30 Mayıs 2008 Cuma

TRANSFER FİYATLANDIRMASI HAKKINDA AÇIKLAMALAR - 1


TRANSFER FİYATLANDIRMASI HAKKINDA AÇIKLAMALAR - 1
Tarih: 08.04.2008
1. Kapsam;
Türkiye’deki tam mükellef (TC uyrugunda, merkezi Türkiye’ de olan) ve dar mükellef (merkezi
Türkiye’ de olmayan) gerçek kisi ve kurumların tamamı bu düzenlemenin kapsamı içindedir.
Düzenlemenin kapsamına, sadece iliskili kisilerle olan islemler girmekte olup, iliskili kisilerle yurt
dısında yapılan islemler de düzenleme kapsamındadır.
2. Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dagıtımı;
Mükelleflerin iliskili kisilerle olan alım, satım,insaat, kiralama, ödünç para alınması ve verilmesi,
ikramiye, ücret ve benzeri islemlerde emsale uygun fiyatla islem yapmaları gerekmektedir.
Emsallere uygun fiyatın uygulanmaması nedeniyle ortaya çıkan fark, transfer fiyatlandırması
yoluyla aktarılan (dagıtılan) kazanç kabul edilecek ve bu tutar kazancı
aktaran(dagıtan)nezdinde kanunen kabul edilmeyen gider sayılarak vergi matrahına
eklenecektir.
3. _liskili Kisi;
Kurumlar vergisi uygulaması bakımından iliskili kisi;
- Kurumların Kendi Ortaklarını,
- Kurumların (veya ortaklarının) ilgili bulundugu gerçek kisi ve kurumları,
- Kurumların (veya ortaklarının) idaresi, denetimi veya sermayesi bakımından dogrudan
veya dolaylı olarak baglı bulundugu (yada nüfusu altında bulundurdugu) gerçek kisi veya
kurumlar,
- Ortakların Esleri, (yasal evlilik bagı olanlar kastedilmektedir)
- Ortakların veya Eslerinin Üstsoy ve Altsoyu, Üçüncü Derece Dahil Yansoy Hısımları ve
Kayın Hısımları,
Gelir Vergisi Uygulaması Bakımından _liskili Kisi;
Tesebbüs sahibinin;
- Esi,
- Kendisinin (ve esinin) üst soy ve alt soy’u
- Kendisinin (ve esinin) 3.derece dahil yansoy ve kayın hısımları,
- Dogrudan ve dolaylı ortagı oldugu sirketler,
- Bu sirketlerin ortakları,
- Bu sirketlerin denetimi, kontrolü ve sermayesi bakımından kontrolü altında bulunan diger
sirketler,
_liskili kisi sayılmaktadır.
Tesebbüs sahibinin bir sirkete ortaklıgı söz konusu oldugunda, ortaklık oranının iliskili kisi
sayılmada önemi yoktur.
Ayrıca, yukarıda sayılanların birbirleri ile olan alım veya satım islemleri de iliskili islem olarak kabul
edilecektir.
4-Emsallere Uygunluk _lkesi
Emsallere uygunluk ilkesi, iliskili kisilerle yapılan mal veya hizmet alım ya da satımında uygulanan
fiyat veya bedelin, aralarında böyle bir iliskinin bulunmaması durumunda uygulanacak fiyat veya
bedele uygun olmasıdır. Buna göre, (A) ile ( B) firmaları birbiri ile iliskili kisi kapsamındadır. (C )
firması ise her ikisi ile de iliskili kisi konumunda degildir. (A ) firması, iliskili (B ) ‘ye ve iliskisiz (C )’
ye aynı tip bilgisayar satmaktadır. (A )’ nın aralarında herhangi bir iliskinin olmadıgı (C ) firmasına
uyguladıgı satıs fiyatı, (A )’nın iliskili (B )’ye uygulayacagı emsallere uygun fiyat olacaktır.
Emsallere uygun fiyat veya bedele ulasmak için öncelikle iç emsal kullanılacak, bu sekilde
kullanılacak fiyat veya bedelin bulunmaması ya da güvenilir olmaması halinde dıs emsal
karsılastırmada esas alınacaktır.
Bu ilkenin uygulanabilmesi, iliskili kisiler arasındaki islemlerle iliskisiz kisiler arasındaki islemlerin
karsılastırılabilir olmasına dayanmaktadır.
4.1- Karsılastırılabilirlik Analizi
Emsal alınacak fiyatın tespiti için öncelikle karsılastırılabilirlik analizini yapılması gerekir.
Karsılastırılabilirlik analizi; 7liskili kisiler arasındaki islemin kosullarıyla, iliskisiz kisiler arasındaki
benzer nitelikteki islemin kosullarının karsılastırılmasıdır. Karsılastırılan durumlar arasında
farklılıklar varsa, bu farklılıkların giderilmesi için uygun düzeltimlerin yapılması gerekir.
7liskisiz kisiler arasında gerçeklesen islem (2003 model ford fiesta oto satısı) ile iliskili kisiler
arasında gerçeklesecek islemin (2003 model ford fiesta oto satısı) karsılastırılabilmesi için, her iki
islemin kosullarının bir biri ile aynı olması veya farklar varsa bunların düzeltimler ile ortadan
kaldırılabiliyor olması gerekir. Örnekte ki her iki islemde de aynı model ve marka aracın satısı söz
konusu olmasına ragmen, iliskisiz kisiler arasında satılan araç 40.000 km’ de, digeri 220.000 km’de
ise aralarında malın niteliginden kaynaklanan önemli bir fark olup, bu farkın hesaplanması mümkün
degilse, islemin kosullarının aynı olmadıgı gerekçesiyle bu iki islem karsılastırılamayacak ve
emsallere uygun fiyat olarak kullanılamayacaktır. Bu analiz, asagıdaki hususların karsılastırılması ile
yerine getirilecektir.

Asagıda, G.Tebligde verilen örnekler yer almakta olup, örnegin sonuna daha iyi anlasılmasına
yönelik olarak tarafımızca (MG) rümuzu ile açıklamalar eklenmistir.
Örnek 1:
Tam mükellef (B) Kurumu, Türkiye'deki iliskili sirketi (C)'ye ve iliskili olmayan (D) ve (E)
sirketlerine pamuk satmaktadır. 7liskili sirkete yapılan satıslarda ürünün tasıma masrafları (B)
Kurumunca karsılanmakta iken, iliskili olmayan sirketler söz konusu ürünü dogrudan (B)
Kurumundan almaktadır. Kontrol altındaki ve kontrol dısı islemler arasında baska bir farklılık tespit
edilememistir. (B) Kurumunun iliskili sirketi (C)'ye uygulayacagı emsallere uygun fiyat, kontrol
altındaki islemler ile kontrol dısı islemler arasındaki maddi farklılıgın düzeltimi yapıldıktan sonra
tespit edilecektir. (MG. örnek, islev analizi ile ilgili olarak verilmistir. 7liskili kuruma karsı nakliye
islevi yerine getirildiginden, bu isleve iliskin tutar, iliskisiz kisilere uygulanan fiyata ilave edilerek
iliskili (C)’ ye uygulanacak fiyat tespit edilmelidir.
Örnek 2 :
7ki dagıtıcı sirket, aynı marka altında aynı piyasada aynı ürünü satmaktadır. Dagıtıcı (A) firması
sattıgı mal için bir yıl garanti verirken, (B) firması herhangi bir garanti vermemektedir. Bununla
birlikte dagıtıcı (A) firması, fiyatlandırma stratejisinin bir parçası olarak garanti hizmetinin
maliyetini satıs fiyatına dahil etmemekte ancak söz konusu malı daha yüksek bir fiyattan
satmaktadır. Dolayısıyla, dagıtıcı (A) firması kayıtlarına göre satılan mal maliyetini daha düsük
tespit etmis oldugundan ve söz konusu malı daha yüksek bir fiyattan sattıgından (B) firmasına göre
brüt kâr marjı daha yüksek olmaktadır. (A) ve (B) firmalarının brüt kâr marjları, söz konusu
farklılıgı dikkate alan bir düzeltme yapılmadıgı sürece karsılastırılabilir nitelikte
bulunmamaktadır.(MG. 7slev analizi kapsamında, garanti hizmeti islevi olarak degerlendirilmelidir.
(A) firmasının fiyatında garanti islevinden kaynaklanan farkın indirilmesinden sonra emsal olarak
dikkate alınması mümkündür.)
Örnek 3:
Tam mükellef (B) Kurumu tarafından aynı niteliklere sahip bir malın iliskili kisilere vadeli, iliskisiz
kisilere pesin olarak satıldıgı durumda, ödeme kosullarındaki bu farklılık dikkate alınarak yapılacak
düzeltim sonucu iki islemin karsılastırılabilir hale getirilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, emsallere
uygun fiyata ulasmak mümkün olmayacaktır. (MG. Bu örnekte islev analizi ile ilgilidir. Finansman-
Kredi islevi)
Örnek 4:
Türkiye'de insaat sektöründe faaliyette bulunan tam mükellef (A) Kurumunun, dolaylı olarak ortagı
oldugu (B) Kurumuna ait çimento fabrikasından yaptıgı alımlarda bir torba çimentonun fiyatı 200
YTL'dir. Yapılan incelemeler sonucu, bir torba çimentonun (B) Kurumu tarafından iliskisiz kisilere
240 YTL'ye satıldıgı tespit edilmistir. Dolayısıyla, karsılastırılabilirlik analizi sonucu gerekli
düzeltimlerin yapılması sartıyla, iliskili kisiler arasındaki islemde emsallere uygun fiyatın tespit
edilmesi gerekmektedir. (MG. Örnekte, islev farklılıgını gösteren bir farklılık belirtilmemistir. Bu
nedenle, örnek karsılastırılabilirlik analizinden ziyade, karsılastırılabilir fiyat yöntemine uygunluk
göstermektedir.)
4.2- Emsal Fiyat Aralıgı
Emsal fiyat aralıgı, aynı yöntemin farklı karsılastırılabilir kontrol dısı islem verilerine
uygulanmasından veya aynı verilere farklı transfer fiyatlandırması yöntemlerinin uygulanmasından
elde edilen degisik emsal fiyatların olusturdugu bir fiyat dizisidir. Mükellef bu sonuç aralıgı
içerisinde aritmetik ortalama, mod, medyan veya baska bir ölçüden en makul olanını kullanmak
suretiyle bir tutar belirleyebilecektir. Ancak, fiyat dizisi içersindeki fiyatların birbirinden büyük
ölçüde farklı olması halinde, bu diziyi esas alarak fiyat tespit etmek yerine, yapılan islemlerin tekrar
gözden geçirilmesi gerekir. Dizideki fiyatların birbirinden büyük ölçüde farklı olması hali ile ilgili
olarak, 10, 40,75,100 fiyatları verilmistir.

TRANSFER FİYATLANDIRMASI “FORM EK:2” DÜZENLENMESİ


TRANSFER FİYATLANDIRMASI “FORM EK:2” DÜZENLENMESİ
Tarih: 11.04.2008
Kurumlar vergisi mükelleflerince en son 25 Nisan günü verilmesi gereken kurumlar vergisi beyannamesi ile birlikte, bu yıl ilk defa “ Transfer Fiyatlandırması, Kontrol edilen yabancı kurum kazancı ve Örtülü Sermayeye ilişkin Form EK: 2” ile “yabancı para pozisyonuna ilişkin bilgiler tablosu” doldurularak e.beyanname ile birlikte gönderilecektir.
Formların doldurulmasına ilişkin Bakanlıkça bugüne kadar herhangi bir açıklama yapılmamıştır. Ayrıca bu formların bir beyanname çalışması kapsamında doğru olarak doldurulması da mümkün değildir. Bunun için kurumların bir transfer fiyatlandırma politikasının olması ve yıl içerisindeki işlemlerinin bu politika doğrultusunda gerçekleştirilmesi gerekir. Maalesef Maliye Bakanlığı mükelleflere bu imkanı 2007 yılı için vermemiştir. Buna rağmen mükelleflerin beyannamelerini gönderecekleri esnada problem yaşamamaları için bugünden çalışma yapmaları faydalı olacaktır.( Öncelikle kurumlar vergisi e.beyannamesi yeni sürümünün internet ortamında güncellenmesi gerekir.)
TRANSFER FİYATLANDIRMASINA İLİŞKİN FORMUN DOLDURULMASI HAKKINDA AÇIKLAMALAR.
(EK 2)
Formu kimlerin dolduracağı hakkında; Bu form ilişkili kişilerle işlemi bulunan bütün kurumlar vergisi mükelleflerince dolduracak ve e.beyanname ekinde gönderecektir. İlişkili kişiler ile işlemi olmayan kurumlar vergisi mükelleflerince form doldurulmayacaktır.
İlişkili kişiler hakkında açıklama; Şirketlerin ortakları, ortakların eş, çocuk ve ana babaları, kayın hısımları, nüfusu altında bulundurduğu kişiler ve benzerleridir. Maliye Bakanlığı 1 sayılı tebliğde bu konunun çerçevesini çok geniş olarak belirlemiş olup, uygulayıcıların işlemlerinin bu kapsamda olup olmadığı hususuna dikkat etmelidirler.
“İlişkili kişi ile yapılan İşlemler” ifadesi ile ne anlatılmak istendiği; Şirketlerin yukarıda sayılan ilişkili kişiler ile yaptıkları alım, satım, hizmet, imalat ve inşaat, kiralama ve kiraya verme, ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren her türlü işlemi, ilişkili kişi ile yapılmış işlem sayılmakta olup, bu tür işlemi olanlar yukarıda bahsedilen EK 2 formunu doldurmak zorundadırlar.
Kuruma ilişkin Genel Bilgiler Tablosu;
Formun ilk tablosu formu dolduracak kuruma ait bilgilerden oluşmakta olup, doldurulması son derece basittir.
Transfer Fiyatlandırması Kapsamındaki İlişkili Kişilere İlişkin Bilgiler Tablosu;
Bu tabloya yurt içi ve yurt dışında bulunan ilişkili kişi ve kurumların ad veya ünvanları ile vergi kimlik numaraları yazılacaktır. Yurt dışı ilişkili kişinin ayrıca bulunduğu Ülke yazılmalıdır.

Formda yer alan alım satım tutarlarının KDV’yi kapsayıp kapsamayacağı hak;
Her ne kadar tebliğde bu konuda bir açıklama yapılmamış da olsa, formdaki işlemlerin defter ve belgeler ile uygunluğu ve transfer fiyatlandırmasındaki emsal bedel kavramı dikkate alındığında bu formun kdv hariç tutarlar ile düzenlenmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
İlişkili Kişilerle Gerçekleştirilen Transfer Fiyatlandırmasına İlişkin İşlemler Tablosu;
Bu tablo 5 bölümden oluşmakta olup, her bölüme ayrıca işlemin nev’ine göre satırlar açılmıştır. Örneğin, bir firma üretimde kullanmak üzere satın aldığı hammaddenin bir kısmını ilişkili bir firmaya satması durumunda, bunu tabloda hammadde satışı olarak gösterecektir. Eğer satışı yapan açısından mamul mal olsaydı, bu satışı mamul satırında gösterecek, ilişkili alıcı açısında ise bu mal bir hammadde ise hammadde alımı, ticari mal ise ticari mal alımı şeklinde gösterilecektir.
Bu tabloda her bir satırdaki işlem nev’ine ait yıllık toplam tutar yazılacaktır. Örneğin, (A) firmasının ilişkili (B) firmasına yıl içersinde farklı tarihlerde 3 fatura ile toplam 100.000 YTL ticari mal (A açısından) satışı, ilişkili (C) firmasına farklı tarihlerde 2 fatura ile toplam 150.000 YTL ticari mal) satışı varsayıldığında,( bu malların ilişkili alıcı firmalar yönünden hammadde olduğu varsayalım) (A) firmasının düzenleyeceği formda bu satışlar, “varlıklar” bölümünün “ticari mal” satırında 250.000 YTL olarak “satım” sütunun altında yer alacaktır. İlişkili alıcı firmaların düzenleyeceği formlarda ise( alıcılar açısından bu malların hammadde olduğu varsayıldığında) , yine “varlıklar” bölümünde (B) açısından “hammadde “ satırında 100.000 YTL “alım” sütunu altında ve (C) açısından topluca 150.000 YTL “alım “ sütunu altında yer alacaktır. Benzer şekilde kiralamalar veya inşaat işleri ile ilgili alım veya satım tutarları ilgili satırlara yazılmalıdır.
Mali İşlemler başlığı altında “ödünç para/kredi” satırına faiz dahil tutar mı yazılacağı, yoksa faizin ayrı bir satıra mı yazılacağı hususu belirsizdir. Maliye Bakanlığı şifahen sorulan sorulara karşılık, bu satıra sadece ana paranın yazılması, faizin ise aynı başlık altındaki “diğer” satırına faiz olduğu belirtilerek yazılması gerektiği söylenmektedir.
Aynı gruba dahil firmaların birbirleri ile olan mal alım satımı ve kiralama işlemleri “varlıklar” başlığı altında ait oldukları satıra yazılacaktır. Aynı gruba dahil firmaların birbirlerine verdikleri hizmetler ise (tamir, bakım, güvenlik, danışmanlık, muhasebe vb) “Hizmetler” başlığı altında diğer satırına yazılacaktır.
Grup içi hizmetler, genellikle bir dağıtım anahtarı ile grup üyesi firmalara dağıtılan hizmet maliyetleri yazılacaktır. Bu tür hizmetlere örnek olarak grup üyesi bir firmanın gruba dahil bütün firmalara muhasebe, hukuk, yönetim, finansal danışmanlık ve benzeri hizmetlerin verilmesi gösterilebilir. Bu tür işlemler “Diğer İşlemler” başlığı altındaki grup içi hizmetler satırına yazılacaktır.
Şirket ortağına, ortaklık niteliği dikkate alınmadan sadece çalışması karşılığı ödenen ücretler bu forma yazılmayacaktır. Ancak, ortaklık niteliği nedeniyle aldığı huzur hakkı, yön.krl.ikramiyesi veya kardan prim vb. “diğer işlemler” başlığı altında yazılmalıdır. Ancak, şirket ortağına çalışma karşılığı ücretin, emsallerine göre farklılık arz etmesi halinde TF yönünden sorun olacağı akıldan çıkarılmamalıdır.
Bu formu doldurma zorunluluğu için, ilişkili kişiler ile işlem yapmış olmak yeterlidir. İşlemin Transfer Fiyatlamasına aykırı olup olmadığının önemi yoktur.
Tablonun doldurulmasından sonra, tablo toplamı alınmalıdır. Bu tablo toplamları ile arka yüzdeki “Transfer Fiyatlandırmasına Konu Olan İşlemlerde Kullanılan Yöntemler” tablosu toplamlarının birbirine eşit olmasına dikkat edilmelidir.

Transfer Fiyatlandırmasına Konu Olan İşlemlerde kullanılan Yöntemler Tablosu;
Bir önceki tabloda yer alan işlemlerin gerçekleştirilmesinde, hangi transfer fiyatlandırması yönteminin kullanıldığı hususunun açıklanması amacıyla bu tablo düzenlenmektedir. Örneğin, önceki tabloda (A) firması 250.000 YTL satım işlemi gerçekleştirmiş idi. Bu satışlarından (B) firmasına yaptığı satışlar için karşılaştırılabilir fiyat yöntemi, (C) firmasına yaptığı satışlar için maliyet artı yöntemine göre emsal fiyat tespiti yapmış ise, bu tabloda karşılaştırılabilir fiyat yönteminin bulunduğu satırdaki “satım” sütununa 100.000 YTL, maliyet artı yönteminin bulunduğu satırdaki “satım” sütununa 150.000 YTL yazılacaktır.
Önceki bölümde de açıklandığı üzere, bu tablo toplamları ile önceki tablo toplamlarının birbirine eşit olmasına dikkat edilmelidir.
Kurumun Yurt Dışı İştiraklerine İlişkin Bilgiler;
Tablonun doldurulmasında zorluk yoktur. Sorulan soruların cevaplanması ile tablo doldurulmuş olacaktır.
Örtülü Sermaye Uygulamasına İlişkin Bilgiler;
Bu tablodaki, Aktif toplamı, Toplam Borçlar, Öz Sermaye Tutarı satırları, Kurumun takvim yılı başı (2007 yılı için 31.12.2006 Bilançosu) değerleri dikkate alınarak yazılacaktır. Toplam faiz gideri ve toplam kur farkı giderleri satırlarında da problemli bir durum söz konusudur.
Şöyle ki; bu bölümde ki satırlarda toplam faiz giderleri ve toplam kur farkı giderleri ayrı satırlarda olmasına rağmen, açıklama bölümünde faiz giderleri satırına faiz ve kur farkı toplamı yazılacaktır denmektedir. Aynı açıklamanın kur farkı ile ilgili kısmında ise, örtülü sermaye uygulamasında dikkate alınan borçların yazılacağı ifade edilmiştir. Açıktır ki burada bir karışıklık meydana gelmiş olup, tarafımızca olması gereken faiz giderlerinin kendi satırına, kur farkı giderlerini kendi satırına yazılmasıdır.
Dikkat 1) Bu tabloya yazılacak faiz ve kur farkının ilişkili kişilerle yapılan işlemlerden kaynaklanmış olmaları gerekir. Kurumların, genel olarak finansman temini nedeniyle katlandıkları faiz ve kur farkları bu bölüme yazılmamalıdır.
Dikkat 2) Formun bu tablosu örtülü sermaye şartlarının var olması halinde doldurulmalıdır. Yani, ilişkili kişilerden yapılan borçlanmaların (faizli) öz sermayenin 3 katını aşıyor olması halinde bu tablo doldurulmalı, aksi halde doldurulmamalıdır.
İlişkili Kişilerden (İştiraklerden) Temin Edilen Borçlara İlişkin Bilgiler;
Bir önceki tablonun düzenlenmesinin gerekmediği durumda, bu tabloda düzenlenmemelidir. Bir önceki tablo düzenlenmesi gerekiyorsa bu tabloda düzenlenmelidir.
Ek 2 formunun verilmemesi durumunda VUK .mükerrer 355 .madde hükümlerince 1.490YTL özel usulsüzlük cezası ödenecektir.

FORM BA VE FORM BS VERME ZAMANI GELDİ


FORM BA VE FORM BS VERME ZAMANI GELDİ
Tarih: 20.05.2008
2008 yılından itibaren muhasebecilerin yeni bir işi daha oldu, düzenli olarak her ay verilmesi gereken Form BA ve Form BS bildirimleri. Durum, 06.02.2008 tarih ve 26779 sayılı resmi gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 381 no.lu Vergi usul Kanunu Genel Tebliği ile düzenlenmiştir. Muhasebeci ve 3658 sayılı kanun ile yetkili kılınmış SM, SMMM ve YMM’ler yeteri kadar sıkı bir tempoda çalışırken, işlerini hafifletmenin bir yolunu ararken yeni bir işin ve yeni bir sorumluluğun altına daha girmiş oldular, herkese büyük kolaylıklar dilerim.
Ancak işin bu formları düzenlemekle ve vermekle kalmayacağını herkes çok iyi biliyor. Bu formların verilmesi esnasında çok dikkatli bir hesap mutabakatı yapılması gerekecektir. Her ay mutabakat yapmak hem zaman hem de maddi maliyeti olan bir durumdur, özellikle muhasebe büroları için. Yapılan düzenleme ticaretin kendi kurallarına ve ruhuna da ters bir düzenlemedir çünkü; ticarette mutabakat aylık olarak yapılamayabilmekte, bazı durumlarda bir mal veya hizmetin dolayısıyla faturanın kabulü daha uzun sürebilmektedir. Faturaların bu formlarla bildirilmesi ticari anlamda ihtilaflara da (faturanın kabulü anlamında) yol açabilecektir.
Vergi kanunları açısından da çatışmalar söz konusu olabilecektir. Örneğin KDV Kanunu 29. maddesinde, “İndirim hakkı vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabilir.” denilmektedir. Yani KDV Kanunu geç gelen veya işlenen faturada indirimi (yıl sarkmaması durumunda) kabul etmektedir. KVK Kanunu 6. maddesi de aynı yönde düzenleme (dönemsellik) yapmıştır. Yani ocak ayına ait bir fatura aralık ayında kayıt altına alınabilmektedir. Ancak bu durum Form BA ve Form BS bildirimleri açısından yıl içerisindeki incelemelerde sıkıntı yaratabilecektir.
Hemen birçok mükellefin muhatap olduğu üzere, vergi daireleri ve vergi denetmenleri tarafından yapılacak kontroller önem arz edecektir. Bu kontrollere istinaden herkes vergi dairelerine ve vergi denetmenliklerine evrak taşıyacak ve mali idare tarafından mutabakatlar yapılacaktır. Evet çok doğru bir cümle “mali idare tarafından mutabakat” yapılacaktır. Doğruyu söylemek gerekirse doğru mu bende karar veremiyorum ancak; mali idarenin yapmayı planladığı şeyin bu olmadığını çok iyi biliyorum. Anlaşılan Mali idare bu formları çok sevdi ve bu formlardan çok para kazandı. Bu uygulamalar sonucunda Türkiye’de “Kod’lu liste” ye girmeyen mükellef kalmayacak gibi görünmektedir. Bildiğim bir başka konu da mali idarenin bu iş için ayrı bir birim kurması gerektiğidir, hiç değilse bir tek adres ve birim ile muhatap olunur ve farklı farklı uygulamalardan kurtulunur.
Bu kadar açıklamadan sonra, 381 no.lu Vergi usul Kanunu Genel Tebliği kapsamında, Form BA ve Form BS bildirimleri hakkında bilgi verelim.
FORM BA VE FORM BS BİLDİRİMLERİNİN VERİLMESİ HAKKINDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN KONULAR
1) Form BA ve Form BS bildirimleri elektronik ortamda gönderilmelidir. VUK 381 no.lu genel tebliği, VUK 376 no.lu genel tebliğine atıf yapmak suretiyle Form BA ve Form BS bildirimlerinin de elektronik ortamda gönderilmesini zorunlu kılmıştır. (VUK 376 no.lu genel tebliğinde; Ticari, zirai ve mesleki faaliyetlerinden dolayı gerçek usulde vergilendirilen Gelir Vergisi mükellefleri ile Kurumlar Vergisi mükelleflerine hiçbir hadle sınırlı olmaksızın Muhtasar ve Katma Değer Vergisi Beyannamelerini elektronik ortamda gönderme zorunluluğu getirilmiştir, denilmektedir.)
2) 2007 takvim yılı için geçerli olan had; Bir kişi veya kurumdan yapılan katma değer vergisi hariç 30.000 YTL ve üzerindeki mal ve hizmet alımları, "Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)" ile; bir kişi veya kuruma yapılan katma değer vergisi hariç 30.000 YTL ve üzerindeki mal ve hizmet satışları ise "Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)" ile bildireceklerdir.
3) VUK 32 sıra no.lu sirküleri ile, 2007 dönemine ilişkin "Form Ba" ve "Form Bs" bildirimlerinin verilme süresi 05 Haziran 2008 tarihine kadar uzatılmıştır. Son gün 05.06.2008 saat 24:00’dır.
4) 01.01.2008’den itibaren Form BA ve Form BS bildirimleri aylık olarak verilecektir. Mükellefler bildirim formlarını aylık dönemler halinde düzenleyerek, takip eden ayın 5’inci gününden itibaren bir sonraki ayın 5’inci günü akşamına kadar vermekle yükümlüdürler.
5) 2008 yılı ve takip eden yıllara ilişkin mükelleflerin mal ve/veya hizmet alımları ile mal ve/veya hizmet satışlarına uygulanacak had 8.000 YTL olarak yeniden belirlenmiştir. Buna göre, bir kişi veya kurumdan katma değer vergisi hariç 8.000 YTL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet alımları, "Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)" ile; bir kişi veya kuruma katma değer vergisi hariç 8.000 YTL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet satışları ise "Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)" ile bildirilecektir. Limitin altında kalan alış ve satış bedelleri toplamı ise "Diğer Mal ve Hizmet Bedeli Toplamı" ( Tablo III ) bölümüne yazılacaktır (Ödeme kaydedici cihazlar kullanılmak suretiyle yapılan satışların toplamı KDV hariç tutarlar olarak Tablo III’e dahil edilecektir). Bildirim verme yükümlülüğünde olan, ancak, tüm alış ve satışları belirtilen hadlerin altında kalan mükellefler, söz konusu formları Tablo II dışındaki tüm bilgileri doldurmak suretiyle vermek zorundadırlar. Bu bildirimlerinde limit altında olan tüm alışları için Ba formunun, limit altında olan tüm satışları için de Bs formunun Tablo III bölümünde yer alan "Diğer Mal ve Hizmet Bedeli Toplamı" alanları doldurulacaktır.
6) Ocak, Şubat ve Mart 2008 dönemlerine ilişkin Form BA ve Form BS bildirimleri 05.04.2008 – 05.06.2008 tarihleri arasında verilebilecektir.
7) SM, SMMM ve YMM Bilgileri
a. Elektronik ortamdaki bildirim formları, kullanıcı kodu, parola ve şifre almış mükelleflerce yerine getiriliyor ise, Formu düzenleyen kısmına mükellefe ilişkin bilgiler, formdaki yeminli mali müşavir kısmına ise, varsa yeminli mali müşavirlere ilişkin bilgiler yazılacaktır.
b. Formların elektronik ortamda gönderilmesi işlemi yeminli mali müşavirlerce gerçekleştirilecek ise formu düzenleyen kısmına varsa serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavire ait bilgiler yazılacak; mükellefin serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşaviri bulunmaması halinde, bu kısma, mükellefe ait bilgiler yazılacaktır. Formu gönderen kısmına ise formu elektronik ortamda gönderen yeminli mali müşavirlerin bilgileri yazılacaktır.
c. Formların elektronik ortamda gönderilmesi işlemi, serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavir tarafından gerçekleştirilecek ise, formu düzenleyen kısmına serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavirin bilgileri, yeminli mali müşavir kısmına ise varsa yeminli mali müşavirlere ait bilgiler yazılacaktır.
Tüm ayrıntıları merak edenler; Vergi Usul Kanunu 362, 376 ve 381 no.lu genel tebliğlerinde konuya ilişkin düzenlemeler ayrıntılı olarak açıklanmıştır.

29 Mayıs 2008 Perşembe

5763 sayılı yasa-istihdam paketi


5763 SAYILI YASA İŞVERENLERE NE GETİRİYOR?

Muvazaaya Karşı Asıl İşveren - Taşeron İlişkisi Yazılı Olacak (26.5.2008 Yürürlük)
Yasayla, asıl işveren ile alt işveren (Taşeron şirket) arasında kurulan ilişkinin yazılı yapılması şartı getiriliyor.
Buna göre, iş alan alt işveren, kendi iş yerinin tescili için asıl işverenden aldığı yazılı işverenlik sözleşmesini, gerekli belgelerle, çalışma bölge müdürlüklerine bildirecek. Bölge müdürlüğünce tescili yapılan bu iş yerine ait belgeler, gerektiğinde iş müfettişlerince incelenecek. İnceleme sonucunda muvazaalı (Danışıklı) işlemin tespiti halinde, bu tespite ilişkin gerekçeli müfettiş raporu, işverene tebliğ edilecek.
İşveren, bu rapora, tebliğ tarihinden itibaren 6 iş günü içinde yetkili iş mahkemesine itiraz edebilecek. İtiraz üzerine verilen kararlar, kesin sayılacak.
Eğer itiraz edilmemiş veya mahkeme, danışıklı işlemin tespitini onamışsa, tescil iptal edilecek. Alt işverenin işçileri, başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçileri sayılacak.
Yaptığı işle ilgili bölge müdürlüklerine bildirimde bulunmayan alt işverene, çalıştırdığı her işçi için 150 YTL, iş yerini muvazaalı olarak bildiren asıl işveren ile alt işveren veya vekillerine ayrı ayrı 10 bin YTL idari para cezası verilecek.
İş Kanunundaki Çalıştırma Zorunlulukları Daraltılıyor (26.5.2008 Yürürlük)
Halen zorunlu çalıştırma oranları; kamu işyerlerinde özürlüler için %4, eski hükümlüler için %2 olarak; özel sektör işyerlerine özürlüler için %3, eski hükümlüler için %1, terör mağdurları için de %2 olarak uygulanmaktaydı.
Yeni düzenlemeyle İş Kanunundaki özürlü, eski hükümlü ve terör mağdurlarının çalıştırılma zorunluluğuna da yeni düzenleme getirilerek, eski hükümlü ve terör mağdurları için işverene getirilen zorunlu istihdam kaldırılıyor.
Özel sektör işverenleri 50 veya daha fazla işçi çalıştırdıkları iş yerlerinde yüzde 3 özürlü, kamu iş yerlerinde ise yüzde 4 özürlü ve yüzde 2 eski hükümlü işçiyi, meslek, beden ve ruhi durumlarına uygun işlerde çalıştıracaklar.
Özel Sektör işverenleri Terör Mağduru ve Eski Hükümlü çalıştırma zorunluluğunda olmayacak. Kamu kurumları ise terör mağduru çalıştırma oranını binde 7’den yüzde 1’e yükseltecek.
Özürlünün İşveren Primi Devletten (1.7.2008 Yürürlük)
Elli veya daha fazla sayıda işçi çalıştıran işyerlerinde halen kontenjan dahilinde çalıştırılan özürlüler için sigorta primi işveren hissesi işverence ödenirken, yeni düzenlemeyle özel sektörün çalıştırmakla zorunlu olduğu yüzde 3’lük özürlü kontenjanında istihdam edilenlerin primleri, işveren adına Hazine tarafından ödenecek.
Yükümlü olmadıkları halde özürlü çalıştıran veya kontenjan fazlası özürlü çalıştıran işverenlerin, bu şekilde çalıştırdıkları özürlülerin primlerinin yarısı da şimdi olduğu gibi Hazine tarafından karşılanmaya devam edilecek.
Hazinece, Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılacak ödemenin gecikmesinden kaynaklanan gecikme zammı, işverenden karşılanacak.
Hazinece karşılanan prim tutarları gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmayacak.
Bu maddeye aykırılık hallerinde tahsil edilecek cezalar, özürlülerin mesleki eğitim ve mesleki rehabilitasyonu, kendi işini kurmaları, özürlünün iş bulmasını sağlayacak destek teknolojileri ve bu gibi projelerde kullanılacak.
Ağır ve Tehlikeli İşlerde Eğitim Zorunluluğu (1.1.2009 Yürürlük)
Onaltı yaşını doldurmamış genç işçiler ve çocukların yanında mesleki eğitim almamış içiler de ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılamayacak.
16 yaşını doldurmamış genç işçiler, çocuklar ve mesleki eğitim almamış kişileri, ağır ve tehlikeli işlerde çalıştıranlara her işçi için 1000 YTL ceza uygulanacak.
Ağır ve tehlikeli işlerde mesleki eğitim zorunluluğu getiren bu madde 1 Ocak 2009’da yürürlüğe girecek.
Çalışma Bakanlığı İşyeri Kurma İzni Kaldırılıyor (26.5.2008 Yürürlük)
İşyerinin açılmasına izin vermeye yetkili belediyeler ile diğer ilgili makamlar bu izni vermeden önce, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca iş mevzuatına göre verilmesi gerekli işletme belgesinin varlığını araştırmakla yetinecekler, Çalışma Bakanlığınca verilmiş kurma izni aramayacaklar.
Bu durumda iş yerlerinin kurulmasıyla ilgili prosedürler hafifletilerek, kurma izni alma zorunluluğu yasa metninden çıkarılarak iş yeri kurulmasının özendirilmesi amaçlanıyor.
Primleri Yasal Sürede Ödeyen İşverenler Sigorta Primini Yüzde 5 Eksik Ödeyecek (1.10.2008 Yürürlük)
İşsizliğin azaltılması, yatırımların istihdam odaklı arttırılması amacıyla sigorta primleri işveren hissesinde 5 puanlık indirim yapılacak.
Kamu idareleri iş yerleri ile sosyal güvenlik destek primine tabi çalışanlar ve yurt dışında çalışanlar dışındaki sigortalıların; malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinden işverenin ödeyeceği tutarın 5 puanı Hazinece karşılanacak.
Yüzde 5’lik Hazine yardımından yararlanmak için, özel sektör işverenlerinin, çalıştırdıkları sigortalıların aylık prim ve hizmet belgelerini Sosyal Güvenlik Kurumuna vermeleri, sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin sigortalı payına isabet eden tutarı ile Hazinece karşılanmayan işveren payına ait tutarı yasal süresinde ödemeleri, Sosyal Güvenlik Kurumuna prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunmaması zorunlu olacak.
Kuruma olan prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme zammı borçlarını taksitlendiren işverenler ile sosyal güvenlik prim borçlarını yeniden yapılandıran işverenler de bu hükümden yararlanabilecek.
Yapılan kontrol ve denetimlerde, çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği tespit edilen işverenler, 1 yıl süreyle bu desteklerden yararlanamayacak.
Yüzde 5’lik indirim diğer teşviklerden farklı olarak SPEK taban tutarına göre değil işçinin gerçek ücreti üzerinden hesaplanacak.
Spor Tesisi Yükümlülüğü Kaldırılıyor
3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun memur ve işçi sayısı 500’den fazla olan kuruluşları ve fabrikaları, öncelikle kendi personeline beden eğitimi ve spor yaptırmak için ilgili yönetmeliğinde belirtilecek esaslara göre spor tesisleri yapmaya ve antrenör tutmaya mecbur tutan 26 ncı maddesi kaldırılarak 500 ve daha fazla işçi çalıştırılan iş yerlerinde spor tesisi kurma zorunluluğuna da son veriliyor.
İşverene Kadın ve Genç İşçi İstihdamında İşsizlik Sigortası Desteği (1.7.2008 Yürürlük)
18 yaşından büyük ve 29 yaşından küçük olanlar ile kadınların istihdamını teşvik amacıyla uygulanan prim indirimi İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanacak.
Bu kapsamda; yeni işe alınan kadınlar ile 18-29 yaş arasındaki gençlere ait SSK primleri, 5 yıl boyunca İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanacak. Buna göre, kadınlar ve gençlerin, işverene ait sigorta priminin;
1. yıl için yüzde 100’ü,
2. yıl için yüzde 80’ini,
3. yıl için yüzde 60’ı,
4. yıl için yüzde 40’ı,
5. yıl için yüzde 20’si
İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanacak.
İşveren payına ait primlerin İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanabilmesi için, sigortalıların aylık prim ve hizmet belgelerinin Sosyal Güvenlik Kurumuna verilmesi ve sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin sigortalı payına isabet eden tutarı ile İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanmayan işveren hissesine ait tutarın süresinde ödenmiş olması koşulu aranacak.
Özel sektör işyerlerinde bu teşvike konu erkek işçilerin 18-29 yaşları arasında olması yetmeyecek, kadın da olsa erkek de olsa 01.07.2008 tarihinden önceki son altı aylık dönemde aylık prim ve hizmet belgelerinde kayıtlı sigortalılar dışında olmaları, son altı ayda herhangi bir işte çalışmamış olmaları ve yine 01.07.2008 tarihinden önceki bir yıllık dönemde işyerine ait aylık prim ve hizmet belgelerinde bildirilen ortalama sigortalı sayısına ilave olarak, 01.07.2009 tarihine kadar yeni işe alınmış ve fiilen çalıştırılmış olmaları aranacak.
Bu koşulların sağlanması halinde SGDP’li çalışan emekli işçilerle, yurtdışında çalışanlar hariç olmak üzere 18-29 yaş arası erkek işçilerle, 18 yaşından büyük kadın işçilerin sigorta primine esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanacak sigorta primi işveren hissesinin yukarıda belirtilen oranlardaki kısmı sübvanse edilmiş olacak.
Desteklenen prim miktarı çalışana verilen ücret değil de prime esas kazanç matrahının alt sınırı baz alınarak hesaplanacak. Ücretin SPEK’i aşan kısmı üzerinden hesaplanacak sigorta primi işveren payının ödemesi işverenlerce ayrıca yapılacaktır.
İşveren tarafından ödenmesi gereken primlerin geç ödenmesi halinde, bu gecikme zammı işverenden tahsil edilecek. İşverenlerce bahse konu primlerin Kuruma geç ödenmesi durumunda prim tutarları üzerinden ödeyecekleri gecikme zammına ilave olarak katkı payının işsizlik Sigortası Fonu tarafından Sosyal Güvenlik Kurumu’na geç ödenmesinden kaynaklanacak gecikme zammını da ayrıca ödemek durumunda olacaklar.
Bu hükümler, kapatılarak değişik bir ad veya unvan olarak aynı faaliyette açılan iş yerleri hakkında uygulanmayacak.
İşverenler hem 5084 sayılı Yasadaki teşvikten hem bu teşvikten aynı anda yararlanamayacak, tercih ettikleri birindeki teşvikten yararlanacaklar.
Kayıt dışıyla Mücadeleye Kolluk Güçleri Desteği (26.5.2008 Yürürlük)
Otel, motel, han, pansiyon, bekar odaları, kamp, kamping, tatil köyü ve benzeri her türlü, özel veya resmi konaklama yerleri ile özel sağlık müesseseleri, dinlenme ve huzur evleri, dini ve hayır kurumlarının sosyal tesislerinin sorumlu işleticileri, bu yerlerde ücretli veya ücretsiz, gündüz veya gece, yatacak yer gösterdikleri yerli veya yabancı herkesin kimlik ve geliş- ayrılış kayıtlarını, örneğine ve usulüne uygun şekilde günü gününe tutmak, genel kolluk örgütlerinin her an incelemelerine hazır bulundurmak, Devlet İstatistik Enstitüsüne, talebi halinde vermek zorunda bulunmaktadırlar.
İşte bu işletici ve yöneticilerce verilen o işyerlerinde geçici veya sürekli çalışanlara ait kimlik bilgilerini kolluk kuvvetleri ilgili Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı il müdürlükleri veya merkez müdürlüklerine bildirmek zorunda olacaklar.
Yine şehir kasaba ve köy sınırları içindeki her çeşit ticaret ve sanat amacı güden iş yerlerinde çalışanlar, öğrenci yurtları ve benzeri yerlerde çalışanlar için o yerin sorumlu işleticisi tarafından yapılması gerekli kimlik bildirimleri de kolluk kuvvetleri tarafından aynı biçimde bildirilmesi gerekecek.
Bu durumun kayıt dışını bir ölçüde engellemesi bekleniyor.
Kreş Zorunluluğu Esnekleştiriliyor (26.5.2008 Yürürlük)
Yasadan önceki duruma göre; yaşları ve medeni halleri ne olursa olsun, 150 den çok kadın işçi çalıştırılan işyerlerinde, 0-6 yaşındaki çocukların bırakılması ve bakılması, emziren işçilerin çocuklarını emzirmeleri için işveren tarafından, çalışma yerlerinden ayrı ve işyerine yakın bir yurdun kurulması zorunlu bulunuyor. Yurt açma yükümlülüğünde olan işverenler yurt içinde anaokulu da açmak zorundalar.
Yeni düzenlemeyle işverenler, ortaklaşa oda ve yurt kurabilecekleri gibi, oda ve yurt açma yükümlülüğünü, bu Yönetmelikte öngörülen nitelikleri taşıyan yurtlarla yapacakları anlaşmalarla da yerine getirebilecekler.
Kreş kurma zorunluluğu bulunan işletmeler, bu hizmeti dışarıdan alabilecek. Daha önce yönetmelikle belirtilen dışarıdan kreş hizmeti alımı, kanuna da konulmuş olunuyor.
Para Cezası Kesmeye Yetkili Birimler (26.5.2008 Yürürlük)
Para cezaları, gerekçesi belirtilmek şartıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürü tarafından kesilecek. Özürlü çalıştırma şartına uymayanlar ile izin almadan iş arayanları işe yerleştirenlere uygulanacak ceza, Türkiye İş Kurumu İl Müdürü tarafından verilecek.

26 Mayıs 2008 Pazartesi

İşsizlik ödeneği artıyor


İşsizlik ödeneği artıyor İş gücü piyasasına yeni girenler ile iş gücü piyasasında daha önce bulunmakla birlikte halen işsiz olanların da aktif istihdam faaliyetleri çerçevesinde İşsizlik Sigortası Kanunu kapsamına alınacak. Buna göre, işsizlik sigortasının amacı, işsizlik sigortasına ilişkin kuralları ve uygulama esaslarını düzenlemek ve bu kanunda öngörülen hizmetlerin verilmesini sağlamak olacak.Sigortalı işsizler doğrudan veya elektronik ortamda da İŞ-KUR'a başvurabilecek, işverenler tarafından tanzim edilmesi gereken işten ayrılma bildirgelerinin fiziki ortamla birlikte elektronik ortamda da verilip-alınabilmesi sağlanacak. Kurumca bu kanuna göre yapılacak işlemlere ilişkin elektronik ortamda bilgi ve belge istenebilecek veya bilgi ve belge verilebilecek.Ayrıca, sigortalı işsizler ile kuruma kayıtlı diğer işsizlere; iş bulma, danışmanlık hizmetleri, mesleki eğitim, iş gücü uyum ve toplum yararına çalışma hizmetleri verilecek ve iş gücü piyasası araştırma ve planlama çalışmaları yapılacak. Bu kapsamda yapılacak giderler İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanacak. Bu giderlerin yıllık miktarı, işsizlik sigortası primi olarak bir önceki yıl içinde Fon'a aktarılan devlet payının yüzde 30'unu geçemeyecek. Bu oranı yüzde 50'ye kadar çıkarmaya Bakanlar Kurulu yetkili olacak. Ancak, işsizlik ödeneğinden yararlanmakta olanlara yönelik hizmetler için bu sınırlama dikkate alınmayacak.Günlük işsizlik ödeneği, sigortalının son 4 aylık prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama brüt kazancının yüzde 40'ı olacak. Bu şekilde hesaplanan işsizlik ödeneği miktarı, İş Kanununa göre 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan aylık asgari ücretin brüt tutarının yüzde 80'ini geçemeyecek. İlk işsizlik ödeneğinin ödemesi, hak kazanılan tarihi izleyen ayın sonuna kadar yapılacak. Ölen sigortalı işsizlere işsizlik ödeneğinden yapılan fazla ödemeler geri alınmayacak.ÜCRET GARANTİ FONUİşverenin; konkordato ilan etmesi, işveren için aciz vesikası alınması, iflası veya iflasın ertelenmesi nedenleriyle işverenin ödeme güçlüğüne düştüğü hallerde geçerli olmak üzere, işçilerin iş ilişkisinden kaynaklanan 3 aylık ödenmeyen ücret alacaklarını karşılamak amacı ile İşsizlik Sigortası Fonu kapsamında ayrı bir Ücret Garanti Fonu oluşturulacak. Yapılacak ödemelerde; işçinin, işverenin ödeme güçlüğüne düşmesinden önceki son bir yıl içinde aynı iş yerinde çalışmış olması koşulu esas alınarak temel ücret üzerinden ödeme yapılacak. Bu ödemeler, Sosyal Sigortalar Kanunu uyarınca belirlenen kazanç üst sınırını aşamayacak.Ücret Garanti Fonu, işverenlerce işsizlik sigortası primi olarak yapılan ödemelerin yıllık toplamının yüzde 1'i olacak.İşverenin, genel ekonomik kriz veya zorlayıcı sebeplerle iş yerindeki haftalık çalışma sürelerini geçici olarak önemli ölçüde azaltması veya iş yerinde faaliyeti tamamen veya kısmen geçici olarak durdurması halinde, durumu derhal gerekçeleri ile birlikte Türkiye İş Kurumuna, varsa toplu iş sözleşmesi tarafı sendikaya bir yazı ile bildirecek.İŞÇİLERE KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİ ÖDENECEKİş yerinde geçici olarak en az 4 hafta işin durması veya kısa çalışma hallerinde işçilere çalıştırılmadıkları süre için işsizlik sigortasından kısa çalışma ödeneği ödenecek. Kısa çalışma süresi, zorlayıcı sebebin devamı süresini ve 3 ayı aşamayacak. İşçinin, kısa çalışma ödeneğine hak kazanabilmesi için, çalışma süreleri ve işsizlik sigortası primi ödeme gün sayısı bakımından işsizlik ödeneğine hak kazanma şartlarını yerine getirmesi şartı aranacak.Günlük kısa çalışma ödeneğinin miktarı, işsizlik ödeneği miktarı kadar olacak. Kısa çalışma ödeneği olarak yapılan ödemeler, başlangıçta belirlenen işsizlik ödeneği süresinden düşülecek.İŞSİZLİK FONUNDAN GAP'A KAYNAKİşsizlik Sigortası Fonunda 1 Haziran 2000-31 Aralık 2007 tarihleri arasında biriken devlet payı ve nemasının 2012 yılına kadarki faizi, Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) kapsamındaki yatırımlar öncelikli olmak üzere, bölgesel ekonomik kalkınma ve sosyal gelişmeye yönelik yatırımların finansmanı için kullanılacak.2008'e ait fon nema gelirlerinden 1 milyar 300 milyon YTL, GAP için kullanılacak. Bu ödenekler 2008 bütçesiyle ilişkilendirilecek. Bu parayı, ilgili idare bütçesine kaydetmeye Maliye Bakanı yetkili olacak.İşsizlik Sigortası Fonundan aktarılacak kaynakla gerçekleştirilecek yatırımlarla elde edilecek getirilerle varlık satışlarından elde edilecek gelirler, Yüksek Planlama Kurulunca belirlenecek oranı, kullanılan kaynak tutarını aşmamak kaydıyla fona aktarılacak.GENÇ VE KADINLARIN İSTİHDAMI18 yaşından büyük ve 29 yaşından küçük olanlar ile kadınların istihdamını teşvik amacıyla uygulanan prim indirimi İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanacak.İşe alınan kadınlar ile 18-29 yaş arasındaki gençlere ait SSK primleri, 5 yıl boyunca İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanacak. Buna göre, kadınlar ve gençlerin, işverene ait sigorta priminin; 1. yıl için yüzde 100'ü, 2. yıl için yüzde 80'ini, 3. yıl için yüzde 60'ı, 4. yıl için yüzde 40'ı, 5. yıl için yüzde 20'si İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanacak.İşveren hissesine ait primlerin İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanabilmesi için, sigortalıların aylık prim ve hizmet belgelerinin Sosyal Güvenlik Kurumuna verilmesi ve sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin sigortalı hissesine isabet eden tutarı ile İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanmayan işveren hissesine ait tutarın ödenmiş olması şartı aranacak.İşveren tarafından ödenmesi gereken primlerin geç ödenmesi halinde, bu gecikme zammı işverenden tahsil edilecek. Bu hükümler, kapatılarak değişik bir ad veya unvan olarak aynı faaliyette açılan iş yerleri hakkında uygulanmayacak.Yasanın bazı değişikliklerle kabul edilen maddelerine göre, ''İl İstihdam Kurulları'nın adı ''İl İstihdam ve Mesleki Eğitim Kurulları'' olarak değiştirilecek. Bu kurullar, işlevsel hale getirilecek ve üye sayısı azaltılacak. Kurullar, illerinin mesleki eğitim ve istihdam politikalarını belirlemekle de sorumlu olacak.Özel istihdam bürolarının açılmasının özendirilmesi amacıyla; büro açabilmek için, ''Türk vatandaşı olmak şartı'' artık aranmayacak.5 PUANLIK İNDİRİME GİDİLİYORİşsizliğin azaltılması, yatırımların istihdam odaklı arttırılması amacıyla sigorta primleri işveren hissesinde 5 puanlık indirim yapılacak. Sigortalıların; malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinden işverenin ödeyeceği tutarın 5 puanı Hazinece karşılanacak.İşveren hissesine ait primlerin Hazinece karşılanabilmesi için; işverenlerin, çalıştırdıkları sigortalıların aylık prim ve hizmet belgelerini Sosyal Güvenlik Kurumuna vermeleri, sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin sigortalı hissesine isabet eden tutarı ile Hazinece karşılanmayan işveren hissesine ait tutarı yasal süresinde ödemeleri, Sosyal Güvenlik Kurumuna prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunmaması şartı aranacak.Kuruma olan prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme zammı borçlarını taksitlendiren işverenler ile sosyal güvenlik prim borçlarını yeniden yapılandıran işverenler de bu hükümden yararlanabilecek.Bu hüküm, kamu idareleri iş yerleri ile sosyal güvenlik destek primine tabi çalışanlar ve yurt dışında çalışan sigortalılar hakkında uygulanmayacak.Yapılan kontrol ve denetimlerde, çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği tespit edilen işverenler, 1 yıl süreyle bu desteklerden yararlanamayacak.Özelleştirme Fonunda biriken tutardan, fonun 2008 yılı nakit fazlasının 1 milyar YTL'lik kısmı GAP için ayrılacak. Ayrıca 1 Ocak 2009-31 Aralık 2012 tarihleri arasında Özelleştirme Fonunun nakit fazlasından, 2009 yılı için 2 milyar 500 milyon YTL'lik kısmı GAP için kullanılacak. Daha sonraki yıllarda da bu miktar artırılarak GAP'a aktarılacak.

5763 İş Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun


5763 İş Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun26.05.2008 Pazartesi Tarihli ve 26887 (Asıl)Kanun No. 5763
Kabul Tarihi: 15/5/2008MADDE 1 – 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddenin sonuna aşağıdaki fıkra eklenmiştir."Bu Kanunun 2 nci maddesinin altıncı fıkrasına göre iş alan alt işveren; kendi işyerinin tescili için asıl işverenden aldığı yazılı alt işverenlik sözleşmesi ve gerekli belgelerle birlikte, birinci fıkra hükmüne göre bildirim yapmakla yükümlüdür. Bölge müdürlüğünce tescili yapılan bu işyerine ait belgeler gerektiğinde iş müfettişlerince incelenir. İnceleme sonucunda muvazaalı işlemin tespiti halinde, bu tespite ilişkin gerekçeli müfettiş raporu işverenlere tebliğ edilir. Bu rapora karşı tebliğ tarihinden itibaren altı işgünü içinde işverenlerce yetkili iş mahkemesine itiraz edilebilir. İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir. Rapora altı iş günü içinde itiraz edilmemiş veya mahkeme muvazaalı işlemin tespitini onamış ise tescil işlemi iptal edilir ve alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçileri sayılır.""Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kurulması, bildirimi ve işyerinin tescili ile yapılacak sözleşmede bulunması gerekli diğer hususlara ilişkin usul ve esaslar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir."MADDE 2 – 4857 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir."Özürlü ve eski hükümlü çalıştırma zorunluluğuMADDE 30 – İşverenler, elli veya daha fazla işçi çalıştırdıkları özel sektör işyerlerinde yüzde üç özürlü, kamu işyerlerinde ise yüzde dört özürlü ve yüzde iki eski hükümlü işçiyi meslek, beden ve ruhi durumlarına uygun işlerde çalıştırmakla yükümlüdürler. Aynı il sınırları içinde birden fazla işyeri bulunan işverenin bu kapsamda çalıştırmakla yükümlü olduğu işçi sayısı, toplam işçi sayısına göre hesaplanır. Bu kapsamda çalıştırılacak işçi sayısının tespitinde belirli ve belirsiz süreli iş sözleşmesine göre çalıştırılan işçiler esas alınır. Kısmi süreli iş sözleşmesine göre çalışanlar, çalışma süreleri dikkate alınarak tam süreli çalışmaya dönüştürülür. Oranın hesaplanmasında yarıma kadar kesirler dikkate alınmaz, yarım ve daha fazla olanlar tama dönüştürülür. İşyerinin işçisi iken sakatlananlara öncelik tanınır. İşverenler çalıştırmakla yükümlü oldukları işçileri Türkiye İş Kurumu aracılığı ile sağlarlar. Bu kapsamda çalıştırılacak işçilerin nitelikleri, hangi işlerde çalıştırılabilecekleri, bunların işyerlerinde genel hükümler dışında bağlı olacakları özel çalışma ile mesleğe yöneltilmeleri, mesleki yönden işverence nasıl işe alınacakları, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.Yer altı ve su altı işlerinde özürlü işçi çalıştırılamaz ve yukarıdaki hükümler uyarınca işyerlerindeki işçi sayısının tespitinde yer altı ve su altı işlerinde çalışanlar hesaba katılmaz. Bir işyerinden malulen ayrılmak zorunda kalıp da sonradan maluliyeti ortadan kalkan işçiler eski işyerlerinde tekrar işe alınmalarını istedikleri takdirde, işveren bunları eski işleri veya benzeri işlerde boş yer varsa derhal, yoksa boşalacak ilk işe başka isteklilere tercih ederek, o andaki şartlarla işe almak zorundadır. Aranan şartlar bulunduğu halde işveren iş sözleşmesi yapma yükümlülüğünü yerine getirmezse, işe alınma isteğinde bulunan eski işçiye altı aylık ücret tutarında tazminat öder. Özel sektör işverenlerince bu madde kapsamında çalıştırılan 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa tabi özürlü sigortalılar ile 1/7/2005 tarihli ve 5378 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinde belirtilen korumalı işyerlerinde çalıştırılan özürlü sigortalıların, aynı Kanunun 72 nci ve 73 üncü maddelerinde sayılan ve 78 inci maddesiyle belirlenen prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanan sigorta primine ait işveren hisselerinin tamamı, kontenjan fazlası özürlü çalıştıran, yükümlü olmadıkları halde özürlü çalıştıran işverenlerin bu şekilde çalıştırdıkları her bir özürlü için prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanan sigorta primine ait işveren hisselerinin yüzde ellisi Hazinece karşılanır. İşveren hissesine ait primlerin Hazinece karşılanabilmesi için işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak 506 sayılı Kanun uyarınca aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresi içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumuna verilmesi ve sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin sigortalı hissesine isabet eden tutarı ile Hazinece karşılanmayan işveren hissesine ait tutarın ödenmiş olması şarttır. Bu fıkraya göre işveren tarafından ödenmesi gereken primlerin geç ödenmesi halinde, Hazinece Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılacak ödemenin gecikmesinden kaynaklanan gecikme zammı, işverenden tahsil edilir. Hazinece karşılanan prim tutarları gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmaz. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı tarafından müştereken belirlenir.Bu maddeye aykırılık hallerinde 101 inci madde uyarınca tahsil edilecek cezalar, özürlülerin ve eski hükümlülerin mesleki eğitim ve mesleki rehabilitasyonu, kendi işini kurmaları, özürlünün iş bulmasını sağlayacak destek teknolojileri ve bu gibi projelerde kullanılır. Tahsil edilen cezaların kullanımına ilişkin hususlar, Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğünün koordinatörlüğünde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğü, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü, Özürlüler İdaresi Başkanlığı, Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü ve Türkiye Sakatlar Konfederasyonu ile en çok işçi ve işvereni temsil eden üst kuruluşların birer temsilcilerinden oluşan komisyon tarafından karara bağlanır. Komisyonun çalışma usul ve esasları Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.Eski hükümlü çalıştırılmasında, kanunlardaki kamu güvenliği ile ilgili hizmetlere ilişkin özel hükümler saklıdır."MADDE 3 – 4857 sayılı Kanunun 78 inci maddesi, madde başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir."İş sağlığı ve güvenliği yönetmelikleriMADDE 78 – Bu Kanuna tabi işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği şartlarının belirlenmesi ve gerekli önlemlerin alınması, işyerlerinde kullanılan araç, gereç, makine ve hammaddeler yüzünden çıkabilecek iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenmesi ve özel durumları sebebiyle korunması gereken kişilerin çalışma şartlarının düzenlenmesi, ayrıca iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına uygunluğu yönünden; işçi sayısı, işin ve işyerinin özellikleri ile tehlikesi dikkate alınarak işletme belgesi alması gereken işyerleri ile belgelendirilmesi gereken işler veya ürünler ve bu belge veya belgelerin alınmasına ilişkin usul ve esaslar, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konularda yapılacak risk değerlendirmesi, kontrol, ölçüm, inceleme ve araştırmaların usul ve esasları ile bunları yapacak kişi ve kuruluşların niteliklerinin belirlenmesi, gerekli iznin verilmesi ve verilen iznin iptal edilmesi Sağlık Bakanlığının görüşü alınarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca çıkarılacak yönetmeliklerle belirlenir."MADDE 4 – 4857 sayılı Kanunun 81 inci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir."İş sağlığı ve güvenliği hizmetleri MADDE 81 – İşverenler, devamlı olarak en az elli işçi çalıştırdıkları işyerlerinde alınması gereken iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin belirlenmesi ve uygulanmasının izlenmesi, iş kazası ve meslek hastalıklarının önlenmesi, işçilerin ilk yardım ve acil tedavi ile koruyucu sağlık ve güvenlik hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla, işyerindeki işçi sayısı, işyerinin niteliği ve işin tehlike sınıf ve derecesine göre;a) İşyeri sağlık ve güvenlik birimi oluşturmakla, b) Bir veya birden fazla işyeri hekimi ile gereğinde diğer sağlık personelini görevlendirmekle,c) Sanayiden sayılan işlerde iş güvenliği uzmanı olan bir veya birden fazla mühendis veya teknik elemanı görevlendirmekle, yükümlüdürler. İşverenler, bu yükümlülüklerinin tamamını veya bir kısmını, bünyesinde çalıştırdığı ve bu maddeye dayanılarak çıkarılacak yönetmelikte belirtilen vasıflara sahip personel ile yerine getirebileceği gibi, işletme dışında kurulu ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden hizmet alarak da yerine getirebilir. Bu şekilde hizmet alınması işverenin sorumluklarını ortadan kaldırmaz. İşyeri sağlık ve güvenlik biriminde görevlendirilecek işyeri hekimleri, iş güvenliği uzmanları ve işverence görevlendirilecek diğer personelin nitelikleri, sayısı, işe alınmaları, görev, yetki ve sorumlulukları, çalışma şartları, eğitimleri ve belgelendirilmeleri, görevlerini nasıl yürütecekleri, işyerinde kurulacak sağlık ve güvenlik birimleri ile ortak sağlık ve güvenlik birimlerinin nitelikleri, ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden hizmet alınmasına ilişkin hususlar ile bu birimlerde bulunması gereken personel, araç, gereç ve teçhizat, görevlendirilecek personelin eğitim ve nitelikleri Sağlık Bakanlığı, Türk Tabipleri Birliği ve Türk Mimar Mühendis Odaları Birliğinin görüşleri alınarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir. Kanuna veya kanunun verdiği yetkiye dayanılarak kurulan kamu kurum ve kuruluşlarında ilgili mevzuatına göre çalıştırılmakta olan hekimlere, üçüncü fıkrada öngörülen eğitimler aldırılmak suretiyle ve aslî görevleri kapsamında, çalışmakta oldukları kurum ve kuruluşların asıl işveren olarak çalıştırdıkları işçilerin işyeri hekimliği hizmetleri gördürülür. Bu kurum ve kuruluşların diğer personel için oluşturulmuş olan sağlık birimleri, işyeri sağlık ve güvenlik birimi olarak da kullanılabilir."MADDE 5 – 4857 sayılı Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan "çocuklar" ibaresinden sonra gelmek üzere "ile çalıştığı işle ilgili mesleki eğitim almamış işçiler" ibaresi eklenmiştir.MADDE 6 – 4857 sayılı Kanunun 88 inci maddesinde yer alan "kurulması gerektiği" ibaresinden sonra gelmek üzere "veya hangi hallerde dışarıdan hizmet alabilecekleri" ibaresi eklenmiştir.MADDE 7 – 4857 sayılı Kanunun 95 inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir."İşyerinin açılmasına izin vermeye yetkili belediyeler ile diğer ilgili makamlar bu izni vermeden önce, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca iş mevzuatına göre verilmesi gerekli işletme belgesinin varlığını araştırır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca işletme belgesi verilmemiş işyerlerine belediyeler veya diğer ilgili makamlarca açılma izni verilemez."MADDE 8 – 4857 sayılı Kanunun 98 inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir."Bu Kanunun 3 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkralarındaki işyeri bildirme yükümlülüğüne aykırı davranan işveren veya işveren vekiline, çalıştırılan her işçi için yüz Yeni Türk Lirası, 85 inci madde kapsamındaki işyerlerinde ise çalıştırılan her işçi için bin Yeni Türk Lirası, 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasındaki işyerini muvazaalı olarak bildiren asıl işveren ile alt işveren veya vekillerine ayrı ayrı on bin Yeni Türk Lirası idari para cezası verilir."MADDE 9 – 4857 sayılı Kanunun 105 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir."MADDE 105 – Bu Kanunun;a) 78 inci maddesinde öngörülen yönetmeliklerdeki hükümlere uymayan işveren veya işveren vekiline, alınmayan her iş sağlığı ve güvenliği önlemi için iki yüz Yeni Türk Lirası, alınmayan önlemler için izleyen her ay aynı miktar,b) 86 ncı maddesi uyarınca işçilere doktor raporu almayan işveren veya işveren vekiline bu durumda olan her işçi için, 87 nci maddesi gereğince çocuklara doktor raporu almayan işveren veya işveren vekiline bu durumdaki her çocuk için iki yüz Yeni Türk Lirası,c) 77 nci maddesine aykırı hareket eden, 78 inci maddesi gereği işletme belgesi almadan işyeri açan veya belgelendirilmesi gereken işler veya ürünler için belge almayan, 79 uncu maddesi gereğince faaliyeti durdurulan işi izin almadan devam ettiren veya kapatılan işyerlerini izinsiz açan, 80 inci maddesinde öngörülen iş sağlığı ve güvenliği kurullarının kurulması ve çalıştırılması ile ilgili hükümlere aykırı davranan, iş sağlığı ve güvenliği kurullarınca alınan kararları uygulamayan, 81 inci maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen, 88 ve 89 uncu maddelerinde öngörülen yönetmeliklerde gösterilen şartlara ve usullere uymayan işveren veya işveren vekiline biner Yeni Türk Lirası,d) Bu Kanunun 85 inci maddesine aykırı olarak ağır ve tehlikeli işlerde onaltı yaşından küçükleri çalıştıran veya aynı maddede belirtilen yönetmelikte gösterilen yaş kayıtlarına aykırı işçi çalıştıran işveren veya işveren vekiline her işçi için bin Yeni Türk Lirası, aynı maddenin birinci fıkrasında belirtilen mesleki eğitim almamış işçi çalıştıran işveren veya işveren vekiline her işçi için beşyüz Yeni Türk Lirası,idari para cezası verilir."MADDE 10 – 4857 sayılı Kanunun 108 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir."MADDE 108 – Bu Kanunda öngörülen idari para cezaları, 101 ve 106 ncı maddelerdeki idari para cezaları hariç, gerekçesi belirtilmek suretiyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürünce verilir. 101 ve 106 ncı maddeler kapsamındaki idari para cezaları ise doğrudan Türkiye İş Kurumu İl Müdürü tarafından verilir ve genel esaslara göre tahsil edilir. 106 ncı maddeye göre verilecek idari para cezası için, 4904 sayılı Kanunun 20 nci maddesinin (h) bendindeki tutar esas alınır."MADDE 11 – 4857 sayılı Kanunun 111 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir."MADDE 111 – Bu Kanunun uygulanması bakımından; sanayiden, ticaretten, tarım ve orman işlerinden sayılacak işlerin esasları aşağıda belirtilmiştir.Sanayiden sayılacak işlerin esasları şunlardır: a) Her türlü madenleri arama ve topraktan çıkarma, taş, kum ve kireç ocakları.b) Ham, yarı ve tam yapılmış maddelerin işlenmesi, temizlenmesi, şeklinin değiştirilmesi, süslenmesi, satış için hazırlanması.c) Her türlü kurma, onarma, sökme, dağıtma ve yıkma.d) Bina yapılması ve onarımı, değiştirilmesi, bozulması, yıkılması ve bunlara yardımcı her türlü sınai yapım.e) Yol, demiryolu, tramvay yolu, liman, kanal, baraj, havaalanı, dalgakıran, tünel, köprü, lağım ve kuyuların yapılması ve onarımı, batıkların çıkarılması ve bataklık kurutma. f) Elektrik ve her çeşit muharrik kuvvetlerin elde edilmesi, değiştirilmesi, taşınması, kurma ve dağıtma.g) Su ve gaz tesisatı kurma ve işletmesi.h) Telefon, telgraf, telsiz, radyo ve televizyon kurma. i) Gemi ve vapur yapımı, onarımı, değiştirilmesi ve bozup dağıtma.j) Eşyanın istasyon, antrepo, iskele, limanlar ve havaalanlarında yükletilmesi, boşaltılması. k) Basımevleri. Ticaretten sayılacak işlerin esasları şunlardır: a) Ham, yarı ve tam yapılmış her çeşit bitkisel, hayvani veya sınai ürün ve malların alımı ve satımı. b) Bankacılık ve finans sektörü ile ilgili işlerle, sigortacılık, komisyonculuk, depoculuk, ambarcılık, antrepoculuk. c) Su ürünleri alımı ve satımı. d) Karada, göl ve akarsularda insan veya eşya ve hayvan taşıma.Tarım ve orman işlerinden sayılacak işlerin esasları şunlardır:a) Her çeşit meyveli ve meyvesiz bitkiler; çay, pamuk, tütün, elyaflı bitkiler; turunçgiller; pirinç, baklagiller; ağaç, ağaççık, omca, tohum, fide, fidan; sebze ve tarla ürünleri; yem ve süt bitkilerinin yetiştirilmesi, üretimi, ıslahı, araştırılması, bunlarla ilgili her türlü toprak işleri, ekim, dikim, aşı, budama, sulama, gübreleme, hasat, harman, devşirme, temizleme, hazırlama ve ayırma işleri, hastalık ve zararlılarla mücadele, toprak ıslahı, çayır, mera, toprak ve su korunması.b) Ormanların korunması, planlanması (amenajman), yetiştirilmesi, işletilmesi, sınırlandırılması çalışmaları, bunlara ait alt yapı çalışmaları ile tohum toplama, fidanlık, ağaçlandırma, erozyon kontrolü, etüt proje ve rehabilitasyonu, ormancılık araştırma ile milli park, orman içi dinlenme yerleri ve kent ormanlarının kurulması, bakım ve geliştirilmesi.c) Her türlü iş ve gelir hayvanlarının (arı, ipek böceği ve benzerleri dahil) yetiştirilmesi, üretimi, ıslahı ve bunlarla ilgili bakım, güdüm, terbiye, kırkım, sağım ve ürünlerinin elde edilmesi, toplanması, saklanması ile bu hayvanların hastalık ve asalaklarıyla mücadele.d) 854 sayılı Deniz İş Kanununun hükümleri saklı kalmak kaydıyla, kara ve su avcılığı ve üreticiliği ile bu yoldan elde edilen ürünlerin saklanması ve taşınması.Yukarıda sayılan esaslar doğrultusunda bir işin bu Kanunun uygulanması bakımından sanayi, ticaret, tarım ve orman işlerinden hangisinin kapsamında sayılacağı; Sanayi ve Ticaret, Çevre ve Orman ile Tarım ve Köyişleri bakanlıklarının görüşleri alınarak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca altı ay içinde çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir."MADDE 12 – 26/6/1973 tarihli ve 1774 sayılı Kimlik Bildirme Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir."EK MADDE 2 – Bu Kanunun 4 üncü ve 6 ncı maddeleri gereğince verilen sürekli veya geçici olarak çalışanlara ait kimlik bilgileri, genel kolluk kuvvetlerince ilgili Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı il müdürlükleri veya merkez müdürlüklerine bildirilir."MADDE 13 – 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun 46 ncı maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, bu maddenin son fıkrasında yer alan "Geçici 1 inci maddesinde" ibaresi "Ek 1 inci, Ek 2 nci, Geçici 1 inci, Geçici 6 ncı ve Geçici 7 nci maddelerinde" şeklinde değiştirilmiştir."İşsizlik sigortasının amacı; işsizlik sigortasına ilişkin kuralları ve uygulama esaslarını düzenlemek ve bu Kanunda öngörülen hizmetlerin verilmesini sağlamaktır."MADDE 14 – 4447 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin dördüncü fıkrasının sonuna "Kurumca bu Kanuna göre yapılacak işlemlere ilişkin elektronik ortamda bilgi ve belge istenebilir veya bilgi ve belge verilebilir." cümlesi ve beşinci fıkrasında yer alan "doğrudan" ibaresinden sonra gelmek üzere "veya elektronik ortamda" ibaresi eklenmiş, yedinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir."Ayrıca, sigortalı işsizler ile Kuruma kayıtlı diğer işsizlere; iş bulma, danışmanlık hizmetleri, mesleki eğitim, işgücü uyum ve toplum yararına çalışma hizmetleri verilir ve işgücü piyasası araştırma ve planlama çalışmaları yapılır. Bu kapsamda yapılacak giderler İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanır. Bu giderlerin yıllık miktarı, işsizlik sigortası primi olarak bir önceki yıl içinde Fona aktarılan Devlet payının yüzde otuzunu geçemez. Bu oranı yüzde elliye kadar çıkarmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir. Ancak, işsizlik ödeneğinden yararlanmakta olanlara yönelik hizmetler için bu sınırlama dikkate alınmaz. Bu fıkraya ilişkin esas ve usuller yönetmelikle belirlenir."MADDE 15 – 4447 sayılı Kanunun 50 nci maddesinin başlığı ve birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, üçüncü fıkrasında yer alan "İlk işsizlik ödeneği ödemesi ise ödeneğe hak kazanılan tarihi izleyen ayın sonunda yapılır." cümlesi "İlk işsizlik ödeneği ödemesi ise ödeneğe hak kazanılan tarihi izleyen ayın sonuna kadar yapılır." şeklinde değiştirilmiş ve fıkranın sonuna "Ölen sigortalı işsizlere ait fazla ödemeler geri tahsil edilmez." cümlesi eklenmiştir. "İşsizlik ödeneğinin; miktarı, ödeme süreleri ve zamanı ile sigorta primleri" "Günlük işsizlik ödeneği, sigortalının son dört aylık prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama brüt kazancının yüzde kırkıdır. Bu şekilde hesaplanan işsizlik ödeneği miktarı, 4857 sayılı İş Kanununun 39 uncu maddesine göre onaltı yaşından büyük işçiler için uygulanan aylık asgari ücretin brüt tutarının yüzde seksenini geçemez."MADDE 16 – 4447 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (B) bendinin (c) alt bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve bu bende aşağıdaki (e) alt bendi eklenmiştir. "c) 48 inci maddesinin yedinci fıkrasında sayılan hizmetlere ilişkin giderlerden,""e) Geçici 6 ncı ve Geçici 7 nci maddeleri kapsamındaki giderlerden,"MADDE 17 – 4447 sayılı Kanuna aşağıdaki ek 1 inci madde eklenmiştir."İşverenin ödeme aczine düşmesiEK MADDE 1 – Bu Kanuna göre sigortalı sayılan kişileri hizmet akdine tabi olarak çalıştıran işverenin konkordato ilan etmesi, işveren için aciz vesikası alınması, iflası veya iflasın ertelenmesi nedenleri ile işverenin ödeme güçlüğüne düştüğü hallerde geçerli olmak üzere, işçilerin iş ilişkisinden kaynaklanan üç aylık ödenmeyen ücret alacaklarını karşılamak amacı ile İşsizlik Sigortası Fonu kapsamında ayrı bir Ücret Garanti Fonu oluşturulur. Bu madde kapsamında yapılacak ödemelerde işçinin, işverenin ödeme güçlüğüne düşmesinden önceki son bir yıl içinde aynı işyerinde çalışmış olması koşulu esas alınarak temel ücret üzerinden ödeme yapılır. Bu ödemeler 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 78 inci maddesi uyarınca belirlenen kazanç üst sınırını aşamaz.Ücret Garanti Fonu, işverenlerce işsizlik sigortası primi olarak yapılan ödemelerin yıllık toplamının yüzde biridir. Ücret Garanti Fonunun oluşumu ve uygulanması ile ilgili usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir."MADDE 18 – 4447 sayılı Kanuna aşağıdaki ek 2 nci madde eklenmiştir."Kısa çalışma ve kısa çalışma ödeneğiEK MADDE 2 – Bu Kanuna göre sigortalı sayılan kişileri hizmet akdine tabi olarak çalıştıran işveren; genel ekonomik kriz veya zorlayıcı sebeplerle işyerindeki haftalık çalışma sürelerini geçici olarak önemli ölçüde azaltması veya işyerinde faaliyeti tamamen veya kısmen geçici olarak durdurması halinde, durumu derhal gerekçeleri ile birlikte Türkiye İş Kurumuna, varsa toplu iş sözleşmesi tarafı sendikaya bir yazı ile bildirir. Talebin uygunluğunun belirlenmesine ilişkin usul ve esaslar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir. Yukarıda belirtilen nedenlerle işyerinde geçici olarak en az dört hafta işin durması veya kısa çalışma hallerinde işçilere çalıştırılmadıkları süre için işsizlik sigortasından kısa çalışma ödeneği ödenir. Kısa çalışma süresi, zorlayıcı sebebin devamı süresini ve herhalde üç ayı aşamaz. İşçinin kısa çalışma ödeneğine hak kazanabilmesi için, çalışma süreleri ve işsizlik sigortası primi ödeme gün sayısı bakımından işsizlik ödeneğine hak kazanma şartlarını yerine getirmesi gerekir.Günlük kısa çalışma ödeneğinin miktarı, işsizlik ödeneği miktarı kadardır. Kısa çalışma ödeneğinden yararlananlara ait sigorta primlerinin aktarılması ve sağlık hizmetlerinin sunulmasına ilişkin işlemler 506 sayılı Kanunda belirtilen esaslar çerçevesinde yürütülür. Kısa çalışma ödeneği olarak yapılan ödemeler başlangıçta belirlenen işsizlik ödeneği süresinden düşülür.Zorlayıcı sebeplerle işyerinde faaliyetin tamamen veya kısmen geçici olarak durması halinde, kısa çalışma ödeneği ödemeleri 4857 sayılı Kanunun 24 üncü maddesinin (III) numaralı bendinde ve aynı Kanunun 40 ıncı maddesinde öngörülen bir haftalık süreden sonra başlar."MADDE 19 – 4447 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici 6 ncı madde eklenmiştir."GEÇİCİ MADDE 6 – a) 2008 yılına münhasır olmak üzere, Fonun mevcut nema gelirlerinden 1.300.000.000 YTL'lik kısım Fon tarafından Hazine İç Ödemeler Muhasebe Birimi hesaplarına aktarılır ve genel bütçenin (B) işaretli cetveline gelir kaydedilir. Kaydedilen bu tutarları, Yüksek Planlama Kurulu kararına istinaden Güneydoğu Anadolu Projesi kapsamındaki yatırımlara öncelik vermek kaydıyla münhasıran ekonomik kalkınma ve sosyal gelişmeye yönelik yatırımlarda kullanılmak üzere ilgili idare bütçelerine ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir. Bu ödenekler, 2008 yılı yatırım programı ile ilişkilendirilir. b) 2009-2012 yıllarında Fon tarafından tahsil edilecek nema gelirlerinin dörtte biri, ilgili yıl genel bütçelerinin (B) işaretli cetvelinde bütçe gelir tahmini olarak yer alır. İlgili yıl bütçeleri hazırlanırken Güneydoğu Anadolu Projesi kapsamındaki yatırımlara öncelik vermek kaydıyla münhasıran bölgesel ekonomik kalkınma ve sosyal gelişmeye yönelik yatırımların finansmanı için ilgili idare bütçelerine bu gelir tahmini karşılığı kadar ödenek öngörülür. Bu gelirler, Fon tarafından tahsil edilen ayı izleyen ayın 15'ine kadar Hazine İç Ödemeler Muhasebe Birimi hesaplarına aktarılır ve yılı genel bütçesinin (B) işaretli cetveline gelir kaydedilir. c) Bu madde kapsamında aktarılacak kaynakla gerçekleştirilecek yatırımlardan elde edilecek getiriler ile varlık satışlarından elde edilecek gelirlerin Yüksek Planlama Kurulunca belirlenecek oranı, kullanılan kaynak tutarını aşmamak kaydıyla Fona aktarılır. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Hazine Müsteşarlığı tarafından müştereken belirlenir."MADDE 20 – 4447 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici 7 nci madde eklenmiştir."GEÇİCİ MADDE 7 – 18 yaşından büyük ve 29 yaşından küçük olanlar ile yaş şartı aranmaksızın 18 yaşından büyük kadınlardan; bu maddenin yürürlük tarihinden önceki altı aylık dönemde prim ve hizmet belgelerinde kayıtlı sigortalılar dışında olması şartıyla, bu maddenin yürürlük tarihinden önceki bir yıllık dönemde işyerine ait prim ve hizmet belgelerinde bildirilen ortalama sigortalı sayısına ilave olarak bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren bir yıl içinde işe alınan ve fiilen çalıştırılanlar için; 506 sayılı Kanunun 72 nci ve 73 üncü maddelerinde sayılan ve 78 inci maddesi uyarınca belirlenen prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanan sigorta primine ait işveren hisselerinin; a) Birinci yıl için yüzde yüzü,b) İkinci yıl için yüzde sekseni,c) Üçüncü yıl için yüzde altmışı,d) Dördüncü yıl için yüzde kırkı, e) Beşinci yıl için yüzde yirmisi,İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanır. İşveren hissesine ait primlerin İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanabilmesi için işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak 506 sayılı Kanun uyarınca aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresi içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumuna verilmesi ve sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin sigortalı hissesine isabet eden tutarı ile İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanmayan işveren hissesine ait tutarın ödenmiş olması şarttır. Bu maddeye göre işveren tarafından ödenmesi gereken primlerin geç ödenmesi halinde, İşsizlik Sigortası Fonundan Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılacak ödemenin gecikmesinden kaynaklanan gecikme zammı, işverenden tahsil edilir.Bu madde hükümleri; a) 1/10/2003 tarihinden sonra özelleştirme kapsamında devir alınan işyerleri hariç olmak üzere, mevcut ve faaliyette bulunan işyerlerinin devredilmesi, birleşmesi, bölünmesi veya nevi değiştirmesi gibi hallerde yeni işe başlama olarak değerlendirilmez.b) Mevcut bir işyerinin kapatılarak; değişik bir ad veya unvan ya da bir iş birimi olarak aynı faaliyette açılması veya çalışan sigortalıların bütün olarak devredilmesi halinde, bu işyerleri hakkında uygulanmaz.c) Yönetim ve kontrolü elinde bulunduracak şekilde doğrudan veya dolaylı ortaklık ilişkisi bulunan şirketler arasında istihdamın kaydırılması, şahıs işletmelerinde işletme sahipliğinin değiştirilmesi gibi ek bir kapasite ve istihdam artışına neden olmayan, sadece teşviklerden yararlanmak amacıyla yapılan işlemler hakkında uygulanmaz.d) 506 sayılı Kanun gereğince yapılan kontrol ve denetimler sonucunda çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği tespit edilen işyerleri hakkında bir yıl süreyle uygulanmaz. e) 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ile 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve uluslararası anlaşma hükümlerine istinaden yapılan hizmet ve yapım konulu işyerlerine yönelik işyerleri hakkında uygulanmaz.f) Kamu idareleri işyerleri hakkında uygulanmaz. g) 506 sayılı Kanuna göre sosyal güvenlik destek primine tabi çalışanlar ile yurt dışında çalışan sigortalılar hakkında uygulanmaz. İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanan prim tutarları gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmaz.Bu maddeyle düzenlenen destek unsurundan diğer ilgili mevzuat uyarınca ayrıca yararlanmakta olan işverenler; aynı dönem için ve mükerrer olarak bu destek unsurundan yararlanamaz. Bu durumda, işverenlerin tercihleri dikkate alınmak suretiyle uygulama, destek unsurlarından sadece biriyle sınırlı olarak yapılır.Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından belirlenir."MADDE 21 – 25/6/2003 tarihli ve 4904 sayılı Türkiye İş Kurumu Kanununun 13 üncü maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. "İl istihdam ve mesleki eğitim kurulları MADDE 13 – İlin işgücü, istihdam ve mesleki eğitim ihtiyacını tespit etmek veya ettirmek, mesleki ve teknik eğitim okul ve kurumları ile işletmelerde yapılacak mesleki eğitim ve istihdam konularında etkinlik ve verimliliği artırmak amacıyla yerel düzeyde politikalar oluşturmak, plan yapmak ve kararlar almak, ilgili kurum ve kuruluşlara görüş ve önerilerde bulunmak üzere illerde İl İstihdam ve Mesleki Eğitim Kurulu kurulur. Kurul valinin başkanlığında aşağıda sayılan üyelerden oluşur: a) Belediye Başkanı, büyükşehir belediyesi bulunan illerde Büyükşehir Belediye Başkanı veya genel sekreteri veya yardımcısı. b) İl Özel İdaresi Genel Sekreteri. c) İl Milli Eğitim Müdürü. ç) İl Sanayi ve Ticaret Müdürü. d) İŞKUR İl Müdürü. e) İl Ticaret ve/veya Sanayi Odası Başkanı. f) İşçi, işveren konfederasyonları ile Türkiye Sakatlar Konfederasyonundan birer temsilci. g) İl Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı. ğ) İlde bulunan fakülte veya yüksek okulların Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü veya Mesleki Teknik Eğitim Bölümlerinden valinin belirleyeceği bir öğretim üyesi. İl istihdam ve mesleki eğitim kurullarının görevleri şunlardır: a) İlin istihdam ve mesleki eğitim politikasını oluşturmak. b) İlin muhtelif sektör ve branştaki işgücü ve mesleki eğitim ihtiyacını belirlemek üzere işgücü piyasa analizleri yapmak-yaptırmak, bu amaçla gerektiğinde ilgili alan uzmanlarından komisyonlar oluşturmak, bunların görev tanımları çerçevesinde hazırladıkları raporları değerlendirmek ve yayınlamak, gerektiğinde ilgili Bakanlık ve kurullara sunmak. c) Milli Eğitim Bakanlığınca gönderilen mesleki eğitim çerçeve programlarının işgücü piyasası araştırma sonuçlarına göre ilin ihtiyaçları doğrultusunda düzenlenmesi için görüş bildirmek. ç) Mesleki eğitim uygulamalarında ortaya çıkan uyuşmazlıkların çözümüne yardımcı olmak. d) Mesleki eğitim, işgücü ve istihdam konularında kurum ve kuruluşlardan gelecek görüş ve önerileri incelemek, değerlendirmek ve sonuçlandırmak. e) İl düzeyinde istihdamı koruyucu, geliştirici ve işsizliği önleyici tedbirleri belirlemek ve gereği için ilgili kurum ve kuruluşlara bildirmek. f) İşgücü piyasası araştırma sonuçları da dikkate alınarak İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Kurum tarafından hazırlanan işgücü yetiştirme faaliyetlerine ilişkin planları onaylamak ve bunların uygulama sonuçlarını izlemek. g) Bu madde hükümlerinin il seviyesinde eksiksiz yerine getirilmesi için gerekli tedbirleri almak. Kurul kararları bağlayıcıdır. Kurul, alınan kararlara ilişkin eylem planı hazırlar, sorumlu kurum ve kuruluşları belirler, uygulamaları ve sonuçlarını takip eder. Kurul, üç ayda bir toplanır. Kurulun sekretarya görevi Kurum İl Müdürlüğü ile İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından kendi görev alanları ile sınırlı kalmak kaydıyla müştereken yürütülür. Alınan kararların uygulanmasının takibi ile diğer faaliyet ve işgücü piyasasına yönelik araştırmalar, Yürütme Kurulu tarafından yerine getirilir. İşgücü yetiştirme faaliyetleri ve sonuçları; Kurul başkanının onayıyla, Kurum, İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Kurul üyesi işçi ve işveren konfederasyonları tarafından belirlenecek birer üyeden oluşan Denetim Kurulu tarafından denetlenir. Denetimler için, ihtiyaç halinde birden fazla Denetim Kurulu oluşturulabilir. Denetim raporları Kurula bildirilir. Kurul tarafından her yıl faaliyet raporu düzenlenir. Düzenlenen rapor, Kurum Yönetim Kurulu tarafından değerlendirildikten sonra ilgili bakanlıklara gönderilir. Kurul, Yürütme Kurulu ve Denetim Kurulu üyelerine, 6245 sayılı Harcırah Kanunu doğrultusunda günlük harcırah ödenir. Kurulun yönetim ve denetim faaliyetleri, işgücü piyasası araştırma ve planlama çalışmaları için Kurum tarafından ödenek tahsis edilir. Bu ödeneğin miktarı, aktif işgücü programları için Kurum tarafından İl Müdürlüğüne tahsis edilen toplam ödeneğin yüzde beşini geçemez. İl İstihdam ve Mesleki Eğitim Kurulu, Yürütme Kurulu ve Denetleme Kurulunun çalışma usul ve esasları Milli Eğitim, Sanayi ve Ticaret ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlıkları ile Kurum tarafından müştereken çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir. Bu Kanunda İl İstihdam Kurullarına yapılan atıflar ile 5/6/1986 tarihli ve 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununda İl Mesleki Eğitim Kuruluna yapılan atıflar İl İstihdam ve Mesleki Eğitim Kuruluna yapılmış sayılır. 3308 sayılı Kanunun bu maddeye aykırı hükümleri uygulanmaz." MADDE 22 – 4904 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde yer alan "Türk vatandaşı ve" ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.MADDE 23 – 4904 sayılı Kanunun 20 nci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki (f), (g), (h), (ı) ve (j) bentleri eklenmiş ve ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir."f) İş arayanlara ve açık işlere ilişkin bilgileri, iş ve işçi bulma faaliyeti dışında başka bir amaçla kullanan bürolara ikibin Yeni Türk Lirası; iş arayanlardan her ne ad altında olursa olsun menfaat temin eden bürolara onbin Yeni Türk Lirası,g) Yönetmelikte öngörülenler dışında iş arayanlardan ücret alınmasına veya herhangi bir menfaat teminine yönelik sözlü ya da yazılı anlaşmalar, işgücünün sigortasız çalışması veya sendikaya üye olmaması ya da asgari ücretin altında ücret ödenmesi koşullarını taşıyan anlaşmalar, iş arayanın, diğer özel istihdam bürolarından veya Kurumdan hizmet almalarını engelleyen anlaşmalar yapılması halinde ikibin Yeni Türk Lirası,h) Kurumdan izin belgesi almadan iş ve işçi bulmaya aracılık faaliyetinin bir işyerinde veya 9/6/2004 tarihli ve 5187 sayılı Basın Kanununda yazılı araçlarla ya da radyo, televizyon, video, internet, kablolu yayın veya elektronik bilgi iletişim araçları ve benzer yayın araçlarından biri ile işlenmesi halinde bu fiili gerçekleştiren gerçek veya tüzel kişilere onbin Yeni Türk Lirası; fiilin her bir tekrarında yirmibin Yeni Türk Lirası,ı) Kurumdan izin belgesi almadan iş ve işçi bulmaya aracılık faaliyeti gösteren kişiler ile Kurumdan izin almadan yurtdışına işçi götürmek isteyen kişilere ait iş ve işçi bulma ilanını, 5187 sayılı Basın Kanununda yazılı araçlarla ya da radyo, televizyon, video, internet, kablolu yayın veya elektronik bilgi iletişim araçları ve benzer yayın araçları ile yayınlayan gerçek ve tüzel kişilere, beşbin Yeni Türk Lirası,j) 27/2/2003 tarihli ve 4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun gereği çalışma izni almayanlar için aracılık faaliyetinde bulunan gerçek ve tüzel kişilere kişi başına beş bin Yeni Türk Lirası,""Birinci fıkranın (a), (b), (c), (f), (g) ve (j) bentlerinde yer alan fiillerin ayrı ayrı veya birlikte üç kez tekrarlanması halinde özel istihdam bürolarına verilen izinler iptal edilir. Kanun hükümlerine göre verilen idarî para cezaları Kurum tarafından genel esaslara göre tahsil edilir."MADDE 24 – 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 81 inci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki (ı) bendi eklenmiştir. "ı) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıları çalıştıran özel sektör işverenlerinin, bu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinden, işveren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutar Hazinece karşılanır. İşveren hissesine ait primlerin Hazinece karşılanabilmesi için, işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak bu Kanun uyarınca aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresi içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumuna vermeleri, sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin sigortalı hissesine isabet eden tutarı ile Hazinece karşılanmayan işveren hissesine ait tutarı yasal süresinde ödemeleri, Sosyal Güvenlik Kurumuna prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunmaması şarttır. Ancak Kuruma olan prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarını 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48 inci maddesine göre tecil ve taksitlendiren işverenler ile 29/7/2003 tarihli ve 4958 sayılı Sosyal Güvenlik Prim Alacaklarının Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna göre yapılandıran işverenler bu tecil ve taksitlendirme ile yapılandırmaları devam ettiği sürece bu fıkra hükmünden yararlandırılır. Bu fıkra hükümleri Kamu idareleri işyerleri ile bu Kanuna göre sosyal güvenlik destek primine tabi çalışanlar ve yurt dışında çalışan sigortalılar hakkında uygulanmaz. Hazinece karşılanan prim tutarları gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmaz. Bu fıkrayla düzenlenen destek unsurundan diğer ilgili mevzuat uyarınca ayrıca yararlanmakta olan işverenler aynı dönem için ve mükerrer olarak bu destek unsurundan yararlanamaz. Bu durumda, işverenlerin tercihleri dikkate alınmak suretiyle uygulama, destek unsurlarından sadece biriyle sınırlı olarak yapılır. Bu Kanun gereğince yapılan kontrol ve denetimlerde çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği tespit edilen işverenler bir yıl süreyle bu fıkrayla sağlanan destek unsurlarından yararlanamaz. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı tarafından müştereken belirlenir."MADDE 25 – 5510 sayılı Kanunun geçici 16 ncı maddesinin madde başlığının "Kendi adına ve hesabına tarımsal faaliyette bulunan sigortalılar, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen kurslarda usta öğretici olarak çalıştırılanlar ile esnaf muaflığından yararlanan kadın sigortalılara ilişkin geçiş hükümleri" şeklinde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir. "Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce, 4 üncü maddenin ikinci fıkrasının (f) bendinde belirtilen Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen kurslarda usta öğretici olarak çalıştırılanların, bu maddenin yürürlük tarihinden sonra 51 inci maddenin üçüncü fıkrasına göre zorunlu sigortalılıklarına ilişkin prim ödeme gün sayılarına ilaveten ödeyecekleri isteğe bağlı sigorta primleri, 82 nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırının yarısı olarak esas alınır. Bu sigortalıların prime esas kazanç alt sınırı dışında bir kazanç üzerinden prim ödemeleri halinde, alt sınırın yarısı ile alt sınırı aşan tutarın toplamı esas alınır. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce, 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinde belirtilen işleri, hizmet akdiyle herhangi bir işverene tabi olmaksızın sürekli ve kazanç getirici nitelikte yapmakta olanların bu maddenin yürürlük tarihinden sonra aynı şartlarla bu işleri yaptıkları, Maliye Bakanlığının görüşü alınarak Kurumca belirlenen usul ve esaslara göre tespit edilen kadın isteğe bağlı sigortalılar; bu maddenin yürürlüğe girdiği yıl için 82 nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırının onbeş katı üzerinden başlanılarak, takip eden her yıl için bir puan arttırılmak suretiyle otuz katını geçmemek üzere malullük, yaşlılık, ve ölüm sigortaları ile genel sağlık sigortası primi öderler."MADDE 26 – 5510 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici 23 üncü madde eklenmiştir. "Sosyal güvenlik prim yapılandırılması bozulanlara ilişkin hükümler GEÇİCİ MADDE 23 – (1) 22/2/2006 tarihli ve 5458 sayılı Sosyal Güvenlik Prim Alacaklarının Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 1 inci ve 2 nci maddeleri kapsamına giren borçları yeniden yapılandırıldığı halde aynı Kanunun 3 üncü maddesi uyarınca yeniden yapılandırma haklarını bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ayın sonuna kadar kaybedenlerin, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden iki ay içinde Kuruma yazılı olarak başvurmaları halinde, bozulmuş olan yeniden yapılandırma anlaşmaları, 5458 sayılı Kanuna göre yapılmış olan başvuru tarihi ve taksitlendirme süresi dikkate alınmak suretiyle ihya edilir. (2) Yeniden yapılandırma anlaşmaları ihya edilen borçluların, yeniden yapılandırma anlaşmalarının bozulduğu tarihten sonra 5458 sayılı Kanun kapsamına giren borçları için yaptıkları ödemeler, anılan Kanunun 1 inci maddesi kapsamında olanlar için aynı borç türündeki taksit tutarlarına, 2 nci maddesi kapsamında olanlar için ise anılan Kanunun 10 uncu maddesi hükmüne göre mahsup edilir. (3) İhya veya mahsup işlemleri sonucunda bu maddeye göre yapılan başvuru tarihinden önce vadesinde ödenmediği veya eksik ödendiği anlaşılan taksit tutarlarının, ödeme tarihine kadar gecikilen her ay için ayrı ayrı Hazine Müsteşarlığınca açıklanacak bir önceki aya ait Yeni Türk Lirası (YTL) cinsinden iskontolu ihraç edilen Devlet iç borçlanma senetlerinin aylık ortalama faiz oranına 1 puan eklenmek suretiyle bulunacak faiz oranının bileşik bazda uygulanması sonucunda hesaplanacak faiz miktarıyla birlikte başvuru tarihini takip eden altı ay içinde ödenmesi halinde, 5458 sayılı Kanunun yeniden yapılandırma hükümlerinden yararlanılır. Bu fıkrada belirtilen ödeme yükümlülüklerinin söz konusu altı aylık süre içinde tam olarak yerine getirilmemesi halinde yeniden yapılandırma hakkı kaybedilir ve yapılandırma işlemleri iptal edilerek, ödedikleri tutarlar sosyal güvenlik mevzuatının ilgili hükümlerine göre borçlarına mahsup edilir. (4) Bu madde hükümlerinden yararlandırılan borçluların, bu maddeye göre yapılan başvuru tarihinden itibaren vadesi gelecek taksitleri ile cari ay prim ödeme yükümlülükleri yönünden, 5458 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi hükümleri uygulanır. Şu kadar ki, 5458 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi hükümleri, anılan Kanunun 1 inci maddesi kapsamına giren borçlular yönünden, bu maddeye göre yapılan başvuru tarihini takip eden üçüncü ayın sonundan, 2 nci maddesi kapsamına giren borçlular yönünden ise bu maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen altı aylık sürenin sonundan itibaren geriye doğru bakılarak uygulanmaya başlanır. (5) 5458 sayılı Kanunun 1 inci ve 2 nci maddeleri kapsamına giren borçları yeniden yapılandırılanlardan, aynı Kanunun 3 üncü maddesi uyarınca yeniden yapılandırma haklarını kaybetmiş olup, kapsama giren bu borçlarının tamamını sosyal güvenlik mevzuatının ilgili hükümlerine göre ödemiş olanlar hakkında bu madde hükümleri uygulanmaz. Borçlarını kısmen ödemiş olup bu maddeden yararlanmak için başvuranlara, daha önce ödemiş oldukları tutarlar iade edilmez, bu maddenin birinci ve ikinci fıkraları saklı kalmak kaydıyla mahsup işlemi yapılmaz. (6) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce 5458 sayılı Kanun kapsamına giren borçlar nedeniyle, taşınır ve taşınmaz mallara konulan hacizler ile alınan teminatlar vadesi geçmiş taksitlerin ödenmesinden sonra yapılan ödemeler nispetinde, üçüncü şahıslar nezdindeki hak ve alacaklarla ilgili hacizler ise vadesi geçmiş taksitlerin ödenmesinden sonra tümüyle kaldırılır. (7) 1479 ve 2926 sayılı Kanunlar kapsamındaki sigortalılar veya bunların hak sahipleri, ödeme vadesi geçmiş taksitleri ile 1/4/2006 tarihinden sonraki süreye ilişkin prim borçlarını ödemeleri ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonraki taksit ve cari ay primlerine ilişkin ödeme yükümlülüklerini yerine getirmeleri durumunda sağlık sigortasından yararlanmaya başlatılır. (8) Bu maddede belirtilen hükümlerden yararlanmak üzere başvuran borçluların, kapsama giren borçları nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumuna yaptıkları itirazlardan ve yargı nezdinde sürdürdükleri davalardan feragat etmeleri ve ihtilaf yaratmamaları şarttır. (9) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Sosyal Güvenlik Kurumu yetkilidir."MADDE 27 – 5510 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici 24 üncü madde eklenmiştir. "Sosyal güvenlik alacakları GEÇİCİ MADDE 24 – (1) 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa göre takip edilen 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun geçici 3 üncü maddesi, mülga 7/12/2004 tarihli ve 5272 sayılı Belediye Kanununun geçici 7 nci maddesi ve 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanununun geçici 5 inci maddesine istinaden Uzlaşma Komisyonunca karara bağlanan ve Bakanlar Kurulunca onaylanarak Resmi Gazetede yayımlanan borçlar hariç olmak üzere, bu maddeye göre yapılan başvuru tarihine kadar tahakkuk ettiği halde ödenmemiş olan, 2008/Mart ve önceki dönemlere ilişkin sigorta primi, işsizlik sigortası primi, idari para cezası, sosyal yardım zammı ile bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ayın sonuna kadar müracaat edilmiş olması kaydıyla 31/3/2008 tarihine kadar bitirilmiş olan özel bina inşaatı ile ihale konusu işlerden Sosyal Güvenlik Kurumunca yapılan ön değerlendirme, araştırma veya tespit sonucunda yeterli işçilik bildiriminde bulunulmadığı anlaşılanların fark işçiliğe ilişkin borçları, isteğe bağlı sigortalıların 2003/Mayıs ila 2008/Mart dönemleri arasında isteğe bağlı sigortalılıklarının devam ettiği süre içindeki prim borçları, topluluk sigortasına tabi olanların 2008/Mart ve önceki dönemlere ilişkin malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına ait prim borçları, 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu ile 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununa göre sigortalı olanların 31/3/2008 tarihine kadar olan prim ve sosyal güvenlik destek prim borçları, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden iki ay içinde yazılı olarak başvurulması kaydıyla, bu maddede belirtilen şartlarla peşin veya yirmidört aya kadar eşit taksitler halinde ödenir. (2) Peşin ödeme yolunun tercih edilerek borç aslının tamamının ve başvurunun yapıldığı ayın sonuna kadar sosyal güvenlik mevzuatının ilgili hükümlerine göre hesaplanan gecikme cezası ve gecikme zammının yüzde onbeşinin başvuru tarihini takip eden bir ay içinde ödenmesi halinde, gecikme cezası ve gecikme zammının kalan yüzde seksenbeşi terkin edilir. (3) Taksitle ödeme yolunun tercih edilmesi halinde, birinci fıkra kapsamına giren borç asıllarına başvurunun yapıldığı ayın sonuna kadar sosyal güvenlik mevzuatının ilgili hükümlerine göre hesaplanan gecikme cezası ve gecikme zammının; oniki aya kadar taksitlendirmelerde yüzde ellibeşi, oniki ayı aşan taksitlendirmelerde yüzde otuzu terkin edilir ve kalan kısmı borç asıllarına ilave edilerek taksitlendirmeye esas borç hesaplanır. Bulunan bu tutar, taksit süresine bölünmek suretiyle ödenecek aylık taksit miktarı bulunur. İlk taksitin ödeme yükümlülüğü, bu maddeye göre başvurunun yapıldığı ayı takip eden ayda başlar. Başlangıçta taksitle ödeme yolu seçilip daha sonra taksitlendirilen borcun kalan kısmının peşin ödenmek istenilmesi halinde, başlangıçta seçilen taksitlendirme süresine bağlı terkin oranı değiştirilmez. (4) Borçlular, borç türü bazında taksitlendirilmiş borçlarıyla ilgili ödeme yükümlülüklerini bir takvim yılında üç defadan fazla yerine getirmemeleri veya eksik yerine getirmeleri ya da bir takvim yılında üç defaya kadar ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarını en geç son taksiti izleyen ayın sonuna kadar gecikilen her ay için Hazine Müsteşarlığınca açıklanacak bir önceki aya ait Yeni Türk Lirası (YTL) cinsinden iskontolu ihraç edilen Devlet iç borçlanma senetlerinin aylık ortalama faiz oranına 1 puan eklenmek suretiyle bulunacak faiz oranının bileşik bazda uygulanması sonucunda hesaplanacak faiz miktarı ile birlikte ödememeleri halinde, bu maddeye göre taksitlendirme haklarını kaybederler ve taksitlendirme öncesi duruma dönülerek ödedikleri taksit tutarları sosyal güvenlik mevzuatının ilgili hükümlerine göre borçlarına mahsup edilir. (5) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce tahsil edilmiş gecikme cezası ve gecikme zammı, yanlış veya yersiz alınan tutarlar hariç iade ve mahsup edilmez. (6) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce bu madde kapsamına giren borçlar nedeniyle, taşınır ve taşınmaz mallara konulan hacizler ile alınan teminatlar yapılan ödemeler nispetinde, üçüncü şahıslar nezdindeki hak ve alacaklarla ilgili hacizler ise ilk taksitin ödenmesinden sonra tümüyle kaldırılır. (7) Bu madde kapsamına giren borçları ilgili Kanunlar gereğince tecil ve taksitlendirilmiş veya yapılandırılmış olan borçlularca, tecil ve taksitlendirme veya yapılandırma işlemlerinin bozularak birinci fıkra kapsamına giren borçlarının bu maddeye göre peşin ödenmesinin veya taksitlendirilmesinin başvuru süresi içinde yazılı olarak talep edilmesi halinde, daha önce yapılmış olan tecil ve taksitlendirme veya yapılandırma işlemleri bozularak, ödemiş oldukları tutarlar, sosyal güvenlik mevzuatının ilgili hükümlerine göre mahsup edildikten sonra birinci fıkra kapsamına giren kalan borçları bu maddeye göre peşin ödenir veya taksitlendirilir. (8) 22/2/2006 tarihli ve 5458 sayılı Sosyal Güvenlik Prim Alacaklarının Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna göre yapılandırma anlaşmaları devam eden veya ihya edilen borçluların 5458 sayılı Kanun kapsamı dışında kalan ancak, bu madde kapsamına giren borçları hakkında, talep etmeleri halinde bu madde hükümleri uygulanır. (9) Büyükşehir belediyeleri, belediyeler ve bunlara bağlı kuruluşlar birinci fıkra kapsamına giren borçlarının taksitlendirilmesini talep etmeleri halinde, 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun geçici 5 inci maddesi ile 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanununun geçici 6 ncı maddesi kapsamına giren borçları için ilgili kanunlar gereğince yapılan kesinti tutarları bu madde uyarınca ödenmesi gereken taksit tutarlarına mahsup edilebilir. Kesinti tutarlarının, aylık taksit tutarlarına mahsup edilmediği durumlarda aylık taksit tutarlarının tamamı, kesinti tutarlarının, aylık taksit tutarlarını tam olarak karşılamadığı durumlarda ise bakiye taksit tutarları borçlularca ödenir. (10) 1479 ve 2926 sayılı kanunlar kapsamındaki sigortalılar veya bunların hak sahipleri, bu madde kapsamı dışında borçlarının bulunmaması veya bu madde kapsamı dışında borçları bulunmakla birlikte bu borçların özel kanunlara göre yapılandırılmış olup ödeme yükümlülüklerinin de yerine getiriliyor olması ve birinci fıkraya göre hesaplanan toplam borçlarının ilk dört taksitini ödemeleri kaydıyla sağlık sigortasından yararlanmaya başlatılır. (11) Bu maddede belirtilen hükümlerden yararlanmak üzere başvuran borçluların, kapsama giren borçları nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumuna yaptıkları itirazlardan ve yargı nezdinde sürdürdükleri davalardan feragat etmeleri ve ihtilaf yaratmamaları şarttır. (12) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Sosyal Güvenlik Kurumu yetkilidir."MADDE 28 – 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir. "GEÇİCİ MADDE 23 – Bu Kanun kapsamında; a) Özelleştirme Fonunun 2008 yılındaki nakit fazlasının 1.000.000.000 YTL'lik kısmı, Fon tarafından Hazine İç Ödemeler Muhasebe Birimi hesaplarına aktarılır ve genel bütçenin (B) işaretli cetveline gelir kaydedilir. Kaydedilen bu tutarları, Yüksek Planlama Kurulu kararına istinaden Güneydoğu Anadolu Projesi kapsamındaki yatırımlara öncelik vermek kaydıyla münhasıran ekonomik kalkınma ve sosyal gelişmeye yönelik yatırımlarda kullanılmak üzere ilgili idare bütçelerine ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir. Bu ödenekler, 2008 yılı yatırım programı ile ilişkilendirilir. b) 1/1/2009-31/12/2012 tarihleri arasındaki dönemde oluşacak Özelleştirme Fonunun nakit fazlasının; 2009 yılı için 2.500.000.000 YTL'lik kısmı, izleyen yıllarda ise bir önceki yıl genel bütçesinde gelir tahmini olarak yer alan tutarın Gayri Safi Yurtiçi Hasıla deflatörü oranında artırılarak bulunacak kısmı, ilgili yıl genel bütçelerinin (B) işaretli cetvelinde bütçe gelir tahmini olarak yer alır. İlgili yıl bütçeleri hazırlanırken Güneydoğu Anadolu Projesi kapsamındaki yatırımlara öncelik vermek kaydıyla münhasıran bölgesel ekonomik kalkınma ve sosyal gelişmeye yönelik yatırımların finansmanı için ilgili idare bütçelerine bu gelir tahmini karşılığı kadar ödenek öngörülür. Yukarıda belirlenen tutarlar Özelleştirme Fonu tarafından Hazine İç Ödemeler Muhasebe Birimi hesaplarına aktarılır ve ilgili yıl genel bütçesinin (B) işaretli cetveline gelir kaydedilir. 1/1/2009-31/12/2012 tarihleri arasındaki dönemde oluşacak Özelleştirme Fonunun nakit fazlasının yukarıda belirlenen tutarları aşan kısmından Özelleştirme Yüksek Kurulu kararına göre tespit edilecek tutar, Fon tarafından Hazine İç Ödemeler Muhasebe Birimi hesaplarına aktarılır ve ilgili yıl genel bütçesinin (B) işaretli cetveline gelir kaydedilir. Kaydedilen bu tutarları, Yüksek Planlama Kurulu kararına istinaden ulaştırma ve enerji yatırımlarında kullanılmak üzere, ilgili idare bütçelerine ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir. Bu ödenekler, yılı yatırım programı ile ilişkilendirilir. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığı ile Hazine Müsteşarlığı tarafından müştereken belirlenir."MADDE 29 – 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun ek 1 inci maddesinin (A) bendinde yer alan "% 0.7" ibaresi "% 1" olarak değiştirilmiştir.MADDE 30 – 9/1/1985 tarihli ve 3146 sayılı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin (g) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı maddeye (r) ve (s) bentleri eklenmiştir. "g) İş sağlığı ve güvenliğini sağlayacak tedbirlerin uygulanmasını izlemek," "r) İşyerindeki sağlık ve güvenlik risklerini önleyici ve koruyucu hizmetleri yürütenlerin niteliklerini belirlemek, eğitimlerini ve sertifikalandırılmalarını sağlamak, s) Mesleki yeterlilik sisteminin oluşturulması ve işletilmesi için gerekli tedbirleri almak," MADDE 31 – 3146 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin (e), (f), (j) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, maddeye (j) bendinden sonra gelmek üzere (k) ve (l) bentleri eklenmiş, mevcut (k) bendi (m) bendi olarak teselsül ettirilmiş ve aynı maddenin son fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. "e) Standart çalışmaları yapmak, normlar hazırlamak ve geliştirmek.f) Üretilen ve ithal edilen kişisel koruyucu donanımların piyasa gözetimi ve denetimini yapmak, bu hususlarda usul ve esasları belirlemek." "j) İş Sağlığı ve Güvenliği Enstitüsü ile İş Sağlığı ve Güvenliği Enstitüsü Bölge Laboratuvar Müdürlüklerinin çalışmalarını düzenlemek, yönetmek ve denetlemek." "k) İşyerindeki sağlık ve güvenlik risklerini önlemek ve koruyucu hizmetleri yürütmek üzere görevlendirilecek işyeri hekimleri, iş güvenliği uzmanları ve diğer görevlilerin iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili eğitim ve belgelendirme usul ve esaslarını belirlemek.l) İş sağlığı ve güvenliği alanında ölçüm, analiz, teknik kontrol, risk analizi ve değerlendirmesi, eğitim, danışmanlık, uzmanlık hizmetlerini yapmak ve bu tür hizmetleri verecek özel ve tüzel kişi ve kuruluşların niteliklerini belirlemek, yetki vermek, yetkilerini iptal etmek, kontrol ve denetimini sağlamak." "İş Sağlığı ve Güvenliği Enstitüsü ile İş Sağlığı ve Güvenliği Enstitüsü Bölge Laboratuvar Müdürlüklerinin çalışma usul ve esasları ile personelin görev, yetki ve sorumlulukları yönetmelikle düzenlenir." MADDE 32 – 3146 sayılı Kanunun 29 uncu maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir."Yukarıdaki fıkrada tanımlananlardan yurtdışı kadrolara atanabilecekler, ayrıca mesleki yeterlik sınavına tabi tutulmazlar."MADDE 33 – 27/2/1960 tarihli 7460 sayılı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Eğitim ve Araştırma Merkezi Teşkilat Kanununun 2 nci maddesinin (a) ve (b) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir."a) Çalışma hayatı, sosyal güvenlik, iş sağlığı ve güvenliği, işçi işveren ilişkileri, istihdam, verimlilik, toplam kalite yönetimi, iş piyasası etütleri, ergonomi, çevre, ilk yardım, iş istatistikleri ve benzeri konular ile işyerindeki sağlık ve güvenlik risklerini önlemek ve koruyucu hizmetleri yürütmek üzere görevlendirilecek işyeri hekimi, mühendis, teknik eleman, hemşire ve diğer sağlık personeline iş sağlığı ve güvenliği konusunda gerektiğinde Bakanlık birimleri veya ilgili kurum ve kuruluşlar ile birlikte, eğitim programları hazırlamak, eğitim vermek veya eğitim hizmeti satın almak, sertifikalandırmak, bu konularla ilgili araştırmalar yapmak veya yaptırmak, b) Bakanlık, bağlı kuruluşları ile ilgili kuruluşlarının personeli ile özel veya kamu sektöründe faaliyet gösteren işyerlerindeki işçi, işveren veya yönetici personel için eğitim, seminer ve konferanslar tertip etmek veya bu konularda tertiplenmiş eğitim, konferans ve seminerlere iştirak etmek,"MADDE 34 – 7460 sayılı Kanunun 15 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir."MADDE 15 – Eğitim ve Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen eğitim ve seminerlere katılanlar, gerektiğinde sınava tabi tutulurlar ve başarılı olanlara sertifika veya katılım belgesi verilir."MADDE 35 – 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 22 nci maddesine aşağıdaki (ı) bendi eklenmiştir."ı) Türkiye İş Kurumunun, 25/6/2003 tarihli ve 4904 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin (b) ve (c) bentlerinde sayılan görevlerine ilişkin hizmet alımları ile 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun 48 inci maddesinin yedinci fıkrasında sayılan görevlerine ilişkin hizmet alımları,"MADDE 36 – 4734 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir. "EK MADDE 3 – 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 3 üncü maddesinin (c) bendi kapsamındaki işler ile aynı kapsamda olup 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu dışında, ihalesi ilgili mevzuat hükümlerine göre bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar yapılmış olanlar ile bu tarihten sonra yapılacak olan ve bedeli yabancı para cinsinden sabit fiyatlarla sözleşmeye bağlanan yapım ve yapımla ilgili hizmet işlerine uygulanmak üzere; fiyat farkı esasları belirlemeye, sözleşmelerin tadil veya tasfiye edilmesine imkân veren kararnameler çıkarmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir." MADDE 37 – a) 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 33, 65 ve 82 nci maddeleri, b) 14/6/1973 tarihli ve 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununun 21 inci maddesinin üçüncü fıkrası,c) 21/5/1986 tarihli ve 3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 26 ncı maddesi,ç) 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun ek 1 inci maddesinin (B) bendi,yürürlükten kaldırılmıştır.MADDE 38 – Bu Kanunun;a) Çerçeve 2 nci maddesi ile değiştirilen 4857 sayılı Kanunun 30 uncu maddesinin altıncı fıkrası ile 20 nci maddesi 1/7/2008 tarihinde,b) 5 inci maddesi 1/1/2009 tarihinde,c) 15 inci maddesi yayımı tarihini izleyen ikinci ayın sonunda,ç) 24 ve 25 inci maddeleri 1/10/2008 tarihinde,d) Diğer maddeleri yayımı tarihinde,yürürlüğe girer.MADDE 39 – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.25/5/2008