ edilmeyecek. Tebliğ edilmesi halinde faiz, gecikme faizi ve zammı alınmayacak.

18 TAKSİT İMKANI

Düzenlemeden yararlanmak isteyen borçlular; yasanın Resmi Gazete'de yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar ilgili idarelere başvuracak.

Ödenecek tutarların ilk taksiti, yasanın Resmi Gazete'de yayım tarihini izleyen üçüncü aydan; SGK'ya bağlı tahsil dairelerine ödenecek tutarların ilk taksiti ise dördüncü aydan başlayacak. Ödemeler ikişer aylık dönemler halinde, azami 18 eşit taksitte ödenecek.

Böylece hem vergi hem de prim borcu olanlar bir ay birini diğer ay ötekini ödeyebilecek.

İl özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı kuruluşlar, borçlarını ikişer aylık dönemler halinde 36 eşit taksitte; Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, Türkiye Futbol Federasyonu ve spor kulüpleri ise ikişer aylık dönemler halinde 42 eşit taksitte ödeyebilecek.

Ödemeler kredi kartıyla da yapılabilecek. Ancak, bunun için Maliye Bakanlığı ve SGK'ya bağlı tahsil dairelerine yapılacak ödemelerin ilgili kanuna göre uygun görülmesi gerekecek.

Sosyal güvenlik prim alacakları yapılandırmaları devam edenler hariç; düzenleme kapsamına giren alacakların, ilgili kanunlar uyarınca tecil edilip de tecil şartlarına uygun ödenmekte olanlarından, kalan taksit tutarları için, borçlular talep etmeleri halinde düzenlemeden yararlanabilecek.

BAZI KANUNLARDAKİ PARA CEZALARI

Askerlik Kanunu, Milletvekili Seçimi Kanunu, Karayolları Trafik Kanunu, Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun, Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanun, Karayolu Taşıma Kanunu, Nüfus Hizmetleri Kanunu, Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunda belirtilen idari para cezaları, fiilin işlendiği tarihi takip eden takvim yılının son gününe kadar tebliğ edilmediği takdirde idari yaptırım kararı verilemeyecek.

Kamuoyunda ''Torba Yasa'' olarak bilinen, 6111 sayılı ''Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'' Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Yasaya göre, çıraklar, stajyer öğrenciler, üniversitelerde kısmi zamanlı çalıştırılan öğrenciler, yabancı uyruklu öğrenciler, stajyer avukatlar, İŞKUR'un açtığı meslek edinme kurslarına katılanlar Genel Sağlık Sigortası kapsamında olacak, bu kursa katılanların bakmakla yükümlü olduğu kişiler de yine bu kapsamda yer alacak.

Stajyer avukatların sigorta primlerini Türkiye Barolar Birliği ödeyecek. Yabancı öğrenciler, öğrenim gördükleri sürece, ayda 91 TL katkı payı ödeyerek Genel Sağlık Sigortası'ndan yararlanacak. Vakıfların getirdiği öğrencilerin sağlık sigortası masrafları ise Maliye Bakanlığınca üniversitelere aktarılan kaynaktan karşılanacak.

Haftalık çalışma süresi 30 saatin altında olan, esnek çalışma türlerini kapsayan kısmi süreli iş sözleşmesiyle çalışan sigortalılar, kısmi süreli çalıştıkları aylara ait eksik sürelerini borçlanacak. Borçlanılan bu süreler, hizmet akdine istinaden gerçekleşen çalışma sürelerinde olduğu gibi sigortalılık türü olarak sayılacak.

Yasayla sağlık hizmetlerinden yararlanma şartları arasına trafik kazaları da ekleniyor. Erken doğum yapan kadın işçi, doğumdan önce kullanamadığı iznini doğum sonrasında kullanabilecek. Sekiz haftalık iznin kullanılmayan süresi yine sekiz hafta olan doğum sonrası izine eklenecek.

Düzenlemeye göre, 18 yaşından küçük sigortalılar için prime esas aylık kazanç alt sınırı yaşlarına uygun asgari ücret tutarına çekilecek. Böylece bu sigortalılar yönünden asgari ücretle sigorta primine esas kazanç arasındaki farklılık ortadan kaldırılacak, işveren üzerindeki prim yükü azaltılacak.

Kurum hatasından kaynaklanan yersiz ödemelerin ilgililerden tahsili üç ay yerine iki yılda yapılacak.

Disiplin cezası alan ancak yasadan yararlanarak göreve dönen memurlara, görevde olmadıkları süreler için borçlanma hakkından yararlanmak üzere tanınan 6 aylık başvuru ile 2 yıllık ödeme süresi uzatılıyor. Buna göre, bu kişiler 30 Haziran 2011 tarihine kadar başvurmaları halinde, ödemelerini 31 Aralık 2014 tarihine kadar yapabilecek.

EV HİZMETLERİNDE ÇALIŞANLAR

Kısmi süreli iş sözleşmesiyle çalışanlar ile ev hizmetlerinde ay içerisinde 30 günden az çalışan sigortalıların, eksik günlerine ait Genel Sağlık Sigortası primlerini 30 güne tamamlama yükümlülüğü 1 Ocak 2012'de başlayacak.

Tarım ve orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz çalışanlar, taksi, dolmuş ve benzeri nitelikteki şehir içi toplu taşım araçlarını işleten kişiler, vergi mükellefi olmaları halinde sigortalı sayılacak.

12 EYLÜL MAĞDURLARI

Milli Eğitim Bakanlığına bağlı eğitim kurumlarında uzman ve usta öğretici olanlar, yasanın yürürlük tarihinden önceki çalışmalarından dolayı bir ay içinde 30 günden eksik kalan sürelerini borçlanabilecek. Borçlanılan bu süreler sigortalılık süresine sayılacak.

Hizmet akdiyle bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar, köy ve mahalle muhtarları ile hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanların 2011 yılından önce bağlanan aylıkları, Ocak ayında 60 TL, Temmuz ayında ise yüzde 4 artırılacak.

Yasayla 12 Eylül mağdurlarına, gözaltında veya cezaevinde geçen süreleri için borçlanabilmesine imkan sağlanıyor. Buna göre, sıkıyönetim mahkemelerinin görev alanına giren suçlar nedeniyle yakalanan veya tutuklananlardan, Türk Silahlı Kuvvetlerinin yönetime el koyduğu 12 Eylül 1980'den sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına ya da beraatlerine karar verilenler, gözaltında ve tutuklulukta geçen süreleri için borçlanabilecek.

Bu kişilerin, durumu belgelemeleri ve yasanın yürürlüğe girişinden sonraki 6 ay içinde talepte bulunmaları gerekiyor. Prime esas günlük kazanç alt sınırının yüzde 32'si üzerinden hesaplanacak primlerini, bu durumlarından dolayı dava açıp tazminat alanların kendileri, tazminat almayanların primlerini ise Hazine ödeyecek.

Düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar, sigortalılıklarından dolayı gelir veya aylık bağlananlar ile tutukluluk veya gözaltı sürelerini herhangi bir şekilde sigortalı olarak değerlendirenler ise borçlanamayacak.

Aylık bağlanmayan ile toptan ödeme yapılmak suretiyle hizmetleri tasfiye edilenlerden, borçlanacakları sürelerle birlikte emekli veya yaşlılık aylığı alacak olanlara geçmişe dönük aylık ve fark ödenmeyecek. Tutukluluk ve gözaltındaki süreler emekli ikramiyesi hesabında dikkate alınmayacak.

ARAÇLARIN TESCİL İŞLEMLERİ

Araçların tescili ve hurdaya ayrılması işlemlerinin trafik tescil kuruluşlarının yanı sıra Emniyet Genel Müdürlüğünce belirlenen kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerince de yapılmasına imkan tanınıyor.

Buna göre, araç sahipleri; tescili zorunlu ve ilk tescili yapılacak araçların satın alma veya gümrükten çekme tarihinden itibaren 3 ay içinde, araçların hurda durumuna gelmesi halinde ise 1 ay içinde tescilin silinmesi için ilgili trafik tescil kuruluşuna veya Emniyet Genel Müdürlüğünün belirleyeceği kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerine başvuracak.

İlk tescili yapılan araçlar için düzenlenen geçici belgelerin geçerlilik süresi içinde trafik belgesi alma zorunluluğu aranmayacak. Böylece, araç tescil ve sürücü belgesi işlemlerinin elektronik ortamda yapılması amacıyla yürütülen proje kapsamında, ilk tescili yapılacak araçlar için trafik belgesi yerine düzenlenecek ''tescile ilişkin geçici belgenin'' geçerlilik süresi içinde bu araçlara ceza uygulanamayacak.

Yeni araçların tescilleri; belge düzenlenmesi, kişiselleştirilmesi, belgelerin basımı, ilgililerine elden veya posta aracılığıyla teslimi işlemleri, Emniyet Genel Müdürlüğü veya bağlı trafik tescil kuruluşlarınca yapılacak. Emniyet Genel Müdürlüğü, ilk tescil işlemlerini elektronik ortamda yapmak, elektronik ortamda oluşturulan bir ay süre ile geçerli tescile ilişkin geçici belgeyi basmak ve araç sahibine vermek üzere, kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek veya özel hukuk tüzel kişilerini yetkilendirebilecek. Araca ait kişiselleştirilen belgelerin basımı ve araç sahiplerine elden veya posta yoluyla teslimi, kamu kurum ve kuruluşları ile özel hukuk tüzel kişilerine de yaptırılabilecek.

Böylece, ikinci el araçların trafik tescil bürolarına ve vergi dairelerine gidilmeden sadece notere gidilerek satış ve devir işlemlerinin yapılması, ruhsatın ve diğer belgelerin posta yoluyla araç sahibine gönderilmesi uygulamasında olduğu gibi, yeni araçların satışında da ruhsat, posta yoluyla araç sahibine gönderilecek ve bürokrasi azaltılmış olacak.

Tescil belgesinin bir ay içinde teslim edilememesi halinde, araç sahibine sorumluluk yüklenemeyecek.

Bu işlemler sırasında, kanun ve yönetmelikte belirlenen usul ve esaslara aykırı hareket edenlere 10 bin TL idari para cezası verilecek.

Yabancı plakalı araçların Türkiye'de geçerli sigortaları yoksa zorunlu mali sorumluluk sigortasını ülkeye girerken yaptıracak.

KAZAZEDENİN TEDAVİSİNİ DEVLET YAPACAK

Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler, diğer resmi ve özel sağlık kurum ya da kuruluşlarının sunduğu sağlık hizmeti bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın SGK tarafından karşılanacak.

Trafik kazalarına sağlık teminatı sağlayan zorunlu sigortalarda; sigorta şirketlerince yazılan primlerin ve güvence hesabınca tahsil edilen katkı paylarının yüzde 15'ini aşmamak üzere, Hazine Müsteşarlığınca belirlenen tutarın tamamı sigorta şirketleri ve güvence hesabı tarafından SGK'ya aktarılacak. Bu tutar, ilgili sigorta şirketleri için ayrı ayrı belirlenecek. Aktarımla sigorta şirketlerinin ve güvence hesabının teminat kapsamındaki yükümlülükleri sona erecek. Bakanlar Kurulu, bu tutarı yüzde 50'sine kadar artırmaya ve azaltmaya yetkili olacak.

Sigorta şirketleri ve güvence hesabınca ödenecek tutarın süresinde ödenmemesi halinde gecikme cezası uygulanacak.

Belediyelerin kendi bütçelerini kullanarak, düzenli ve güvenli trafik akışını temin etmek için kuracağı elektronik sistemlerinin Emniyet Genel Müdürlüğünce trafik ihlallerinin tespiti amacıyla kullanılması durumunda, kesilen trafik idari para cezalarının yüzde 30'u ''sistem kullanımı hizmet bedeli'' olarak belediyelere ödenecek.

YEŞİLKARTLI İŞE BAŞLARSA

Mesleki eğitim gören öğrencilerin staj yapabileceği işyeri sayısı artırılıyor. 10'dan fazla işçi çalıştıran işyerleri stajyer uygulama kapsamına alınacak. İşyerinde staj yapan öğrencilerden 18 yaşını bitirenlere, asgari ücretin üçte biri oranında ücret verilecek. 20'nin üzerinde işçi çalıştıran işyerlerindeki stajyerlere ise asgari ücretin üçte ikisi oranında ücret ödenecek. Mevcut düzenlemede yalnızca 20'nin üzerinde işçi çalıştırılan işyerleri stajyer uygulama kapsamında bulunuyor ve stajyerlere de asgari ücretin üçte ikisi oranında ücret veriliyordu.

Yeşil kart sahibinin, sigortalı olarak işe başlaması ve Genel Sağlık Sigortası'ndan yararlanması halinde kendisi ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin yeşil kartları askıya alınacak. Bu kişinin genel sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkı sona erdiğinde, kendisi ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin yeşil kartlılığı devam edecek.

Yasaya göre, 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun'a göre aylık alanların düzenledikleri belgelerin gerçeğe uymadığının tespit edilmesi durumunda, ödenen aylıklar TÜFE oranları esas alınarak hesaplanacak tutarla geri alınacak. Mevcut düzenlemede, ödenen aylıklar yüzde 50 fazlasıyla geri alınıyordu.

SİLİKOZİS HASTALARI

Silikozis hastalarına malulen emekli olma hakkı tanınıyor. Buna göre, sigortalı olmayan ve silikozis hastalığı nedeniyle meslekte kazanma gücünü en az yüzde 15 kaybedenlere SGK tarafından aylık bağlanacak.

Bu kişilerin, yasanın Resmi Gazete'de yayım tarihinden itibaren 3 ay içinde başvurmaları gerekiyor. Kişinin meslekte kazanma gücünü kaybettiğine, meslek hastalıkları tespit hükümleri çerçevesinde, SGK Sağlık Kurulunca karar verilecek.

Aylık almakta iken ölen silikozis hastasının eşine ve çocuklarına da aylık bağlanabilecek. Eş ve çocuklara bağlanacak aylıkların toplamı, hastanın kendisine bağlanan aylık tutarı geçemeyecek. Bu sınırın aşılmaması için gerekirse eş ve çocukların aylıklarından orantılı olarak indirimler yapılabilecek. Bu şekilde aylık alanların çalışmaya başlamaları halinde aylıkları kesilecek.

İŞSİZLİK SİGORTASI FONU'NUN YÜZDE 30'U

İşsizlik Sigortası Fonu'nun bir önceki yıl prim gelirlerinin yüzde 30'u, istihdamı artırmaya yönelik politika ve tedbirleri uygulamak, istihdamı koruyucu tedbirler almak, işe yerleştirme ve danışmanlık hizmetleri temin etmek amacıyla kullanılabilecek. Bakanlar Kurulu bunu yarı oranında artırabilecek.

Kısmi süreli çalışanların işsizlik ödeneğinden yararlanabilmelerine engel teşkil eden düzenleme, İşsizlik Sigortası Kanunu'ndan çıkarılıyor. Buna göre, ''hizmet akitlerinin sona ermesinden önceki son 3 yıl içinde en az 600 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş ve işten ayrılmadan önceki son 120 gün içinde prim ödeyerek sürekli çalışmış olma'' koşulu kaldırılıyor.

Kamuoyunda ''Torba Yasa'' olarak bilinen, 6111 sayılı ''Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'' Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Yasa kapsamında, kısa çalışma ödeneğinin uygulama alanı genişletilerek ödenek miktarı yeniden düzenleniyor. Buna göre, genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz nedeniyle haftalık çalışma süresinin geçici olarak azaltılması, işyerinin faaliyetinin kısmen veya geçici olarak durdurulması hallerinde işyerinde 3 ayı aşmamak üzere kısa çalışma yapılabilecek.

Kısa çalışma ödeneği İşsizlik Sigortası Fonu'ndan karşılanacak. Ödenek, günlük brüt ücretin yüzde 60'ı oranında olacak. Miktar, asgari ücretin brüt tutarının yüzde 150'sini geçemeyecek. Bakanlar Kurulu, kısa çalışma ödeneğinin süresini 6 aya kadar uzatabilecek.

Yasayla 2015 sonuna kadar ilk defa işe alınacak her sigortalı için özel sektör işverenine sigorta primi desteği getiriliyor. Buna göre, 31 Aralık 2015 tarihine kadar işe alınan sigortalının sigorta primlerinin işverene ait tutarı, işe alındıktan sonra belirli sürelerle İşsizlik Sigortası Fonu'ndan karşılanacak. Sigortalı bu destekten bir kez yararlanabilecek. Bu uygulamadan yararlanacak işverenin SGK'ya prim, para ve gecikme cezası borcu bulunmaması gerekiyor.

Sigorta prim desteği süresi, Bakanlar Kurulu'nca 5 yıla kadar uzatılabilecek.

Kayıtdışı çalıştırma ve kaçak yabancı çalıştırma konusundaki denetimler sıkılaştırılacak. Yabancıların çalışmalarında işverenin yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği müfettişlerce denetlenecek.

Erken doğum yapan kadın işçi doğumdan önce kullanamadığı izni doğum sonrasında kullanabilecek. Sekiz haftalık iznin kullanılmayan süresi yine 8 hafta olan doğum sonrası izine eklenecek.

İş sözleşmesi fiilen sona eren işçinin bireysel alacaklarına ilişkin şikayetleri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bölge müdürlüklerince incelenecek.

Yasayla işyerlerine vergi levhası asma zorunluluğu kaldırılıyor.

Yaza kapsamında, elektrik motorlu taşıt araçlarına diğerlerinden farklı şekilde ÖTV uygulanmasının önü açılıyor.

HAZİNENİN ÖZEL MÜLKİYETİNDEKİ TAŞINMAZLAR

Düzenlemeyle Hazinenin özel mülkiyetindeki taşınmazların KİT'lere devrine imkan sağlanıyor.

Maliye Bakanlığınca belirlenecek rayiç bedeli üzerinden Hazinenin özel mülkiyetindeki taşınmazların; KİT'ler, müesseseler ve bağlı ortaklıklara sermaye olarak konulmasına, ödenmemiş sermayelerine mahsup edilmesine veya sermaye artırımına ilişkin taahhütlerin karşılanmasında kullanılmak üzere mülkiyetlerinin bunlara devrine, ilgili KİT'in talebi ve Hazine Müsteşarlığının görüşü üzerine Maliye Bakanı yetkili olacak.

Maliye Bakanlığınca bu taşınmazların mülkiyetinin devrinin ardından yapılması gereken diğer işlemler Hazine Müsteşarlığınca yerine getirilecek.

DOĞUM SONRASI BİR YIL GECE ÇALIŞMA YOK

Yasaya göre, kurumlarında atama imkanı olmayan memurlar, Devlet Personel Başkanlığınca belirlenen başka bir kurumdaki boş kadroya atanabilecek. Bu memurlardan unvanı müdür olanlar ile danışma işlevlerine ilişkin kadroda çalışanlar araştırmacı kadrosuna atanacak. Bu durumdakiler, atama yapılıncaya kadar kurumlarında niteliklerine uygun işlerde çalıştırılacak ve eski kadrolarına ait haklardan yararlanmaya devam edebilecek.

Kadın memurlara, doktor raporunda belirtilmesi halinde, hamileliğin 24. haftasından önce ve her durumda hamileliğin 24. haftasından itibaren ve doğumdan sonraki bir yıl gece nöbeti ve gece vardiyası görevi verilmeyecek. Özürlü memurlara da isteği dışında gece nöbeti ve vardiyası yaptırılmayacak

Memura, aylık ve özlük hakları korunarak, verilecek raporda gösterilecek lüzum üzerine kanser, verem ve akıl hastalığı gibi uzun süreli bir tedaviye ihtiyaç gösteren hastalığı halinde 18 aya kadar, diğer hastalık hallerinde 12 aya kadar izin verilecek.

Görevi sırasında veya görevinden dolayı bir kazaya ya da saldırıya uğrayan, bir meslek hastalığına tutulan memur iyileşinceye kadar izinli sayılacak.

Doğum yapan memura analık izni süresinin bitiminden, eşi doğum yapan memura ise doğum tarihinden itibaren, istekleri halinde, 24 aya kadar aylıksız izin verilebilecek. Üç yaşını doldurmamış bir çocuğu evlat edinen memurlar 24 aya kadar aylıksız izne ayrılabilecek.

Burslu ya da kurumunca, yetiştirilmek üzere yurt dışına gönderilen veya sürekli görevle yurt dışına atanan memurlar veya yurt dışına kamu kurumlarınca gönderilen öğrencilerin memur eşlerine görev veya öğrenim süresi içinde aylıksız izin verilebilecek. Beş yıllık memura, en fazla iki kez olmak üzere, toplam bir yıla kadar aylıksız izin kullandırılabilecek.

Aylıksız izin süresinin bitiminden önce mazereti gerektiren sebebin ortadan kalkması halinde 10 gün içinde göreve dönülmesi zorunlu olacak. Aylıksız izin süresinin bitiminde veya mazeret sebebinin kalkmasını izleyen 10 gün içinde görevine dönmeyenler memuriyetten çekilmiş sayılacak.

Muvazzaf askerliğe ayrılan memurlar askerlik süresince görev yeri saklı kalarak aylıksız izinli sayılacak.

Memurlar, kimlik numarası esas alınarak kurumlarınca tutulacak personel bilgi sistemine kaydolacak. Her memur için bir özlük dosyası tutulacak.

ÖDÜLLER YENİDEN DÜZENLENİYOR

Yasayla, başarılı olan memurlara verilen ödül miktarı da günün koşullarına yeniden düzenlenerek teşvik edici hale getiriliyor.

İkamet edilen ilin sınırları dışına çıkma, toplu müracaat ve şikayet ile yasaklanmış yayın bulundurma fiilleri disiplin suçu olmaktan çıkarılıyor.

Yasayla ''aylıktan kesme'' veya ''kademe ilerlemesini durdurma'' cezası alan memurların atanamayacağı görevler yeniden düzenleniyor. Buna göre, aylıktan kesme cezası alanlar 5 yıl, kademe ilerlemesi durdurulanlar 10 yıl boyunca daire başkanlığı, dengi ve daha üst düzey kadrolara; bölge ve il teşkilatlarının en üst yönetici kadrolarına, düzenleyici ve denetleyici kurumların başkanlık ve üyeliklerine; vali ve büyükelçi kadrolarına atanamayacak. Bu sürelerin sonunda bu görevlere atanmaları mümkün olacak.

Düzenlemeyle, ''Aylıktan kesme veya kademe ilerlemesini durdurma cezası verilenlerin sayılan görevlere atanamayacağının'', Bakanlar Kurulu kararıyla atananlar için de uygulanacağı hükmü ise maddeden çıkarılıyor. Ayrıca, disiplin cezalarına itirazlar yeniden düzenlenirken, Anayasa değişikliğine uyum amacıyla uyarma ve kınama cezalarına yargı yolu da açılıyor.

GEÇİCİ SÜRELİ GÖREVLENDİRME

Memurlar, geçici görevlendirme yapmak isteyen kurumun talebi ve çalıştıkları kurumun izni ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarında geçici süreli olarak görevlendirilebilecek. Geçici süreli görevlendirme yılda 6 ayı geçemeyecek. Memurlar, kamu yararı ve hizmet gerekleri sebebiyle ihtiyaç duyulması halinde kurumlarınca Devlet Personel Başkanlığının uygun görüşü alınarak diğer kamu kurum ve kuruluşlarında 6 aya kadar geçici süreli olarak görevlendirilebilecek.

Sendika üyesi kamu görevlilerine 3 ayda bir 45 TL toplu görüşme primi ödenecek.

Sözleşmeli personel, Anayasa'da ve özel kanunlarda belirtilen hükümler uyarınca, sendikalar ve üst kuruluşlar kurabilecek ve bunlara üye olabilecek. Sözleşmeli personelin grev kararı vermesi, bu yolda propaganda yapması, herhangi bir greve veya grev teşebbüsüne katılması, grevi desteklemesi ya da teşvik etmesi yasak olacak.

Özürlülerin devlet memurluğuna alınma sınavları merkezi olarak yapılacak.

Kamuoyunda ''Torba Yasa'' olarak bilinen, 6111 sayılı ''Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'' Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Yasayla, barajlardan belediyelere sağlanan içme suyu tahsislerine ait tesislerin yatırım bedellerinin geri ödemelerine ilişkin farklı uygulamalara son verilmesi amacıyla düzenlemeler de getiriliyor.

Barajlardan belediyelere sağlanan içme suyu tahsislerine ait tesislerin yatırım bedellerinden, geri ödeme ve süreleri protokole bağlanmış olanlardan; 31 Aralık 2010 itibariyle vadesi geldiği halde ödenmemiş borç için, DSİ'ye başvurmaları şartıyla, fer'i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilecek. Borç, yapılacak bildirimi takip eden aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde azami 12 eşit taksitte ödenecek. Bu düzenlemenin yayımlandığı tarihten önce açılan davalar ve icra takipleri de durdurulacak.

Kurulmuş ve kurulacak hidroelektrik santraller için imzalanan su kullanım hakkı anlaşması hükümleri çerçevesinde DSİ'ye ödenecek enerji hissesi katılım payının hesabında esas alınacak tesis bedeli, tek veya çok maksatlı tesislerde tesisin ihaleye esas ilk keşfi; enerji tesisini ihtiva ediyorsa bunun DSİ tarafından yapılan ilk kısmın ilk keşif bedeli, enerji tesisini ihtiva etmiyorsa ortak tesise ait ilk keşif bedeli, TÜFE/ÜFE ile su kullanım anlaşmasının yapıldığı tarihe getirilen bedelin yüzde 30'undan fazlasını geçemeyecek.

Hükümet konaklarını yapma, satın alma, kiralama ve onarımlarını yapma görevi Milli Emlak Genel Müdürlüğünden alınarak İçişleri Bakanlığına devredilecek.

Yap-İşlet-Devret (YİD) ile ilgili hazırlanan projeler ikinci kez Yüksek Planlama Kuruluna gitmeyecek. YİD çerçevesinde yapılan yatırımlarda görevli şirketçe üretilen mal ve hizmetler için idare tarafından talep garantisi verilebilecek.

YİD modeliyle yapılacak projelerde, Kamu İhale Kanunu'na tabi olunmadan yapım ve işletim sürelerinde müşavirlik hizmet alımı yapılabilecek.

''UZLAŞMA MÜESSESİ'' GETİRİLİYOR

Gümrük mevzuatında, idareye, yükümlüden istenilen gümrük vergileri ve cezaların bir kısmından vazgeçilmesi karşılığında, vergi alacağının hemen tahsil edilmesi imkanı sağlayan ''uzlaşma müessesi'' getiriliyor.

''Kalkınma Ajansının yıllık personel giderleri toplamının, gerçekleşen en son yıl bütçe gelirlerinin yüzde 15'ini aşamayacağına'' ilişkin düzenleme 2013 bütçe yılına kadar uygulanmayacak.

Konut edindirme yardımı hak sahiplerine, Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı AŞ (EGYO) tarafından ödenen kar paylarının EGYO'nun yükümlülüğünü aşan kısmı Hazine tarafından EGYO'ya ödenecek.

Tarım kredi kooperatiflerine ve Halk Bankasına verilen görevler nedeniyle doğan ve bankalar ile tarım kredi kooperatifleri kayıtlarına göre gerçekleşen gelir kayıpları ve görev zararları, Hazine Müsteşarlığı bütçesinde yer alan ilgili harcama tertiplerinden gider kaydedilerek ödenecek.

Türkiye Kalkınma Bankasının, Ankara olan merkezinin belirlenmesi ana sözleşmeye bırakılıyor.

''DESTEK HİZMETİ KURULUŞU'' TANIMI DEĞİŞTİRİLİYOR

Yasayla, Bankacılık Kanunu'ndaki ''destek hizmeti kuruluşu'' tanımı değiştiriliyor.

Buna göre, destek hizmeti kuruluşu; ''Bankaların mevduat veya katılım fonu kabulü, nakdi, gayrinakdi her cins ve surette kredi verme ve uygulamada kredi olarak sayılan işlemler dışında kalan faaliyetleri banka adına gerçekleştiren ya da reklamının yapılması hariç olmak üzere, mevduat veya katılım fonu kabulü dışındaki faaliyetlerinden herhangi birinin pazarlanması da dahil gerçekleştirilmesinde bankaya yardımcı nitelikte hizmet veren kuruluş'' olarak adlandırılacak.

Yasayla, bankaların alacakları destek hizmetleriyle ilgili hazırlayacakları raporu Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kuruluna (BDDK) sunma zorunluluğu kaldırılıyor.

BDDK, gerektiğinde bankaların destek hizmeti alabilecekleri konuları belirlemeye veya destek hizmeti alınabilecek konuları sınırlamaya, yasaklamaya, sorumluluk sigortası yaptırılmasını zorunlu tutmaya yetkili olacak. Merkez Bankasınca kurulan ya da bu banka bünyesinde faaliyet gösterenler ile SPK'nın denetiminde bulunan takas, saklama ve merkezi kayıt hizmeti kuruluşları, destek hizmeti kuruluşu olarak değerlendirilmeyecek.

Bankalara hizmet veren bağımsız denetim, değerleme, derecelendirme ve destek hizmeti kuruluşları için getirilen mesleki sorumluluk sigortası sadece bağımsız denetim kuruluşları için uygulanacak.

BDDK'nın elde edeceği sır niteliğindeki bilgi ve belgeler, ceza soruşturması ve kovuşturması kapsamında ilgili adli makamlara ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri iddia edilen suçlardan dolayı haklarında başlatılan soruşturma kapsamında talepte bulunacak, görevden ayrılan kurul başkan ve üyeleri ile personele verilebilecek. Mevcut düzenlemede, bu bilgilerin verilmesi yasaklanıyordu.

BDDK'nın merkezi Ankara'dan İstanbul'a taşınacak.

ÜNİVERSİTEDEN ATILMA KALKIYOR

Yükseköğretim kurumlarında (hazırlık dahil) bütün sınıflarda, intibak, ön lisans, lisans tamamlama ve lisansüstü öğrenimi gören öğrencilerden her ne sebeple olursa olsun ilişiği kesilenler, kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren 5 ay içinde ilişiklerinin kesildiği yükseköğretim kurumuna başvurarak, 2011-2012 eğitim-öğretim yılında öğrenimlerine yeniden başlayabilecekler.

Yurt dışındaki üniversitelerden yatay geçiş yaptıktan sonra, yatay geçişleri iptal edilenler de kapsam içinde olacak.

Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı eğitim kurumları ile polis akademisi ve bağlı yüksek öğretim kurumlarında eğitim görürken ilişiği kesilenler ise YÖK'ün uygun gördüğü yükseköğretim kurumlarına intibak ettirilecek.

Müracaat süresi içinde askerlik zamanı gelmiş olanların askerlikleri tecil edilmiş sayılacak.

Yasanın yürürlüğe gireceği tarihte askerlik görevini yapmakta olanlar ise terhislerini takip eden 2 ay içinde ilgili yükseköğretim kurumuna başvurmaları halinde kanunda belirtilen haklardan yararlanabilecek.

Terör suçlarından hüküm giyenler düzenleme kapsamı dışında olacak.

Üniversiteye dönüşte süre sınırı olmayacak.

Öngörülen sürede bitirememe nedeniyle üniversiteden atılma da kaldırıldı. Üniversite öğrencilerinin uygulamadan yararlanabilmesi için süre aşımının uzunluğuna bağlı olarak katlanarak hesaplanacak katkı payı veya öğrenim ücretlerini ödemeleri gerekecek. Bu oran yüzde 300 fazlasına kadar ulaşabilecek.

RİSK MERKEZİ

Merkez Bankası bünyesindeki ''Risk Merkezi'' Bankalar Birliği nezdinde yeniden yapılandırılacak. Kredi kuruluşları ile BBDK tarafından uygun görülecek finansal kuruluşlar, Risk Merkezine üye olacak. Üye kuruluşlar, Risk Merkezince istenilen, müşterileri ile ilgili her türlü bilgiyi verecek. Risk Merkezi, bu yükümlülüğe uymayanlara bilgi akışını durdurabilecek.

Risk Merkezi, topladığı her türlü bilgiyi, BDDK ve Merkez Bankasına istenen sürede verecek.

Merkezin bütün işlem ve kayıtları gizli olacak. Sır sahibinin, bilgilerinin açıklanması konusunda açık rızasının bulunması durumunda, belirlediği kişiye risk bilgileri verilecek.

Risk Merkezindeki sır niteliğindeki bilgileri, kanunen yetkili kılınanlardan başkasına açıklayanlar, kendisi veya başkası yararına kullananlar, yayanlar, verenler, aktaranlar veya ele geçirenlere 1-3 yıl arasında hapis cezası verilecek.

Kamu kurum ve kuruluşları dışındaki meslek ve üst meslek kuruluşları da Risk Merkezi ile işbirliğine girerek bilgi paylaşımından yararlanabilecek.

SPK İSTANBUL'A TAŞINACAK

SPK'nın merkezi İstanbul'a taşınacak. Nakil işlemi iki yılda tamamlanacak. Bakanlar Kurulu bu süreyi uzatabilecek.

Sermaye piyasaları açısından yoğun ilişki içinde bulunulan ülkelerde, Bakanlar Kurulu kararıyla yurt dışı temsilcilikleri açılabilecek.

Merkez Bankası, Hazine Müsteşarlığının talebi üzerine, devletin gerek içeride gerekse dışarıda tahsilat ve tediyatını, bütün hazine işlemlerini, yurt içi ve yurt dışı her türlü para nakil ve havale işlerini yapacak.

SGK'nın taşra teşkilatında sosyal güvenlik denetmeni ve denetmen yardımcısı istihdam edilecek. Kurum sosyal güvenlik kontrol memuru kadrolarında çalışanlardan 6 ay içinde açılacak yeterlilik sınavında başarılı olanlar da denetmen kadrolarına atanacak.

Vergi borcu nedeniyle hakkında haciz kararı olanlar yurt dışına çıkabilecek.

İŞÇİ AKTARIMI

İl özel idarelerinin sürekli işçi kadrolarında çalışan ihtiyaç fazlası işçiler Karayolları Genel Müdürlüğü taşra teşkilatındaki sürekli işçi kadrolarına; belediyelerin sürekli işçi kadrolarında çalışan ihtiyaç fazlası işçiler ise Milli Eğitim Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü taşra teşkilatındaki sürekli işçi ile sürekli işçi norm kadro dahilinde olmak üzere ihtiyacı bulunan mahalli idarelere atanacak.

Büyükşehir belediyeleri ve bağlı idareleri ile Hazine Müsteşarlığına borcu olan ve üyeleri belediyelerden oluşan mahalli idare birliklerinin borç ya da alacakları takas ve mahsup edilecek.

Yatırım amacıyla bedelsiz olarak devredilen taşınmazlar için taahhüt ettiği yatırım ve istihdam şartını belirtilen sürede sağlayamayanlara 3 yıl ek süre verildi.

Yasayla, kendi ürettiği sarmalık kıyımlık tütünü satan veya satışa arz edenler hakkında uygulanacak para cezaları kademelendirildi. Para cezaları, tütün miktarına göre 250- 5000 TL arasında değişecek.

Kamuoyunda ''Torba Yasa'' olarak bilinen, 6111 sayılı ''Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'' Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Yasaya göre, kamu bankaları ile bu bankaların doğrudan veya dolaylı olarak birlikte ya da ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlasına sahip oldukları şirketlerin yapım ihaleleri, Kamu İhale Kanunu kapsamında olacak. Ancak, TMSF'nin sahip olduğu bankalar, kamu bankalarının yapım ihaleleri dışındaki işlemleri, kamu bankalarının gayrimenkul yatırım ortaklıkları ile enerji, su, ulaştırma ve telekomünikasyon sektörlerinde faaliyet gösteren şirketler Kamu İhale Kanunu kapsamı dışında olacak.

Fakir ailelere kömür yardımı yapılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararnameleri kapsamında; Türkiye Kömür İşletmelerine ait kömür sahalarından yapacağı mal ve hizmet alımları da Kamu İhale Kanunu kapsamı dışında tutulacak.

Siyasi partilerin mali denetimi Anayasa Mahkemesince yapılacak. Ancak, denetim, siyasi partilerin amaçlarına ulaşmak için yapılmasında fayda görülen faaliyetleri daraltacak veya bunun yerindeliğini içerecek şekilde yapılamayacak.

Siyasi partiler, amaçlarına ulaşmak için, siyasi faaliyetler kapsamında her türlü harcamayı yapabilecek. Partilerin mal ve hizmet alımı yapım işleri açık ihale, kapalı zarf usulü, doğrudan veya pazarlık usullerinden herhangi biriyle yapabilecek. Siyasi partilerin harcamaları fatura, bunun yerine geçen belge; bunların sağlanamaması durumunda harcamanın doğrulayacak nitelikteki diğer belgelerle kayıt altına alınabilecek. Belgenin kaybolması, yırtılması halinde, fatura ve fatura yerine geçen belgeler ile bunları düzenleyenlerden alınacak onaylı örnekleri kullanılabilecek.

Partiler, çalıştırdıkları kişilere ödedikleri ücretler ve sosyal yardım giderleri ile görevlendirdikleri kişilerin yurt içi ve yurtdışı konaklama, yol masrafı ve diğer harcamalarını gider olarak kaydedebilecek.

UYGUN GÖRÜLEN ORMANDA HAYVAN OTLATILABİLECEK

Ormanlara her türlü hayvan sokulması yasak olacak. Ancak, kamu yararı gereklerine uygun olarak, orman idaresince belirlenen orman alanlarında hayvan otlatılmasına izin verilebilecek.

Ağaçlandırılan, erozyon kontrolü yapılan, rehabilite edilen sahalardan elde edilen odun dışı orman ürünleri, öncelikle bu sahaların bakımını yapan köy tüzel kişiliklerine kooperatiflere, üretici birliklerine tarife bedeli ile verilebilecek.

İl Afet ve Acil Durum Müdürlüklerinin harcamaları, il özel idarelerinin bütçelerine bu amaçla konulacak ödenekten yapılacak.

Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Birlik Müdürlükleri, bulundukları ilin valisi yerine, il afet ve acil durum müdürlüğü emrinde görev yapacak.

Sağlık Bakanlığında döner sermaye gelirlerinden, döner sermayeli sağlık kurum ve kuruluşlarında görevli memurlar ve sözleşmeli personel ile açıktan vekil olarak atananlara ek ödeme yapılabilecek.

Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu, öğrencinin aldığı kredinin geri ödeme süresini bir yıl uzatabilecek.

Yetkilendirilen haberleşme şirketleri üzerinden hizmet veren haberleşme şirketleri de bu yetkilendirme kapsamında doğan aylık satışlarının yüzde 15'ini Hazine payı olarak ödeyecek.

MESKENLERDEKİ BÜROLAR

İlgili kanunlarda düzenleme yapılıncaya kadar, meskenlerdeki avukatlık, hukuk, serbest muhasebeci ve mali müşavirlik büroları faaliyetlerine devam edecek.

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, 3 ayda bir, giderlerinin karşılanmasından sonra kalan miktarın yüzde 20'sini ''Araştırma ve Geliştirme (AR-GE) gelirleri'' olarak genel bütçeye gelir kaydedilmek üzere aktaracak.

Ulaştırma Bakanlığı, büyükşehir belediyelerinin bakanlığa devrettiği şehir içi raylı ulaşım sistemleri ve metro projelerini mevcut sözleşmeleriyle devralabilecek. Bu sözleşmeler devralınırken yapılacak işlemler damga vergisi ve harçlardan müstesna olacak.

SİGARA YASAĞINA UYMAYAN İŞLETMELER

Belediye encümenlerinin, belediye sınırları içerisinde tütün ürünleri için para cezası kesme yetkileri kaldırılıyor.

Yasaya göre, tütün ürünlerine ilişkin yasakların uygulanması ve tedbirlerin alınması ile ilgili yükümlülükleri yerine getirmeyen işletme sorumluları, işletme iznini veren kurum yetkilileri yerine, denetimi yapan yetkililer tarafından önce yazılı olarak uyarılacak.

Uyarıya rağmen yükümlülüklerini yerine getirmeyenlere mahalli mülki amir tarafından 1000-5000 TL arasında para cezası verilecek. Mevcut düzenlemede, yükümlülükleri yerine getirmeyenlere belediye sınırları içerisinde belediye encümeni ceza uyguluyordu ve cezanın alt sınırı da 500 TL idi.

Sigara yasağından dolayı ceza kesildiği halde, fiilin tekrarlanması halinde, para cezası bu kez bir kat artırılacak.

ÜCRETSİZ İZİN HAKKI

DSİ; masrafları ilgililerine ait olmak üzere, elektrik enerjisi üretmek amacıya yapılacak üretim tesislerinin su yapısıyla ilgili kısımları ile gerçek ve tüzel kişilerce inşa edilecek suyla ilgili yapıların inşasının inceleme ve denetimini yapacak ya da gerektiğinde yetkilendirilecek denetim şirketlerine yaptırılacak.

Şeker üreten şirketler, kendi ekim alanlarında yeterli hammadde bulunmadığı takdirde, kendi ekim alanları dışından da üreticilerle sözleşme yaparak pancar temin edebilecek.

Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan sürekli işçiler, birinci derece yakınlarının ağır kaza geçirmesi ve önemli bir hastalığa yakalanması halinde, 6 aya kadar ücretsiz izin kullanabilecek. Bu süre bir katına kadar uzatılabilecek.

Yetiştirilmek üzere yurt dışına gönderilen öğrenci ve memurlarla yurt içine ve dışına sürekli görevle atanan memurların işçi olan eşlerine 1 yıldan az olmamak üzere, en çok 8 yıla kadar ücretsiz izin kullandırılacak.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına, çalışma, yurt dışı işçi hizmetleri, iş sağlığı ve güvenliği uzman ve uzman yardımcılıkları ile iş müfettişi ve yardımcılığı kadroları için bin 450 kadro verilecek.

Görme engellilerin talep etmeleri halinde, imza atarken şahit aranacak. Aksi takdirde görme engellilerin imzalarını el yazısı ile atmaları yeterli olacak.

Spor Toto Teşkilat Başkanı, başkan yardımcısı ve teşkilat müdürlüğü görevlerine 65 yaşını geçenler atanamayacak.

ZAMANINDA GETİRMEYENLERE YENİ FIRSAT

Yasada yer alan geçici düzenlemelere göre, düzenlemenin Resmi Gazete'de yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmeti bedelleri SGK tarafından karşılanacak.

Daha önce bildirimde bulundukları halde, yurtdışında bulunan varlıklarını süresi içinde Türkiye'ye getirmeyenler, sürenin bitiminden bu düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar; yurtdışında bulunan para, döviz, altın, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını ülkeye getirmeleri veya açılacak bir hesaba transfer etmeleri halinde, 1 Ocak 2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatına tabi tutulmayacak.

Yurtdışında öğrenime gönderilen öğrencilerden borçlarının yeniden hesaplanması için müracaat etmeyenler ve haklarında borç takibi yapılanların borçları, yasanın kanunlaşıp yayımlandığı tarihi izleyen 3 ay içinde başvurmaları halinde yeniden hesaplanacak.

Düzenleme kapsamında Kamu İhale Kanununda yapılan değişiklikler, ilan edilmiş ve yazılı olarak duyurulmuş ihaleler hakkında uygulanmayacak.

Maliye Bakanlığı, tabii afet nedeniyle gelir kaybı ve altyapı hasarına uğrayan belediyelere aktarılmak üzere, İller Bankasına ödeme yapmakla yetkili olacak.

Kamulaştırma Kanunu'ndaki ''kamulaştırmasız el koyma sebebiyle tazmin'' hükümleri, 4 kasım 1983 tarihinden sonraki kamulaştırmasız el koyma işlemleri için de uygulanacak. Yürürlükte düzenleme, 1956-1983 dönemini kapsıyor. Ayrıca, kesinleşen mahkeme kararlarına istinaden ödemelerde kullanılmak üzere, idarelerin sermaye giderleri için öngörülen ödeneklerden ayrılacak pay yüzde 2'den yüzde 5'e çıkarılıyor.

KAPATILAN SİYASİ PARTİLER

Görüşmeler sırasında verilen bir önergeyle, kapatılan siyasi partilerin, kapatma kararından önceki bir döneme ilişkin sorumluları hakkında açılan ve kesin hükme bağlanmamış davalardan kaynaklanan kamu alacaklarını da yeniden yapılandırma kapsamına alan bir geçici madde yasaya eklendi.

Buna göre, kapatma kararı tarihinden önceki döneme ait, Anayasa Mahkemesince mali denetim yapılmadığı için karar verilmemiş olanların Hazineye intikal etmemiş mal varlıklarıyla ilgili olarak sorumlular hakkında açılan ve kesin hükme bağlanmamış alacak yeniden yapılandırma tabi tutulacak. Bu kapsamda, davaya konu alacak aslının yüzde 50'si ve Hazineye intikal etmesi gereken tarihten yasanın yürürlüğüne kadar olan dönem TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar öngörülen süre ve taksitlerde ödenecek. Bu şekilde hesaplanan fer'i (asılla ilgili olmayan) tutar ödenmesi gereken asıl alacak tutarının yarısını geçemeyecek. Bu düzenlemeden yararlanmak isteyen davalılar, yasanın Resmi Gazete'de yayımını izleyen ikinci ayın sonuna kadar başvuracak.

Bu maddeye ilişkin önergenin gerekçesinde, ''Anayasa'nın ve Siyasi Partiler Kanunu'nun hükümlerine rağmen, Anayasa Mahkemesi tarafından yapılan bir mali denetime ve karara dayanmaksızın; kapatılan bir siyasi partinin kapatılma tarihinden önceki bir döneme ilişkin olarak sorumlular hakkında açılmış olan davalardan kaynaklanan ihtilafların görüşülmekte olan yasa tasarısının kamu alacaklarının yeniden yapılandırılmasını öngören hükümleri çerçevesinde çözüme kavuşturulması amaçlanmaktadır'' denildi.

SEÇİM MALZEMESİ ALIMI

Eklenen bir başka maddeye göre, 1 Ocak 2016'ya kadar, Hazine'nin ve DSİ'nin mülkiyetinde veya devletin hüküm, tasarrufu altında bulunan deniz ve iç sularda, bu yerlerden su alınarak karada yapılacak su ürünleri üretim tesislerinde istihzal hakkının kira temlik şartları, süreleri ve yıllık bedellerini Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca tespit edecek. Bakanlık bu yerleri, gerçek ve tüzel kişilere, gelirleri il özel idarelerine ait olmak üzere kiraya verecek.

Bu yılın sonuna kadar yapılacak seçimlerde, YSK'nın ihtiyacı için gerçekleştirilecek filigranlı oy pusulası ve oy zarfı kağıdı alımı, oy pusulası basımı, oy zarfı yapımı hizmetleri, her türlü seçim malzemelerinin alımı; il seçim kurullarınca alınacak oy pusulası basım hizmetleri alımı, Kamu İhale Kanunu'na göre doğrudan temin usulüyle olabilecek.

Sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları, ihtiyaç sahibi yüksek öğrenim öğrencilerine burs verilmesi amacıyla gerçek ve tüzel kişilerden 31 Aralık 2015 tarihine kadar şartlı bağış kabul edebilecek.

İŞKOLU İSTATİSTİKLERİ

Üreticiler, Tarım Kredi Kooperatiflerinden 30 Ocak 2004 tarihinden önce kullandığı tüm tarımsal kredilerini yapılandırmak amacıyla ya da kefaletin sona ermesi için 30 Haziran 2011 tarihine kadar başvuruda bulunabilecek.

Sendikaların yetki tespitinde, 30 Haziran 2011 tarihinden sonra yayımlanacak istatistikler dikkate alınacak. Bu tarihten sonraki ilk istatistik yayımlanıncaya kadar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca yayımlanmış en son istatistikler geçerli sayılacak.

YÜRÜRLÜK MADDELERİ

Yurtdışında çalışan sigortalıların, bu sürede ödedikleri sigorta primlerinin sigortalılıklarına sayılmasına ilişkin düzenleme 1 Ekim 2008'den; hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar, köy ve mahalle muhtarları ile hizmet akdine bağlı olmaksızın çalışanların aylıklarına Ocak ayında 60 TL, Temmuz ayında ise yüzde 4 zam yapılmasını düzenleyen hüküm 1 Ocak 2011'den geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girecek.

Yetkilendirilen haberleşme şirketleri üzerinden hizmet veren haberleşme şirketlerinin, bu yetkilendirme kapsamında doğan aylık satışlarının yüzde 15'ini Hazine payı olarak ödemelerine ilişkin düzenleme 1 Ağustos 2010'dan geçerli olmak üzere yasanın Resmi Gazete'de yayımı tarihinde; belediyelerin kuracakları elektronik sistemlerinin trafik ihlallerinin tespiti amacıyla kullanılması durumunda kesilen trafik cezalarının yüzde 30'unun belediyelere ödenmesine ilişkin hüküm ise kanunun yayımından 3 ay sonra yürürlüğe girecek.

Tarım ve orman işlerinde hizmet akdiyle süresiz çalışanlar ile ticari taksi, dolmuş ve benzeri nitelikteki şehir içi toplu taşım araçlarını işleten kişilerin, vergi mükellefi olmaları halinde sigortalı sayılmalarına ilişkin düzenleme da 1 Mart 2011'de yürürlüğe girecek.



Vergi ve Prim Affı Kanunu'nun diğer vergi düzenlemeleri

Vergi ve Prim Affı Kanunu'nun diğer vergi düzenlemeleri / Recep Bıyık

Kamuoyu tarafından Vergi ve Sigorta Prim Affı Kanunu olarak bilinen "Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" 13 Şubat 2011 tarihinde TBMM'de kabul edilerek 6111 sayı ile yasalaşmıştır.



Kanun yürütme ve yürürlük maddeleriyle birlikte, 18'i geçici madde olmak üzere toplam 234 maddeden oluşmaktadır.



Kanun'da, kamu alacaklarının yeniden yapılandırılması ve vergi/prim affı ile ilgili düzenlemeler yanında, çok sayıda başka düzenlemeyle birlikte, çeşitli vergi kanununda değişiklik yapan madde bulunmaktadır.



Kanun'un kamu alacaklarının yeniden yapılandırılması maddeleri dışındaki vergi düzenlemeleri aşağıda özetlenmiştir.



1. Gelir Vergisi Kanunu'nda yapılan düzenlemeler



a) Jokey, jokey yamağı ve antrenör ücretlerinin vergilendirilmesi



Gelir Vergisi Kanunu'nun geçici 68'inci maddesinde yapılan değişiklikle, Türkiye Jokey Kulübü'nce organize edilen yarışmalara katılan atların jokeyleri, jokey yamakları ve antrenörlerine ücret olarak yapılan ödemeler üzerinden %20 oranında gelir vergisi stopajı yapılmasına ve bu gelirler için beyanname verilmemesine ilişkin düzenlemenin uygulama süresi 31.12.2015 tarihine kadar uzatılmıştır.



b) Varlık kiralama şirketleri tarafından ihraç edilen kira sertifikalarından sağlanan gelirler



Gelir Vergisi Kanunu'nun 75'inci maddesinin ikinci fıkrasının (5) numaralı bendinde yapılan değişiklikle, varlık kiralama şirketleri tarafından ihraç edilen kira sertifikalarından elde edilen gelirler menkul sermaye iradı olarak tanımlanmıştır.



c) Tam mükellef kurumlar tarafından yurt dışında ihraç edilen menkul kıymetlerden sağlanan kazançlar



Gelir Vergisi Kanunu'nun geçici 67'nci maddesinin (7) numaralı fıkrasında yapılan değişiklikle, tam mükellef kurumlar tarafından yurt dışında ihraç edilen menkul kıymetlerden sağlanan kazanç ve iratlar için münferit veya özel beyanname verilmemesi öngörülmüştür. Kazanç üzerinden bu madde kapsamında stopaj yapılıp yapılmamasının uygulamaya etkisi yoktur.



2. Kurumlar Vergisi Kanunu'nda yapılan düzenlemeler



a) Varlık kiralama şirketleri tarafından ihraç edilen kira sertifikalarından sağlanan gelirlerde stopaj



Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 15'inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde yapılan değişiklikle, varlık kiralama şirketleri tarafından ihraç edilen kira sertifikalarından elde edilen gelirlerin, bu bentte yer alan tahvil faizleri gibi stopaja tabi tutulması öngörülmüştür.



b) Taşınmazların varlık kiralama şirketlerine veya varlık kiralama şirketlerince taşınmazın devralındığı kuruma satışında kurumlar vergisi istisnası



Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 5'inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yapılan değişiklikle;



• Taşınmazların kaynak kuruluşlarca kira sertifikası ihracı amacıyla varlık kiralama şirketlerine,



• Söz konusu varlıkların, varlık kiralama şirketlerince taşınmazın devralındığı kuruma,



satışından doğan kazançların tamamının, elde tutma süresine bakılmaksızın kurumlar vergisinden istisna tutulması öngörülmüştür.



c) İndirimli kurumlar vergisi teşvikinde Bakanlar Kurulu yetkilerinin genişletilmesi



Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 32/A. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinde yapılan değişiklikle, indirimli kurumlar vergisi teşvikinde Bakanlar Kurulunun yetkileri genişletilmiştir.



Yapılan değişiklikle, yatırıma katkı oranı ile ilgili yetki sınırı;



• Bölgesel/Sektörel yatırımlarda %25'den %55'e



• Büyük ölçekli yatırımlarda %45'den %65'e



çıkartılmıştır.



Bakanlar Kurulunun kısa zamanda yeni yetkiyi kullanacağı ve teşvik oranını (yatırıma katkı oranını) yeniden belirleyeceği beklenmektedir.



3. Katma Değer Vergisi Kanunu'nda yapılan düzenlemeler



Katma Değer Vergisi Kanunu'nun, 13 ve 17'nci maddelerinde yapılan değişikliklerle;



• Faaliyetleri deniz taşıma araçları ile yüzer tesis ve araçların imal ve inşası olanlara bu araçların imal ve inşası ile ilgili olarak yapılan teslim ve hizmetler,



• Menkul, gayrimenkul ve maddi olmayan varlıkların, varlık kiralama şirketlerine devri ile bu varlıkların varlık kiralama şirketlerince kiralanması ve devralınan kuruma devri,



katma değer vergisinden istisna edilmiş, geçici 17 ve geçici 23. maddelerde yapılan değişikliklerle de;



• İhraç edilecek malların üretiminde kullanılacak girdilerin tecil-terkin uygulaması kapsamında yurt içinden temin edilebilmesine olanak veren düzenlemenin ve



• Milli Eğitim Bakanlığına bilgisayar, donanımları ve yazılımlarının bağışı ile bağışı yapacak olanların bunları temininde katma değer vergisi istisnası uygulanmasına yönelik düzenlemenin,



yürürlük süresi, 31.12.2010 tarihinden geçerli olmak üzere, 31.12.2015 tarihine kadar uzatılmıştır.



4. Özel Tüketim Vergisi Kanunu'nda yapılan düzenlemeler



Özel Tüketim Vergisi Kanunu'nda yapılan değişikliklerle;



• Kanun'a ekli listeler güncellenmiş, bazı vergi oran ve tutarları da değiştirilmiştir.



• Sadece elektrik motorlu araçların diğer araçlardan farklı oranlarda vergilendirilebilmesine olanak sağlamak üzere, bu araçlar diğerlerinden ayrılmıştır.



Kanunla bazı oran ve tutarlar değişmekle birlikte, bu oranların fiilen uygulanmayacağı, uygulanacak oran ve tutarların, yasal değişiklikten sonra Bakanlar Kurulu tarafından belirleneceği beklenmektedir.



5. Damga Vergisi Kanunu'nda Yapılan Düzenlemeler



Damga Vergisi Kanunu'na ekli (2) sayılı tabloya eklenen iki ayrı fıkra hükmüyle;



• Menkul, gayrimenkul ve maddi olmayan varlıkların, varlık kiralama şirketlerine devri, bunların varlık kiralama şirketlerince devralınan kuruma devri, bu devre bağlı olarak yapılan ipotek işlemleri ile bunların varlık kiralama şirketlerince kiralanması nedeniyle düzenlenen kağıtlar ve kira sertifikaları,



• Kamu kurum ve kuruluşları için, sözleşmeli personel ile kurumları tarafından imzalanan hizmet sözleşmeleri,



damga vergisinden istisna tutulmuştur.



6. Harçlar Kanunu'nda yapılan düzenlemeler



Harçlar Kanunu'nun 123. maddesinde yapılan değişiklikle; menkul, gayrimenkul ve maddi olmayan varlıkların, varlık kiralama şirketlerine devri ile bunların varlık kiralama şirketlerince devralınan kuruma devri ve bu devirlere bağlı olarak yapılan ipotek işlemleri harçtan istisna tutulmuştur.



7. Vergi Usul Kanunu'nda yapılan düzenlemeler



Kanunun 85'inci maddesiyle Vergi Usul Kanunu'nun 5'inci maddesinin beşinci fıkrasında yapılan değişiklikle, vergi levhası asma zorunluluğu kaldırılmıştır.



Yapılan değişiklik sonrasında da daha önce olduğu gibi, her yıl Mayıs ayının son gününe kadar vergi levhası alınacak, ancak işyerlerine asılmayacaktır.



8. Gümrük Vergisinde uzlaşma düzenlemesi



Kanunun 141'inci maddesiyle Gümrük Kanunu'nun mülga 244'üncü maddesi yeniden düzenlenerek Vergi Usul Kanunu'nda yer alan uzlaşma müessesesinin benzeri düzenlemeye Gümrük Kanunu'nda da yer verilmiştir.



Uzlaşmanın kapsamına; gümrük vergisi ve cezaları girmektedir. Ancak 5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nun 3'üncü maddesinde sayılan kaçakçılık suçlarına ve kabahatlerine ilişkin vergi ve cezalar uzlaşma konusu olmamaktadır.



9. 6183 Sayılı Kanunu'nda yapılan düzenleme



Anayasanın değişmesiyle birlikte zımnen ilga olduğu kabul edilen 6183 Sayılı Kanun'un yurt dışı çıkış yasağına ilişkin 36/A maddesin yürürlükten kaldırılmıştır.



10. Diğer düzenlemeler



Kanunla vergi dışı birçok konuda da düzenleme yapılmış olup, aşağıda vergi benzeri bazı düzenlemelere yer verilmiştir.



a) Sigorta primi alt sınırı



Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 82'nci maddesinde yapılan düzenlemeyle, 18 yaşından küçük sigortalılar için prime esas aylık kazanç alt sınırı değiştirilmiştir.



Yapılan düzenlemeyle, 18 yaşından küçük sigortalılar için sigorta primi alt sınırı, yaşlarına uygun asgari ücret tutarına çekilmektedir. Böylece bu sigortalılar yönünden, asgari ücret ile sigorta primine esas kazanç arasındaki farklılık ortadan kaldırılmakta ve dolayısıyla işverenler üzerindeki prim yükü az da olsa hafifletilmektedir.



Bugün itibariyle, 18 yaşından küçük sigortalılar için prime esas aylık kazanç alt sınırı 750.50 TL, bu tutara göre hesaplanan sigorta primi işveren katkısı ise 148.30 TL'dir. Kanunla yapılan düzenleme sonucunda; prime esas aylık kazanç alt sınırı 648.00 TL, hesaplanan sigorta primi işveren katkısı ise 126.36 TL olacaktır. Bu tutarlara göre yapılan değişikliğin işverene katkısı, istihdam edilen 18 yaşından küçük her bir çalışan için ayda 21.94 TL olmaktadır.



b) Ek istihdam desteği



İşsizlik Sigortası Kanunu'na eklenen geçici 10'uncu maddeyle, daha önce geçici 7 ve 9'uncu maddeler kapsamında uygulanan istihdam desteği benzeri bir destek düzenlemesi yapılmıştır.



Düzenlemeyle ayrıca; İşsizlik Sigortası Kanunu'nun geçici 7. ve 9'uncu maddelerinde yer alan, kadınlar ile 18-29 yaş arası genç erkeklere yönelik uygulanan sigorta prim teşviklerinin, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 81'inci maddesinde yer alan 5 puanlık indirim ile birlikte uygulanabilmesi sağlanmaktadır.

Kaynak: Dünya Gazetesi



16 Şubat 2011 Çarşamba

Yeni TTK göre Limited şti ve A.Ş

Yeni TTK göre Limited şti ve A.Ş.ne Beni Denetçi Yazabilirsiniz:



MADDE 587- (1) Şirket sözleşmesinin tamamı, kurucuların imzalarının noterce onaylanmasını izleyen otuz gün içinde, şirketin merkezinin bulunduğu yer ticaret siciline tescil ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan olunur. Tescil ve ilan edilen şirket sözleşmesine, aşağıda sayılanlar dışında, 36 ncı maddenin birinci fıkrası hükmü uygulanmaz:

a) Şirket sözleşmesinin tarihi.

b) Şirketin ticaret unvanı ve merkezi.

c) Esas noktaları belirtilmiş ve tanımlanmış şekilde şirketin işletme konusu; şirket sözleşmesinde bu konuda bir hüküm varsa, şirketin süresi.

d) Esas sermayenin itibarî değeri.

e) Gerçek kişi ortağın adı ve soyadı, yerleşim yeri, tüzel kişi ortakların unvanı, merkezleri ve her ortağın üstlendiği esas sermaye payları.

f) Ayni sermayenin konusu ve bu tür sermayenin karşılığında verilecek esas sermaye payları; bir aynın devralınması hâlinde ilgili sözleşmenin konusu, sözleşmenin karşı tarafı, şirketin borçlandığı karşı edim; özel menfaatlerin içerik ve değeri.

g) Öngörülmüş ise, intifa senetlerinin sayısı ve bunlara sağlanan hakların içeriği.

h) Müdürlerin ve şirketi temsile yetkili diğer kişilerin adları, soyadları veya unvanları ve yerleşim yerleri.

ı) Temsil yetkisinin kullanılma şekli.

i) Denetçinin yerleşim yeri, merkezi, varsa ticaret siciline tescil edilmiş şubesi, denetçinin yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavir olması hâlinde adı, soyadı, yerleşim yeri, meslek odası numarası.



denetçi yeminli mali müşavirin adı, soyadı,: İsmail Ekrem Erşahin



yerleşim yeri:Kağıthane Sadabad Cad: No:17 Derican İş Mrz. K:2 D:45-46-47 İstanbul



Meslek odası numarası:İstanbul Yeminli mali müşavirler Odası :1717



j) Şirket sözleşmesinde öngörülmüş bulunan imtiyaz, ek yükümlülük veya yan edim yükümlülükleri, esas sermaye payları ile ilgili önerilmeye muhatap olma, önalım, geri alım ve alım hakları.

k) Şirket tarafından yapılacak olan ilanların şekli, türü ve şirket sözleşmesinde bu konuda bir hüküm bulunduğu takdirde, müdürlerin ortaklara ne şekilde bildirimde bulunacakları

XII - İşlem denetçisi raporu

MADDE 351- (1) Şirketin kuruluşuna ilişkin denetleme raporu bir veya birkaç işlem denetçisi tarafından verilir. İşlem denetçisi kuruluş raporunda, payların tamamının taahhüt edildiğini; kanunda veya esas sözleşmede öngörülmüş bulunan pay bedellerinin en az tutarlarının kanuna uygun olarak bankaya yatırıldığını; buna ilişkin banka mektubunun kuruluş belgeleri arasında yer aldığını; bu yükümlülüğün herhangi bir şekilde dolanıldığına ilişkin bir belirti bulunmadığını; ayni sermaye ve devralınan ayınlar için mahkemece atanan bilirkişilerce değerleme yapıldığını, mahkemece bir kararla onaylanan raporun dosyaya sunulduğunu; kurucu menfaatlerinin kanuna uygun olduğunu; kurucular beyanı ile ilgili açık bir uygunsuzluğun, aşırı değerlemenin, işlemlerde görünür bir yolsuzluğun bulunmadığını ve diğer kuruluş belgelerinin mevcut olduğunu, gerekli noter onaylarının ve izinlerin alındığını gerekçeleriyle ve hesap verme ilkesinin gereklerine uygun olarak açıklar.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Denetleme

A) Genel olarak

MADDE 397- (1) Anonim şirketin ve şirketler topluluğunun finansal tabloları denetçi tarafından, uluslararası denetim standartlarıyla uyumlu Türkiye Denetim Standartlarına göre denetlenir. Yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu içinde yer alan finansal bilgilerin, denetlenen finansal tablolar ile tutarlı olup olmadığı ve gerçeği yansıtıp yansıtmadığı da denetim kapsamı içindedir.

(2) Denetçinin denetiminden geçmemiş finansal tablolar ile yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu düzenlenmemiş hükmündedir.

(3) Şirketin ve topluluğun finansal tabloları ile yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu, denetleme raporunun sunulmasından sonra değiştirilmişse ve değişiklik denetleme raporlarını etkileyebilecek nitelikteyse, finansal tablolar ile, birinci fıkra çerçevesinde yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu yeniden denetlenir. Yeniden denetleme ve bunun sonucu, raporda özel olarak açıklanır. Denetçi görüşünde de yeniden denetlemeyi yansıtan uygun eklere yer verilir.

B) Konu ve kapsam

MADDE 398- (1) Şirketin ve topluluğun finansal tabloları ile yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunun denetimi; envanterin, muhasebenin ve Türkiye Muhasebe Standartlarının öngördüğü ölçüde iç denetimin, bu Bölüm hükümleri anlamında 378 inci madde uyarınca verilen raporların ve 397 nci maddenin birinci fıkrası çerçevesinde yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunun denetimidir. Bu denetim, Türkiye Muhasebe Standartlarına, kanuna ve esas sözleşmenin finansal tablolara ilişkin hükümlerine uyulup uyulmadığının incelenmesini de kapsar. Denetleme, geçici 2 nci ve geçici 3 üncü maddelerde öngörülen kurul ve kurumun belirlendiği esaslar bağlamında, denetçilik mesleğinin gerekleriyle etiğine uygun bir şekilde ve özenle gerçekleştirilir. Denetleme, şirketin ve topluluğun, malvarlıksal ve finansal durumunun 515 inci madde anlamında dürüst resim ilkesine uygun olarak yansıtılıp yansıtılmadığını, yansıtılmamışsa sebeplerini, dürüstçe belirtecek şekilde yapılır.

(2) Denetim;

a) Şirketin finansal tablolarının ve 397 nci maddenin birinci fıkrası ve 402 nci maddenin ikinci fıkrası çerçevesinde yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunun,

b) Topluluğun konsolide finansal tablolarının ve 397 nci maddenin birinci fıkrası ve 402 nci maddenin ikinci fıkrası çerçevesinde yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunun,

denetçinin denetleme sırasında elde ettiği bilgilerle uyum içinde olup olmadığını belirtip açıklayacak şekilde yapılır.

(3) Topluluğun finansal tablolarının denetiminden sorumlu olan denetçi, topluluğun konsolide tablolarına alınan şirketlerin finansal tablolarını, özellikle konsolidasyona bağlı uyarlamaları ve mahsupları, birinci fıkra anlamında inceler; meğerki, konsolidasyona alınan şirket, kanun gereği veya böyle bir gereklilik bulunmaksızın, bu Bölüm hükümlerine uygun olarak denetlenmiş olsun. Bu istisna, merkezi yurt dışında bulunan bir şirketin bu Kanunun öngördüğü denetimle eş değer bir denetime tâbî tutulmuş olması hâlinde de geçerlidir.

(4) Denetçi, yönetim kurulunun şirketi tehdit eden veya edebilecek nitelikteki riskleri zamanında teşhis edebilmek ve risk yönetimini gerçekleştirebilmek için 378 inci maddede öngörülen sistemi ve yetkili komiteyi kurup kurmadığını, böyle bir sistem varsa bunun yapısı ile komitenin uygulamalarını açıklayan, ayrı bir rapor düzenleyerek, denetim raporuyla birlikte, yönetim kuruluna sunar. Bu raporun esasları geçici 2 nci ve geçici 3 üncü maddelerde öngörülen kurul ve kurum tarafından belirlenir.

C) Denetçi

I - Seçim, görevden alma ve sözleşmenin feshi

MADDE 399- (1) Denetçi, şirket genel kurulunca; topluluk denetçisi, ana şirketin genel kurulunca seçilir. Denetçinin, her faaliyet dönemi ve her hâlde görevini yerine getireceği faaliyet dönemi bitmeden seçilmesi şarttır. Seçimden sonra, yönetim kurulu, gecikmeksizin denetleme görevini hangi denetçiye verdiğini ticaret siciline tescil ettirir ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi ile internet sitesinde ilan eder.

(2) Denetçiden denetleme görevi, sadece dördüncü fıkrada öngörüldüğü şekilde ve başka bir denetçi atanmışsa geri alınabilir.

(3) Konsolidasyona dâhil olan ana şirketin finansal tablolarını denetlemek için seçilen denetçi, başka bir denetçi seçilmediği takdirde, topluluk finansal tablolarının da denetçisi kabul edilir.

(4) Şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi;

a) Yönetim kurulunun,

b) Sermayenin yüzde onunu, halka açık şirketlerde esas veya çıkarılmış sermayenin yüzde beşini oluşturan pay sahiplerinin,

istemi üzerine, ilgilileri ve seçilmiş denetçiyi dinleyerek, seçilmiş denetçinin şahsına ilişkin haklı bir sebebin gerektirmesi, özellikle de onun taraflı davrandığı yönünde bir kuşkunun varlığı hâlinde, başka bir denetçi atayabilir.

(5) Görevden alma ve yeni denetçi atama davası, denetçinin seçiminin Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilanından itibaren üç hafta içinde açılır. Azlığın bu davayı açabilmesi için, denetçinin seçimine genel kurulda karşı oy vermiş, karşı oyunu tutanağa geçirtmiş ve seçimin yapıldığı genel kurul toplantısı tarihinden itibaren geriye doğru en az üç aydan beri, şirketin pay sahibi sıfatını taşıyor olması şarttır.

(6) Faaliyet döneminin dördüncü ayına kadar denetçi seçilememişse, denetçi, yönetim kurulunun, her yönetim kurulu üyesinin veya herhangi bir pay sahibinin istemi üzerine, dördüncü fıkrada gösterilen mahkemece atanır. Aynı hüküm, seçilen denetçinin görevi red veya sözleşmeyi feshetmesi, görevlendirme kararının iptal olunması, butlanı veya denetçinin kanuni sebeplerle veya diğer herhangi bir nedenle görevini yerine getirememesi veya görevini yapmaktan engellenmesi hâllerinde de uygulanır. Mahkemenin kararı kesindir.

(7) Denetçinin mahkeme tarafından atanması durumunda, emsal dikkate alınarak, ücreti ile muhtemel giderler için mahkeme veznesine yatırılması gereken ön ödeme mahkemece belirlenir. Bunlara üç iş günü içinde itiraz edilebilir. Mahkeme kararı kesindir.

(8) Denetçi denetleme sözleşmesini, sadece haklı bir sebep varsa veya kendisine karşı görevden alınma davası açılmışsa feshedebilir. Görüş yazısının içeriğine ilişkin fikir ayrılıkları ile denetlemenin şirketçe sınırlandırılmış olması veya görüş yazısı vermekten kaçınma haklı sebep sayılamaz. Denetçinin sözleşmeyi feshi yazılı ve gerekçeli olmalıdır. Denetçi fesih tarihine kadar elde ettiği sonuçları genel kurula sunmakla yükümlüdür; bu sonuçlar 402 nci maddeye uygun bir rapor hâline getirilerek genel kurula verilir.

(9) Denetçi altıncı fıkra hükmüne göre fesih ihbarında bulunduğu takdirde, yönetim kurulu hemen, geçici bir denetçi seçer ve fesih ihbarını genel kurulun bilgisine, seçtiği denetçiyi de aynı kurulun onayına sunar.

II - Denetçi olabilecekler

MADDE 400- (1) Denetçi, ancak ortakları, yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavir unvanını taşıyan bir bağımsız denetleme kuruluşu olabilir. Orta ve küçük ölçekli anonim şirketler, bir veya birden fazla yeminli mali müşaviri veya serbest muhasebeci mali müşaviri denetçi olarak seçebilirler. Bağımsız denetleme kuruluşlarının kuruluş ve çalışma esasları ile denetleme elemanlarının nitelikleri Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan, Bakanlar Kurulunca yürürlüğe konulacak bir yönetmelikle düzenlenir. Aşağıdaki hâllerden birinin varlığında, yeminli mâlî müşavir, serbest muhasebeci mali müşavir, bağımsız denetleme kuruluşu ve bunun ortaklarından biri ve bunların ortaklarının yanında çalışan veya bu cümlede anılan kişilerin mesleği birlikte yaptıkları kişi veya kişiler, ilgili şirkette denetçi olamaz. Şöyle ki, önceki cümlede sayılanlardan biri;

a) Denetlenecek şirkette pay sahibiyse,

b) Denetlenecek şirketin yöneticisi veya çalışanıysa veya denetçi olarak atanmasından önceki üç yıl içinde bu sıfatı taşımışsa,

c) Denetlenecek şirketle bağlantısı bulunan bir tüzel kişinin, bir ticaret şirketinin veya bir ticari işletmenin kanuni temsilcisi veya temsilcisi, yönetim kurulu üyesi, yöneticisi veya sahibiyse ya da bunlarda yüzde yirmiden fazla paya sahipse yahut denetlenecek şirketin yönetim kurulu üyesinin veya bir yöneticisinin alt veya üst soyundan biri, eşi veya üçüncü derece dâhil, üçüncü dereceye kadar kan veya kayın hısmıysa,

d) Denetlenecek şirketle bağlantı hâlinde bulunan veya böyle bir şirkette yüzde yirmiden fazla paya sahip olan bir işletmede çalışıyorsa veya denetçisi olacağı şirkette yüzde yirmiden fazla paya sahip bir gerçek kişinin yanında herhangi bir şekilde hizmet veriyorsa,

e) Denetlenecek şirketin defterlerinin tutulmasında veya finansal tablolarının düzenlenmesinde denetleme dışında faaliyette veya katkıda bulunmuşsa,

f) Denetlenecek şirketin defterlerinin tutulmasında veya finansal tablolarının çıkarılmasında denetleme dışında faaliyette veya katkıda bulunduğu için (e) bendine göre denetçi olamayacak gerçek veya tüzel kişinin veya onun ortaklarından birinin kanuni temsilcisi, temsilcisi, çalışanı, yönetim kurulu üyesi, ortağı, sahibi ya da gerçek kişi olarak bizzat kendisi ise,

g) (a) ilâ (f) bentlerinde yer alan şartları taşıdığı için denetçi olamayan bir denetçinin nezdinde çalışıyorsa,

h) Son beş yıl içinde denetçiliğe ilişkin meslekî faaliyetinden kaynaklanan gelirinin tamamının yüzde otuzundan fazlasını denetlenecek şirkete veya ona yüzde yirmiden fazla pay ile iştirak etmiş bulunan şirketlere verilen denetleme ve danışmanlık faaliyetinden elde etmişse ve bunu cari yılda da elde etmesi bekleniyorsa,

denetçi olamaz; ancak, Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği, katlanılması güç bir durum ortaya çıkacaksa (h) bendindeki yasağın kaldırılması için belli bir süreyle sınırlı olarak onay verebilir.

(2) Bir bağımsız denetleme kuruluşunun, bir şirketin denetlenmesi için görevlendirdiği denetçi yedi yıl arka arkaya o şirket için denetleme raporu vermişse, o denetçi en az iki yıl için değiştirilir.

(3) Denetçi, denetleme yaptığı şirkete, vergi danışmanlığı ve vergi denetimi dışında, danışmanlık veya hizmet veremez, bunu bir yavru şirketi aracılığıyla yapamaz.

(4) Bu madde hükümleri, 554 üncü maddede öngörülen işlem denetçilerine de uygulanır. Kanunda veya esas sözleşmede aksi öngörülmemişse, işlem denetçisi genel kurul tarafından atanır ve görevden alınır.



Kurumlarda kâr dağıtımı ve vergi kesintisi

Kurumlarda kâr dağıtımı ve vergi kesintisi



Anonim ve limited şirketler gibi sermaye şirketlerinde her yıl nisan ayında kurumlar vergisi beyannameleri verilir ve tarh edilen vergi nisan ayı sonuna kadar ödenir. Şirketin önceki yıl safi kârından vergiler ödendikten sonra kalan kısmın işletme ihtiyaçları için fon olarak mı ayrılacağı, ortaklara mı dağıtılacağı şirketler için karar verilmesi gereken önemli konulardır. Personele kârdan pay verilmesi kararlaştırılacaksa şirket genel kurulu nisan ayında, kurumlar vergisi beyannamesi verilmeden önce toplanmalıdır. Bu yazımızda kâr dağıtımı ve dağıtılan kârlardan şirketlerin vergi sorumlusu olarak yapmaları gereken vergi kesintileri üzerinde duracağız.



Dağıtılacak kârın belirlenmesi



Her şirket içinde bulunduğu ekonomik ve hukuki çevreye ve geleceğe ilişkin planlarına göre kâr dağıtım politikasını oluşturur. Buna göre işletmenin dönem içinde elde ettiği net kârın ortaklar ve şirket yedek akçe ve fonları arasında dağılımı belirlenir. Kârın dağıtılmayıp, işletme bünyesinde bırakılan kısmı büyümenin finansmanında en önemli kaynaktır. Net kârın ne kadarının dağıtılabileceğini belirlemede etkili olan unsurların başlıcaları aşağıda olduğu gibidir.



- Kanun ve şirket ana sözleşmesi gereği olan yedek akçeler ve fonlar ayrılacaktır.



- Şirketin ilgili yıl finansman planı ve likidite durumu önemlidir.



- Borç ödeme gereği; elde edilen kârların borç ödemesinde kullanılması, firmanın varlığı ve geleceği açısından kâr dağıtımına göre daha sağlıklı bir seçim olabilir.



- Yeni yatırım planları, yapılmakta olan yatırımların kısmen oto finansman yoluyla karşılanarak düşük kâr dağıtımına karar verilmesi sözkonusu olabilir. Borçlanma maliyeti ve borç bulma imkanı verilen kararlarda etkili olur.



- İstikrarlı kâr dağıtımı, firma kârlarının istikrarsızlık gösterdiği durumlarda, her yıl belirli bir kâr miktarını dağıtma politikası seçilirse yüksek kâr elde edilen dönemlerdeki kâr fazlalarının bir kısmı olağanüstü yedek akçe olarak muhafaza edilir ve kâr miktarı düşük olan yıllarda kâr dağıtımı sözkonusu yedeklerden yapılır.



- Sermaye piyasası imkanları, şirketin büyüklüğü sermaye piyasası kaynaklarına başvurma yönünden küçük firmalara oranla daha fazla fırsat yaratır. Bu nedenle büyük firmalar daha yüksek oranlarda kâr dağıtılabilir. Küçük firmalar ise doğabilecek finansman sorunlarına karşı alternatif parasal kaynaklar bulmakta zorlanabilecekleri için daha fazla kârı şirket bünyesinde bırakma gereği duyarlar.



Bunların dışında ortaklık yapısı (halka açıklık vb.) ve dağıtılan kârlar üzerindeki vergi yükü de dağıtım kârarlarında etkili olur.



Yedek akçeler ve fonlar



Kâr dağıtımının nasıl yapılacağı ile ilgili düzenlemeler Türk Ticaret Kanunu ve Sermaye Piyasası mevzuatında yer almaktadır. SPK mevzuatı pay sahiplerinin haklarını daha fazla ön plana çıkarmıştır.



Türk Ticaret Kanunu'na göre ayrılması gereken yedek akçelerin olağan kaynağı safi kârdır.



Kanuna göre birinci tertip yedek akçe safi kârdan, ikinci tertip yedek akçe dağıtılmasına karar verilen kârdan ayrılır. Birinci tertip yedek akçe ayrılmasına şirket sermayesinin yüzde 20'sine ulaşıncaya kadar devam edilir.



TTK'nın 466'ncı maddesinde belirtilen yüzde 5 I.tertip yedek akçenin safi kârdan ayrılacağı belirtilmekle beraber yedek akçe ayrılmasına esas olacak safi kârın ne olduğu açıklanmamıştır. Yedek akçenin ayrılmasında esas olan safi kârın vergi öncesi kâr mı, vergi sonrası kâr mı olduğu konusunda farklı görüşler mevcuttur. Ancak, gerek Hazine Müsteşarlığı gerekse SPK safi kârın (net kâr) vergi ve diğer yasal yükümlülüklerle geçmiş yıl zararı düşüldükten sonra kalan kısım olarak kabul etmektedir. Çoğunluk uygulama da bu yöndedir.



Ayrıca, birinci tertip yedek akçeden başka, dağıtılmasına karar verilen kârdan, pay sahipleri için yüzde 5'lik pay ayrılmasından sonra kalan kısmın yüzde 10 oranında ikinci tertip yedek akçe ayrılması gerekir.



Bunlar dışında kuruluş sözleşmesinde öngörülen yedek akçeler ve fonlar ayrılır. Genel kurul safi kârın bir kısmının olağanüstü yedek akçe olarak ayrılmasına karar verebilir.



Dağıtılan kâr payı ve vergi kesintisi



Anonim şirketlerinde genel kurul (limited şirketlerde ortaklar kurulu) önceki yıl kârından geçmiş yıl zararları ve vergilerin düşülmesinden ve kanunlar ve ana sözleşme uyarınca ayrılması gereken yedek akçe ve fonların ayrılmasından sonra safi kârdan geriye kalan kısmı dağıtılmadan şirket mali bünyesinde bırakılmasına, ortaklara dağıtılması ancak şirket sermayesine eklenmesine karar verebilir veya ana sözleşmesi çerçevesinde ortaklara, intifa hakkı sahiplerine veya çalışanlarına dağıtılabilir.



Şirket genel kurulu dönem kârı yanında daha önce ayrılmış olağanüstü yedek akçelerin dağıtılmasına da karar verebilir. Dağıtılan kârın kaynağına (yatırım indirimi gibi) ve hangi yılın kârının dağıtıldığına yada kimlere kâr dağıtımı yapıldığına göre kâr payı alanlara ödemeyi yapacak kurumca sorumlu sıfatıyla gelir vergisi kesilir. Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunu'nda yer alan düzenlemelere göre dağıtılan bir kısım kâr payları ise kesintiye tabi değildir.



Vergi kesintisi yapılmayacak kâr payları



Türkiye de kurulmuş bulunan anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerce (komandite ortak payı hariç);



- Aynı nitelikteki tam mükellef kurumlara,



- Türkiye'de bir iş yeri veya daimi temsilci aracılığı ile kâr payı elde eden dar mükellef kurumlara dağıtılan kâr payları üzerinden vergi kesintisi yapılmayacaktır. Ancak bu şekilde kâr yapı elde eden tam mükellef kurumların bu kâr payını aşağıda belirtilen gerçek kişi ve kurumlara dağıtmaları halinde vergi kesintisi sözkonusu olacaktır.



Kurumlarca kârın sermayeye eklenmesi mahiyet itibariyle kâr dağıtımı niteliğindedir. Ancak yapılan yasal düzenleme gereği kârın sermayeye eklenmesi kâr dağıtımı sayılmadığından vergi kesintisi de sözkonusu olmayacaktır. Ayrıca kurumların 1998 ve önceki yıllar kârından dağıtım yapılması halinde ortaklara ödenmesi sırasında vergi kesilmez.



Vergi kesintisi yapılacak kâr payları



Kurumlar vergisi mükellefi şirketlerce;



- Tam mükellef gerçek kişilere,



- Gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmayanlara,



- Gelir vergisinden muaf olanlara,



- Dar mükellef gerçek kişilere,



- Gelir vergisinden muaf olan dar mükellef gerçek kişilere,



Dağıtılan kâr payları üzerinden, Gelir Vergisi Kanunu'na 94/6'ncı maddesi uyarınca vergi kesintisi yapılacaktır. Vergi kesintisi kazancın istisna olup olmadığına bakılmaksızın kârın dağıtımı aşamasında yapılacaktır. Kesinti oranı yüzde l5'tir. Dar mükellef gerçek kişilere dağıtılacak kâr payından vergi kesintisi yapılırken çifti vergilemeyi önleme anlaşmalarında kararlaştırılan vergi oranı esas alınır.



Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 5/d maddesine göre kazançları kurumlar vergisinden istisna olan;



- Menkul kıymet yatırım fonları veya ortaklıkları,



- Altın ve kıymetli maden fon veya ortaklıkları,



- Girişim sermayesi yatırım fonları veya ortaklıkları,



- Gayrimenkul yatırım fonları veya ortalıkları,



- Emeklilik yatırım fonları,



- Konut finansman fonları ile varlık finansman fonlarının kazançları üzerinden dağıtılsın dağıtılmasın vergi kesintisi yapılacaktır. Bu kazançlar ortaklara dağıtıldığında ayrıca vergi kesintisi yapılmaz.



Kurumların 1999-2002 yıllarına ilişkin normal kazançlarının dağıtılması halinde bu kâr payları üzerinden vergi kesintisi yapılacaktır. Bu yıllarda elde edilen istisna kazançların vergi kesintisine tabi olması, ilgili yıllarda geçerli hükümlere tabidir.



İstisna kazançlarda vergi kesintisi Kurumlar vergisinden istisna edilen ve



- Serbest bölgelerden,



- Teknoloji geliştirme bölgelerinden,



- Türk uluslararası gemi siciline kayıtlı gemilerin işletilmesinden ve devrinden,



- Yurtdışı inşaat onarma ve montaj işlerinden (5422 sayılı kanuna göre)



sağlanan kazançlardan 31.12.2002 tarihinden önce elde edilenlerin dağıtılması halinde vergi kesintisi yapılmaz. İstisna kazançlar 2003 ve sonraki yıllarda elde edilmişse vergi kesintisi yapılacaktır.



Ayrıca yatırım indirimi istisnasından yararlanan kazançlar üzerinden (GVK Geçici 61'inci madde) dağıtılsın dağıtılmasın yüzde 19.8 oranında vergi kesintisi yapılacaktır.



Personele kârdan pay verilmesi



Personele yıl sonu kârından şirket ana sözleşmesinde hüküm bulunması ve genel kurulda karar alınması halinde, pay verilebilir. Personele verilen pay gider unsuru niteliğinde olduğundan ticari kârın tespitinde indirim konusu yapılır. Personele kârdan ayrılan pay ücret niteliğinde sayıldığından gelir vergisi ve SSK primi hesaplanması gerekir. İlgili yıl kârından indirilebilmesi için şirket genel kurulunca nisan ayı içinde karar alınmalıdır.



Avans kâr payı dağıtımı ve vergileme



5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu 1 nolu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği'ndeki açıklamaları da dikkate alarak; kurumlar vergisi mükellefleri, geçici vergi dönemleri itibarıyla doğan ticari kârları üzerinden avans kâr payı dağıtabilirler. Mükelleflerce dağıtılabilecek avans kâr payı, geçici vergi dönemleri itibarıyla hazırlanan mali tablolarında yer alan kârlardan, kanunlara ve esas sözleşmeye göre ayrılmak zorunda olan yedek akçeler, vergi ve diğer mali karşılıklar ile varsa geçmiş yıl zararlarının tamamı düşüldükten sonra kalan kısmın yarısını geçemeyecektir.



Bir hesap dönemi içinde dağıtılabilecek toplam avans kâr payı da bir önceki yıla ait dönem kârının, kanunlara ve esas sözleşmeye göre ayrılmak zorunda olan yedek akçeler, vergi ve mali karşılıklar ile varsa geçmiş yıl zararlarının tamamı düşüldükten sonra kalan kısmnın yarısını geçemeyecektir.



Aynı hesap dönemi içinde birden fazla avans kâr payı ödemesi yapılması durumunda, sonraki geçici vergi dönemlerinde ödenecek avans kâr payı hesaplanırken önceki dönemlerden ödenen avans kâr payları indirilecektir.



Gelir Vergisi Kanunu'nda belirtilen esaslara göre birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işlerinde dağıtılabilecek avans kâr payı ise devam eden işlerin gerçekleşen maliyet ve hakedişleri arasındaki müspet farktan, kesinti suretiyle ödenen vergiler indirildikten ve varsa geçmiş yıl zararlarının tamamı ile kanunlara ve esas sözleşmeye göre ayrılmak zorunda olan yedek akçeler düşüldükten sonra kalan kısmın yarısını geçemeyecektir.



Avans kâr payı dağıtmak isteyen kurumların ana sözleşmelerinde avans kâr payı dağıtımı ve zarar doğması veya yıllık kârın dağıtılan avans kâr payını karşılamaması halinde avansın geri çağrılmasına ilişkin hüküm bulunması; genel kurul kararıyla da ilgili yılla sınırlı olmak üzere yönetim kuruluna yetki verilmesi zorunludur.



Yönetim kuruluna avans kâr payı dağıtımı için genel kurul tarafından yetki verildiği takdirde, yönetim kurulu (limited şirketlerde ortaklar kurulu) tarafından ilgili geçici vergi dönemine ilişkin beyannamenin verileceği tarihe kadar avans kâr payı dağıtımı hakkında karar alınması gerekmektedir.



Avans kâr payı dağıtımı yapılması halinde, dağıtılan kâr payları üzerinden elde edenin hukuki niteliğine göre vergi kesintisi yapılacaktır. Kesilen vergiler, avans kâr payı dağıtımının yapıldığı aya ait muhtasar beyanname ile beyan edilecektir.



Avans kâr payı dağıtımında kurum ortakları açısından elde etme, kurumun yıllık safi kazancının kesinleşip, nakden veya hesaben dağıtıldığı tarihte gerçekleşecektir. Şu kadar ki bu süre ilgili hesap dönemine ilişkin beyannamenin verildiği hesap döneminin sonunu geçemeyecektir.



Kurumlar vergisi beyannamesinde ya da birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işlerinin bitiminde, zarar doğması veya safi kazancın avans olarak dağıtımı yapılan kardan düşük olması halinde, avans kâr payı dağıtmış olan kurumların, dağıtımını yaptıkları kâr payının kazançla karşılanamayan kısmını izleyen hesap döneminde kurumlar vergisi beyannamesinin verilme süresinin sonuna kadar geriye çağırmaları gerekmektedir.



Geri çağrılan avans kâr payları üzerinden şirket tarafından kesinti suretiyle ödenmiş olan vergiler, bu işlemin yapıldığı vergilendirme döneminde 252 Seri No'lu Gelir Vergisi Genel Tebliği'nin "3. gelir ve kurumlar vergisi ile ilgili vergi hatalarından kaynaklanan iade işlemleri" bölümünde yapılan açıklamalara göre mahsup veya iade edilecektir.



14 Şubat 2011 Pazartesi

Özel Sağlık Sigortalarının gidere atılması

Özel Sağlık Sigortalarının gidere atılması hk.

çalışanların Özel sağlık sigortası priminin çalışanlarca veya işverence ödenmesine göre gider kabul edilme ve vergileme değişmektedir. Çalışanlara ait Özel sağlık sigortası gider olarak yazılabilmektedir. Çalışanların kendileri, eşleri ve 18 yaşından küçük çocukları için yaptırdıkları sigorta poliçesi primleri gider olarak kabul edilebiliyor. Ancak sınırlamaları var. İşveren tarafından çalışanların sigortalanması durumunda bu çalışanlar için ek bir fayda sağladığından çalışanların ücretine ilave edilip vergiye tabi tutulması gerekiyor. Fakat bunu yaparken de brüt ücretlerinin % 5 i ne kadar olan prim tutarları ücretten düşülebiliyor. Bireysel emeklilikte bu oran %10. Ancak çalışanlar primlerini kendileri öderlerse primler ücrete ilave edilmeyip %5 veya %10 oranına kadar ücretlilerin matrahlarından düşülebilir. Düşme işlemi bordroda özel sigorta primleri için ek bir sütun açarak buraya yazabilirsiniz. Ücret matrahından düşülebilmesi için ödenmiş olma şartı var. Bordronun tahakkukunda ise: Çalışanların kendi ödemiş oldukları özel sağlık sigorta primleri brüt ücretin %5 ine kadar olan kısmı bordroda aynen SSK İşçi hissesi sütunu gibi ayrı bir sütunda gösterilip vergi matrahından düşülüyor ancak herhangi bir tahakkuk yapılmıyor. Sadece bir indirim unsuru olarak dikkate alınıyor. Eğer çalışanların özel sağlık sigortalarını işletmeniz ödüyorsa brüt ücrete ilave edeceksiniz ancak brüt ücretin %5 ine isabet eden kısmı yine ayrı bir sütunda indirim unsuru olarak alacaksınız

:"ŞAHIS SİGORTA POLİÇELERİ İÇİN ÖDENEN PRİMLERİN GİDER OLARAK İNDİRİLMESİ

Gelir Vergisi Kanunu'nun 4697 sayılı Kanun'la değişmeden önceki hükme göre, şahıs sigorta primlerin gayrisafi ücret tutarından indirilebilmesi için:

1- Şahıs sigorta şirketlerine ödenen şahıs sigorta primlerinin, mükellefin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait olması (1),

2- Sigorta şirketinin Türkiye'de kain ve merkezinin Türkiye'de olması,

3- Sigorta mukavelesinin bu nitelikteki şirketlerle yapılması,

4- Sigorta priminin ödenmiş olduğunun, sigorta şirketi tarafından verilen fatura veya makbuz asılları ile belgelendirilmesi,

5- Sigorta priminin ödendiği ayda elde edilen ücret üzerinden kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarına (Emekli Sandığı, Sosyal Sigorta Kurumu veya 506 sayılı Kanun'un geçici 20. maddesine göre kurulan özel emekli sandıklarına) hizmet erbabı hissesi olarak hesaplanan prim veya aidatın aylık tutarını aşmaması,

gerekmektedir.

Ancak, söz konusu maddenin 4697 sayılı Kanun'la değişik hükmüne göre, bireysel emeklilik sistemi dışında şahıs sigorta poliçeleri için ödenen primlerde, "ödendiği ayda elde edilen ücretin %5'ini" ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşamayacağı belirtilmiştir.

Bu hükme göre, şahıs sigorta şirketlerine ödenen şahıs sigorta primlerinin gider olarak indirilmesine esas olan ve yukarıda belirtilen şartlardan 1, 2, 3 ve 4. maddelerde yer alan şartlar 4697 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesi ile aynen devam etmekte olup, sadece hizmet erbabı hissesi olarak hesaplanan prim veya aidatın aylık tutarı yerine, elde edilen ücretin %5'i ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşmayacak şekilde değişiklik suretiyle indirilmesi esas tanınmıştır.



ÜCRETLİLER ADINA İŞVERENCE KARŞILANAN ŞAHIS SİGORTA PRİMLERİNİN ÇALIŞANLAR AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

1- Çalışanların Ücretlerinden Kesilmek Suretiyle İşverence Ödenen Şahıs Sigorta Primleri

Şahıs sigorta primleri, sigorta şirketine hizmet erbabı tarafından doğrudan doğruya ödenmeyip, işverenler aracı kılınmak suretiyle hizmet erbabının ücretinden kesilerek ödenmesi halinde (grup sigortası gibi)

- Sigorta mukavelesinin bir örneğinin işverende bulunması,

- Bu mukavelede sigorta priminin ödeme dönemlerinin belirlenmesi,

- Bu dönemler için ödenecek prim tutarının belli edilmiş olması

şartlarıyla, ücretin vergi matrahının teyininde her bir kişi için ayrıca fatura veya makbuz aranmaksızın, indirim konusu yapılabilecektir.

2- Çalışanlar Adına İşverence Yatırılan Şahıs Sigorta Primlerinin Ücretliler Açısından Değerlendirilmesi

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 61. maddesine göre, hizmet erbabı adına işveren tarafından ödenen sigorta primleri, (grup, sağlık ve can sigortası primleri gibi) ücretliye sağlanan bir menfaat niteliğinde olduğundan, ücret olarak kabul edilmesi gerekir. Ancak, ücret olarak kabul edilen, brüt ücrete ilave edilecek söz konusu primler, aylık ücretin %5'ini aşmayan kısmı, ücretin safi tutarının tespitinde gayrisafi ücret tutarından indirilmesi gerekecektir.



ÜCRETLİLER ADINA İŞVERENCE YATIRILAN ŞAHIS SİGORTA PRİMLERİNİN İŞLETME AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

Gelir Vergisi Kanunu'nun (GVK) 40. maddesinin 1 numaralı bendinde, "Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel gelirler..."in safi kazancın tespit edilmesinde, ticari kazançtan indirileceği hükme bağlanmıştır. Genel giderler içerisinde personele yapılan ve ücret kapsamına giren ödemelerde yer almaktadır.

Bu çerçevede, hizmet erbabı adına işveren tarafından ödenen sigorta primleri, (grup, sağlık ve can sigortası primleri gibi) ücret olarak kabul edildiğine göre, GVK'nın 40. maddesinin 1 numaralı bendi uyarınca, ticari kazancın safi tutarının tespitinde, genel gider olarak dikkate alınması gerekir.

Bu durumda, işverenlerin ücretliler adına ödedikleri şahıs sigorta primleri, gerek ücretliler açısından vergi yönünde bir yük getirmemekte aksine avantaj sağlamaktadır.



BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMLERİNDE ÖDENEN KATKI PAYLARININ GİDER OLARAK İNDİRİLMESİ

Bireysel emeklilik sistemi için ödenen katkı paylarının, ücretin safi tutarının tespiti için gider olarak indirilmesine usul ve esaslar ile şahıs sigorta poliçeleri için ödenen primlerin gider olarak indirilmesine ilişkin usul ve esaslar aynı olması nedeniyle, ayrıca burada değinilmemiştir. Ancak şahıs sigorta primlerinde indirim oranı brüt ücretin %5'i iken, bu oran bireysel emeklilik sisteminde ödenen katkı payında %10'dur.

Ayrıca, GVK'nın 4697 sayılı Kanun'la 40. maddesine ilave edilen 9 numaralı bent ile, işverenler tarafından, ücretliler adına ödenen katkı payları, belirtilen sınırlama kapsamında ticari kazancından tespitinde gider olarak indirilebilmesine imkan tanınmış ise de, şahıs sigorta poliçeleri için ödenen primler de, yukarıda açıklandığı şekilde, GVK'nın 40. maddesinin 1 numaralı bendine göre gider olarak indirlebilecektir."