20 Mayıs 2008 Salı

SSK ve Bağ-Kur prim borçlularına ödeme kolaylığı geldi….


SSK ve Bağ-Kur prim borçlularına ödeme kolaylığı geldi….
Posta Gazetesi 18.05.2008

Gerek yurt içi gerekse yurtdışı gelişmeklerden olumsuz etkilenen işverenlerin ve sigortaların, prim borçlarını ödeyemediğini görüyoruz. İki üç yılda bir değişik adlarda ödeme kolaylıkları getirilmesine rağmen, prim borçları bir türlü sağlıklı bir şekilde tahsil edilemiyor. Nitekim; son olarak 2006 da, 5458 sayılı yasa ile yeniden yapılandırma adı altında getirilen düzenleme ile, 60 aya kadar taksite bağlanan ve belli şartlarda gecikme faizi ve gecikme zammının bir kısmından vazgeçilen SSK ve Bağ-Kur prim alacakları, bugün yine had safhaya ulaşmış bulunuyor. Yaklaşık 12 milyar YTL SSK prim alacağı, 33 milyar YTL de Bağ-Kur prim alacağı bulunmaktadır. Geçtiğimiz yıl sosyal güvenlik kurumlarının yaklaşık 25 milyar YTL açık verdiği göz önüne alınırsa, kurumların iki yıllık açığı kadar da tahsil edemediği alacağı olduğu gerçeği çıkıyor ortaya.
Borç batağında olan bir ülkede, sadece sosyal güvenlik kurumlarının bu tutardaki alacağı; ciddi bir çelişki oluşturduğu gibi, sistemin de bu yönüyle sorgulanması gereğinin de gözler önüne seriyor. Primlerin neden ödenmediğinin veya ödenemediğinin sebebinin bulunup, bu sebep ortadan kaldırılmadığı için, periyodik olarak, ödeme kolaylıkları getirilmek zorunda kalınıyor. Son olarak 5458 sayılı yasa ile 2006 yılında yapılandırılan SSK ve Bağ-Kur prim borçları için, TBMM sinin 15 Mayıs 2008 tarihli oturumunda kabul edilen 5763 sayılı yasa ile, yeni bir ödeme kolaylığı getirildi. Yeni getirilen ödeme kolaylığına ilişkin düzenleme özetle şu şekilde; Mart 2008 ve önceki dönemlere ait olup, başvuru tarihine kadar ödenmemiş olan,- SSK prim borçları, gecikme zammı ve gecikme faizleri,
- İşsizlik sigortası prim borçları,
- İdari para cezaları,
- Sosyal yardım zammı,
- 31 Mart 2008 tarihine kadar bitirilmiş olan özel bina inşaatı ile, ihale konusu işlerden yeterli işçilik bildirmediği anlaşılanların fark işçiliğe ilişkin borçları,
- Mayıs 2003 ile Mart 2008 dönemi arasında isteğe bağlı sigortalılığın devam ettiği süredeki prim borçları,
-Topluluk sigortasına tabi olanların, Mart 2008 döneminden önceki prim borçları,
- 31 Mart 2008 tarihine kadar olan Bağ-Kur prim borçları ve Sosyal Güvenlik Destek Prim borçları,
-31 Mart 2008 tarihine kadar olan Tarım Bağ-Kuru prim borçları,
Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki ay içinde yazılı başvuru yapılması halinde, peşin veya 24 aya kadar taksitle ödenmesi halinde, gecikme cezası ve gecikme zammının bir bölümünden vazgeçilecek.
Başvuru tarihinden itibaren prim aslı ile;
- Başvurun yapıldığı ayın sonuna kadar hesaplanacak Gecikme cezası ve gecikme zammının yüzde 15 inin, başvuru tarihini takip eden ay içinde ödenmesi halinde, gecikme cezası ve gecikme zammının yüzde 85 i,
- Gecikme cezası ve gecikme zammının yüzde 45 inin 12 ay taksitlendirilerek ödenmesi halinde, gecikme cezası ve gecikme zammının yüzde 55 i,
- Gecikme cezası ve gecikme zammının yüzde 30 unun 12 ayı aşan taksitlendirme ile ödenmesi hallinde ise, gecikme cezası ve zammının yüzde 30 u,
terkin edilecek. Yani silinecek. Borçlu borcunun silinen kısmından kurtulacak.

Taksitlerini ödeyemediğinden 2006 daki yapılandırması bozulanların durumu
Yeni yasa; SSK ve Bağ-Kur Prim borcu olanlara getirdiği ödeme kolaylığı yanında, 2006 yılında 5458 sayılı yasa kapsamında getirilen ödeme kolaylığından yararlanarak, prim borçlarını, borç tutarına bağlı olarak 60 aya kadar taksitlendiren, ancak; taksitlerini öngörülen sürelerde ödeyemediğinden, yeniden yapılandırması bozulanlara da yeni bir imkan sağlıyor. Hatta bir değil iki imkan sağlıyor.
1) 2006 yılında prim borçlarını yeniden yapılandırarak taksite bağlatan, ancak taksitlerini ödeyemediğinden, yapılandırması bozulanlar, ödeyemediği veya eksik ödediği taksitlerini, ödeyecekleri tarihe kadar geciken her ay için ayrı ayrı Hazine Müsteşarlığınca açıklanacak bir önceki aya ait YTL cinsinden iskontolu ihraç edilen Devlet İç borçlanma senetlerinin aylık ortalama faiz oranına 1 puan eklenmek suretiyle bulunacak faiz oranının, bileşik bazda uygulanması sonucunda hesaplanacak faiziyle birlikte borç aslının, başvuru tarihinden itibaren altı ay içinde ödenmesi halinde, yeniden yapılandırmadan yararlanmaya devam edecekler. Başka bir ifadeyle taksit ödemediği için yapılandırma hakkını kaybedenler, geçmiş taksitlerini 6 ay içinde ödemek şartıyla tekrar yapılandırma hakkı kazanacak ve 2006 daki taksitlendirmedeki, taksitlerini vadelerinde ödeyerek borçlarından kurtulacaklar. Örneğin; 30 bin YTL Bağ-Kur prim Borcumu Mayıs 2006 ayında, aylık 500 YTL olmak üzere ,60 ay taksite bağlatan ve bugüne kadar 18 taksit ödemesine rağmen üst üste 6 taksitini ödeyemediğinden dolayı yapılandırması bozulan ve taksit hakkını kaybeden Ahmet bey; yeni yasayla sağlanan imkandan yararlanarak ödeyemediği 6 taksit tutarı olan 3.000 YTL yi hesaplanacak gecikme faiziyle birlikte, 6 ay içinde ödemesi halinde, tekrar yapılandırma hakkı kazanacak ve kalan 36 taksitini vadesinde ödeyerek borcundan kurtulacaktır.
2) 2006 yılında prim borçlarını yeniden yapılandırarak taksite bağlatan, ancak taksitlerini ödeyemediğinden, yapılandırması bozulanlar, isterlerse yeni yasa kapsamında, yeniden yapılandırma talebinde bulunabilecekler. Bu takdirde, bozulan 2006 yapılandırmasında ödenen taksit tutarları, prim borcuna mahsup edilecek ve kalan prim borcu ve işletilen faizler dikkate alınarak, yeni yasa kapsamında peşin veya 24 aya kadar taksitle ödeme imkanı sağlanacak ve tercih ettiği ödeme usulüne göre de, gecikme cezası ve gecikme zammı öngörülen oranda silinecektir. Örneğin; 2006 yılındaki yapılandırmadan yararlanarak SSK prim borcunu 36 ay taksite bağlatan ve 10 taksit ödedikten sonra taksitlerini ödeyemediğinden dolayı yapılandırması bozulan Ahmet bey, yeni yasa kapsamında taksitlendirme talebinde bulunarak borcunu peşin öderse, gecikme zammının yüzde 85 i, 12 ay taksitle öderse yüzde 55 i, 24 ay taksitle öderse yüzde 30 u silinecektir.
2006 yılı yapılandırması bozulan prim borçluları, yeni yasa kapsamında yeniden yapılandırma ile, ödemediği veya eksik ödediği taksit tutarlarını faiziyle birlikte 6 ay içinde ödeyerek, tekrar eski yapılandırma hakkı kazanmanın hangisi avantajlı ise onu tercih etmesi gerekir.

Yapılandırma Af Kanunu değildir
Prim borçlarını ödeyemeyenlerin bu fırsatı değerlendirmesinde fayda var. Çünkü, bu tür düzenlemelerin bir daha yapılmayacağı geçmişte IMF e taahhüt edilmişti. Ayrıca, adı ister ödeme kolaylığı, ister yeniden yapılandırma, isterse başka bir şey olsun, bu tür düzenlemeler toplumda af kanunu olarak algılanmakta ve en azından toplumun belli bir kesiminden tepki görmektedir. Gerçektende, gerek ahlaki, gerekse yarattığı haksız rekabet açından düzenlemelere karşı çıkanların haklı olduklarına hiç kuşku yok. Ancak; bir de inkar edilemez ülke gerçeği var ortada. O veya bu nedenden dolayı primlerini ödeyemeyen binlerce ülke insanı. Her işte, her ortamda ve her olayda olduğu gibi, bu insanlar arasında da mutlaka, art niyetli kişilerde vardır. Ödeme gücü olduğu halde primlerini ödemeyenler gibi. Ödeyeceği primi daha rantabl işte değerlendirerek karlı çıkmak gibi. Veya hiç prim ödemeden ortadan sıvışmak gibi. Yeni bir af, yeni bir yapılandırma beklemek gibi. Ancak, bu kişiler azınlıktadır. Hırsızların, sahtekarların, soyguncuların, düzenbazların vb.lerin azınlıkta olduğu gibi. Kötü örnek alınamayacağı gibi, azınlıktaki bir kesimde baz alınarak düzenleme yapmak, çoğunluğa, dolayısıyla topluma ve ülkeye zarar verme gibi bir sonuç da doğurabilir. Gerçekten de, borcunu ödeyemeyenlere yardımcı olmayarak onları kaybetmenin ülkeye kazandıracağı hiçbir şey yoktur. Başta sosyal barışın bozulması gibi ereceği pek çok zarar olduğuna da hiç kuşku yoktur. Çünkü; prim borcunu ödeyemeyenler, kayıt altıda iyi niyetli kişiler. Kötü niyetli olsalar, kayıt altına girerek, kendi elleriyle ödeyemeyeceği primleri tahakkuk ettirmezlerdi. Hem de dışarıda herkesin gözü önünde binlerce kayıt dışında çalışan ve çalıştıranların olduğu ortamda. Onun için prim borcunu süresi içinde ödeyebilenler, ödeme güçleri açısından kendilerini şanslı görmeleri ve kendileri kadar şanslı olmayan prim borcunu ödemeyenlere yardımcı olan düzenlemelere karşı çıkmamaları gerekir.
Ayrıca düzenleme bir af kanunu değildir. Ortada silinen kaldırılan, terkin edilen prim aslı yoktur. Belli şartlarda silinen, yüksek oranlarıyla her zaman tartışma konusu olan gecikme cezası ve gecikme zammı vardır. Düzenleme ile aslında Devlet tahsil kabiliyeti kalmayan alacaklarını tahsil edilebilir hale getirerek, çok akıllıca bir iş yapmaktadır. Bu yönüyle düzenleme prim borçlusundan daha çok devlete yaramaktadır.