17 Mart 2011 Perşembe

Mali Müşavirler ve İşletme Sahiplerine Uyarı

Mali Müşavirler ve İşletme Sahiplerine Uyarı 17.03.2011

Eski Gelir İdaresi Başkanı Osman Arıoğlu, Torba Yasa ile yürürlüğe giren kasa ve cari hesapların düzeltilmesi konusunda mali müşavirler ve işletme sahiplerini uyardı.



Arıoğlu, "İş dünyasının öteden beri istediği bir düzenleme var. Torba yasayla bu da getirildi. Kasa ve cari hesapların düzeltilmesi konusu. Bu değerlendirmeli ancak mali müşavirler ya da işlekme sahipleri pasife borç koyalım aktife de ortağı alacaklandıralım, kasayı şişirelim gibi bir düşünce sonunda üzücü sonuçlara yol açabilir." dedi.



Adana Ticaret Odası (ATO) ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Meslekte Birlik Derneği tarafından düzenlenen kamu alacaklarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin kanunla ilgili bilgilendirme toplantısında konuşan Osman Arıoğlu, mali müşavirler ve işletme sahiplerini uyardı.

Arıoğlu, "Yasada vergi tarafında bir hüküm var. Kasa ve cari hesapların düzeltilmesi. İş dünyasının öteden beri en çok sıkıntısı. 2003'te bunu yapmamıştık. Böyle bir düzenlemenin yasa içinde çıkması güzel oldu. Bilançoları düzeltme imkanı getirildi. Herkes bunu değerlendirmeli. Aman gelecek yılların karını yüzde 3'le dağıtacağız diye hiç bir mali müşavir ve işletme sahibi böyle bir yola girmesin. İdare mutlaka bunlara bakacaktır. Bilançoları sizlerden elektronik ortamda isteniyor. Bu bilançolar kontrolden geçecektir. Bunu kullanırken pasife borç koyalım aktife de ortağı alacaklandıralım kasayı şişirelim gibi bir düşünce sonunda üzücü sonuçlara yol açabilir." dedi.



Kanunun genel itibariyle büyük avantaj sağladığına dikkat çeken Arıoğlu, "Böyle bir yasa Türkiye'de 3-5 yılda bir çıkardı şimdi 7 yıl sonra çıkarılmış oldu. Geçmişte vergi barışı yapılmayacak demiştik. Normal dönemlerde bu yasalar yapılmaz. Yüksek enflasyon ve ekonomik dalgalanma nedeniyle bu tür kararlar alınır. 2003'te yapılan düzenleme 2001'deki kriz sonrası yapıldı. 2008 sonunda başlayan ve Türkiye'yi de etkileyen dünya krizi ile karşılaşıldı. Bu ortamlarda ülkedeki durumu topyekun iyileştirmek gerekiyordu. Böyle yasalar vergisini düzenli ödememiş olanlara avantaj sağlar. Aslında yapılmamalıdır ancak dünyadaki ekonomik kriz ve sıkıntılar nedeniyle kaçınılmaz hale geliyor. En gelişmiş ülkeler bile ekonomilerini tekrar toparlamak için para basma dahil bir yığın yönteme başvurdu." şeklinde konuştu.



KONTROLLER SIKLAŞACAK



Herkesin geleceğe bakması için böyle düzenlemeye ihtiyaç olduğunu da vurgulayan Arıoğlu, "Bu düzenleme sonrası hem maliye hem de SGK tarafından mutlaka sıkı kontroller yapılacaktır. Özellikle maliye tarafından bol miktarda yeni denetim elemanı alımı yapılıyor. Bunu tehdit olarak algılamayın." dedi. Alınacak önlemlerle yüzde yüz kayıt dışını sıfırlamanın dünyanın hiçbir ülkesinde olmadığını vurgulayan Osman Arıoğlu, "Kayıt dışılığın son bulması için belli alışkanlıkların sonlandırılması da bir nesil değişmesi gerekiyor. Denetim elamanı almak ve bilgi işlem sistemini geliştirmekle kayıt dışı sıfırlamak mümkün olmuyor. Belli ölçüde bu tedbirler etki doğuruyor. İnceleme katsayısı arttığı müddetçe daha çok çevrenizde serzenişler de artıyor. Herkes belli bir kayıtlı sistemin içerisine dönmesi lazım." ifadesini kullandı.

ATO'nun yeni Başkanı Ali Gizer ise Torba Yasanın hayata geçirilmesinin toplumsal barışın sağlanmasına da önemli katkıları olacağını vurguladı.



SÜRE UZATILIR DİYE BEKLEMEYİN



Gizer, "Çünkü bu yasa, vatandaşların kamu kurum ve kuruluşlarına olan mevcut borçlarının sadece anaparasının ödenmesini öngörürken, faizlerini ise tamamen affettiğinden, zaman içerisinde ödenemeyecek boyutlara ulaşan kamu alacaklarının tahsiline imkan tanımaktadır. Devletin vatandaşı ile barışması bakımından da son derece önemli olan bu yasa, sağladığı avantajlarla her kesimin beklentilerine seslenebilmektedir. Özellikle kriz dönemlerinde ayakta durabilmek ve çalışanını çıkarmamak uğruna devlete ödemesi gereken vergi, sosyal güvenlik kurumu primi gibi sabit borçlarından dolayı çıkmaza giren iş dünyası, bu yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte önemli bir kamburdan kurtulma aşamasına gelmiştir. Çünkü mevcut borçlar, işadamlarımızın ufkunu kısıtlayarak önünü göremez hale getirmişti. Yasanın iş dünyasının beklentilerini de karşılayacak şekilde hayata geçirilmesine katkı sağlayan hükümetimize ve TBMM'nin üyelerine teşekkür etmek istiyorum." diye konuştu.



Adana Vergi Dairesi Başkanı Serdar Aksoy da yasanın yürürlüğe girmeden yasanın toplumun her kesimine duyurmak için çalışmalar yaptıklarını belirterek danışma masaları oluşturduklarını söyledi. Aksoy, yasadan yararlanmak isteyenlere süre uzatılır diye 'son güne bırakılmaması' konusunda çağrıda bulundu.



Adana Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Meslekte Birlik Derneği Başkanı Bayram Deliosmanoğlu, dernek olarak mesleki gelişim için çeşitli etkinlikler düzenlediklerini vurguladı. Deliosmanoğlu, "Mesleğimizi bugünlere getirenlere teşekkür ediyoruz. Gelişime ve değişime açık bir şekilde farklı kurumlarla ortaklaşa etkinliklere imza atmayı sürdüreceğiz. Katılımlarından dolayı meslektaşlarımıza ve kamu kurum ve kuruluş temsilcilerine teşekkür ediyorum." şeklinde konuştu.

Toplantıya Adana Sanayi Odası Başkanı Sadi Sürenkök, SGK İl Müdürü Muhammet Gerçek'in yanı sıra çok sayıda davetli katıldı.

Kaynak: Aktif Haber



Yeni Türk Ticaret Kanunu'na Hazır Mısınız?

Yeni TTK’nın getirdiği yükümlülüklere, “yasaya uyum süreci” nin ötesinde, kurumsallaşma ve yapısal dönüşüm fırsatı yaklaşımıyla bakan şirketler, rekabet avantajı yaratarak günümüzün dinamik ve global ticari hayatında sürdürülebilir bir büyüme ve karlılık sağlayacaktır.

Yeni Türk Ticaret Kanunu (Yeni TTK), 1957 tarihinden bu yana uygulanmakta olan mevcut kanun ile karşılaştırmalı olarak getirdiği radikal değişikler ile birlikte Türk şirketlerinin ajandasında önemli bir yer tutacaktır. Peki, bu köklü değişime hazır mısınız? Şirketiniz Yeni TTK’ya ilişkin herhangi bir hazırlık inisiyatifi şu ana kadar aldı mı?

Gözlemlerimiz büyük ölçekli şirketlerin belli ölçülerde değişikliklerin etkilerini değerlendirmeye başladıklarını, hatta eğitim programlarına başladıklarını göstermekte. Ancak küçük ve orta ölçekli şirketlerin bu noktada kayda değer bir hazırlık sürecinde olmadığını görmekteyiz. Yeni TTK’nın söz konusu değişiklikleri sadece büyük şirketlere özgülememesi, küçük ve orta ölçekli şirketlerinde ivedilikle hazırlık sürecini değerlendirmeye başlaması gerektiğini ortaya koymaktadır.

Yeni Türk Ticaret Kanunu ’nun getirdiği gereklilikleri karşılamanın, sadece kanunlara ve düzenlemelere uyum konusundan çok daha geniş bir kavram olması gerektiği düşünmektedir. Şirketler bu değişim rüzgarını, günümüzün rekabetçi ortamında kendilerini rakiplerinden ayıran özellikleri ortaya çıkarma konusunda bir fırsat olarak görmelidir.

Yeni TTK’nın şirketler üzerindeki etkisi beklenenden çok daha geniş ve köklü olacaktır. Değişimin etkisi mali işler birimi dışında insan kaynakları, bilgi işlem, işletmenin faaliyetleri, menfaat sahipleri ile iletişim gibi birçok fonksiyon ve konuyu etkileyecektir. Aynı zamanda bu değişim, şirketlerin halihazırda aldıkları bir çok inisiyatife farklı açılımlar getirebilecek ve yeni fırsatlar yaratabilecektir (ERP sistemlerinin uygulanması, birleşme ve satın almalar, uluslararası faaliyetlere girilmesi gibi).

Yeni TTK’nın işletmenin performans yönetimi yetkinliğinde önemli bir etkisi olacaktır. Yönetim kurulu ve üst düzey yöneticiler, değişimi yönetebilmek adına süreçler ve teknolojiye ilişkin önemli yatırımlar yapacaktır. Yönetim kurulunun ve yönetimin etkin bir şekilde yapılandırılması, yönetim raporlaması, yeni muhasebe sisteminin ve denetim mekanizmasının yönetilmesi (iç ve dış denetim), finansal planlama ve bütçeleme gibi konular, değişimin iyi bir şekilde yönetilebilmesi için gerekli olduğunu düşündüğümüz yetkinliklerdir.

Yeni TTK, şirketlere yapısal dönüşüm fırsatı sunacak – ki bu dönüşüme kurumsallaşma da diyebiliriz - ve bu yapısal dönüşüm ile kanuna uyumun ötesinde şirketlere iktisadi faydalar sağlayacaktır, kanunun getirdiği radikal değişiklikleri - özellikle “sistemlerin”, “süreçlerin” ve “mali işler fonksiyonunun” yapısal dönüşümü adına - bir fırsat olarak görülmesi gerektiğini düşünmektedir.